Gazeteci İsmail Saymaz, Gaziantep’te IŞİD tarafınca öldürülen polis memuru Hüseyin Gümüş’ün “paralel” olmakla suçlandığı bir davada hâlâ yargılandığını yazdı. Saymaz, Gümüş’ün isminin hem şehit sıfatıyla bir okula, çocuk parkına ve araca verildiğini hatırlatan Saymaz, “Bir yandan kahraman ilan edilirken, öteki yandan paralel olmakla suçlanıyor. Doğrusu, hiç şaşırmıyorum. Zira saçmalığın bu kadarı lakin Türkiye’de meydana gelirdi. Yargılamanın sürüyor olması yüz kızartıcıdır. Şehidin anısına saygısızlıktır” görüşünü söz etti.
Gümüş’ün 2016’nın temmuz ayında “IŞİD’in çocuk eylemcilerinden” Hanifi Çelik tarafınca öldürüldüğünü hatırlatan Saymaz, Halk TV’de kaleme aldığı yazısında şunları kaydetti:
“Gümüş’ün ismi bir imam hatip ortaokuluna, bir çocuk parkına ve polis aracına verildi. Ailesine maaş bağlandı. Lakin kimsenin bilmediği bir gerçek var: Gümüş, Gaziantep 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hala yargılanıyor. Kabahati mu? Gaziantep Emniyeti İstihbarat Şubesi’nden 52 müdür, başkomiser, komiser yardımcısı ve polis hakkında 2010-2013 içinde 50 bireye yönelik haberleşmenin ve özel hayatın kapalılığını ihlal, şahsi bilgilerin kaydedilmesi, evrakta sahtecilik, kabahat işlemek gayesiyle örgüt kurmak ve bu örgüte üye olma suçlaması yöneltiliyor. İddianamede 53 aksiyon sıralanıyor. Gümüş, 40’ıncı sanık. 34 ve 42. hareketlerden sorumlu tutuluyor.
Birincisi suçlama, Nizip’te nazaranvli bir memuru ve ülkücü oğlunu yasadışı Vasat üyesi oldukları argümanıyla; ikincisi, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nden üst seviye yöneticiyi ihaleye fesat karıştırmaktan dinlemek. Gümüş, evraklara imza atanlar içinde olduğu için suçlanıyor. O tarihte “FETÖ” denilmediği için iddianamede Gümüş ve öbür polislerin cürüm örgütü kurdukları tez ediliyor. Gaziantep’te öğretim üyelerini, iş erkeklerinı, parti liderleri ve üyelerini, belediyenin genel sekreterini, polis ve jandarmaları terör örgütü üyeliği, uyuşturucu unsur ticareti ve organize cürüm örgütü üyeliği üzere hatalarla, illiyet kurmadan, ayrıyeten geçersiz kimlik bilgisi kullanarak, istihbari dinleme yoluyla özel hayatlarına ait saklı bilgilere nüfuz edip kayda almakla, itibarsızlaştırmaya yönelik olarak yaygın, sistemli, organize biçimde adapsız istihbari dinleme yapmakla itham ediliyorlar.”
Avukat Lider Alkurt’un şehit polis istikametinden beraat sonucu verilmediği üzere, vefatından ötürü düşme süreci de yapılmadığını dediğini aktaran Saymaz, “Öğrendiğim kadarıyla mahkeme, geçenlerde görülen duruşmada bu tarafta bir karara aldı. Lakin duruşma tutanaklarının tahlili yapılmadığı için vaziyet netleşmedi” diye yazdı.
“Bir yandan kahraman ilan edilirken, başka yandan paralel olmakla suçlanıyor”
Saymaz, “Polis Hüseyin Gümüş, bu davada yargılanırken, ne gözaltına alındı ne de tutuklandı. Ne mesleğinden ihraç edildi ne de sürgüne gönderildi. Gaziantep Emniyeti İstihbarat Şubesi’ndeki misyonuna devam etti. İsmi hem şehit sıfatıyla bir okula, çocuk parkına ve araca… birebir vakitte sanık sıfatıyla iddianameye yazıldı. Bir yandan kahraman ilan edilirken, öbür yandan paralel olmakla suçlanıyor. Doğrusu, hiç şaşırmıyorum. Zira saçmalığın bu kadarı fakat Türkiye’de meydana gelirdi. Yargılamanın sürüyor olması yüz kızartıcıdır. Şehidin anısına saygısızlıktır” dedi.
