JoKeR
Active member
Tedavi gördüğü hastanede, 76 yaşında hayata veda eden Meriç, Şakirin Mescidi’nde öğlen namazını müteakip kılınan cenaze namazının akabinde Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi. Mahmut Ali Meriç’in eşi Aynur Meriç, çocukları Cem ve Sinan Meriç ile kardeşi Ümit Meriç’in taziyeleri kabul ettiği merasime, Türkiye Büyük Millet Meclisi Lideri Mustafa Şentop, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, Üsküdar Belediye Lideri Hilmi Türkmen, Esenler Belediye Lideri Mehmet Tevfik Göksu ve sevenleri katıldı.
Avukat Mahmut Ali Meriç
‘DIŞTAN SAKİN GÖRÜNÜRDÜ ANCAK İÇ DÜNYASI ÇOK ZENGİNDİ’
Merasimde açıklamada bulunan Cem Meriç, Mahmut Ali Meriç’in, annesi kadar şık ruhlu, babası kadar iç dünya zenginliği olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Onu tanıma bahtına ulaşan herkes onu fazlaca severdi. Düşmanı yoktu. O kadar pak bir insandı. Babam, az lakin öz konuşurdu. O, dıştan sakin görünürdü ancak iç dünyası hem epey derin tıpkı vakitte fazlaca zengindi. İçinde vakit zaman yanar dağlar patlar, vakit zaman ise sakin sular akardı. Edebiyat manasında da inanılmaz bir derinliği vardı. Kendisi, babası Cemil Meriç’in derinliğine tam inebilen, devamlılığını layığıyla yerine getirebilen bir insandı. Dedemin kitaplarını epey daha geniş bir kitleye sunabilmeyi görev gördü. Dedem ismine bütün kitaplarını hazırlayarak hem kendi hem annem Aynur Meriç’in büyük fedakarlıklarıyla bu bakılırsavi yerine getirdi. Babamın yeterli ve makus günlerinde yarım asırdan fazla yol ve gönül arkadaşlığı yapmış annemize hepimiz ismine teşekkür ediyorum.”
Cemil Meriç ve ailesi
‘BABAMIN TEMENNİSİNİ GERÇEKLEŞTİRMEYE GİTİ’
Kardeşi Ümit Meriç ise yaptığı açıklamada, “Her nefis mevti tadacaktır. Ölmemek için doğmamış olmak lazım gelirdi. Benden 21 ay büyük olan ağabeyim Mahmut Ali Meriç de 1945 yılında, buraya epey yakın bir arada bulunan Zeynep Kamil Hastanesinde dünyaya gözlerini açtı. Artık de Karacaahmet’te toprağa veriliyor. ‘Kah enine kah uzunluğuna. Çiçek dolu, rah, Üsküdar’ diye benim bir mısram var. Doğduğumuz günden, son nefesimizi verdiğimiz ana kadar dünyayı geziyoruz. Ana rahminden çıkıyoruz, daha sonra bir daha ana toprağa giriyoruz.” sözlerini kullandı.
Mahmut Ali Meriç’in yaptığı biroldukca hoşluğun ötesinde, babasına büyük bir hizmette bulunduğuna vurgu yapan Ümit Meriç, şu ayrıntıları verdi:
“Cemil Meriç her kitabını yayınevine yollarken, ‘Evladım bu artık bu biçimde gitsin, yeni baskısına inşallah tekemmül ettiririz metinleri.’ kederi. 12 cilt eser yazdı lakin bu kanısını hayattayken gerçekleştiremedi. Babam hayattayken büyük ölçüde onun asistanlığını yapan ben oldum. Abim o sırada Paris’te yüksek lisans çalışması ötürüsıyla bulunuyordu. Döndükten daha sonra o da babamın öteki asistanlarıyla bugün Türkiye’de sayıları milyonları aşan okuyucunun okuduğu 12 ciltlik kitabın bedene gelmesine hizmet etti. Ama asıl babamın vefatından daha sonra babamın temennisini gerçekleştirmeye çaba etti, yarım bıraktığı kimi metinlerin çevirisini tamamladı, birtakım yapıtların ortasında dağınık bulunan kısımları bir ortaya getirdi. Yeni bir Cemil Meriç edisyonu meydana getirdi.
Kimileri tarafınca eleştirilen, kimileri tarafınca methedilen bir mesaiye ömrünü adadı. Bu hususta eşi Aynur Meriç de tıpkı annemin babama hazırladığı ortam üzere, kusursuz bir çalışma ortamı hazırladı. İki hoş evlat büyüttüler. Rabbimden ağabeyime rahmet diliyorum. Yeri cennet olsun. İnşallah ahirette de güle güle kucaklaşmamız nasip olsun.”
Vefatından daha sonra Cemil Meriç’in yapıtlarını bir daha yayına hazırlayan Mahmut Ali Meriç, 19 Haziran’da ömrünü kaybetmişti.
Hakkında
Cemil Meriç ve Fevziye Meriç’in birinci çocuğu Mahmut Ali Meriç 1 Nisan 1945’te dünyaya geldi. Saint-Joseph Lisesi’nin akabinde İstanbul Hukuk Fakültesi’ni bitiren Meriç, Fransa’da hukuk alanında yüksek lisans yaptı. Bir periyot Meydan Larousse ansiklopedisinde editörlük yapan Mahmut Ali Meriç, Bağlantı Yayınlarından çıkan “Bir Dünyanın Eşiğinde”, “Bu Ülke”, “Işık Doğudan Gelir”, “Jurnal 1-2”, “Kültürden İrfana”, “Mağaradakiler” ve “Umrandan Uygarlığa” isimli yapıtların de ortalarında olduğu Cemil Meriç’in yapıtlarını yayına hazırladı.
