MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli, “Bu ülkenin istikrar ve iç barışına dayanak vermemiz natüreldir, olmalıdır. Sıkıntı bir havalimanını beklemenin fazlaca daha ötesindedir. Bu ülkede huzurun ve güvenliğin temini için Türkiye üzerine düşeni yapabilir. Sonuç prestijiyle orada işgalci olmayacağız. Bunu aklımızdan bile geçirmeyeceğiz. Türkiye, Afganistan’da her kısımla görüşmelidir. Buna Taliban da dâhildir.” değerlendirmesini yaptı.
“CHP, boşa kürek çekiyor”
Bahçeli, TürkGün gazetesinde yayımlanan röportajında, “Duymayan var ise tekrar edeyim, Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri vaktinde yapılacak. CHP, boşa kürek çekiyor. Sabretsinler, 2023 yılının haziran ayında sandıkta hesaplaşacağız. Cumhurun zaferine şahit olacaklar. Yüzleri var ise bundan ders ve ibret alırlar, yoksa birebir hamam tıpkı tas devam ederler, lakin Kılıçdaroğlu’nu sıkıntı günler bekliyor. Cumhurbaşkanı adaylığına yeterlice ısındığı belirli. Lakin zillet ortakları İP ve HDP’yi hesaba katmasında fayda var. Zira adaylık düşü kuranlar kuyrukta bekliyor. Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı muhakkaktır, o da Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır.” dedi.
Bahçeli, “Peki zillet ittifakının adayı kimdir? Daha neyi bekliyorlar? Niçin adaylarını netleştirmiyorlar? Yoksa çabucak hemen Biden’dan müsaade ve icazet alamadılar mı? Neymiş, Cumhurbaşkanı adayını ulusal ve milletlerarası karar vericilerin işaret edeceği birisini yapacaklarmış. Kim bu karar vericiler? Milletten diğer karar verici mi var? Bu esaret altında bir siyaset anlayışı değil mi? İşte zillet budur. Teslimiyet budur. İşte zavallılık bu biçimde bir şeydir.” tabirini kullandı.
Bahçeli şunları kaydetti:
Kıbrıs’ta, eşit, hâkim ve bağımsız bir devletin tezahürü kaçınılmazdır. Müzakereler çuvalladı. Herkes kendi yolunu tercih etti. Biz Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni destekliyoruz. Akıncı benim muhatabım değil. Onun düzeyine inemem. Onun dengi ve eşiti Rumlardır. Çarpıtmasın, AKEL mensubu mu değil mi? EOKA militanı mı değil mi? Onu söylesin.
Afganistan ile Türkiye’nin tarihi bağları olduğunu belirten Bahçeli, Ulusal Uğraş senelerına atıfta bulunarak kurulan ikili ilgilerden bahsetti. Bahçeli, “İki ülke içinde 1 Mart 1921’de imzalanan Türkiye-Afganistan İttifak Antlaşması’nda dikkat çeken tabirlerden birisi “Bu iki ülkenin bahtı ve saadeti birbirinindir.” İkincisi de “Eğer bir ülkeye düşman atak ediyorsa bu, başka ülkenin de aleyhine bir hücumdur” diye konuştu.
“Türkiye, Afganistan’da her bölümle görüşmelidir, buna Taliban da dâhil”
Bahçeli Afganistan konusunda da şun açıklamaları yaptı:
Bunlar, Afganistan’ın birlik ve bütünlüğünün korunması, güvenlik ve istikrarının sağlanması, ülkede halk dayanağını ve iştiraki ön planda tutan geniş tabanlı siyasi yapının güçlenmesi ve Afganistan’ın terörden ve çok akımlardan arındırılarak, halkın huzur ve refaha kavuşturulmasıdır. Bu ülkenin istikrar ve iç barışına dayanak vermemiz natüreldir, olmalıdır. Problem bir havalimanını beklemenin fazlaca daha ötesindedir. Bu ülkede huzurun ve güvenliğin temini için Türkiye üzerine düşeni yapabilir. Sonuç prestijiyle orada işgalci olmayacağız. Bunu aklımızdan bile geçirmeyeceğiz. Türkiye, Afganistan’da her kısımla görüşmelidir. Buna Taliban da dâhildir. ABD’yle masaya oturan Taliban’ın, Türkiye’ye şaşı bakması eşyanın tabiatına alışılmamıştır. Afganistan idaresi, ülkemizin havaalanı misyonunun hukuksal altyapısı için gereken davet mektubunu bildiğim kadarıyla Türkiye’ye iletti. Askeri varlığımızın meşruiyet yeri ise, NATO muahedesi ve tezkere çerçevesinde 11 Eylül’e kadar geçerli. Bunu uzatmalıyız. Taliban, 13 Temmuz’da bir açıklama yapmış. Afganistan’daki askeri varlığımızın Doha Muahedesi hisözüne sürdürülmesini kınamış. Taliban ve öteki ögelerle çözülemeyecek bir sorun yoktur. Maksat Afganistan’ın güvenliği ve dirliğidir. Bu ülke nüfusunun yüzde 20’ye yakını soydaşımızdır. Biz diğerlerinden epey daha yakınız. birliktece her müşkülü aşarız. Parti olarak Türkiye’nin Kabil Milletlerarası Hamid Karzai Havalimanı’ndaki olası mevcudiyetini destekliyoruz. CHP idaresi bu işlerden anlamaz. Yaydıkları karamsarlık tutmaz.