Yazının tamamını okumak için .
Gümüş’ün 2016’nın temmuz ayında “IŞİD’in çocuk eylemcilerinden” Hanifi Çelik tarafınca öldürüldüğünü hatırlatan Saymaz, Halk TV’de kaleme aldığı yazısında şunları kaydetti:
“Gümüş’ün ismi bir imam hatip ortaokuluna, bir çocuk parkına ve polis aracına verildi. Ailesine maaş bağlandı. Lakin kimsenin bilmediği bir gerçek var: Gümüş, Gaziantep 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hala yargılanıyor. Kabahati mu? Gaziantep Emniyeti İstihbarat Şubesi’nden 52 müdür, başkomiser, komiser yardımcısı ve polis hakkında 2010-2013 içinde 50 bireye yönelik haberleşmenin ve özel hayatın kapalılığını ihlal, şahsi bilgilerin kaydedilmesi, evrakta sahtecilik, kabahat işlemek gayesiyle örgüt kurmak ve bu örgüte üye olma suçlaması yöneltiliyor. İddianamede 53 aksiyon sıralanıyor. Gümüş, 40’ıncı sanık. 34 ve 42. hareketlerden sorumlu tutuluyor.
Birincisi suçlama, Nizip’te nazaranvli bir memuru ve ülkücü oğlunu yasadışı Vasat üyesi oldukları argümanıyla; ikincisi, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nden üst seviye yöneticiyi ihaleye fesat karıştırmaktan dinlemek. Gümüş, evraklara imza atanlar içinde olduğu için suçlanıyor. O tarihte “FETÖ” denilmediği için iddianamede Gümüş ve öbür polislerin cürüm örgütü kurdukları tez ediliyor. Gaziantep’te öğretim üyelerini, iş erkeklerinı, parti liderleri ve üyelerini, belediyenin genel sekreterini, polis ve jandarmaları terör örgütü üyeliği, uyuşturucu unsur ticareti ve organize cürüm örgütü üyeliği üzere hatalarla, illiyet kurmadan, ayrıyeten geçersiz kimlik bilgisi kullanarak, istihbari dinleme yoluyla özel hayatlarına ait saklı bilgilere nüfuz edip kayda almakla, itibarsızlaştırmaya yönelik olarak yaygın, sistemli, organize biçimde adapsız istihbari dinleme yapmakla itham ediliyorlar.”
Avukat Lider Alkurt’un şehit polis istikametinden beraat sonucu verilmediği üzere, vefatından ötürü düşme süreci de yapılmadığını dediğini aktaran Saymaz, “Öğrendiğim kadarıyla mahkeme, geçenlerde görülen duruşmada bu tarafta bir karara aldı. Lakin duruşma tutanaklarının tahlili yapılmadığı için vaziyet netleşmedi” diye yazdı.
“Bir yandan kahraman ilan edilirken, başka yandan paralel olmakla suçlanıyor”
Saymaz, “Polis Hüseyin Gümüş, bu davada yargılanırken, ne gözaltına alındı ne de tutuklandı. Ne mesleğinden ihraç edildi ne de sürgüne gönderildi. Gaziantep Emniyeti İstihbarat Şubesi’ndeki misyonuna devam etti. İsmi hem şehit sıfatıyla bir okula, çocuk parkına ve araca… birebir vakitte sanık sıfatıyla iddianameye yazıldı. Bir yandan kahraman ilan edilirken, öbür yandan paralel olmakla suçlanıyor. Doğrusu, hiç şaşırmıyorum. Zira saçmalığın bu kadarı fakat Türkiye’de meydana gelirdi. Yargılamanın sürüyor olması yüz kızartıcıdır. Şehidin anısına saygısızlıktır” dedi.
Yazının tamamını okumak için .