JoKeR
Active member
Böbrek tümörünün en sık görülen tümörler ortasında erkeklerde 9, bayanlarda ise 14’üncü sırada yer aldığını vurgulayan Üroloji uzmanı Doç. Dr. İlter Alkan, erken tespit edildiğinde muvaffakiyet talihinin hayli daha yüksek olduğunu belirtti.
Erkelerde bayanlara nazaran 2 kat fazla görülen böbrek tümörlerinin erken evrede belirti vermemesi niçiniyle hastaların yüzde 25- 30’u geç safhada teşhis edildiğinin altını çizen Üroloji uzmanı Doç. Dr. İlter Alkan, “aynı vakitte, birden fazla vakit öbür hastalıklar niçiniyle yapılan ultrasonografi ya da bilgisayarlı tomografide böbrekteki tümör rastlantısal olarak fark ediliyor. bu türlü hastalık daha erken evrede teşhis edilebiliyor” dedi.
Özellikle son senelerda böbrek tümörleri görülme sıklığında artış gözlendiğinin altını çizen Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Üroloji uzmanı Doç. Dr. İlter Alkan, dünyada bir yılda görülen böbrek tümörü hadise sayısının 430 bin civarındayken, hastaların yaklaşık üçte birinin bu tümör niçiniyle hayatını kaybettiğine dikkat çekti. birebir vakitte erken evrede yakalanan tümörlerde ise yüzde 95’lere varan oranlarda başarılı sonuçlara ulaşıldığını söylemiş oldu.
Erken tespiti yapılan 7 santim altındaki tümörlerde yüzde 90-95’e kadar 5 yıllık sağ kalım oranlarının olduğunu söyleyen Doç. Dr. İlter Alkan, evre 2 tümörlerde ise bu oranın yüzde 75-80 olduğunu belirtti. Doç. Dr. Alkan, “Genel olarak böbrek dışına yayılmamış tümörlerde sağ kalım oranı daha yüksek, bu yüzden erken teşhis fazlaca önemli” formunda konuştu.
Böbrek tümörlerinde şikâyetlerin çoklukla ileri evrede ortaya çıktığını belirten Doç. Dr. İlter Alkan, mevzuyla ilgili şunları anlattı:
“Böbrek tümörlerinin 3 bulgusu olabilir. Bunlar; idrarda kanama, yan ağrısı ve karın muayenesinde böbrek bölgesinde ele gelen kitledir. Fakat ne yazık ki bu yakınmalar ortaya çıktığında birden fazla vakit hastalık ilerlemiş, hastaların yüzde 25-30’unda tümör yayılmış oluyor. İdrarda kanama diğer niçinlerle (böbrek taşı gibi) olabildiği üzere böbrek tümörünün de bulgusu olabilir. İdrarda kanama bu niçinlerle kesinlikle araştırılmalıdır. Doç. Dr. Alkan, böbrek tümörleri için bir tarama yolu olmamasına karşın, erken teşhis için tertipli denetimler yapılmasının kıymetini belirtti.
Böbrek tümörünün ortalama 65 yaş civarında daha sık görüldüğünü anlatan Doç. Dr. İlter Alkan, risk faktörleriyle ilgili şunları anlattı:
“Böbrek tümörlerinin yüzde 5 ile 8’i kalıtsal bir biçimde aktarılır. Bu niçinle daha erken yaşlarda ortaya çıkan bireylerde kesinlikle ailenin araştırılması gerekir. En değerli risk faktörlerinden bir tanesi de sigara kullanmaktır. Hatta tüketilen sigarının ölçüsü arttıkça böbrek tümörü için risk o kadar artar. Sigarayı kestikten daha sonra da risk yılla orantılı azalmakla birlikte devam ediyor. Böbrek tümörü görülme riskinin azalması sigarayı bıraktıktan lakin 10 sene daha sonra besbelli hale geliyor. Bu niçinle önlenebilir bir faktör olan sigaranın bırakılması epeyce değerli. Ayrıyeten obezite, hipertansiyon, kronik böbrek hastalığı ve mesleksel niçinlerle birtakım kimyasal unsurlara maruz kalma da başka risk faktörleri içinde yer alıyor.”
