Yeni Akit müellifi Abdurrahman Dilipak, temel besin mamüllerinde yüzde 8 olan KDV’nin yüzde 1’e indirilmesiyle ilgili “Doğru tarafta, ileri hakikat atılmış bir adım. Fakat bu bahiste da bir sorun var: Çiftçiye yapıldığı söylenen dayanakla bir yıl daha sonra verilen paraya dayanak demek abesle iştigal. Zira KDV Kanunu bir Mahsuplaşma Kanunu bulunmasına karşın, çiftçi tahsil ettiği %1 KDV ile ödediği %8’lik ve %18’lik KDV nasıl mahsuplaşsın” değerlendirmesinde bulundu.
Dilipak, bugünkü “Türkiye ve dünya nereye gidiyor?” başlıklı yazısında, bakanlarda değişiklik konusunun daha fazla sürüncemede kalmaması gerektiğini belirterek “Siyaset dünyasında aslında, ‘gelen gideni aratır mı’? korkusu var bugün… bu türlü seçimlere girilirse bunun bedeli ağır olur. Yalnızca seçim kaybedilmez, iktisat de büyük ziyan görür. Bir de kaybeden parti değil, siyaset olur!” görüşünü lisana getirdi.
Dilipak, yazısının devamına iktidara şu ihtarlarda bulundu: “Toplumsal planda adalet, aile, eğitim ve gençlik büyük sorun.
Her gün pandemi kaynaklı vefat, terör ve FETÖ kaynaklı operasyon haberleri insanları bıktırdı, usandırdı.
Tarım konusunda bugün alınması gereken önlemleri almazsanız faturası ağır olur.
Güç konusu, bütün bölümleri tesirler. Yani elektrik ve petrolün etkilemeyeceği kesim yok. Tarımı da tesirler, esnafı da, endüstriyi de tesirler, ticaret ve hizmet bölümünü de. Madenciliği de tesirler.
Tarım, acil bir bahis. Tarımda en hayati bahis, su. Su da güce bağlı. Şayet çiftçi su ve elektrik bulamazsa hasat vakti avucunuzu yalarsınız.”
Çiftçinin “Eğer ben ziraattan elde ettiğimi, elektrik, su, tohum, zirai ilaç, gübre, personel parası için borçlanacaksam bu biçimde niye ekeyim” biçiminde düşündüğünü yazan Dilipak, şöyleki devam etti:
“aslına bakarsan borç bulması da o kadar kolay olmayacak. bu biçimde aslına bakarsan ekemeyecek…
Çiftçinin bu manada desteklenmesi gerek. Yoksa mahsul falan yok. Fiyatlar patlar.
Tarım ihracatçısı ülke olmaktan çıkar ithalatçısı oluruz. Kendi tarımcımıza vermediğimizi yabancı ülkelerin tarımcısına daha fazlası ile öderiz.
Bu manada, temel besin hususlarında KDV’nin kaldırılması, yanlışsız tarafta, ileri yanlışsız atılmış bir adım. Bunu da gorelim. İnşallah gerisi gelir.
Ancak bu bahiste da bir sorun var: Çiftçiye yapıldığı söylenen dayanakla bir yıl daha sonra verilen paraya takviye demek abesle iştigal. Zira KDV Kanunu bir Mahsuplaşma Kanunu bulunmasına karşın, çiftçi tahsil ettiği %1 KDV ile ödediği %8’lik ve %18’lik KDV nasıl mahsuplaşsın.
Hele gdolayı vergiye tabi olan çiftçinin bu imkânı büsbütün elinden alınmışken, ister ziyana ister kâra bakılmadan brüt satış fiyatı üzerinden kesilen %5 stopaj da cabası… Bu hususta tabanın gerçeklerinin dikkate alınması gerekir.”
Yazının tamamını okumak için
Dilipak, bugünkü “Türkiye ve dünya nereye gidiyor?” başlıklı yazısında, bakanlarda değişiklik konusunun daha fazla sürüncemede kalmaması gerektiğini belirterek “Siyaset dünyasında aslında, ‘gelen gideni aratır mı’? korkusu var bugün… bu türlü seçimlere girilirse bunun bedeli ağır olur. Yalnızca seçim kaybedilmez, iktisat de büyük ziyan görür. Bir de kaybeden parti değil, siyaset olur!” görüşünü lisana getirdi.
Dilipak, yazısının devamına iktidara şu ihtarlarda bulundu: “Toplumsal planda adalet, aile, eğitim ve gençlik büyük sorun.
Her gün pandemi kaynaklı vefat, terör ve FETÖ kaynaklı operasyon haberleri insanları bıktırdı, usandırdı.
Tarım konusunda bugün alınması gereken önlemleri almazsanız faturası ağır olur.
Güç konusu, bütün bölümleri tesirler. Yani elektrik ve petrolün etkilemeyeceği kesim yok. Tarımı da tesirler, esnafı da, endüstriyi de tesirler, ticaret ve hizmet bölümünü de. Madenciliği de tesirler.
Tarım, acil bir bahis. Tarımda en hayati bahis, su. Su da güce bağlı. Şayet çiftçi su ve elektrik bulamazsa hasat vakti avucunuzu yalarsınız.”
Çiftçinin “Eğer ben ziraattan elde ettiğimi, elektrik, su, tohum, zirai ilaç, gübre, personel parası için borçlanacaksam bu biçimde niye ekeyim” biçiminde düşündüğünü yazan Dilipak, şöyleki devam etti:
“aslına bakarsan borç bulması da o kadar kolay olmayacak. bu biçimde aslına bakarsan ekemeyecek…
Çiftçinin bu manada desteklenmesi gerek. Yoksa mahsul falan yok. Fiyatlar patlar.
Tarım ihracatçısı ülke olmaktan çıkar ithalatçısı oluruz. Kendi tarımcımıza vermediğimizi yabancı ülkelerin tarımcısına daha fazlası ile öderiz.
Bu manada, temel besin hususlarında KDV’nin kaldırılması, yanlışsız tarafta, ileri yanlışsız atılmış bir adım. Bunu da gorelim. İnşallah gerisi gelir.
Ancak bu bahiste da bir sorun var: Çiftçiye yapıldığı söylenen dayanakla bir yıl daha sonra verilen paraya takviye demek abesle iştigal. Zira KDV Kanunu bir Mahsuplaşma Kanunu bulunmasına karşın, çiftçi tahsil ettiği %1 KDV ile ödediği %8’lik ve %18’lik KDV nasıl mahsuplaşsın.
Hele gdolayı vergiye tabi olan çiftçinin bu imkânı büsbütün elinden alınmışken, ister ziyana ister kâra bakılmadan brüt satış fiyatı üzerinden kesilen %5 stopaj da cabası… Bu hususta tabanın gerçeklerinin dikkate alınması gerekir.”
Yazının tamamını okumak için