Seyyah
New member
Dünyada, biroldukça insan yaşlanmasının akabinde ölüyor. Buna mani olabilmek ve süresiz yaşamak için bedenin yaşlanmasının durdurulması gerekiyor.
Sonsuza kadar genç kalmak
Yaşlanma problemini çözen, denizanası gibisi bir omurgasız olan hidra, yeni hücreler yapmak için daima bölünen kök hücrelerden oluşuyor. Yeni hücrelerin daima akışı, hidranın kendilerini gençleştirmesine ve sonsuza kadar genç kalmasına müsaade veriyor.
‘Potansiyel olarak ölümsüzler’
Hidraların genç kalabilme özelliğini keşfeden California’daki Pomona Koleji’nde biyoloji profesörü olan Daniel Martínez, “Yaşlanmıyorlar, bu yüzden potansiyel olarak ölümsüzler” dedi.
Beşerler da misal özelliklere sahip, lakin…
NTV’de yer alan habere bakılırsa; Hidralara benzeri biçimde beşerler da karaciğer üzere bedenin birtakım kısımlarını onarabilen ve hatta bir daha büyütebilen kök hücrelere sahip, fakat insan bedeninin tamamı hidralar üzere yenileyebilen hücrelerden oluşmuyor. Bunun sebebi ise insanların organları olmayan hidraların tersine fazlaca işlevli bir beden yapısına sahip olması.
‘Nöronlar yenilenirse hiç bir şey hatırlamayacağız’
Hidraların insan hücrelerinin yaşlandıkça daha âlâ fonksiyon görmesi için araştırmacılara yol göstereceğini vurgulayan Martínez, “Hücrelerimizin yenilenmekten ve bölünmekten diğer nazaranvleri var. örneğin kırmızı kan hücreleri bedenimizde oksijen taşır ve bunu yaparken bölünme yeteneklerini kaybetmeleri gerekiyor. Hücreler yaşlandıkça biz de yaşlanırız. Hidralar üzere eski hücrelerimizi öylece atamayız zira onlara gereksinimimiz var. Örneğin, beyindeki nöronlar bilgi iletir. Bunların değiştirilmesini istemiyoruz. Zira aksi biçimde hiç bir şey hatırlamayacağız” dedi.
Sonsuza kadar yaşamak istemeyen insanların aslına bakarsanız bir ölümsüzlük biçimine sahip olduğunu aktaran Martínez, “Her vakit ‘Bence biz ölümsüzüz’ derim. Benim için şairler ölümsüzdür zira onca yıldan daha sonra hala bizimleler ve bizi hala etkiliyorlar. Bu yüzden bence beşerler miraslarıyla hayatta kalıyorlar” tabirlerini kullandı.
İnsan ömrünün 150 yıla çıkması bekleniyor
tıpkı vakitte, Guinness Dünya Rekorları’na göre,1997 yılında 122 yaşında hayatını kaybeden Fransız Jeanne Calment, en yaşlı insan olarak tarihe geçti.
Nature Communications mecmuasında yayınlanan 2021 tarihindeki bir çalışmada ise araştırmacılar, insanların azamî 120 ila 150 yıl içinde yaşayabileceğini bildirdi. Ama yeni hücre üretimini durdurmasıyla birlikte sakatlık, faydalanma ve hastalık sayısında süratli artış bekliyor.
Nanoteknoloji yardımıyla 150 yılın ötesine geçebilir
Lakin yeni çalışmalar, insanların nanoteknolojiyi içeren gelecekteki teknolojik gelişmelerle biyolojik hudutlarının ötesinde yaşayabileceğini gösteriyor.
Bu, materyallerin nano ölçekte, 100 nanometreden (metrenin milyarda biri) altında bir daha tasarlanması manasına geliyor. Bu kadar küçük makineler kanda dolaşabilir ve muhtemelen hücrelerin vakit içinde yaşadığı hasarları onararak yaşlanmayı önleyebilir.
Kanserli hücreler bedenden çıkabilir
Avustralya’daki Melbourne Üniversitesi’ne bakılırsa nanoteknoloji, kanserli hücreleri bedenden çıkararak birtakım kanser çeşitleri de dahil olmak üzere makul hastalıkları tedavi edebilir.
Hidralar yaşlanmasa da ölür
Lakin, insan bedeninin yaşlanmasını engellemek ölümsüzlüğü elde etmek için hala kâfi değil. Hidralar yaşlanma belirtileri göstermeseler de bir daha de ölüyorlar. Martínez, “Balık üzere yırtıcı hayvanlar tarafınca yenir ve ortamları epeyce fazla değişirse, mesela göletleri kışın donarsa yok olurlar” dedi.
