Sözcü muharriri Deniz Zeyrek, AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in birebir bölükte askerlik yaptığını belirttiği yazısına ait olarak sarf ettiği kelamlara cevap verdi. “Gazetecilik ömrüm boyunca hiç bir yazımda hiç kimselerle şahsi bir polemiğe girmedim, “gereksiz” bir tartışmayı sürdürmedim. Lakin Ömer Çelik birinci olacak” diyen Zeyrek, “Değişen biri var ise kendisidir” dedi.
Zeyrek, bugünkü yazısında Ömer Çelik’in amaç aldığı kelam konusu yazısına ait şu kelamlarını aktardı:
“Bu kanal (Fox TV) yayını yaptı, istediğini söyleyebilir. Sözcü’den Deniz Zeyrek isimli şahıs çıkıp bir yazı yazıyor. Yazı baştan aşağı şahsi hücum. Benden bahsediyor, geçmişte askerlik yaptığımızda ortak bir dostumuz varmış, ben ortak dostumuza kendisine bir şey söylemişim, o da buna karşılık bana hakaret etme hakkı buluyor. Ben ne tabir? Ben baktığımda bir kalıp görmüyorum. Kendileri demokratmış da biz güvenlikçiymişiz. Bunun neresinden tutarsan tut. Bir röportajımız yayınlanmıştı. Benim Kültür ve Turizm Bakanlığımız vaktinde. Hürriyet Gazetesinde Devlet Operada bir yazı çıktı. Bu yazıyı yazan şahıs bize İstanbul’un yaptığını söylemiş oldu. Biz de İstanbul’u arayıp sorduk. Ankara’nın yaptığını söylemiş oldu. bu biçimde bir palavra sistemi karşısında gereken arayı koymuş olduk. Olmayan bir lafdan bahsedip diğer bir kanal ile byaşanan şeyi, bir gazetecilik konusu diyerek, büsbütün şahsileştiren bir şey yapıyorlar. Biz hangi sorudan çekinmişiz. Yanıt veremeyeceğimiz bir soru yok. Biz muhakkak bir hudutta duruyorsak sanmasınlar ki bu bir zaaftır.”
TIKLAYIN – Ömer Çelik’ten Sözcü müellifi Zeyrek’e: Yazı baştan aşağı palavra
“Konuyu uzatmak istemezdim ancak Ömer Çelik isimli şahsın açıklamasına birkaç karşılık vermesem olmaz” diyen Zeyrek, şunları kaydetti:
“Geçmişte çalıştığım kanalda kendisine iltifat ediyormuşum, gazete/kanal değiştirince kendisini eleştiriyormuşum. Ben yazımın birinci kısmında, kendisini tanıdığım birinci devirlerde beğendiğimi, liberal, demokrat, özgürlükçü yanıyla AK Parti’nin birinci senelerındaki çıkışında büyük katkısı olduğunu düşündüğümü aslına bakarsan yazmıştım. O günlerde nasıl gerçek durduğunu yazdıysam, bugün de olumsuz tarafta değiştiğini söz ettim. Yani değişen biri var ise kendisidir.”
“Gerçek gazeteci, su üzere konulduğu bardağın formunu almaz. Ben çalıştığım kuruma bakılırsa durum alan biri olsaydım, işten atıldığım kurumun istediği üzere bir gazeteci olur, Ömer Çelik ve bilimum iktidar siyasetçilerine yalakalık eder, övgü yazıları müellif, bağlılığımı bildirir keyifli olmasını sağlar, o kurumda kalırdım. Bunun yerine bildiğimi, inandığımı yazıp işsiz kalmayı tercih etmiş olmam, kendisine bu mevzudaki en büyük cevabımdır” diyen Zeyrek, “Madem karşılık veremeyeceğiniz soru yok. bu biçimde Barış Kaya’ya o gün sordurtmadığınız şu soruya karşılık verin” diyerek şu soruyu yöneltti:
“Eski AK Parti’li bakanlardan Erdoğan Bayraktar, hakkındaki bütün tapelerin, tezlerin gerçek olduğunu, yolsuzluk yapmadığını, öbür üç bakanla birebir çuvala konulmayı sindiremediğini deklare etti. Siz bu mevzuda ne düşünüyorsunuz? Savcıların Bayraktar’ın açıklamalarının üzerine gitmesi gerekmez mi?”
