Edirne Cezaevi’nde beş yılı aşkın müddettir tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Lideri Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın “Edirne’deki en büyük hesabı İmralı’dakine verecek; kendi ortasında başka bir hesaplaşmaları var” açıklamasına karşılık verdi. Demirtaş, “Erdoğan’ın bu kelamlarıyla ilgili asıl sorulması gereken şey şudur: yıllardır tecritte tuttuğunuz Sayın Öcalan’ın ne söylemiş olduğini nereden biliyorsunuz? bu biçimde tecridi kaldırın, Öcalan avukatları ve ailesiyle sistemli olarak görüşsün, ne söyleyeceğini daima bir arada öğrenelim. Hem ağır bir tecrit uygulamak birebir vakitte Öcalan ismine Cumhurbaşkanı sıfatıyla konuşmak ahlaki bir tavır değildir.” dedi.
Demirtaş, “HDP idaresi ile bizim bir irademiz var. Bu iradenin ezilmesine, yok sayılmasına müsaade vermediğimiz için beş yılı aşkın müddettir hapisteyim. Bir sefer daha, iktidarın irademizi kırma teşebbüsüne, bize maraba muamelesi yapmasına müsaade vermeyiz.” değerlendirmesini yaptı.
Demirtaş Yeni Ömür gazetesinin sorularına şu karşılıkları verdi:
-Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Tayyip Erdoğan’ın küme toplantısında söylemiş olduği, “Edirne’deki, en büyük hesabı İmralı’dakine verecek” kelamları tartışmaya yol açtı. Siz de toplumsal medya hesabınızdan kısa bir açıklama yaptınız. Bu bahiste öteki neler söylersiniz? Erdoğan’ın bu kelamları söylemesinin sebebi sizce nedir? Ne yapmaya çalışıyor?
Doğrusu, bir cumhurbaşkanının bu türlü bir beyanda bulunması son derece tuhaf. Fakat kelam konusu kişi Erdoğan olunca yadırgamıyorum artık. Altında yatan maksat ve niyeti tam olarak bilme talihim yok. Fakat katiyen bir arka niyet, makûs niyet olduğunu söyleyebilirim. Zira yaptığı şey bir algı yaratma teşebbüsüdür. Erdoğan’ın tahlil sürecindeki tavrı ve bizimle bir arada tüm Kürt dinamiklerine yönelik pratiğine bakıldığında bu açıklamanın yeterli niyetli olmadığı görülecektir. Bir öteki hedef da Kürtler içinde baş karışıklığı yaratmaktır ki bu da yanlıştır ve rastgele bir karşılığı yoktur. Bugüne kadarki tüm barış ve tahlil teşebbüslerini destekledik, gayretlerin muvaffakiyete ulaşması için uğraştık. Bu mevzuda bir tereddüdümüz yok. Ben demokratik siyasi alanda uzun müddet bakılırsav almış bir siyasetçiyim, diğer da bir rolüm, bir misyonum yoktur. ötürüsıyla bu çeşitten saçma telaffuzların bizim siyaset dünyamızda hiç bir karşılığı yoktur. Kimse de bu cins kelamlara prestij etmemeli, bu çeşit kelamları ciddiye almamalıdır.
“HDP idaresi ile bizim bir irademiz var”
Ayrıyeten HDP idaresi ile bizim bir irademiz var. Bu iradenin ezilmesine, yok sayılmasına müsaade vermediğimiz için beş yılı aşkın müddettir hapisteyim. Bir kere daha, iktidarın irademizi kırma teşebbüsüne, bize maraba muamelesi yapmasına müsaade vermeyiz. Biz halkın iradesini temsil ediyoruz. Bu iradeye hürmet duymayanlara yanıtımızı dik durarak, uğraş ederek veriyoruz. Bunu her insanın gerçek anlamasını ve buna hürmet duymasını bekliyorum. Öteki türlüsünü kabul etmem mümkün değil. Halkımıza, partimize, bizlere yapılanlar için “ufak bir tatsızlıktı, unutalım gitsin” üzere çiğ bir yaklaşım ortasında olanlar var ise onları da ciddiye alacak değiliz. AKP-MHP ittifakı bizlere karşı hala en berbat düşman hukuku uygulamaktan bir adım geri atmış değildir. Biz siyasetimizi ucuz telaffuzlara değil, pratiğe bakarak belirliyoruz.
