JoKeR
Active member
İstanbul’un 240 dakikayla en uzun tek sefer müddetine sahip olan belediye otobüsü 500T bir diziye mevzu oldu. 500T Kayıp Otobüs isimli küçük dizi, 500T’nin yolcularıyla bir arada gizemli bir biçimde ortadan kaybolmasını bahis alıyor. Direktör koltuğunu Murat Özsoy ve Sinan Yabgu Ünal’ın paylaştığı “Mockumentary” çeşidindeki dizi bugün dijitalde yayınlanacak. Absürd güldürü tipindeki dizinin beraberinde senaristi olan Özsoy, diziyi, gerçeklik üzerinden esprisiz güldürü ve ülkemizdeki güldürü algılaması üzerinden kıymetlendirdi.
500T’nin gizemli kıssası.
ŞAKASIZ GÜLDÜRÜ
Özsoy, diziyi şu sözlerle kıymetlendirdi “Aslında buzda ayağı kayıp düşene gülmek üzere epeyce abes bir dürtü var içimizde. Trajik bir olay bizim değil de diğerinin başına geldiğinde buna gülebiliyoruz. 500T de bu biçimde bir kıssa. 2013 yılında İstanbul’un göbeğinde ortadan kaybolan bir otobüs ve ortasındaki 44 yolcunun öyküsü.
Olay kulağa pek absürd geliyor, lakin aslında ülke gündeminde her gün karşımıza çıkan bir fazlaca haberden daha fazla absürd değil. O yüzden bu dizide latife yazmamaya ihtimam gösterdim. Gözlemlediğim kıssaları olabildiğince gerçekçi bir biçimde yansıtmaya çalıştım ve bence epeyce komik bir iş ortaya çıktı.
Televizyon sitcomlarındaki güldürü lisanının izleyicide karşılığı giderek azalıyor diye düşünüyorum. Heralde bu yüzden ekranda güldürü dizisi de kalmadı. Kara mizah denilen tıp çağımıza daha uygun üzere. Sonlarımız eskiye nazaran daha bozuk. Acı olaylara gülüyoruz. Buna alıştık.”
500T’nin gizemli kıssası.
ŞAKASIZ GÜLDÜRÜ
Özsoy, diziyi şu sözlerle kıymetlendirdi “Aslında buzda ayağı kayıp düşene gülmek üzere epeyce abes bir dürtü var içimizde. Trajik bir olay bizim değil de diğerinin başına geldiğinde buna gülebiliyoruz. 500T de bu biçimde bir kıssa. 2013 yılında İstanbul’un göbeğinde ortadan kaybolan bir otobüs ve ortasındaki 44 yolcunun öyküsü.
Olay kulağa pek absürd geliyor, lakin aslında ülke gündeminde her gün karşımıza çıkan bir fazlaca haberden daha fazla absürd değil. O yüzden bu dizide latife yazmamaya ihtimam gösterdim. Gözlemlediğim kıssaları olabildiğince gerçekçi bir biçimde yansıtmaya çalıştım ve bence epeyce komik bir iş ortaya çıktı.
Televizyon sitcomlarındaki güldürü lisanının izleyicide karşılığı giderek azalıyor diye düşünüyorum. Heralde bu yüzden ekranda güldürü dizisi de kalmadı. Kara mizah denilen tıp çağımıza daha uygun üzere. Sonlarımız eskiye nazaran daha bozuk. Acı olaylara gülüyoruz. Buna alıştık.”