Avusturya Başbakanı Kurz’a reaksiyon
Halt etmiş. Kendi işine baksın. Bu tip sorunları hayli istikametli, bilgiye ve insafa dayalı biçimde incelemesini öneririm. Nerenin inançlı olup olmayacağına Viyana’dan karar veremez. Bu şahıs daha Afganistan’ın hangi ülkelere komşu olduğunu bilmiyor. Gitsin tarih ve coğrafya öğrensin.
“Tunus’u demokrasi hayatına tekrar dönmeye davet ediyorum”
Dost ve kardeş ülke Tunus’u demokrasi hayatına tekrar dönmeye davet ediyorum. Bu ülkeyi derinden sarsan ekonomik ve sıhhat krizinin gölgesinde bu anti demokratik tavrın hayli tehlikeli olaylara kapı aralayacağını düşünüyorum. Gördüğüm kadarıyla, anayasadaki bir husus berbata kullanılarak sivil darbe yapılmış. Halkın demokratik iradesine kesinlikle hürmet duyulmalıdır. Yanlıştan dönülmelidir. Tunus Cumhuriyet Bayramı’nda yaşanan bu darbe ülkenin birlik ve bütünlüğünü zayıflatacaktır. Başka yandan bir hukuk profesörü olan Kays Said’in bu pervasız ve yasa dışı müdahalesinin gerisinde hangi güçlerin, hangi lobilerin, hangi bölgesel yahut global çevrelerin bulunduğu da âlâ tahlil edilmelidir. Arap Baharı’nın merkez üssünün tarihin gerisine düşmesi yalnızca kendisini değil, bölgeyi de karanlık bir girdaba çekebilecektir. Tunus’ta aklıselimin, demokrasinin, toplumsal ve siyasi mutabakatın hâkim olmasını diliyorum.
“Bize hiç kimse özgür medya masalıyla gelmesin, bu gelenlerin hepsi manen ölmüş medya taraftarlarıdır”
Türkiye’de kimi medya organlarının ABD’de faaliyet gösteren Chrest Vakfı tarafınca fonlandığı ortaya çıktı. Daha hakikat bir tabirle satın alındı diyelim. Kalemleri satılık, vicdanları satılık, iradeleri satılık güruhun medya özgürlüğünden bahsetmesi tam bir akıl tutulmasıdır. Meğer parayı nereden alıyorlarsa oranın düdüğünü çalıyorlarmış. Bu durum bir ulusal güvenlik meselesidir. Yargı derhâl mevzunun üstüne gitmelidir. Dikkat ediniz, Türkiye’ye kim hakaret ediyorsa, kim ihanete teşher neyse onu paraya boğmuşlar. Bir de satılmışlara casusluk yaptırmışlar. Vah ki vah! Bu mudur basın özgürlüğü? Bu mudur demokrasi? Bu mudur adalet, özgürlük, medya etiği? Türkiye aleyhtarlarına ganimet olmuş içimizdeki uşakların maskeleri düşmüştür. Hepsinin ipliği pazardadır. Bağımsız medya diyenler, Türkiye’nin bağımsızlığını kundaklamaya çalışan iş birlikçilerdir. Oyun belirlidir. Bize hiç kimse özgür medya masalıyla gelmesin, bu gelenlerin hepsi manen ölmüş medya taraftarlarıdır.”
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 20 Temmuz’daki açıklamasında,“Bu ortada natürel Taliban’ın kimi rahatsızlıkları kelam konusu .Taliban’la bu süreci görüşmek suretiyle, nasıl ki ABD ile birtakım görüşmeleri Taliban yaptıysa, Taliban bu görüşmeleri Türkiye ile daha rahat yapması lazım. Zira Türkiye’nin inancıyla alakalı zıt bir yanı yok, onlarla bu hususları daha yeterli görüşebileceğimize ihtimal veriyorum. Doha’dan oraya akan bir müddetç var. Bu süreci de yeterli değerlendirebileceğimizi düşünüyorum” sözlerini kullanmıştı.