Erdoğan’ın bu kelamlarıyla ilgili asıl sorulması gereken şey şudur: yıllardır tecritte tuttuğunuz Sayın Öcalan’ın ne söylemiş olduğini nereden biliyorsunuz? bu biçimde tecridi kaldırın, Öcalan avukatları ve ailesiyle nizamlı olarak görüşsün, ne söyleyeceğini daima birlikte öğrenelim. Hem ağır bir tecrit uygulamak tıpkı vakitte Öcalan ismine Cumhurbaşkanı sıfatıyla konuşmak ahlaki bir tavır değildir.
-Bilindiği üzere Öcalan üzerinde senelera yayılan ağır bir tecrit var. Tecride karşın Erdoğan’ın bu kelamlarının bilgiye mi yoruma mı dayalı olduğunu düşünüyorsunuz? İmralı’da yeni bir müddetç yahut teşebbüs başlayabilir mi? Bu durumda sizin haliniz, tavrınız ne olur, HDP ne yapar?
Az evvel belirttiğim üzere tekrar etmeliyim, ortada Öcalan ile görüşüldüğüne dair somut hiç bir bilgi yok. Bildiğimiz tek gerçek, tecridin en katı haliyle yıllardır devam ettiğidir. Görüşme olur mu olmaz mı, olursa içeriği ne olur, bunları bilme talihim yok. Ben de 5 yıl 2 aydır bir hücrede tutuluyorum, rastgele bir bilgiye sahip değilim. Biz ilkesel olarak her türlü samimi barış teşebbüsünü destekleriz. bu biçimde bir teşebbüse kimse karşı çıkmaz, çıkmamalıdır. Çatışmaların, ölümlerin bitmesini kim istemez ki? En hayli da biz, akan kanın durmasını isteriz. Bunun için en çok uğraş sarf edenler bizler değil miyiz? Kaldı ki ben ve arkadaşlarım, barış istemenin bedelini yıllardır hapishanelerde ödüyoruz.
“Bence İmralı’da görüşme olmalı”
Bence İmralı’da görüşme olmalıdır. Zira Öcalan devreye girmeden çözülemeyecek husus başlıkları var. birebir vakitte, daha evvel hem benim hem HDP’nin belirttiğimiz üzere her halükarda tahlilin en son adresi TBMM’dir ve HDP de parlamentodaki muhataptır. aslına bakarsan Öcalan da evvelki süreçte bunu epey sefer belirtmişti.
“Burada ortaya çıkan niyetin akan kanı durdurmak değil, sıradan bir seçim hesabı olduğu üzere bir niyet, her insanın başında haklı olarak yer alır”
Erdoğan’ın İmralı’da bir görüşme niyeti var ise bile bunu daha birinci anda ucuz bir karşıtlaştırma söylemi üzerine inşa etmesi fazlaca yanlış ve tehlikelidir. Burada ortaya çıkan niyetin akan kanı durdurmak değil, sıradan bir seçim hesabı olduğu üzere bir fikir, her insanın başında haklı olarak yer alır.
“HDP’nin ne yapacağını ise elbette HDP idaresi belirler”
HDP’nin ne yapacağını ise elbette HDP idaresi belirler. aslına bakarsan ortada HDP’nin tavır dokümanı varken ne yapacaklarını varsayım etmek çok kolay. HDP katiyen barışı dayanaklar lakin demokrasi olmadan barışın olmayacağını da bilecek tecrübeye ve öngörüye sahiptir. bir evvel olduğu üzere bundan daha sonra da iktidarın ne söylemiş olduğine bakmadan biz kendi gündemimizle ilgilenerek yürümeye devam edeceğiz.
