DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, AKP iktidarının mevcut durumu için, “Maç oldukçatan bitti, uzatma dakikaları var. Uzatmaları dört dakika daha uzattırabilir miyiz; bunun eforu arasındaler. Beyhude çaba” değerlendirmesini yaptı.
Babacan, “Amerika’nın İngiltere’nin halini görüyorsunuz değil mi? Benzi yok akaryakıt. Birebir biçimde Almanya’da Fransa’da kuyruklar. Yiyeceklerini bulamıyorlar. Elhamdülillah ülkemizde bu biçimde bir şey yok” diyen Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın ya uydurulmuş gerçekliğine inandığını ya da paralel dünyada yaşadığını söylemiş oldu.
TIKLAYIN – Erdoğan: Almanya’da kuyruklar, Fransa’da kuyruklar, yiyeceklerini bulamıyorlar; Türkiye’de bu biçimde bir sorun yok
Erdoğan’ın başkanlık sisteminden vazgeçmesi halinde işbirliği yapıp yapmayacaklarına ait soruya Babacan, “Sadece sistem değişikliği yetmez. Topyekûn iktidar değişikliği olması lazım” dedi.
İsmail Saymaz, Halk TV’de kaleme aldığı yazısında gazetecilere açıklamalarda bulunan Babacan’ın sözlerini şu biçimde aktardı:
Cumhurbaşkanı ABD’de akaryakıtın tükendiğini, Almanya ve Fransa’da kuyruklar olduğunu tez etti. Hakikaten bu biçimde mi düşünüyor?
Buna ‘uydurulmuş gerçeklik’ diyoruz. Biliyor da farklı konuşuyorsa uydurmuş oluyor. Bilmiyorsa, hayal alemindeyse ‘paralel dünya’ diyebiliriz. İkisi de beklenen. Bütün yetki ve kararlar tek şahısta biriktiği anda gerçeklerden kopmak mukkadderdir. O kadar bilgiye ulaşması, mevzuların derinine inmesi, sıkıntıyı anlaması ve gerçek karar vermesi kolay değil. Birileri bu biçimde şeyler anlatıyor, o da inanıyor olabilir.
esasen kaybolmuş bir kitle var. Onların dönmesi mümkün değil. “Kalanlara o denli şeyler söyleyeyim ki, inansın inanmasın, argüman lazım.” (diyor.) Gördüğümüz tablo şu: AK Parti seçmeni argüman bulamıyor. Bize alanda “Sizi seviyorduk, niçin ayrıldınız?” diyorlar. Bu bir duygusal bağ. İşin ortasında dini inançlarla ilgili kısım var. Yalnızca siyasi tercih olarak görmeyin. Seçmenin bir kısmı bunu (AK Parti’ye oy vermeyi) dinimizin gereği olarak değerlendirebiliyor. O kitleye argüman gerekiyor. Bunların hiç biri kayışı durduramıyor.
“Kavcıoğlu’nun Tayyip Bey’in iradesi haricinde adım atacak birisi olduğunu zannetmiyorum”
Merkez Bankası (MB) Lideri Şahap Kavcıoğlu’nun misyondan alınacağı argümanı yanlışsız mu?
Hiç bilmiyorum. Fakat mevcut arkadaşın Tayyip Bey’in iradesi haricinde adım atacak birisi olduğunu zannetmiyorum. Ne derse yapar.
Millet İttifakı’na dahil olacak mısınız?
Bugün için bir sonucumız yok. İleride olabilir de olmayabilir de. Parlementer sistemde diyelim uzlaştık. Geçiş süreci nasıl işleyecek? İttifakı o çalışmaların seyri aşikâr eder.
İki ittifaka eşit aralıkta misiniz?
Cumhur İttifakı’nda yer almayız. Onlar başkanlık sistemi istiyor.
“Erdoğan’ın sert bir ‘U’ dönüşü yapması lazım; yalnızca sistem değişikliği yetmez, ülkeyi yöneten zihniyetin değişmesi lazım”
Erdoğan sonucunı değiştirirse?
Sert bir ‘U’ dönüşü yapması lazım. Yapar mı? Yapabilir. Onun için bizler ne diyoruz? Yalnızca sistem değişikliği yetmez. Ülkeyi yöneten zihniyetin değişmesi lazım. Topyekün bir iktidar değişikliği lazım.
‘Hayırlı olsun’a geldiklerinde bu riski Kılıçdaroğlu ve Akşener’e söylemiş oldum. “Erdoğan bakıyor ki parlamenter sistem kazanıyor. ‘Niye 50+1 peşinde koşalım? Gelin, parlamenter sistemi konuşalım’ diyebilir. bu biçimde bir ihtimale hazır olalım.” (dedim.)