‘İnsanların daha sağlam bir bedene muhtaçlığı var’
Gelecekte uzun mühlet hayatta kalmamızı sağlamak için mevcut bedenlerimizden daha sağlam bir bedene gereksinimimiz olacak. Fakat, süratle gelişen teknolojinin bu durum için de bir tahlili var.
Sanal ölümsüzlük mümkün
Teknoloji ilerledikçe, fütüristler iki belirleyici dönüm noktası bekliyor. Birincisi, yapay zekayı kendini bir daha tasarlayacak kadar akıllı hale geleceği ve insan zekasından fazlaca da üstün duruma ulaştığı tekillik durumu. İkinci kilometre taşı ise beyinlerimizi tarayabileceğimiz ve kendimizi bilgisayar üzere biyolojik olmayan bir ortama aktarabileceğimiz sanal ölümsüzlük.
Robot solucan üzere davranmaya başladı
Araştırmacılar, bir yuvarlak solucanın (Caenorhabditis elegans) sinirsel ilişkilerinin haritasını çıkardı. OpenWorm projesinin bir kesimi olarak, ondan sonrasında yuvarlak solucanın beynini hudut kontaklarını kopyalayan bir yazılımda simüle edildi. Akabinde, bu yazılımı bir Lego robotunu yönlendirmek için programladı. Robot çabucak sonrasında yuvarlak solucan üzere davranmaya başladı.
Ölümsüzlüğe giden yolda değerli bir adım
Bilim insanları, şu anda insan beyninin 86 milyar nöronu içindeki irtibatların haritasını çıkarmaya yakın değil (yuvarlak solucanlar yalnızca 302 nörona sahip).
İnsan zihni bir bilgisayara girdiğinde ve internete yüklenebildiğinde, insan bedeninin yok olması konusunda endişelenmemize gerek kalmayacak. İnsan zihnini bedenden çıkarmak, ölümsüzlüğe giden yolda kıymetli bir adım olacak.
Lakin, Florida Atlantik Üniversitesi’nden filozifi profesörü Schneider’e göre bir tuzak var. Schneider, “Bunun sizi ölümsüzlüğe ulaşacağını düşünmüyorum. Sırf bir dijital dublör yaratacağınızı düşünüyorum” dedi.
Beyin çipleri ile insanın benliği sonsuzluğa ulaşabilir
beraberinde “Yapay Siz: Yapay Zeka ve Zihninizin Geleceği” (Princeton University Press, 2019) kitabının da muharriri olan Schneider, beynin yükleme sürecinden sağ çıkıp çıkmadığı bir fikir deneyini anlattı:
“Beyin hayatta kalırsa, bu biçimde dijital kopya siz olamazsınız, zira hala hayattasınız; bilakis, beyniniz yükleme sürecinden sağ çıkamıyorsa dijital kopya da siz olamazsınız, zira o siz olmazsınız.”
Schneider’e nazaran, insanı korurken çok uzun yaşama giden yol, insan beyninin hayatta kalmasıyla uyumlu biyolojik iyileştirmelerden geçiyor. Daha tartışmalı bir öbür yol da beyin çipleri olacak.
Schneider, “Beynin modüllerini yavaş yavaş çiplerle değiştirmek hakkında fazlaca fazla konuşma yapıldı. bu biçimdece, sonunda yapay zeka üzere oluyor. Öbür bir deyişle, yavaş yavaş bir siborga dönüşmek ve nöronlar yerine çiplerle düşünmek” açıklamasını yaptı.
Sonuç olarak…
Sonuç olarak, nasıl yükseltildiğine yahut yüklendiğine bakılmaksızın insan bedeninin bir son kullanma tarihi var üzere görünüyor. İnsanların vücutları olmadan hala insan olup olmadığı ise açık uçlu bir soru…
Schneider, “Bana göre, teknik olarak bir insan olup olmadığınızla ilgili durum soru bile değil. Asıl sıkıntı, bir kişinin tıpkı benliğe sahip olup olmaması. bu biçimde, burada nitekim değerli olan, şuurlu bir varlık olmak nedir? Ve beyindeki değişiklikler şuurunuzu ne vakit değiştirir? Diğer bir deyişle, beynimizle yapabileceklerimizi değiştirmek kim olduğumuzu hangi noktada değiştirir?” dedi.
Öte yandan, Schneider, geleceğin potansiyel beyin ve beden geliştirmelerinden heyecan duyuyor ve birtakım çekincelerine karşın, insanları yaşlılıkta mevtten kurtarma fikrinden hoşlanıyor.
Schneider, “Bunu mutlaka hayli isterim. Bilim ve süratle gelişen teknolojinin hastalıkları güzelleştirdiğini, bizi daha akıllı yaptığını, insanların beyinlerini çiplerle yükseltme seçeneğine sahip olduklarını görmeyi hayli isterim. Yalnızca neyin tehlikede olduğunu anlamalarını istiyorum” diyerek kelamlarına son verdi.
