JoKeR
Active member
Erzincan’da bir buğday tarlasında çıkan yangının, bir bebeğin ömründe yürüdüğü yolu hem engebeli tıpkı vakitte kıymetli başarılara imza atacak biçimde çizeceğini kim bilebilirdi? Yangın daha sonrasında bedeninde kalıcı yanıklar oluşan ve ellerini kaybeden Milletvekili Serkan Bayram’ın gerçek ömür öyküsü, beyaz perdeye aktarıldı. 3 Aralık Dünya Engelliler gününde AKM’de galası yapılan sineması, Serkan Bayram’la konuştuk.
HER OLUMSUZLUK YENİ BİR HEDEF
Yangın kararında kırk gün hastanede yatan minik Serkan, kırk birinci gün hayata tutunduğunda artık isminin yanına yeni bir söz eklenmişti: Engelli Birey. İşin can alıcı noktası, hiç bir mani, hayat uğraşında geri adım atmasına sebep olmadı. Her olumsuzluk onun için yeni bir gaye demekti. Bayram, bir yandan uğraş ederken öbür yandan koyduğu gayeleri şu biçimde anlatıyor: “her insanın başına bir şeyler geliyor, fakat ben uğraştan kopmadım. Hakimlik savcılık imtihanında engelimden dolayı elendiğimde, günü geldiğinde bu kanunu değiştireceğimi başıma yazdım. Hukuk okurken Malcolm X sinemasını izlemiş, kitabını okumuş, özgürlük uğraşını kendime rehber edinmiştim. Onun verdiği özgürlük çabasıydı ben de engellilikteki vesayet sistemini ortadan kaldırmak için gayret ettim.”
ÇEKİMLER SIRASINDA ACILARIM DEPREŞTİ
Esasında hayat kıssasını anlatan bu sineması ondan sonrasında yapmayı düşündüğünü söyleyen Bayram, “Kitap yazıyordum, daha sonra sinemasını çekmeye karar verdim. Annem babam üzülür diye ondan sonrasında yapmayı düşündüğüm biçimde, bugünden yarına çıkacağımızın garantisi yok, bir an evvel gençlerle buluşturayım istedim” diye konuştu. Çekimler esnasında geçmişte yaşadığı acıların depreştiğini ek eden Bayram, “Benim için epeyce zordu, 17-18 yaşına kadar elim cebimde dolaştım. O anların hepsini yaşadım, yer yer gözlerim doldu” dedi.
ENGELLİLER TÜRKİYE İTTİFAKINI KURDU
her insanın ilgi odağı olan sinema, birinci gün iki yüz yetmiş salonda kapalı gişe oynamış. İkinci gün ise dört yüz salonda oynadığını ve geri dönüşlerin harika olduğunu söyleyen Bayram, “Herkes sinemanın sahibi oldu” diyor. Serkan Bayram, “Bu siyaset üstü bir sinema. Her bölümden insan geliyor. Bu sinemayla engelliler Türkiye ittifakını kurduk. On milyon engelli gidiyor sinemaya, ailesiyle birlikte kırk milyon eder. Engelli olmayanlar da ‘Adam bu haliyle neler yapmış, benim neyim eksik’ diyerek motive oluyor. Herkes sinemanın dayanılmaz olduğunu söylüyor. ‘Oscar’a aday’, ‘Türkiye’nin yüz akı’ diyen var. Artık bu Serkan’dan çıktı, Türk milletinin malı oldu. BBC bizim sinemadan etkilenerek engelliler alanında sinema yapmak istiyor. Anılar benim, fakat doğal ki çekim kalitesi, sahneler, oyunculuklar hayli tesirli. 3 bin 500 figüran oynadı bu sinemada. Sinema kırk günde çekildi, kırk birinci gün vizyona girdi. Kırkların benim hayatımda kıymetli bir yeri var” diye ekliyor.
