Yeni Şafak muharriri Hasan Öztürk, ABD’nin Orta Doğu siyasetini değerlendirdiği bugünkü yazısında “Amerika’nın bölgemiz için uzun vadeli stratejik gayeleri değişmemiştir. O maksatlar, Irak, Suriye üzere Türkiye’nin de parçalanmasıdır. Ayrıyeten, PKK’ya devletçik kurdurmaktır” dedi.
İtalya’nın başşehri Roma’da yapılacak olan G-20 Doruğuna az bir süre kaldığını belirten Öztürk, ABD’nin 30 yıldır Orta Doğu stratejisine ait değerlendirmelerde bulundu.
ABD’nin İsrail siyasetini irrasyonel olarak niteleyen Öztürk, “Orta Doğu’da, ‘tehdit’ olarak gördüğü bütün yekpare ve nispeten kuvvetli ülkeleri tek tek parçalama stratejisini 1991 Birinci Körfez Savaşı’ndan bu yana adım adım uygulamaya koydu” dedi.
ABD Liderleri Obama ve Trump devrinde Orta Doğu’da yaşanan değişikliklere değinen Öztürk, Lider Biden’ın Kongre’ye bir mektup yazdığını belirterek “ Amerika’nın bölgemiz için biçtiği rol ve o rol üzerinden kendisine tehdit olacak ülkeyi bir defa daha ilan etti: Türkiye! Biden, Suriye’deki ‘Amerikan kara gücü’, terör örgütü PYD-YPG/PKK’yı savunma ve müdafaa uğruna ‘Türkiye’nin Suriye’deki harekatının DEAŞ’la çabaya ziyan verdiğini’ söylemiş oldu” diye yazdı.
Türkiye’nin IŞİD’e karşı alanda savaşan tek ülke olduğunu savunan Öztürk şu biçimde devam etti:
Türkiye PYD-YPG/PKK ile uğraş eden tek ülke. Fakat ne hikmetse Biden, tarafınca Türkiye’nin terör örgütleriyle legal gayreti Amerika’nın ulusal güvenlik ve dış siyasetine karşı sıra dışı olağanüstü bir tehdit olarak algılanıyor.
bu biçimde son kelamımız şu olsun:
Amerika’nın bölgemiz için uzun vadeli stratejik amaçları değişmemiştir. O gayeler, Irak, Suriye üzere Türkiye’nin de parçalanmasıdır. Ayrıyeten, PKK’ya devletçik kurdurmaktır.
Bu stratejiye direnmek ve gayret etmek Türkiye’nin başat nazaranvidir.”
İtalya’nın başşehri Roma’da yapılacak olan G-20 Doruğuna az bir süre kaldığını belirten Öztürk, ABD’nin 30 yıldır Orta Doğu stratejisine ait değerlendirmelerde bulundu.
ABD’nin İsrail siyasetini irrasyonel olarak niteleyen Öztürk, “Orta Doğu’da, ‘tehdit’ olarak gördüğü bütün yekpare ve nispeten kuvvetli ülkeleri tek tek parçalama stratejisini 1991 Birinci Körfez Savaşı’ndan bu yana adım adım uygulamaya koydu” dedi.
ABD Liderleri Obama ve Trump devrinde Orta Doğu’da yaşanan değişikliklere değinen Öztürk, Lider Biden’ın Kongre’ye bir mektup yazdığını belirterek “ Amerika’nın bölgemiz için biçtiği rol ve o rol üzerinden kendisine tehdit olacak ülkeyi bir defa daha ilan etti: Türkiye! Biden, Suriye’deki ‘Amerikan kara gücü’, terör örgütü PYD-YPG/PKK’yı savunma ve müdafaa uğruna ‘Türkiye’nin Suriye’deki harekatının DEAŞ’la çabaya ziyan verdiğini’ söylemiş oldu” diye yazdı.
Türkiye’nin IŞİD’e karşı alanda savaşan tek ülke olduğunu savunan Öztürk şu biçimde devam etti:
Türkiye PYD-YPG/PKK ile uğraş eden tek ülke. Fakat ne hikmetse Biden, tarafınca Türkiye’nin terör örgütleriyle legal gayreti Amerika’nın ulusal güvenlik ve dış siyasetine karşı sıra dışı olağanüstü bir tehdit olarak algılanıyor.
bu biçimde son kelamımız şu olsun:
Amerika’nın bölgemiz için uzun vadeli stratejik amaçları değişmemiştir. O gayeler, Irak, Suriye üzere Türkiye’nin de parçalanmasıdır. Ayrıyeten, PKK’ya devletçik kurdurmaktır.
Bu stratejiye direnmek ve gayret etmek Türkiye’nin başat nazaranvidir.”