“CHP, boşa kürek çekiyor”
Bahçeli, TürkGün gazetesinde yayımlanan röportajında, “Duymayan var ise tekrar edeyim, Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri vaktinde yapılacak. CHP, boşa kürek çekiyor. Sabretsinler, 2023 yılının haziran ayında sandıkta hesaplaşacağız. Cumhurun zaferine şahit olacaklar. Yüzleri var ise bundan ders ve ibret alırlar, yoksa birebir hamam tıpkı tas devam ederler, lakin Kılıçdaroğlu’nu sıkıntı günler bekliyor. Cumhurbaşkanı adaylığına yeterlice ısındığı belirli. Lakin zillet ortakları İP ve HDP’yi hesaba katmasında fayda var. Zira adaylık düşü kuranlar kuyrukta bekliyor. Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı muhakkaktır, o da Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır.” dedi.
Bahçeli, “Peki zillet ittifakının adayı kimdir? Daha neyi bekliyorlar? Niçin adaylarını netleştirmiyorlar? Yoksa çabucak hemen Biden’dan müsaade ve icazet alamadılar mı? Neymiş, Cumhurbaşkanı adayını ulusal ve milletlerarası karar vericilerin işaret edeceği birisini yapacaklarmış. Kim bu karar vericiler? Milletten diğer karar verici mi var? Bu esaret altında bir siyaset anlayışı değil mi? İşte zillet budur. Teslimiyet budur. İşte zavallılık bu biçimde bir şeydir.” tabirini kullandı.
Bahçeli şunları kaydetti:
Kıbrıs’ta, eşit, hâkim ve bağımsız bir devletin tezahürü kaçınılmazdır. Müzakereler çuvalladı. Herkes kendi yolunu tercih etti. Biz Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni destekliyoruz. Akıncı benim muhatabım değil. Onun düzeyine inemem. Onun dengi ve eşiti Rumlardır. Çarpıtmasın, AKEL mensubu mu değil mi? EOKA militanı mı değil mi? Onu söylesin.
Afganistan ile Türkiye’nin tarihi bağları olduğunu belirten Bahçeli, Ulusal Uğraş senelerına atıfta bulunarak kurulan ikili ilgilerden bahsetti. Bahçeli, “İki ülke içinde 1 Mart 1921’de imzalanan Türkiye-Afganistan İttifak Antlaşması’nda dikkat çeken tabirlerden birisi “Bu iki ülkenin bahtı ve saadeti birbirinindir.” İkincisi de “Eğer bir ülkeye düşman atak ediyorsa bu, başka ülkenin de aleyhine bir hücumdur” diye konuştu.
“Türkiye, Afganistan’da her bölümle görüşmelidir, buna Taliban da dâhil”
Bahçeli Afganistan konusunda da şun açıklamaları yaptı:
Bunlar, Afganistan’ın birlik ve bütünlüğünün korunması, güvenlik ve istikrarının sağlanması, ülkede halk dayanağını ve iştiraki ön planda tutan geniş tabanlı siyasi yapının güçlenmesi ve Afganistan’ın terörden ve çok akımlardan arındırılarak, halkın huzur ve refaha kavuşturulmasıdır. Bu ülkenin istikrar ve iç barışına dayanak vermemiz natüreldir, olmalıdır. Problem bir havalimanını beklemenin fazlaca daha ötesindedir. Bu ülkede huzurun ve güvenliğin temini için Türkiye üzerine düşeni yapabilir. Sonuç prestijiyle orada işgalci olmayacağız. Bunu aklımızdan bile geçirmeyeceğiz. Türkiye, Afganistan’da her kısımla görüşmelidir. Buna Taliban da dâhildir. ABD’yle masaya oturan Taliban’ın, Türkiye’ye şaşı bakması eşyanın tabiatına alışılmamıştır. Afganistan idaresi, ülkemizin havaalanı misyonunun hukuksal altyapısı için gereken davet mektubunu bildiğim kadarıyla Türkiye’ye iletti. Askeri varlığımızın meşruiyet yeri ise, NATO muahedesi ve tezkere çerçevesinde 11 Eylül’e kadar geçerli. Bunu uzatmalıyız. Taliban, 13 Temmuz’da bir açıklama yapmış. Afganistan’daki askeri varlığımızın Doha Muahedesi hisözüne sürdürülmesini kınamış. Taliban ve öteki ögelerle çözülemeyecek bir sorun yoktur. Maksat Afganistan’ın güvenliği ve dirliğidir. Bu ülke nüfusunun yüzde 20’ye yakını soydaşımızdır. Biz diğerlerinden epey daha yakınız. birliktece her müşkülü aşarız. Parti olarak Türkiye’nin Kabil Milletlerarası Hamid Karzai Havalimanı’ndaki olası mevcudiyetini destekliyoruz. CHP idaresi bu işlerden anlamaz. Yaydıkları karamsarlık tutmaz.