Sonsuza kadar genç kalmak
Yaşlanma problemini çözen, denizanası gibisi bir omurgasız olan hidra, yeni hücreler yapmak için daima bölünen kök hücrelerden oluşuyor. Yeni hücrelerin daima akışı, hidranın kendilerini gençleştirmesine ve sonsuza kadar genç kalmasına müsaade veriyor.
‘Potansiyel olarak ölümsüzler’
Hidraların genç kalabilme özelliğini keşfeden California’daki Pomona Koleji’nde biyoloji profesörü olan Daniel Martínez, “Yaşlanmıyorlar, bu yüzden potansiyel olarak ölümsüzler” dedi.
Beşerler da misal özelliklere sahip, lakin…
NTV’de yer alan habere bakılırsa; Hidralara benzeri biçimde beşerler da karaciğer üzere bedenin birtakım kısımlarını onarabilen ve hatta bir daha büyütebilen kök hücrelere sahip, fakat insan bedeninin tamamı hidralar üzere yenileyebilen hücrelerden oluşmuyor. Bunun sebebi ise insanların organları olmayan hidraların tersine fazlaca işlevli bir beden yapısına sahip olması.
‘Nöronlar yenilenirse hiç bir şey hatırlamayacağız’
Hidraların insan hücrelerinin yaşlandıkça daha âlâ fonksiyon görmesi için araştırmacılara yol göstereceğini vurgulayan Martínez, “Hücrelerimizin yenilenmekten ve bölünmekten diğer nazaranvleri var. örneğin kırmızı kan hücreleri bedenimizde oksijen taşır ve bunu yaparken bölünme yeteneklerini kaybetmeleri gerekiyor. Hücreler yaşlandıkça biz de yaşlanırız. Hidralar üzere eski hücrelerimizi öylece atamayız zira onlara gereksinimimiz var. Örneğin, beyindeki nöronlar bilgi iletir. Bunların değiştirilmesini istemiyoruz. Zira aksi biçimde hiç bir şey hatırlamayacağız” dedi.
Sonsuza kadar yaşamak istemeyen insanların aslına bakarsanız bir ölümsüzlük biçimine sahip olduğunu aktaran Martínez, “Her vakit ‘Bence biz ölümsüzüz’ derim. Benim için şairler ölümsüzdür zira onca yıldan daha sonra hala bizimleler ve bizi hala etkiliyorlar. Bu yüzden bence beşerler miraslarıyla hayatta kalıyorlar” tabirlerini kullandı.
İnsan ömrünün 150 yıla çıkması bekleniyor
tıpkı vakitte, Guinness Dünya Rekorları’na göre,1997 yılında 122 yaşında hayatını kaybeden Fransız Jeanne Calment, en yaşlı insan olarak tarihe geçti.
Nature Communications mecmuasında yayınlanan 2021 tarihindeki bir çalışmada ise araştırmacılar, insanların azamî 120 ila 150 yıl içinde yaşayabileceğini bildirdi. Ama yeni hücre üretimini durdurmasıyla birlikte sakatlık, faydalanma ve hastalık sayısında süratli artış bekliyor.
Nanoteknoloji yardımıyla 150 yılın ötesine geçebilir
Lakin yeni çalışmalar, insanların nanoteknolojiyi içeren gelecekteki teknolojik gelişmelerle biyolojik hudutlarının ötesinde yaşayabileceğini gösteriyor.
Bu, materyallerin nano ölçekte, 100 nanometreden (metrenin milyarda biri) altında bir daha tasarlanması manasına geliyor. Bu kadar küçük makineler kanda dolaşabilir ve muhtemelen hücrelerin vakit içinde yaşadığı hasarları onararak yaşlanmayı önleyebilir.
Kanserli hücreler bedenden çıkabilir
Avustralya’daki Melbourne Üniversitesi’ne bakılırsa nanoteknoloji, kanserli hücreleri bedenden çıkararak birtakım kanser çeşitleri de dahil olmak üzere makul hastalıkları tedavi edebilir.
Hidralar yaşlanmasa da ölür
Lakin, insan bedeninin yaşlanmasını engellemek ölümsüzlüğü elde etmek için hala kâfi değil. Hidralar yaşlanma belirtileri göstermeseler de bir daha de ölüyorlar. Martínez, “Balık üzere yırtıcı hayvanlar tarafınca yenir ve ortamları epeyce fazla değişirse, mesela göletleri kışın donarsa yok olurlar” dedi.
‘İnsanların daha sağlam bir bedene muhtaçlığı var’
Gelecekte uzun mühlet hayatta kalmamızı sağlamak için mevcut bedenlerimizden daha sağlam bir bedene gereksinimimiz olacak. Fakat, süratle gelişen teknolojinin bu durum için de bir tahlili var.
