Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın toplumsal medya açıklamasının akabinde, gözler AK Parti’nin yapacağı çalışmaya çevrildi. AKP Afyon Milletvekili ve Anayasa Komitesi Başkanvekili Ali Özkaya, “Toplumsal medyada dezenformasyon yapanlara 1 yıldan 5 yıla kadar mahpus ve toplumsal medyayı bir süre kullanamama üzere cezalar getirilmeli” teklifini yaptı.
Hürriyet gazetesinden Gizem Karakış’ın haberine göre, AKP’nin, ekim ayında Meclis gündemine getirmeyi planladığı toplumsal medya çalışmasıyla ilgili detaylar ortaya çıkmaya başladı. Edinilen bilgiye göre toplumsal medya ile ilgili Meclis’te düzenleme yapmayı planlayan AKP, yeni anayasa çalışmasına da birtakım kararlar koymayı amaçlıyor. Bilhassa Almanya modelinin yakından incelendiği, birtakım cezai yaptırımlar getirilmesinin planlandığı tabir ediliyor.
Özkaya, Meclis gündemine gelmesi planlanan çalışmayla ilgili görüşlerini ve tekliflerini Hürriyet’e anlattı. Özkaya, şunları söylemiş oldu:
“Burada bir sansür kelam konusu değil. Daha evvel de toplumsal medya ile ilgili bir kanun çalışması yapmıştık. bu biçimde da birebir tartışmalar yaşandı, ‘sansür’ denildi ama niyetin sansür olmadığı görüldü. bir epey AB ülkesi Türkiye ile tıpkı tehdidi yaşıyor. Toplumun geniş kitlelerini baskı altına alıyor, olağan hayatta hata olan toplumsal medyada da cürüm ama fake hesaplar niçiniyle kabahatle aktif çaba yapılamıyor. Bu çözülmeli, her insanın kimliği bilinmeli. Toplumsal medyada bir palavra haberi ya da terör hatasını, dezenformasyonu milyonlarca insan duyuyor.
Almanya, terör ve şiddet ile ilgili 2017’de ceza kanununu değiştirdi. Almanya katalog hataları 4 başlıkta oluşturmuş. Bunlar ‘terör’, ‘cinsel hatalar ve pornografi’, ‘din ve vicdan özgürlüğüne hakaret’, ‘yalan haber, dezenformasyon ve mezenformasyon. Dezenformasyon, palavranın bilerek yaygınlaştırılması, mezenformasyon ise bilmeden yaygınlaştırılması. Bizde de bu başlıkları göz önüne alarak çalışma yapılıyor. Almanya, Fransa üzere ülkeler bu mevzuda düzenleme yapmış. İngiltere ise üzerinde çalışıyor.
Almanya’da kanunda gösterilen hukuka muhalif içerik tespit edildiğinde, içeriğin yayından kaldırılması için toplumsal ağ işletmelerine 24 saat mühlet tanınıyor. Aksi takdirde 50 milyon Euro’ya kadar para cezası kesiliyor. Almanya’da bulunan vatandaşların kanuna alışılmamış bir paylaşımı tespit edilenler hakkında cürüm duyurusunda olmasına da hak tanınıyor. Ayrıyeten ‘uyar-kaldır’ şikâyet sistemi uygulanıyor. Bizim düzenlememizde de bu unsurlar kesinlikle olmalı. Uyar-kaldır bizim sistemimizde var ama aktif kullanmasın oluşması gerekiyor. Dezenformasyon yapanın muhakkak müddet toplumsal medya kullanımı yasaklanabilir ve maddi tazminat üzere uygulamalar olabilir. Ceza hukuku düzenlenir. Bilhassa şahısların kim olduğunu bilmeli, provokasyon yapması, maskeli kabahat işlemesine mahzur olmalıyız.
Almanya dezenformasyon yapan bir toplumsal medya kullanıcısına 1 yıldan 5 yıla kadar hata ibraz etti. Türkiye’nin de bu cezaları kesinlikle getirmesi gerekiyor. Ceza Kanunu’nda söz özgürlüğünü sınırlamayan, kamuya açık toplumsal paylaşım ve söz özgürlüğü alanında bilginin gerçek yayılmasını sağlayan bir düzenleme için çalışma yapabiliriz.”