2018’dilk evvelki periyodu düşünelim. Parlementer sistem varken Tayyip Bey’in isteyip yapamadığı bir şey var mıydı? Meclis’e talimat verip çıkartamayacağı kanun var mıydı? Eski sistemde başkanlık sistemini defacto yürütüyordu. Anayasa değişikliğiyle, yaptığına hukuk kılıfı geçirildi. Hukuk kılıfına uyuyor mu? Canı istemezse yeniden uymuyor. Sistem değişmeli, fakat bu iktidar kesinlikle değişmeli. Zira bu türlü yönetmeye alışmış, bürokrasiyi kendisine sadık beşerlerle donatmış bir zihniyet var. İstediğiniz kadar sistemin ismini değiştirin, halini değiştirin, adam tıpkı adam, takım birebir takım.
Kürt sorunu tahlili: Adres olarak yasal demokratik siyaset yerini işaret ettim
Kürt probleminde tahlili kastederek, şu biçimde dediniz: “Sorun var ise ilgili herkes ile görüşülmesi gerektiğini biliyoruz” dediniz. ‘İlgili herkes’ derken kimleri kastediyorsunuz?
Kim var ise. Adres olarak legal demokratik siyaset tabanını işaret ettim. Bu tabanda siyasi partiler var. Siyasi parti olmayan aktörler, bu işe baş yormuş kuruluşlar, dernekler, niyet kuruluşları ve düşünürler var. Herkesle konuşuruz. kimselerle konuşmaktan çekinmeyiz.
Kırmızı çizginiz var mı?
Legal siyaset yerinde kırmızı çizgi yok.
“Kürt sorunu ile PKK’yı tıpkı torbaya koyduğumuzda iş yürümüyor”
PKK ve İmralı’yı hariç tutuyorsunuz.
Bu küsurdu.
Bu yanılgıydı tabi. Olmadı, yürümedi. Terör örgütüyle çabayı ayırmamız gerekiyor. Tabi ki, elinde silah var ise, sizin de elinizde silah olacak. Lakin diplomasi değerli. Siyasi diyalog değerli. Bölgeyle diyalog kıymetli. PKK yalnızca Türkiye’de yok ki. İran, Irak ve Suriye’de var. Bu ülkelerle görüşüyor olmak lazım. Her ne ise tezleri, argümanlarının varlık niçini her neyse ortadan kaldırmak lazım.
Babacan, “Amerika’nın İngiltere’nin halini görüyorsunuz değil mi? Benzi yok akaryakıt. Birebir biçimde Almanya’da Fransa’da kuyruklar. Yiyeceklerini bulamıyorlar. Elhamdülillah ülkemizde bu biçimde bir şey yok” diyen Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın ya uydurulmuş gerçekliğine inandığını ya da paralel dünyada yaşadığını söylemiş oldu.
TIKLAYIN – Erdoğan: Almanya’da kuyruklar, Fransa’da kuyruklar, yiyeceklerini bulamıyorlar; Türkiye’de bu biçimde bir sorun yok
Erdoğan’ın başkanlık sisteminden vazgeçmesi halinde işbirliği yapıp yapmayacaklarına ait soruya Babacan, “Sadece sistem değişikliği yetmez. Topyekûn iktidar değişikliği olması lazım” dedi.
İsmail Saymaz, Halk TV’de kaleme aldığı yazısında gazetecilere açıklamalarda bulunan Babacan’ın sözlerini şu biçimde aktardı:
Cumhurbaşkanı ABD’de akaryakıtın tükendiğini, Almanya ve Fransa’da kuyruklar olduğunu tez etti. Hakikaten bu biçimde mi düşünüyor?
Buna ‘uydurulmuş gerçeklik’ diyoruz. Biliyor da farklı konuşuyorsa uydurmuş oluyor. Bilmiyorsa, hayal alemindeyse ‘paralel dünya’ diyebiliriz. İkisi de beklenen. Bütün yetki ve kararlar tek şahısta biriktiği anda gerçeklerden kopmak mukkadderdir. O kadar bilgiye ulaşması, mevzuların derinine inmesi, sıkıntıyı anlaması ve gerçek karar vermesi kolay değil. Birileri bu biçimde şeyler anlatıyor, o da inanıyor olabilir.
esasen kaybolmuş bir kitle var. Onların dönmesi mümkün değil. “Kalanlara o denli şeyler söyleyeyim ki, inansın inanmasın, argüman lazım.” (diyor.) Gördüğümüz tablo şu: AK Parti seçmeni argüman bulamıyor. Bize alanda “Sizi seviyorduk, niçin ayrıldınız?” diyorlar. Bu bir duygusal bağ. İşin ortasında dini inançlarla ilgili kısım var. Yalnızca siyasi tercih olarak görmeyin. Seçmenin bir kısmı bunu (AK Parti’ye oy vermeyi) dinimizin gereği olarak değerlendirebiliyor. O kitleye argüman gerekiyor. Bunların hiç biri kayışı durduramıyor.