Herkes ulaşsın diye biletler 30 tl
Yönetmenliğini Doğan Ümit Karaca’nın üstlendiği, başrolünde Kutsi’nin yer aldığı sinemanın çekimleri İstanbul ve Ankara’da gerçekleşti. Türkiye genelinde 400 salonda, dünya genelinde 6 ülkede izleyiciyle buluşması planlanan sinemanın biletleri, herkes ulaşabilsin diye 30 TL olarak belirlendi. Sinemadan elde edilen gelirle İstanbul’da bir Engelli Hayat Merkezi kurulması hedefleniyor.
HER OLUMSUZLUK YENİ BİR HEDEF
Yangın kararında kırk gün hastanede yatan minik Serkan, kırk birinci gün hayata tutunduğunda artık isminin yanına yeni bir söz eklenmişti: Engelli Birey. İşin can alıcı noktası, hiç bir mani, hayat uğraşında geri adım atmasına sebep olmadı. Her olumsuzluk onun için yeni bir gaye demekti. Bayram, bir yandan uğraş ederken öbür yandan koyduğu gayeleri şu biçimde anlatıyor: “her insanın başına bir şeyler geliyor, fakat ben uğraştan kopmadım. Hakimlik savcılık imtihanında engelimden dolayı elendiğimde, günü geldiğinde bu kanunu değiştireceğimi başıma yazdım. Hukuk okurken Malcolm X sinemasını izlemiş, kitabını okumuş, özgürlük uğraşını kendime rehber edinmiştim. Onun verdiği özgürlük çabasıydı ben de engellilikteki vesayet sistemini ortadan kaldırmak için gayret ettim.”
ÇEKİMLER SIRASINDA ACILARIM DEPREŞTİ
Esasında hayat kıssasını anlatan bu sineması ondan sonrasında yapmayı düşündüğünü söyleyen Bayram, “Kitap yazıyordum, daha sonra sinemasını çekmeye karar verdim. Annem babam üzülür diye ondan sonrasında yapmayı düşündüğüm biçimde, bugünden yarına çıkacağımızın garantisi yok, bir an evvel gençlerle buluşturayım istedim” diye konuştu. Çekimler esnasında geçmişte yaşadığı acıların depreştiğini ek eden Bayram, “Benim için epeyce zordu, 17-18 yaşına kadar elim cebimde dolaştım. O anların hepsini yaşadım, yer yer gözlerim doldu” dedi.
ENGELLİLER TÜRKİYE İTTİFAKINI KURDU
her insanın ilgi odağı olan sinema, birinci gün iki yüz yetmiş salonda kapalı gişe oynamış. İkinci gün ise dört yüz salonda oynadığını ve geri dönüşlerin harika olduğunu söyleyen Bayram, “Herkes sinemanın sahibi oldu” diyor. Serkan Bayram, “Bu siyaset üstü bir sinema. Her bölümden insan geliyor. Bu sinemayla engelliler Türkiye ittifakını kurduk. On milyon engelli gidiyor sinemaya, ailesiyle birlikte kırk milyon eder. Engelli olmayanlar da ‘Adam bu haliyle neler yapmış, benim neyim eksik’ diyerek motive oluyor. Herkes sinemanın dayanılmaz olduğunu söylüyor. ‘Oscar’a aday’, ‘Türkiye’nin yüz akı’ diyen var. Artık bu Serkan’dan çıktı, Türk milletinin malı oldu. BBC bizim sinemadan etkilenerek engelliler alanında sinema yapmak istiyor. Anılar benim, fakat doğal ki çekim kalitesi, sahneler, oyunculuklar hayli tesirli. 3 bin 500 figüran oynadı bu sinemada. Sinema kırk günde çekildi, kırk birinci gün vizyona girdi. Kırkların benim hayatımda kıymetli bir yeri var” diye ekliyor.
Herkes ulaşsın diye biletler 30 tl
Yönetmenliğini Doğan Ümit Karaca’nın üstlendiği, başrolünde Kutsi’nin yer aldığı sinemanın çekimleri İstanbul ve Ankara’da gerçekleşti. Türkiye genelinde 400 salonda, dünya genelinde 6 ülkede izleyiciyle buluşması planlanan sinemanın biletleri, herkes ulaşabilsin diye 30 TL olarak belirlendi. Sinemadan elde edilen gelirle İstanbul’da bir Engelli Hayat Merkezi kurulması hedefleniyor.