Avusturya Başbakanı Kurz’a reaksiyon
Halt etmiş. Kendi işine baksın. Bu tip sorunları hayli istikametli, bilgiye ve insafa dayalı biçimde incelemesini öneririm. Nerenin inançlı olup olmayacağına Viyana’dan karar veremez. Bu şahıs daha Afganistan’ın hangi ülkelere komşu olduğunu bilmiyor. Gitsin tarih ve coğrafya öğrensin.
“Tunus’u demokrasi hayatına tekrar dönmeye davet ediyorum”
Dost ve kardeş ülke Tunus’u demokrasi hayatına tekrar dönmeye davet ediyorum. Bu ülkeyi derinden sarsan ekonomik ve sıhhat krizinin gölgesinde bu anti demokratik tavrın hayli tehlikeli olaylara kapı aralayacağını düşünüyorum. Gördüğüm kadarıyla, anayasadaki bir husus berbata kullanılarak sivil darbe yapılmış. Halkın demokratik iradesine kesinlikle hürmet duyulmalıdır. Yanlıştan dönülmelidir. Tunus Cumhuriyet Bayramı’nda yaşanan bu darbe ülkenin birlik ve bütünlüğünü zayıflatacaktır. Başka yandan bir hukuk profesörü olan Kays Said’in bu pervasız ve yasa dışı müdahalesinin gerisinde hangi güçlerin, hangi lobilerin, hangi bölgesel yahut global çevrelerin bulunduğu da âlâ tahlil edilmelidir. Arap Baharı’nın merkez üssünün tarihin gerisine düşmesi yalnızca kendisini değil, bölgeyi de karanlık bir girdaba çekebilecektir. Tunus’ta aklıselimin, demokrasinin, toplumsal ve siyasi mutabakatın hâkim olmasını diliyorum.
“Bize hiç kimse özgür medya masalıyla gelmesin, bu gelenlerin hepsi manen ölmüş medya taraftarlarıdır”
Türkiye’de kimi medya organlarının ABD’de faaliyet gösteren Chrest Vakfı tarafınca fonlandığı ortaya çıktı. Daha hakikat bir tabirle satın alındı diyelim. Kalemleri satılık, vicdanları satılık, iradeleri satılık güruhun medya özgürlüğünden bahsetmesi tam bir akıl tutulmasıdır. Meğer parayı nereden alıyorlarsa oranın düdüğünü çalıyorlarmış. Bu durum bir ulusal güvenlik meselesidir. Yargı derhâl mevzunun üstüne gitmelidir. Dikkat ediniz, Türkiye’ye kim hakaret ediyorsa, kim ihanete teşher neyse onu paraya boğmuşlar. Bir de satılmışlara casusluk yaptırmışlar. Vah ki vah! Bu mudur basın özgürlüğü? Bu mudur demokrasi? Bu mudur adalet, özgürlük, medya etiği? Türkiye aleyhtarlarına ganimet olmuş içimizdeki uşakların maskeleri düşmüştür. Hepsinin ipliği pazardadır. Bağımsız medya diyenler, Türkiye’nin bağımsızlığını kundaklamaya çalışan iş birlikçilerdir. Oyun belirlidir. Bize hiç kimse özgür medya masalıyla gelmesin, bu gelenlerin hepsi manen ölmüş medya taraftarlarıdır.”
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 20 Temmuz’daki açıklamasında,“Bu ortada natürel Taliban’ın kimi rahatsızlıkları kelam konusu .Taliban’la bu süreci görüşmek suretiyle, nasıl ki ABD ile birtakım görüşmeleri Taliban yaptıysa, Taliban bu görüşmeleri Türkiye ile daha rahat yapması lazım. Zira Türkiye’nin inancıyla alakalı zıt bir yanı yok, onlarla bu hususları daha yeterli görüşebileceğimize ihtimal veriyorum. Doha’dan oraya akan bir müddetç var. Bu süreci de yeterli değerlendirebileceğimizi düşünüyorum” sözlerini kullanmıştı.