Sözcü müellifi Yılmaz Özdil, Çiftlik Bank davası sanığı Mehmet Aydın’ın belgesine getirilen saklılık sonucu üzerinden tenkitlerde bulunduğu bugünkü yazısında, “Bu ülkede bu milleti dolandırmak, soymak, ırzına geçmek, katletmek filan ayıp değildir. Yakalanmak ayıptır. Yakalanmak ve mecburen yargılanmak suretiyle sayın devlet büyüklerimizi güç durumda bırakmak ayıptır” diye yazdı
Vatandaşları 2 milyon dolar dolandırdığı belirtilen Thodex kurucusu Faruk Fatih Özer’in yurt dışına kaçmasını hatırlatan Özdil, “Seksi kıyafetler giydirilmiş modellerle reklam yapması, çekilişle Porsche armağan etmesi, sayın medyamız tarafınca kendisiyle röportaj üstüne röportaj yapılarak parlatılması, finansal deha olarak manşetlere taşınması, örnek işadamı olarak tanıtılması, televizyonlardaki iktisat programlarına sponsor olması, ikametgah adresi bile istenmeden, rastgele bir kanuna tabi olmadan internetten para toplaması, serbest… Soruşturmayı sormamız yasak” diye yazdı.
“Diyarbakır barosu lideri Tahir Elçi’yi sokak ortasındaki basın toplantısında, gazetecilerin ve kameraların önünde öldürdüler, soruşturmaya kapalılık sonucu verdiler… Altı yıl geçti, hâlâ tabiri alınan tek kuşkulu bile yok, altı yıldır ne yaptınız kardeşim diyorsun, gizli” diye yazan Özdil, Ensar Vakfı’yla İmam Hatip Mezunları Derneği’nin yurdunda 10 yaşındaki çocuğa üç yıl boyunca cinsel istismarda bulunulmasıyla ilgili de yayın yasağı getirildiğini hatırlattı, “Çocuklara tecavüz eden sapıkların ismini bile yazmak yasaktır bu ülkede” diye sitem etti.
Özdil, yayın yasağı getirilen gündem ve olaylar hakkında örnekler verdiği yazısında şunları kaydetti:
“Çünkü bu ülkede bu milleti dolandırmak, soymak, ırzına geçmek, katletmek filan ayıp değildir. Yakalanmak ayıptır. Yakalanmak ve mecburen yargılanmak suretiyle sayın devlet büyüklerimizi sıkıntı durumda bırakmak ayıptır.”
Yazının tamamını okumak için .
Vatandaşları 2 milyon dolar dolandırdığı belirtilen Thodex kurucusu Faruk Fatih Özer’in yurt dışına kaçmasını hatırlatan Özdil, “Seksi kıyafetler giydirilmiş modellerle reklam yapması, çekilişle Porsche armağan etmesi, sayın medyamız tarafınca kendisiyle röportaj üstüne röportaj yapılarak parlatılması, finansal deha olarak manşetlere taşınması, örnek işadamı olarak tanıtılması, televizyonlardaki iktisat programlarına sponsor olması, ikametgah adresi bile istenmeden, rastgele bir kanuna tabi olmadan internetten para toplaması, serbest… Soruşturmayı sormamız yasak” diye yazdı.
“Diyarbakır barosu lideri Tahir Elçi’yi sokak ortasındaki basın toplantısında, gazetecilerin ve kameraların önünde öldürdüler, soruşturmaya kapalılık sonucu verdiler… Altı yıl geçti, hâlâ tabiri alınan tek kuşkulu bile yok, altı yıldır ne yaptınız kardeşim diyorsun, gizli” diye yazan Özdil, Ensar Vakfı’yla İmam Hatip Mezunları Derneği’nin yurdunda 10 yaşındaki çocuğa üç yıl boyunca cinsel istismarda bulunulmasıyla ilgili de yayın yasağı getirildiğini hatırlattı, “Çocuklara tecavüz eden sapıkların ismini bile yazmak yasaktır bu ülkede” diye sitem etti.
Özdil, yayın yasağı getirilen gündem ve olaylar hakkında örnekler verdiği yazısında şunları kaydetti:
“Çünkü bu ülkede bu milleti dolandırmak, soymak, ırzına geçmek, katletmek filan ayıp değildir. Yakalanmak ayıptır. Yakalanmak ve mecburen yargılanmak suretiyle sayın devlet büyüklerimizi sıkıntı durumda bırakmak ayıptır.”
Yazının tamamını okumak için .