JoKeR
Active member
Bağcılar Belediyesi Gençlik Merkezi, enteresan bir sanat koluna mesken sahipliği yapıyor. Fotoğraf öğretmeni Uğur Karabulut’un öncülüğünde gerçekleştirilen plastik makyaj eğitimi ülkemizde bir belediye tarafınca verilen tek eğitim. Öğrencilerin eğitim daha sonrası farklı kollarda mükafatlar kazandığı bu sanatı Karabulut 2014 yılından beri Bağcılar Gençlik Merkezinde sürdürüyor.
Star Wars sinemasından makyaj örneği.
2016 yılında plastik sanatlar üzerinden yüksek lisansını tamamlayan Karabulut, plastik sanatlara nasıl başladığını şöyleki anlatıyor:
“Plastik sanatlar ve plastik makyaj iki farklı alan. Sanat makyajı da kapsıyor. Öğrencilere fotoğraf, kara kalem, yağlı boya dersleri verirken ‘Hocam plastik makyajı niçin yapmayalım’ dediler. Çalışmalarım da olunca, zombi külçeşidinin nasıl ortaya çıktığıyla yola çıktık. Bizdeki karşılığı Gulyabaniyle karşılaştırdık. Kültürel manada nasıl değiştiğini anlattım. daha sonra materyalleri tanıtmaya başladım.”
KENDİ MATERYALLERİNİ ÜRETTİLER
Plastik makyajda kullanılan mamüllerin değerli ve ithal olduğunu söyleyen Karabulut, bu gereçlerin cilde ziyan vermediğini söylüyor. Bir yandan da öğrencileriyle bu eserleri meskende nasıl üretiriz diye düşünerek alternatif materyaller geliştirmişler.
Eğitimci Karabulut, “örneğin, nişastanın içine bal mumu eklediğimizde yara izi oluşturabilecek bir eser ortaya çıktı. Macunlardan, alt katmanları oluşturduğumuz lateks gereçlerden silikon kalıba geçiş yaptık. Öğrencilerimiz artık heykel üzerinde çalışıyor. bu biçimdelikle kısa vadeli kullanılan macunların yerine dayanıklılığı uzun bir nevi maske silikonlar meydana getirdik” diyerek, sanat içerisinde bir çelişki oluşturduklarını ve bu sayede sanatın “çirkin” kısmının da sanatı güzelleştirdiğinin altını çiziyor.
YA TİKSİNİYOR YA KORKUYORLAR
Makyajın yapılacağı alanın anatomisini öğrenerek materyalleri kullanan öğrenciler, gerçekliği yakalamak için renklendirici, nemlendirici, vazelin, şeker şurubu üzere türlü gereçlere de başvuruyor.
Günümüz sinema kesiminde plastik makyajın epeyce fazla kullanıldığını aktaran Karabulut şunları tabir ediyor, “İnsanlar bu sanattan ya tiksiniyor ya da korkuyor. Dehşet maalesef, sinema dalının gerçeği. Sinemada izledikleri şeyleri biz gençlik merkezimizde yapıyoruz. O kaygıların önüne sanatsal faaliyetlerle geçebileceğimizi gördük. Yaptıklarımızdan birinci vakit içinder rahatsız olan bir öğrenci, bu işi kendisi yapıp bu endişelerini yendi.”
PLASTİK MAKYAJ ÖDÜL GETİRDİ
Türkiye’de bir belediye çatısı altında yalnızca Bağcılar Belediyesinde verilen bu eğitim, gençlerin üretkenliklerine de olumlu tesir sağladı. “Plastik makyaj öğrenciler içerisinde de hoş tesir oluşturdu. Yaratıcı fikirleri olan çocuklar ön plana çıkmaya başladı. Kısa sinema müsabakalarına olağan konularda katılan bir öğrenci, plastik makyajı öğrendikten daha sonra zombileri kapsayan bir kısa sinema çekti ve birinci oldu. Bu alana ilgi duyup plastik sanatlar okumak için öteki üniversitelere yetenek imtihanlarına girip kazananlarımız oldu. bir daha burada yapmış olduğumuz performansları sergileyerek tiyatroda küçük bir sahneye bile çabucak bizim öğrenciler koşuyor.”