TIKLAYIN | Demirtaş’tan Erdoğan’a: Sen benim için “kaygılanmayı” bırak da kendi vereceğin hesabı düşün
TIKLAYIN | Erdoğan’dan Demirtaş ve Öcalan açıklaması: Edirne’deki en büyük hesabı İmralı’dakine verecek; kendi ortasında farklı bir hesaplaşmaları var
Demirtaş, “HDP idaresi ile bizim bir irademiz var. Bu iradenin ezilmesine, yok sayılmasına müsaade vermediğimiz için beş yılı aşkın müddettir hapisteyim. Bir sefer daha, iktidarın irademizi kırma teşebbüsüne, bize maraba muamelesi yapmasına müsaade vermeyiz.” değerlendirmesini yaptı.
Demirtaş Yeni Ömür gazetesinin sorularına şu karşılıkları verdi:
-Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Tayyip Erdoğan’ın küme toplantısında söylemiş olduği, “Edirne’deki, en büyük hesabı İmralı’dakine verecek” kelamları tartışmaya yol açtı. Siz de toplumsal medya hesabınızdan kısa bir açıklama yaptınız. Bu bahiste öteki neler söylersiniz? Erdoğan’ın bu kelamları söylemesinin sebebi sizce nedir? Ne yapmaya çalışıyor?
Doğrusu, bir cumhurbaşkanının bu türlü bir beyanda bulunması son derece tuhaf. Fakat kelam konusu kişi Erdoğan olunca yadırgamıyorum artık. Altında yatan maksat ve niyeti tam olarak bilme talihim yok. Fakat katiyen bir arka niyet, makûs niyet olduğunu söyleyebilirim. Zira yaptığı şey bir algı yaratma teşebbüsüdür. Erdoğan’ın tahlil sürecindeki tavrı ve bizimle bir arada tüm Kürt dinamiklerine yönelik pratiğine bakıldığında bu açıklamanın yeterli niyetli olmadığı görülecektir. Bir öteki hedef da Kürtler içinde baş karışıklığı yaratmaktır ki bu da yanlıştır ve rastgele bir karşılığı yoktur. Bugüne kadarki tüm barış ve tahlil teşebbüslerini destekledik, gayretlerin muvaffakiyete ulaşması için uğraştık. Bu mevzuda bir tereddüdümüz yok. Ben demokratik siyasi alanda uzun müddet bakılırsav almış bir siyasetçiyim, diğer da bir rolüm, bir misyonum yoktur. ötürüsıyla bu çeşitten saçma telaffuzların bizim siyaset dünyamızda hiç bir karşılığı yoktur. Kimse de bu cins kelamlara prestij etmemeli, bu çeşit kelamları ciddiye almamalıdır.
“HDP idaresi ile bizim bir irademiz var”
Ayrıyeten HDP idaresi ile bizim bir irademiz var. Bu iradenin ezilmesine, yok sayılmasına müsaade vermediğimiz için beş yılı aşkın müddettir hapisteyim. Bir kere daha, iktidarın irademizi kırma teşebbüsüne, bize maraba muamelesi yapmasına müsaade vermeyiz. Biz halkın iradesini temsil ediyoruz. Bu iradeye hürmet duymayanlara yanıtımızı dik durarak, uğraş ederek veriyoruz. Bunu her insanın gerçek anlamasını ve buna hürmet duymasını bekliyorum. Öteki türlüsünü kabul etmem mümkün değil. Halkımıza, partimize, bizlere yapılanlar için “ufak bir tatsızlıktı, unutalım gitsin” üzere çiğ bir yaklaşım ortasında olanlar var ise onları da ciddiye alacak değiliz. AKP-MHP ittifakı bizlere karşı hala en berbat düşman hukuku uygulamaktan bir adım geri atmış değildir. Biz siyasetimizi ucuz telaffuzlara değil, pratiğe bakarak belirliyoruz.