Avukat Mahmut Ali Meriç
‘DIŞTAN SAKİN GÖRÜNÜRDÜ ANCAK İÇ DÜNYASI ÇOK ZENGİNDİ’
Merasimde açıklamada bulunan Cem Meriç, Mahmut Ali Meriç’in, annesi kadar şık ruhlu, babası kadar iç dünya zenginliği olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Onu tanıma bahtına ulaşan herkes onu fazlaca severdi. Düşmanı yoktu. O kadar pak bir insandı. Babam, az lakin öz konuşurdu. O, dıştan sakin görünürdü ancak iç dünyası hem epey derin tıpkı vakitte fazlaca zengindi. İçinde vakit zaman yanar dağlar patlar, vakit zaman ise sakin sular akardı. Edebiyat manasında da inanılmaz bir derinliği vardı. Kendisi, babası Cemil Meriç’in derinliğine tam inebilen, devamlılığını layığıyla yerine getirebilen bir insandı. Dedemin kitaplarını epey daha geniş bir kitleye sunabilmeyi görev gördü. Dedem ismine bütün kitaplarını hazırlayarak hem kendi hem annem Aynur Meriç’in büyük fedakarlıklarıyla bu bakılırsavi yerine getirdi. Babamın yeterli ve makus günlerinde yarım asırdan fazla yol ve gönül arkadaşlığı yapmış annemize hepimiz ismine teşekkür ediyorum.”
Cemil Meriç ve ailesi
‘BABAMIN TEMENNİSİNİ GERÇEKLEŞTİRMEYE GİTİ’
Kardeşi Ümit Meriç ise yaptığı açıklamada, “Her nefis mevti tadacaktır. Ölmemek için doğmamış olmak lazım gelirdi. Benden 21 ay büyük olan ağabeyim Mahmut Ali Meriç de 1945 yılında, buraya epey yakın bir arada bulunan Zeynep Kamil Hastanesinde dünyaya gözlerini açtı. Artık de Karacaahmet’te toprağa veriliyor. ‘Kah enine kah uzunluğuna. Çiçek dolu, rah, Üsküdar’ diye benim bir mısram var. Doğduğumuz günden, son nefesimizi verdiğimiz ana kadar dünyayı geziyoruz. Ana rahminden çıkıyoruz, daha sonra bir daha ana toprağa giriyoruz.” sözlerini kullandı.
Mahmut Ali Meriç’in yaptığı biroldukca hoşluğun ötesinde, babasına büyük bir hizmette bulunduğuna vurgu yapan Ümit Meriç, şu ayrıntıları verdi:
“Cemil Meriç her kitabını yayınevine yollarken, ‘Evladım bu artık bu biçimde gitsin, yeni baskısına inşallah tekemmül ettiririz metinleri.’ kederi. 12 cilt eser yazdı lakin bu kanısını hayattayken gerçekleştiremedi. Babam hayattayken büyük ölçüde onun asistanlığını yapan ben oldum. Abim o sırada Paris’te yüksek lisans çalışması ötürüsıyla bulunuyordu. Döndükten daha sonra o da babamın öteki asistanlarıyla bugün Türkiye’de sayıları milyonları aşan okuyucunun okuduğu 12 ciltlik kitabın bedene gelmesine hizmet etti. Ama asıl babamın vefatından daha sonra babamın temennisini gerçekleştirmeye çaba etti, yarım bıraktığı kimi metinlerin çevirisini tamamladı, birtakım yapıtların ortasında dağınık bulunan kısımları bir ortaya getirdi. Yeni bir Cemil Meriç edisyonu meydana getirdi.
Kimileri tarafınca eleştirilen, kimileri tarafınca methedilen bir mesaiye ömrünü adadı. Bu hususta eşi Aynur Meriç de tıpkı annemin babama hazırladığı ortam üzere, kusursuz bir çalışma ortamı hazırladı. İki hoş evlat büyüttüler. Rabbimden ağabeyime rahmet diliyorum. Yeri cennet olsun. İnşallah ahirette de güle güle kucaklaşmamız nasip olsun.”
Vefatından daha sonra Cemil Meriç’in yapıtlarını bir daha yayına hazırlayan Mahmut Ali Meriç, 19 Haziran’da ömrünü kaybetmişti.
Hakkında
Cemil Meriç ve Fevziye Meriç’in birinci çocuğu Mahmut Ali Meriç 1 Nisan 1945’te dünyaya geldi. Saint-Joseph Lisesi’nin akabinde İstanbul Hukuk Fakültesi’ni bitiren Meriç, Fransa’da hukuk alanında yüksek lisans yaptı. Bir periyot Meydan Larousse ansiklopedisinde editörlük yapan Mahmut Ali Meriç, Bağlantı Yayınlarından çıkan “Bir Dünyanın Eşiğinde”, “Bu Ülke”, “Işık Doğudan Gelir”, “Jurnal 1-2”, “Kültürden İrfana”, “Mağaradakiler” ve “Umrandan Uygarlığa” isimli yapıtların de ortalarında olduğu Cemil Meriç’in yapıtlarını yayına hazırladı.