Böbrek tümörlerinin tedavisinde multidisipliner yaklaşım uygulandığını hatırlatan Doç. Dr. İlter Alkan, bilhassa erken evre tümörlerde cerrahiyle çok başarılı sonuçlara ulaşıldığını belirtti. Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Üroloji uzmanı Doç. Dr. İlter Alkan hususla ilgili şu ayrıntıları verdi:
“Laparoskopi tekniğiyle 10 santime kadar olan tümörleri böbreği koruyarak alabiliyoruz. Kapalı ameliyatın, hasta için büyük bir kesi olmaması, daha kısa müddette taburcu olması, kan kaybının daha az olması üzere olumlu tarafları var. Cerrahın kendi yaklaşımına bağlı olarak tedavi açık ameliyat ile de yapılabilir. Tümörün hayli büyük olduğu birtakım durumlarda ise böbreği almak gerekebilir. Evre 1’deki tümörlerde hastanın 5 yıllık sağ kalım oranı yüzde 90-95’lere kadar çıkıyor. 7 santimin üstünde evre 2 dediğimiz tümörlerde ise yüzde 75-80’lere ulaşan 5 yıllık sağ kalım oranı mevcut. Böbrek dışına yayılmamış evrede muvaffakiyet bahtımızın epey daha yüksek olduğunu söyleyebilirim.”
“Son vakit içinderda böbrek tümörü tedavisinde kullanılan immünoterapi ilaçlarında epeyce büyük gelişmeler olduğunu hatırlatan Doç. Dr. İlter Alkan, “Bu ilaçlar bedendeki bağışıklık sistemimizi güçlendirip tümörde kimi değişikler yaparak bedenin kendi bağışıklık sistemiyle bu tümörü alt etmesini sağlıyor. ötürüsıyla evre 4 tümörlerde bile tümörün yüzde 4-5’e kadar büsbütün güzelleştiği oluyor” diye konuştu.
Son olarak hastalığı erken teşhis etmenin değerli olduğunun altını çizen Üroloji uzmanı Doç. Dr. İlter Alkan, bu yüzden rutin denetimlerde ultrason yapılması gerektiğini vurguladı.
Erkelerde bayanlara nazaran 2 kat fazla görülen böbrek tümörlerinin erken evrede belirti vermemesi niçiniyle hastaların yüzde 25- 30’u geç safhada teşhis edildiğinin altını çizen Üroloji uzmanı Doç. Dr. İlter Alkan, “aynı vakitte, birden fazla vakit öbür hastalıklar niçiniyle yapılan ultrasonografi ya da bilgisayarlı tomografide böbrekteki tümör rastlantısal olarak fark ediliyor. bu türlü hastalık daha erken evrede teşhis edilebiliyor” dedi.
Özellikle son senelerda böbrek tümörleri görülme sıklığında artış gözlendiğinin altını çizen Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Üroloji uzmanı Doç. Dr. İlter Alkan, dünyada bir yılda görülen böbrek tümörü hadise sayısının 430 bin civarındayken, hastaların yaklaşık üçte birinin bu tümör niçiniyle hayatını kaybettiğine dikkat çekti. birebir vakitte erken evrede yakalanan tümörlerde ise yüzde 95’lere varan oranlarda başarılı sonuçlara ulaşıldığını söylemiş oldu.
Erken tespiti yapılan 7 santim altındaki tümörlerde yüzde 90-95’e kadar 5 yıllık sağ kalım oranlarının olduğunu söyleyen Doç. Dr. İlter Alkan, evre 2 tümörlerde ise bu oranın yüzde 75-80 olduğunu belirtti. Doç. Dr. Alkan, “Genel olarak böbrek dışına yayılmamış tümörlerde sağ kalım oranı daha yüksek, bu yüzden erken teşhis fazlaca önemli” formunda konuştu.