Star Wars sinemasından makyaj örneği.
2016 yılında plastik sanatlar üzerinden yüksek lisansını tamamlayan Karabulut, plastik sanatlara nasıl başladığını şöyleki anlatıyor:
“Plastik sanatlar ve plastik makyaj iki farklı alan. Sanat makyajı da kapsıyor. Öğrencilere fotoğraf, kara kalem, yağlı boya dersleri verirken ‘Hocam plastik makyajı niçin yapmayalım’ dediler. Çalışmalarım da olunca, zombi külçeşidinin nasıl ortaya çıktığıyla yola çıktık. Bizdeki karşılığı Gulyabaniyle karşılaştırdık. Kültürel manada nasıl değiştiğini anlattım. daha sonra materyalleri tanıtmaya başladım.”
KENDİ MATERYALLERİNİ ÜRETTİLER
Plastik makyajda kullanılan mamüllerin değerli ve ithal olduğunu söyleyen Karabulut, bu gereçlerin cilde ziyan vermediğini söylüyor. Bir yandan da öğrencileriyle bu eserleri meskende nasıl üretiriz diye düşünerek alternatif materyaller geliştirmişler.
Eğitimci Karabulut, “örneğin, nişastanın içine bal mumu eklediğimizde yara izi oluşturabilecek bir eser ortaya çıktı. Macunlardan, alt katmanları oluşturduğumuz lateks gereçlerden silikon kalıba geçiş yaptık. Öğrencilerimiz artık heykel üzerinde çalışıyor. bu biçimdelikle kısa vadeli kullanılan macunların yerine dayanıklılığı uzun bir nevi maske silikonlar meydana getirdik” diyerek, sanat içerisinde bir çelişki oluşturduklarını ve bu sayede sanatın “çirkin” kısmının da sanatı güzelleştirdiğinin altını çiziyor.
YA TİKSİNİYOR YA KORKUYORLAR
Makyajın yapılacağı alanın anatomisini öğrenerek materyalleri kullanan öğrenciler, gerçekliği yakalamak için renklendirici, nemlendirici, vazelin, şeker şurubu üzere türlü gereçlere de başvuruyor.
Günümüz sinema kesiminde plastik makyajın epeyce fazla kullanıldığını aktaran Karabulut şunları tabir ediyor, “İnsanlar bu sanattan ya tiksiniyor ya da korkuyor. Dehşet maalesef, sinema dalının gerçeği. Sinemada izledikleri şeyleri biz gençlik merkezimizde yapıyoruz. O kaygıların önüne sanatsal faaliyetlerle geçebileceğimizi gördük. Yaptıklarımızdan birinci vakit içinder rahatsız olan bir öğrenci, bu işi kendisi yapıp bu endişelerini yendi.”
PLASTİK MAKYAJ ÖDÜL GETİRDİ
Türkiye’de bir belediye çatısı altında yalnızca Bağcılar Belediyesinde verilen bu eğitim, gençlerin üretkenliklerine de olumlu tesir sağladı. “Plastik makyaj öğrenciler içerisinde de hoş tesir oluşturdu. Yaratıcı fikirleri olan çocuklar ön plana çıkmaya başladı. Kısa sinema müsabakalarına olağan konularda katılan bir öğrenci, plastik makyajı öğrendikten daha sonra zombileri kapsayan bir kısa sinema çekti ve birinci oldu. Bu alana ilgi duyup plastik sanatlar okumak için öteki üniversitelere yetenek imtihanlarına girip kazananlarımız oldu. bir daha burada yapmış olduğumuz performansları sergileyerek tiyatroda küçük bir sahneye bile çabucak bizim öğrenciler koşuyor.”