“Kavcıoğlu’nun Tayyip Bey’in iradesi haricinde adım atacak birisi olduğunu zannetmiyorum”
Merkez Bankası (MB) Lideri Şahap Kavcıoğlu’nun misyondan alınacağı argümanı yanlışsız mu?
Hiç bilmiyorum. Fakat mevcut arkadaşın Tayyip Bey’in iradesi haricinde adım atacak birisi olduğunu zannetmiyorum. Ne derse yapar.
Millet İttifakı’na dahil olacak mısınız?
Bugün için bir sonucumız yok. İleride olabilir de olmayabilir de. Parlementer sistemde diyelim uzlaştık. Geçiş süreci nasıl işleyecek? İttifakı o çalışmaların seyri aşikâr eder.
İki ittifaka eşit aralıkta misiniz?
Cumhur İttifakı’nda yer almayız. Onlar başkanlık sistemi istiyor.
“Erdoğan’ın sert bir ‘U’ dönüşü yapması lazım; yalnızca sistem değişikliği yetmez, ülkeyi yöneten zihniyetin değişmesi lazım”
Erdoğan sonucunı değiştirirse?
Sert bir ‘U’ dönüşü yapması lazım. Yapar mı? Yapabilir. Onun için bizler ne diyoruz? Yalnızca sistem değişikliği yetmez. Ülkeyi yöneten zihniyetin değişmesi lazım. Topyekün bir iktidar değişikliği lazım.
‘Hayırlı olsun’a geldiklerinde bu riski Kılıçdaroğlu ve Akşener’e söylemiş oldum. “Erdoğan bakıyor ki parlamenter sistem kazanıyor. ‘Niye 50+1 peşinde koşalım? Gelin, parlamenter sistemi konuşalım’ diyebilir. bu biçimde bir ihtimale hazır olalım.” (dedim.)
2018’dilk evvelki periyodu düşünelim. Parlementer sistem varken Tayyip Bey’in isteyip yapamadığı bir şey var mıydı? Meclis’e talimat verip çıkartamayacağı kanun var mıydı? Eski sistemde başkanlık sistemini defacto yürütüyordu. Anayasa değişikliğiyle, yaptığına hukuk kılıfı geçirildi. Hukuk kılıfına uyuyor mu? Canı istemezse yeniden uymuyor. Sistem değişmeli, fakat bu iktidar kesinlikle değişmeli. Zira bu türlü yönetmeye alışmış, bürokrasiyi kendisine sadık beşerlerle donatmış bir zihniyet var. İstediğiniz kadar sistemin ismini değiştirin, halini değiştirin, adam tıpkı adam, takım birebir takım.
Kürt sorunu tahlili: Adres olarak yasal demokratik siyaset yerini işaret ettim
Kürt probleminde tahlili kastederek, şu biçimde dediniz: “Sorun var ise ilgili herkes ile görüşülmesi gerektiğini biliyoruz” dediniz. ‘İlgili herkes’ derken kimleri kastediyorsunuz?
Kim var ise. Adres olarak legal demokratik siyaset tabanını işaret ettim. Bu tabanda siyasi partiler var. Siyasi parti olmayan aktörler, bu işe baş yormuş kuruluşlar, dernekler, niyet kuruluşları ve düşünürler var. Herkesle konuşuruz. kimselerle konuşmaktan çekinmeyiz.
Kırmızı çizginiz var mı?
Legal siyaset yerinde kırmızı çizgi yok.
“Kürt sorunu ile PKK’yı tıpkı torbaya koyduğumuzda iş yürümüyor”
PKK ve İmralı’yı hariç tutuyorsunuz.
Bu küsurdu.
Bu yanılgıydı tabi. Olmadı, yürümedi. Terör örgütüyle çabayı ayırmamız gerekiyor. Tabi ki, elinde silah var ise, sizin de elinizde silah olacak. Lakin diplomasi değerli. Siyasi diyalog değerli. Bölgeyle diyalog kıymetli. PKK yalnızca Türkiye’de yok ki. İran, Irak ve Suriye’de var. Bu ülkelerle görüşüyor olmak lazım. Her ne ise tezleri, argümanlarının varlık niçini her neyse ortadan kaldırmak lazım.