TIKLAYIN – Deniz Zeyrek’ten birebir bölükte askerlik yaptığını söylemiş olduği Ömer Çelik’e: O donanım, o gazetecilik geçmişi olan entelektüel, basın özgürlüğü konusunda nasıl bu çizgiye gelir?
Zeyrek, bugünkü yazısında Ömer Çelik’in amaç aldığı kelam konusu yazısına ait şu kelamlarını aktardı:
“Bu kanal (Fox TV) yayını yaptı, istediğini söyleyebilir. Sözcü’den Deniz Zeyrek isimli şahıs çıkıp bir yazı yazıyor. Yazı baştan aşağı şahsi hücum. Benden bahsediyor, geçmişte askerlik yaptığımızda ortak bir dostumuz varmış, ben ortak dostumuza kendisine bir şey söylemişim, o da buna karşılık bana hakaret etme hakkı buluyor. Ben ne tabir? Ben baktığımda bir kalıp görmüyorum. Kendileri demokratmış da biz güvenlikçiymişiz. Bunun neresinden tutarsan tut. Bir röportajımız yayınlanmıştı. Benim Kültür ve Turizm Bakanlığımız vaktinde. Hürriyet Gazetesinde Devlet Operada bir yazı çıktı. Bu yazıyı yazan şahıs bize İstanbul’un yaptığını söylemiş oldu. Biz de İstanbul’u arayıp sorduk. Ankara’nın yaptığını söylemiş oldu. bu biçimde bir palavra sistemi karşısında gereken arayı koymuş olduk. Olmayan bir lafdan bahsedip diğer bir kanal ile byaşanan şeyi, bir gazetecilik konusu diyerek, büsbütün şahsileştiren bir şey yapıyorlar. Biz hangi sorudan çekinmişiz. Yanıt veremeyeceğimiz bir soru yok. Biz muhakkak bir hudutta duruyorsak sanmasınlar ki bu bir zaaftır.”
TIKLAYIN – Ömer Çelik’ten Sözcü müellifi Zeyrek’e: Yazı baştan aşağı palavra
“Konuyu uzatmak istemezdim ancak Ömer Çelik isimli şahsın açıklamasına birkaç karşılık vermesem olmaz” diyen Zeyrek, şunları kaydetti:
“Geçmişte çalıştığım kanalda kendisine iltifat ediyormuşum, gazete/kanal değiştirince kendisini eleştiriyormuşum. Ben yazımın birinci kısmında, kendisini tanıdığım birinci devirlerde beğendiğimi, liberal, demokrat, özgürlükçü yanıyla AK Parti’nin birinci senelerındaki çıkışında büyük katkısı olduğunu düşündüğümü aslına bakarsan yazmıştım. O günlerde nasıl gerçek durduğunu yazdıysam, bugün de olumsuz tarafta değiştiğini söz ettim. Yani değişen biri var ise kendisidir.”
“Gerçek gazeteci, su üzere konulduğu bardağın formunu almaz. Ben çalıştığım kuruma bakılırsa durum alan biri olsaydım, işten atıldığım kurumun istediği üzere bir gazeteci olur, Ömer Çelik ve bilimum iktidar siyasetçilerine yalakalık eder, övgü yazıları müellif, bağlılığımı bildirir keyifli olmasını sağlar, o kurumda kalırdım. Bunun yerine bildiğimi, inandığımı yazıp işsiz kalmayı tercih etmiş olmam, kendisine bu mevzudaki en büyük cevabımdır” diyen Zeyrek, “Madem karşılık veremeyeceğiniz soru yok. bu biçimde Barış Kaya’ya o gün sordurtmadığınız şu soruya karşılık verin” diyerek şu soruyu yöneltti:
“Eski AK Parti’li bakanlardan Erdoğan Bayraktar, hakkındaki bütün tapelerin, tezlerin gerçek olduğunu, yolsuzluk yapmadığını, öbür üç bakanla birebir çuvala konulmayı sindiremediğini deklare etti. Siz bu mevzuda ne düşünüyorsunuz? Savcıların Bayraktar’ın açıklamalarının üzerine gitmesi gerekmez mi?”
TIKLAYIN – Deniz Zeyrek’ten birebir bölükte askerlik yaptığını söylemiş olduği Ömer Çelik’e: O donanım, o gazetecilik geçmişi olan entelektüel, basın özgürlüğü konusunda nasıl bu çizgiye gelir?