Sözcü yazarı İsmail Saymaz, Konya’da Dedeoğlu ailesinin katledilmesine ait olarak kaleme aldığı yazısında Konya Emniyet Müdürü Engin Dinç‘in gazeteci Hrant Dink‘e suikast için hazırlanıldığı ihbarı alındığında Trabzon’da İstihbarat Şube Müdürü olduğuna dikkat çekti. Saymaz ayrıyeten, Dedeoğlu ailesinin avukatının Haziran ve Temmuz aylarında iki defa muhafaza talebinde bulunduğunu yazdı.
“Baba Yaşar ve anne İpek ile hepsi bekar olan Metin, Sibel, Serap, Serpil ve Barış kardeşler birebir konutta kalıyordu. On yılı aşkın müddettir K. ve Ç. ailesi ile husumetliydiler” bilgisini veren Saymaz, 12 Mayıs ve 22 Mayıs’ta bu ailelerle karakolluk olduklarını belirtti.
Saymaz, şu biçimde devam etti:
“Dedeoğlu Ailesi’nin avukatı Abdurrahman Karabulut, 17 Haziran’da savcılığa dilekçe vererek, muhafaza talep etti.
Şöyle dedi: ‘Şüpheliler saldırgan hal ve tavırlarına devam etmektedir. Hareketlerine son vermemesi niçiniyle uzaklaştırma ve müdafaa önleminin uygulanmasını talep ederiz.’
12 Temmuz’da isteğini bir dahaledi. Karşılık verilmedi. Dedeoğlu Ailesi, tedbir olarak konutlarına kamera kurdu. Kamera cinayet anlarının ortaya çıkmasını ve katilin aşikâr olmasını sağladı. Katil zanlısı, İbrahim K.’nin dayısı olan 33 yaşındaki Murat Altun. Artık polis, Altun’u arıyor. Nefret mi, hasımlık mi?
Avukat Karabulut, cinayetin etnik temelli bir nefretten kaynaklandığını argüman ediyor. Emniyet ve savcılık yetkilileri ise hasımlığa bağlıyor. O denli bile olsa bu, dikkatsizliği ortadan kaldırmaz. Dedeoğlu Ailesi’nin 12 Mayıs’ta dövüldüğü biliniyor. Ölen Barış Dedeoğlu, 12 Temmuz’da ‘Duvar’ isimli internet gazetesine, “Birbirimizin başına bir şey gelmesinden korkuyoruz” dedi. Muhafaza için müracaat yapıldı. Kamu vazifelilerinin kılını kıpırdatması için daha ne olması gerekiyordu? niye Dedeoğlu Ailesi korunmadı? niye Dedeoğlu ya da K. ve Ç. ailelerinin mahalleden taşınması sağlanmadı? Başsavcılık ve Emniyet tedbir almayarak, Konya’daki Kırmızı Pazartesi’ni yazdılar.
bir daha Dinç!
Konya Emniyet Müdürü Engin Dinç, gazeteci Hrant Dink’e suikast için hazırlanıldığı ihbarı alındığında Trabzon’da İstihbarat Şube Müdürüydü.
Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’na kadar yükselen Dinç, Dink Davası’nda yargılandı ve ceza almaktan vakit aşımı ile kurtuldu.
Artık Konya’da karşımıza çıkıyor.
İçişleri ve Adalet bakanları, toplumsal çatışmanın önüne geçmek için katliamın etnik nefret saikiyle işlenmediğini vurgulama gereği hissediyor. halbuki birinci yapmaları gereken, Emniyet Müdürü Dinç ve Başsavcı Ramazan Solmaz’ı nazaranvden almak olmalıydı. Bir gün bile o koltukta oturmamalılar.”
“Baba Yaşar ve anne İpek ile hepsi bekar olan Metin, Sibel, Serap, Serpil ve Barış kardeşler birebir konutta kalıyordu. On yılı aşkın müddettir K. ve Ç. ailesi ile husumetliydiler” bilgisini veren Saymaz, 12 Mayıs ve 22 Mayıs’ta bu ailelerle karakolluk olduklarını belirtti.
Saymaz, şu biçimde devam etti:
“Dedeoğlu Ailesi’nin avukatı Abdurrahman Karabulut, 17 Haziran’da savcılığa dilekçe vererek, muhafaza talep etti.
Şöyle dedi: ‘Şüpheliler saldırgan hal ve tavırlarına devam etmektedir. Hareketlerine son vermemesi niçiniyle uzaklaştırma ve müdafaa önleminin uygulanmasını talep ederiz.’
12 Temmuz’da isteğini bir dahaledi. Karşılık verilmedi. Dedeoğlu Ailesi, tedbir olarak konutlarına kamera kurdu. Kamera cinayet anlarının ortaya çıkmasını ve katilin aşikâr olmasını sağladı. Katil zanlısı, İbrahim K.’nin dayısı olan 33 yaşındaki Murat Altun. Artık polis, Altun’u arıyor. Nefret mi, hasımlık mi?
Avukat Karabulut, cinayetin etnik temelli bir nefretten kaynaklandığını argüman ediyor. Emniyet ve savcılık yetkilileri ise hasımlığa bağlıyor. O denli bile olsa bu, dikkatsizliği ortadan kaldırmaz. Dedeoğlu Ailesi’nin 12 Mayıs’ta dövüldüğü biliniyor. Ölen Barış Dedeoğlu, 12 Temmuz’da ‘Duvar’ isimli internet gazetesine, “Birbirimizin başına bir şey gelmesinden korkuyoruz” dedi. Muhafaza için müracaat yapıldı. Kamu vazifelilerinin kılını kıpırdatması için daha ne olması gerekiyordu? niye Dedeoğlu Ailesi korunmadı? niye Dedeoğlu ya da K. ve Ç. ailelerinin mahalleden taşınması sağlanmadı? Başsavcılık ve Emniyet tedbir almayarak, Konya’daki Kırmızı Pazartesi’ni yazdılar.
bir daha Dinç!
Konya Emniyet Müdürü Engin Dinç, gazeteci Hrant Dink’e suikast için hazırlanıldığı ihbarı alındığında Trabzon’da İstihbarat Şube Müdürüydü.
Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’na kadar yükselen Dinç, Dink Davası’nda yargılandı ve ceza almaktan vakit aşımı ile kurtuldu.
Artık Konya’da karşımıza çıkıyor.
İçişleri ve Adalet bakanları, toplumsal çatışmanın önüne geçmek için katliamın etnik nefret saikiyle işlenmediğini vurgulama gereği hissediyor. halbuki birinci yapmaları gereken, Emniyet Müdürü Dinç ve Başsavcı Ramazan Solmaz’ı nazaranvden almak olmalıydı. Bir gün bile o koltukta oturmamalılar.”