Sanal ölümsüzlük mümkün
Teknoloji ilerledikçe, fütüristler iki belirleyici dönüm noktası bekliyor. Birincisi, yapay zekayı kendini bir daha tasarlayacak kadar akıllı hale geleceği ve insan zekasından fazlaca da üstün duruma ulaştığı tekillik durumu. İkinci kilometre taşı ise beyinlerimizi tarayabileceğimiz ve kendimizi bilgisayar üzere biyolojik olmayan bir ortama aktarabileceğimiz sanal ölümsüzlük.
Robot solucan üzere davranmaya başladı
Araştırmacılar, bir yuvarlak solucanın (Caenorhabditis elegans) sinirsel ilişkilerinin haritasını çıkardı. OpenWorm projesinin bir kesimi olarak, ondan sonrasında yuvarlak solucanın beynini hudut kontaklarını kopyalayan bir yazılımda simüle edildi. Akabinde, bu yazılımı bir Lego robotunu yönlendirmek için programladı. Robot çabucak sonrasında yuvarlak solucan üzere davranmaya başladı.
Ölümsüzlüğe giden yolda değerli bir adım
Bilim insanları, şu anda insan beyninin 86 milyar nöronu içindeki irtibatların haritasını çıkarmaya yakın değil (yuvarlak solucanlar yalnızca 302 nörona sahip).
İnsan zihni bir bilgisayara girdiğinde ve internete yüklenebildiğinde, insan bedeninin yok olması konusunda endişelenmemize gerek kalmayacak. İnsan zihnini bedenden çıkarmak, ölümsüzlüğe giden yolda kıymetli bir adım olacak.
Lakin, Florida Atlantik Üniversitesi’nden filozifi profesörü Schneider’e göre bir tuzak var. Schneider, “Bunun sizi ölümsüzlüğe ulaşacağını düşünmüyorum. Sırf bir dijital dublör yaratacağınızı düşünüyorum” dedi.
Beyin çipleri ile insanın benliği sonsuzluğa ulaşabilir
beraberinde “Yapay Siz: Yapay Zeka ve Zihninizin Geleceği” (Princeton University Press, 2019) kitabının da muharriri olan Schneider, beynin yükleme sürecinden sağ çıkıp çıkmadığı bir fikir deneyini anlattı:
“Beyin hayatta kalırsa, bu biçimde dijital kopya siz olamazsınız, zira hala hayattasınız; bilakis, beyniniz yükleme sürecinden sağ çıkamıyorsa dijital kopya da siz olamazsınız, zira o siz olmazsınız.”
Schneider’e nazaran, insanı korurken çok uzun yaşama giden yol, insan beyninin hayatta kalmasıyla uyumlu biyolojik iyileştirmelerden geçiyor. Daha tartışmalı bir öbür yol da beyin çipleri olacak.
Schneider, “Beynin modüllerini yavaş yavaş çiplerle değiştirmek hakkında fazlaca fazla konuşma yapıldı. bu biçimdece, sonunda yapay zeka üzere oluyor. Öbür bir deyişle, yavaş yavaş bir siborga dönüşmek ve nöronlar yerine çiplerle düşünmek” açıklamasını yaptı.
Sonuç olarak…
Sonuç olarak, nasıl yükseltildiğine yahut yüklendiğine bakılmaksızın insan bedeninin bir son kullanma tarihi var üzere görünüyor. İnsanların vücutları olmadan hala insan olup olmadığı ise açık uçlu bir soru…
Schneider, “Bana göre, teknik olarak bir insan olup olmadığınızla ilgili durum soru bile değil. Asıl sıkıntı, bir kişinin tıpkı benliğe sahip olup olmaması. bu biçimde, burada nitekim değerli olan, şuurlu bir varlık olmak nedir? Ve beyindeki değişiklikler şuurunuzu ne vakit değiştirir? Diğer bir deyişle, beynimizle yapabileceklerimizi değiştirmek kim olduğumuzu hangi noktada değiştirir?” dedi.
Öte yandan, Schneider, geleceğin potansiyel beyin ve beden geliştirmelerinden heyecan duyuyor ve birtakım çekincelerine karşın, insanları yaşlılıkta mevtten kurtarma fikrinden hoşlanıyor.
Schneider, “Bunu mutlaka hayli isterim. Bilim ve süratle gelişen teknolojinin hastalıkları güzelleştirdiğini, bizi daha akıllı yaptığını, insanların beyinlerini çiplerle yükseltme seçeneğine sahip olduklarını görmeyi hayli isterim. Yalnızca neyin tehlikede olduğunu anlamalarını istiyorum” diyerek kelamlarına son verdi.