Gazeteci-yazar Murat Uzman, atandığı günden bu yana öğrenciler ve öğretim üyelerinin protesto ettiği Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü misyonundan alınmasına ait olarak, “Boğaziçi Üniversitesi direndi, Bulu geldiği üzere gitti” değerlendirmesini yaptı. Ehil, Bulu’dan boşalan koltuğa kimin atanacağının da kıymetli olduğuna dikkat çekti.
Ehil yazısında, “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 2 Ocak 2021 günü Boğaziçi Üniversitesi Rektörü olarak atadığı Melih Bulu’yu, 14 Temmuz 2021 günü bakılırsavden aldı. Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri, öğrencileri, çalışanları ve mezunlarıyla bu atamaya Bulu bakılırsave atandığı günden itibaren karşı çıkmış, pasif direniş aksiyonlarını o günden beri sürdürüyordu. Bu Türkiye’de demokratik damarın her şeye karşın kuvvetli bir biçimde varlığını sürdürdüğüne işarettir. 2019 lokal seçimleri bilhassa de 23 Haziran 2019 İstanbul seçim yenidenı akabinde insanların haklarına ve kazanımlarına sahip çıkması örneği sayılabilir.” kanısını lisana getirdi.
Uzman şu tabirleri kullandı:
Erdoğan’ın muhtemelen üniversiteleri hizaya getirme emeliyle Boğaziçi başına getirdiği Bulu’yu misyondan almasının resmî öne sürülen nedeni, ya da kılıfı diyelim çabucak hemen açıklanmadı. Fakat işin artık çığırından çıktığı, öğretim üyelerinin de güvenlik güçlerince yerleşkeye alınmamaya başladığı günlerde, Bulu’nun “Prof. Dr.” unvanını alana dek intihal, yani “akademik hırsızlık” yaptığına dair şikayetlerin Yükseköğretim Şurasına (YÖK) sunulduğu duyulmuştu. esasen bu belgenin YÖK’te sürece alınması, gerektiğinde bulunacak kılıf manasına geliyordu. Lakin Bulu intihal yüzünden mi gitti? Hükümet yanlısı ya da aksisi olsun, kamuoyundaki algı, “Boğaziçi Üniversitesi direni, Melih Bulu gitti” olarak şekillenecektir.
Bulu’nun vazifeden alınması haberi üzerine yazıştığımız, Boğaziçili bir arkadaşım, “Yerine kimin ve nasıl geleceği epey önemli” dedi. Son derece haklı. Cumhurbaşkanı Erdoğan eminim hoşnut olmamıştır büyük umutlarla, kim bilir kimin akıl vermesiyle Boğaziçi başına getirdiği Bulu’yu altı ay daha sonra vazifeden almaktan. (Tesadüfe bakın ki, ODTÜ bünyesinin kabul etmediği Hasan Tan da altı ay oturabilmişti dikenli koltuğunda.) Artık yerine, “Bulu’ya karşı mı çıktınız? Alın size daha dişlisi” ısrarıyla mı bir atama yapacak? Yoksa Boğaziçi bünyesinin alerji göstermeyeceği, akademik yeterliliği sorgulanmayacak, partizan kişiliği ile öne çıkmayan bir ismi mi tercih edecek? Bu şüphesiz kıymetli. Fakat bu sorunun kıymeti, Bulu’nun gidişinin kıymetini gölgelemiyor”
Ehil yazısında, “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 2 Ocak 2021 günü Boğaziçi Üniversitesi Rektörü olarak atadığı Melih Bulu’yu, 14 Temmuz 2021 günü bakılırsavden aldı. Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri, öğrencileri, çalışanları ve mezunlarıyla bu atamaya Bulu bakılırsave atandığı günden itibaren karşı çıkmış, pasif direniş aksiyonlarını o günden beri sürdürüyordu. Bu Türkiye’de demokratik damarın her şeye karşın kuvvetli bir biçimde varlığını sürdürdüğüne işarettir. 2019 lokal seçimleri bilhassa de 23 Haziran 2019 İstanbul seçim yenidenı akabinde insanların haklarına ve kazanımlarına sahip çıkması örneği sayılabilir.” kanısını lisana getirdi.
Uzman şu tabirleri kullandı:
Erdoğan’ın muhtemelen üniversiteleri hizaya getirme emeliyle Boğaziçi başına getirdiği Bulu’yu misyondan almasının resmî öne sürülen nedeni, ya da kılıfı diyelim çabucak hemen açıklanmadı. Fakat işin artık çığırından çıktığı, öğretim üyelerinin de güvenlik güçlerince yerleşkeye alınmamaya başladığı günlerde, Bulu’nun “Prof. Dr.” unvanını alana dek intihal, yani “akademik hırsızlık” yaptığına dair şikayetlerin Yükseköğretim Şurasına (YÖK) sunulduğu duyulmuştu. esasen bu belgenin YÖK’te sürece alınması, gerektiğinde bulunacak kılıf manasına geliyordu. Lakin Bulu intihal yüzünden mi gitti? Hükümet yanlısı ya da aksisi olsun, kamuoyundaki algı, “Boğaziçi Üniversitesi direni, Melih Bulu gitti” olarak şekillenecektir.
Bulu’nun vazifeden alınması haberi üzerine yazıştığımız, Boğaziçili bir arkadaşım, “Yerine kimin ve nasıl geleceği epey önemli” dedi. Son derece haklı. Cumhurbaşkanı Erdoğan eminim hoşnut olmamıştır büyük umutlarla, kim bilir kimin akıl vermesiyle Boğaziçi başına getirdiği Bulu’yu altı ay daha sonra vazifeden almaktan. (Tesadüfe bakın ki, ODTÜ bünyesinin kabul etmediği Hasan Tan da altı ay oturabilmişti dikenli koltuğunda.) Artık yerine, “Bulu’ya karşı mı çıktınız? Alın size daha dişlisi” ısrarıyla mı bir atama yapacak? Yoksa Boğaziçi bünyesinin alerji göstermeyeceği, akademik yeterliliği sorgulanmayacak, partizan kişiliği ile öne çıkmayan bir ismi mi tercih edecek? Bu şüphesiz kıymetli. Fakat bu sorunun kıymeti, Bulu’nun gidişinin kıymetini gölgelemiyor”