Erdoğan’ın bu kelamlarıyla ilgili asıl sorulması gereken şey şudur: yıllardır tecritte tuttuğunuz Sayın Öcalan’ın ne söylemiş olduğini nereden biliyorsunuz? bu biçimde tecridi kaldırın, Öcalan avukatları ve ailesiyle nizamlı olarak görüşsün, ne söyleyeceğini daima birlikte öğrenelim. Hem ağır bir tecrit uygulamak tıpkı vakitte Öcalan ismine Cumhurbaşkanı sıfatıyla konuşmak ahlaki bir tavır değildir.
-Bilindiği üzere Öcalan üzerinde senelera yayılan ağır bir tecrit var. Tecride karşın Erdoğan’ın bu kelamlarının bilgiye mi yoruma mı dayalı olduğunu düşünüyorsunuz? İmralı’da yeni bir müddetç yahut teşebbüs başlayabilir mi? Bu durumda sizin haliniz, tavrınız ne olur, HDP ne yapar?
Az evvel belirttiğim üzere tekrar etmeliyim, ortada Öcalan ile görüşüldüğüne dair somut hiç bir bilgi yok. Bildiğimiz tek gerçek, tecridin en katı haliyle yıllardır devam ettiğidir. Görüşme olur mu olmaz mı, olursa içeriği ne olur, bunları bilme talihim yok. Ben de 5 yıl 2 aydır bir hücrede tutuluyorum, rastgele bir bilgiye sahip değilim. Biz ilkesel olarak her türlü samimi barış teşebbüsünü destekleriz. bu biçimde bir teşebbüse kimse karşı çıkmaz, çıkmamalıdır. Çatışmaların, ölümlerin bitmesini kim istemez ki? En hayli da biz, akan kanın durmasını isteriz. Bunun için en çok uğraş sarf edenler bizler değil miyiz? Kaldı ki ben ve arkadaşlarım, barış istemenin bedelini yıllardır hapishanelerde ödüyoruz.
“Bence İmralı’da görüşme olmalı”
Bence İmralı’da görüşme olmalıdır. Zira Öcalan devreye girmeden çözülemeyecek husus başlıkları var. birebir vakitte, daha evvel hem benim hem HDP’nin belirttiğimiz üzere her halükarda tahlilin en son adresi TBMM’dir ve HDP de parlamentodaki muhataptır. aslına bakarsan Öcalan da evvelki süreçte bunu epey sefer belirtmişti.
“Burada ortaya çıkan niyetin akan kanı durdurmak değil, sıradan bir seçim hesabı olduğu üzere bir niyet, her insanın başında haklı olarak yer alır”
Erdoğan’ın İmralı’da bir görüşme niyeti var ise bile bunu daha birinci anda ucuz bir karşıtlaştırma söylemi üzerine inşa etmesi fazlaca yanlış ve tehlikelidir. Burada ortaya çıkan niyetin akan kanı durdurmak değil, sıradan bir seçim hesabı olduğu üzere bir fikir, her insanın başında haklı olarak yer alır.
“HDP’nin ne yapacağını ise elbette HDP idaresi belirler”
HDP’nin ne yapacağını ise elbette HDP idaresi belirler. aslına bakarsan ortada HDP’nin tavır dokümanı varken ne yapacaklarını varsayım etmek çok kolay. HDP katiyen barışı dayanaklar lakin demokrasi olmadan barışın olmayacağını da bilecek tecrübeye ve öngörüye sahiptir. bir evvel olduğu üzere bundan daha sonra da iktidarın ne söylemiş olduğine bakmadan biz kendi gündemimizle ilgilenerek yürümeye devam edeceğiz.
TIKLAYIN | Demirtaş’tan Erdoğan’a: Sen benim için “kaygılanmayı” bırak da kendi vereceğin hesabı düşün
TIKLAYIN | Erdoğan’dan Demirtaş ve Öcalan açıklaması: Edirne’deki en büyük hesabı İmralı’dakine verecek; kendi ortasında farklı bir hesaplaşmaları var