Hürriyet gazetesinden Gizem Karakış’ın haberine göre, AKP’nin, ekim ayında Meclis gündemine getirmeyi planladığı toplumsal medya çalışmasıyla ilgili detaylar ortaya çıkmaya başladı. Edinilen bilgiye göre toplumsal medya ile ilgili Meclis’te düzenleme yapmayı planlayan AKP, yeni anayasa çalışmasına da birtakım kararlar koymayı amaçlıyor. Bilhassa Almanya modelinin yakından incelendiği, birtakım cezai yaptırımlar getirilmesinin planlandığı tabir ediliyor.
Özkaya, Meclis gündemine gelmesi planlanan çalışmayla ilgili görüşlerini ve tekliflerini Hürriyet’e anlattı. Özkaya, şunları söylemiş oldu:
“Burada bir sansür kelam konusu değil. Daha evvel de toplumsal medya ile ilgili bir kanun çalışması yapmıştık. bu biçimde da birebir tartışmalar yaşandı, ‘sansür’ denildi ama niyetin sansür olmadığı görüldü. bir epey AB ülkesi Türkiye ile tıpkı tehdidi yaşıyor. Toplumun geniş kitlelerini baskı altına alıyor, olağan hayatta hata olan toplumsal medyada da cürüm ama fake hesaplar niçiniyle kabahatle aktif çaba yapılamıyor. Bu çözülmeli, her insanın kimliği bilinmeli. Toplumsal medyada bir palavra haberi ya da terör hatasını, dezenformasyonu milyonlarca insan duyuyor.
Almanya, terör ve şiddet ile ilgili 2017’de ceza kanununu değiştirdi. Almanya katalog hataları 4 başlıkta oluşturmuş. Bunlar ‘terör’, ‘cinsel hatalar ve pornografi’, ‘din ve vicdan özgürlüğüne hakaret’, ‘yalan haber, dezenformasyon ve mezenformasyon. Dezenformasyon, palavranın bilerek yaygınlaştırılması, mezenformasyon ise bilmeden yaygınlaştırılması. Bizde de bu başlıkları göz önüne alarak çalışma yapılıyor. Almanya, Fransa üzere ülkeler bu mevzuda düzenleme yapmış. İngiltere ise üzerinde çalışıyor.
Almanya’da kanunda gösterilen hukuka muhalif içerik tespit edildiğinde, içeriğin yayından kaldırılması için toplumsal ağ işletmelerine 24 saat mühlet tanınıyor. Aksi takdirde 50 milyon Euro’ya kadar para cezası kesiliyor. Almanya’da bulunan vatandaşların kanuna alışılmamış bir paylaşımı tespit edilenler hakkında cürüm duyurusunda olmasına da hak tanınıyor. Ayrıyeten ‘uyar-kaldır’ şikâyet sistemi uygulanıyor. Bizim düzenlememizde de bu unsurlar kesinlikle olmalı. Uyar-kaldır bizim sistemimizde var ama aktif kullanmasın oluşması gerekiyor. Dezenformasyon yapanın muhakkak müddet toplumsal medya kullanımı yasaklanabilir ve maddi tazminat üzere uygulamalar olabilir. Ceza hukuku düzenlenir. Bilhassa şahısların kim olduğunu bilmeli, provokasyon yapması, maskeli kabahat işlemesine mahzur olmalıyız.
Almanya dezenformasyon yapan bir toplumsal medya kullanıcısına 1 yıldan 5 yıla kadar hata ibraz etti. Türkiye’nin de bu cezaları kesinlikle getirmesi gerekiyor. Ceza Kanunu’nda söz özgürlüğünü sınırlamayan, kamuya açık toplumsal paylaşım ve söz özgürlüğü alanında bilginin gerçek yayılmasını sağlayan bir düzenleme için çalışma yapabiliriz.”