JoKeR
Active member
Bağımsız Sanat Vakfı’nın bu yıl 3.’sü düzenlenen 8 Mart Dünya Bayanlar Günü standı “Sonsuz Güç, Mitokondriyal Havva” temasıyla AKM’de açıldı. Kültür Turizm Bakanlığı ve Beyoğlu Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlenen stantta, 19 sanatkarın bir ortaya gelerek ortaya çıkardığı eserler yer aldı. Anniçin çocuklarına geçen sonsuz enerjiyi anlatan stant, 27 Mart tarihine kadar açık kalacak.
Açılış konuşmasında bayan haklarını anlatmanın en yeterli yolunun sanat olduğunu söz eden Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz, “Kadın sorunu aslında bayanların problemi değil. Bayan sorunu toplumun sıkıntısı, bir insan hakkı meselesi” dedi. Beyoğlu’nda bayanların daha uygun bir hayat yaşayabilmeleri için elinden geleni yapacağını belirten Beyoğlu Belediye Lideri Haydar Ali Yıldız ise, “bayanın en büyük yapıtı insanı dünyaya getirmiş olmasıdır. Bu bakımdan ne kadar teşekkür etsek az” sözlerini kullandı.
Hülya Yazıcı
Yalnızca bayandan çocuklarına geçiyor
Bağımsız Sanat Vakfı lideri ve standın küratörü Hülya Yazıcı, bu yıl bayanı olumlu özelliği ile ele almak istediklerini söylemiş oldu. Sonsuz Güç Mitokondriyal Havva’yı “Sadece bayandan çocuklarına geçen bir hayat gücü var. Farkındalık yaratması gereken kıymetli bir bahis olması gerektiğini düşündüm. Zira bayan şayet olmazsa hayatta hiç bir şey olmaz. hanımın nazaranvi yalnızca çocuğunu doğurmak değil, onu hayata hazırlamak ve büyütmek de sorumluluğunda. Annenin emeği fazlaca fazla lakin babaların da bu sorumluluğu paylaşması gerekir” formunda deklare etti. senelerca ipek böceğini araştıran ve perde bahsiyle ilgilenen Yazıcı, bu stant için de kumaş kullandığını söyleyerek, “Kumaş da bayanla alakalı bir malzeme. Altın yaldızlarla da sonsuz gücün akışını anlatmaya çalıştım” dedi.
Görünmeyeni anlatmak istedim
Dört çalışmasıyla standa katılan Erhan Lanpir, çalışmalarının isimlerinin “Kuzey, Güney, Doğu ve Batı” olduğunu söylemiş oldu. Lanpir, “Dünyanın dört tarafında bayanların acılarını, sevinçlerini, dertlerini ömürle olan tüm ilgi ve çatışmalarını kristalize etmeye çalıştım” açıklamasında bulundu.
“Döngü” yapıtıyla standa katılan Adalet Binnur ise, birkaç yıldır döngü üzerinde çalıştığını söyleyerek yapıtını şu sözlerle anlattı: “Sürekli bir döngüsel varoluş ortasında olduğumuzu düşünüyorum. Bu döngüyü ortaya çıkaran da bayan. Temelinde görüneni değil, görünmeyeni anlatmak istiyorum.”
Günseli Kato
İsmini Alev Alatlı koydu
q“Meryem-Miriam-Mayda-Maide-Mary-Maya-Magda” isimli yapıtıyla stantta bulunan Günseli Kato, bu ismi Alev Alatlı’nın koyduğunu, kendisinin de hiç sorgulamadığını söylemiş oldu. Kato, “Anadolu medeniyetlerinden itibaren bu toprakların üzerinde hayatış Meryemlerin harf ve saund farklılığıyla gelmiş isimleri bunlar. Hepsi Meryem temelinde. Bu bir sembolik tasarım. Anadolu medeniyetlerinden itibaren gelmiş olan bütün medeniyetlerin içerisindeki hanımın gücünü burada yansıtmaya çalışıyorum. Hepimiz birer Meryemiz” diyerek anlattı yapıtını.
Açılış konuşmasında bayan haklarını anlatmanın en yeterli yolunun sanat olduğunu söz eden Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz, “Kadın sorunu aslında bayanların problemi değil. Bayan sorunu toplumun sıkıntısı, bir insan hakkı meselesi” dedi. Beyoğlu’nda bayanların daha uygun bir hayat yaşayabilmeleri için elinden geleni yapacağını belirten Beyoğlu Belediye Lideri Haydar Ali Yıldız ise, “bayanın en büyük yapıtı insanı dünyaya getirmiş olmasıdır. Bu bakımdan ne kadar teşekkür etsek az” sözlerini kullandı.
Hülya Yazıcı
Yalnızca bayandan çocuklarına geçiyor
Bağımsız Sanat Vakfı lideri ve standın küratörü Hülya Yazıcı, bu yıl bayanı olumlu özelliği ile ele almak istediklerini söylemiş oldu. Sonsuz Güç Mitokondriyal Havva’yı “Sadece bayandan çocuklarına geçen bir hayat gücü var. Farkındalık yaratması gereken kıymetli bir bahis olması gerektiğini düşündüm. Zira bayan şayet olmazsa hayatta hiç bir şey olmaz. hanımın nazaranvi yalnızca çocuğunu doğurmak değil, onu hayata hazırlamak ve büyütmek de sorumluluğunda. Annenin emeği fazlaca fazla lakin babaların da bu sorumluluğu paylaşması gerekir” formunda deklare etti. senelerca ipek böceğini araştıran ve perde bahsiyle ilgilenen Yazıcı, bu stant için de kumaş kullandığını söyleyerek, “Kumaş da bayanla alakalı bir malzeme. Altın yaldızlarla da sonsuz gücün akışını anlatmaya çalıştım” dedi.
Görünmeyeni anlatmak istedim
Dört çalışmasıyla standa katılan Erhan Lanpir, çalışmalarının isimlerinin “Kuzey, Güney, Doğu ve Batı” olduğunu söylemiş oldu. Lanpir, “Dünyanın dört tarafında bayanların acılarını, sevinçlerini, dertlerini ömürle olan tüm ilgi ve çatışmalarını kristalize etmeye çalıştım” açıklamasında bulundu.
“Döngü” yapıtıyla standa katılan Adalet Binnur ise, birkaç yıldır döngü üzerinde çalıştığını söyleyerek yapıtını şu sözlerle anlattı: “Sürekli bir döngüsel varoluş ortasında olduğumuzu düşünüyorum. Bu döngüyü ortaya çıkaran da bayan. Temelinde görüneni değil, görünmeyeni anlatmak istiyorum.”
Günseli Kato
İsmini Alev Alatlı koydu
q“Meryem-Miriam-Mayda-Maide-Mary-Maya-Magda” isimli yapıtıyla stantta bulunan Günseli Kato, bu ismi Alev Alatlı’nın koyduğunu, kendisinin de hiç sorgulamadığını söylemiş oldu. Kato, “Anadolu medeniyetlerinden itibaren bu toprakların üzerinde hayatış Meryemlerin harf ve saund farklılığıyla gelmiş isimleri bunlar. Hepsi Meryem temelinde. Bu bir sembolik tasarım. Anadolu medeniyetlerinden itibaren gelmiş olan bütün medeniyetlerin içerisindeki hanımın gücünü burada yansıtmaya çalışıyorum. Hepimiz birer Meryemiz” diyerek anlattı yapıtını.