Böbrek tümörlerinde şikâyetlerin çoklukla ileri evrede ortaya çıktığını belirten Doç. Dr. İlter Alkan, mevzuyla ilgili şunları anlattı:
“Böbrek tümörlerinin 3 bulgusu olabilir. Bunlar; idrarda kanama, yan ağrısı ve karın muayenesinde böbrek bölgesinde ele gelen kitledir. Fakat ne yazık ki bu yakınmalar ortaya çıktığında birden fazla vakit hastalık ilerlemiş, hastaların yüzde 25-30’unda tümör yayılmış oluyor. İdrarda kanama diğer niçinlerle (böbrek taşı gibi) olabildiği üzere böbrek tümörünün de bulgusu olabilir. İdrarda kanama bu niçinlerle kesinlikle araştırılmalıdır. Doç. Dr. Alkan, böbrek tümörleri için bir tarama yolu olmamasına karşın, erken teşhis için tertipli denetimler yapılmasının kıymetini belirtti.
Böbrek tümörünün ortalama 65 yaş civarında daha sık görüldüğünü anlatan Doç. Dr. İlter Alkan, risk faktörleriyle ilgili şunları anlattı:
“Böbrek tümörlerinin yüzde 5 ile 8’i kalıtsal bir biçimde aktarılır. Bu niçinle daha erken yaşlarda ortaya çıkan bireylerde kesinlikle ailenin araştırılması gerekir. En değerli risk faktörlerinden bir tanesi de sigara kullanmaktır. Hatta tüketilen sigarının ölçüsü arttıkça böbrek tümörü için risk o kadar artar. Sigarayı kestikten daha sonra da risk yılla orantılı azalmakla birlikte devam ediyor. Böbrek tümörü görülme riskinin azalması sigarayı bıraktıktan lakin 10 sene daha sonra besbelli hale geliyor. Bu niçinle önlenebilir bir faktör olan sigaranın bırakılması epeyce değerli. Ayrıyeten obezite, hipertansiyon, kronik böbrek hastalığı ve mesleksel niçinlerle birtakım kimyasal unsurlara maruz kalma da başka risk faktörleri içinde yer alıyor.”
Böbrek tümörlerinin tedavisinde multidisipliner yaklaşım uygulandığını hatırlatan Doç. Dr. İlter Alkan, bilhassa erken evre tümörlerde cerrahiyle çok başarılı sonuçlara ulaşıldığını belirtti. Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Üroloji uzmanı Doç. Dr. İlter Alkan hususla ilgili şu ayrıntıları verdi:
“Laparoskopi tekniğiyle 10 santime kadar olan tümörleri böbreği koruyarak alabiliyoruz. Kapalı ameliyatın, hasta için büyük bir kesi olmaması, daha kısa müddette taburcu olması, kan kaybının daha az olması üzere olumlu tarafları var. Cerrahın kendi yaklaşımına bağlı olarak tedavi açık ameliyat ile de yapılabilir. Tümörün hayli büyük olduğu birtakım durumlarda ise böbreği almak gerekebilir. Evre 1’deki tümörlerde hastanın 5 yıllık sağ kalım oranı yüzde 90-95’lere kadar çıkıyor. 7 santimin üstünde evre 2 dediğimiz tümörlerde ise yüzde 75-80’lere ulaşan 5 yıllık sağ kalım oranı mevcut. Böbrek dışına yayılmamış evrede muvaffakiyet bahtımızın epey daha yüksek olduğunu söyleyebilirim.”
“Son vakit içinderda böbrek tümörü tedavisinde kullanılan immünoterapi ilaçlarında epeyce büyük gelişmeler olduğunu hatırlatan Doç. Dr. İlter Alkan, “Bu ilaçlar bedendeki bağışıklık sistemimizi güçlendirip tümörde kimi değişikler yaparak bedenin kendi bağışıklık sistemiyle bu tümörü alt etmesini sağlıyor. ötürüsıyla evre 4 tümörlerde bile tümörün yüzde 4-5’e kadar büsbütün güzelleştiği oluyor” diye konuştu.
Son olarak hastalığı erken teşhis etmenin değerli olduğunun altını çizen Üroloji uzmanı Doç. Dr. İlter Alkan, bu yüzden rutin denetimlerde ultrason yapılması gerektiğini vurguladı.