Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Lider Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, “AKP’nin her şeyi denetim altına almak isteyen, kendisinden diğer rastgele bir siyasi partinin yahut siyasetçinin konuşmasından azami seviyede rahatsız olan bir siyasi parti” olduğunu söylemiş oldu. Erbil ve Bağdat’a gidişlerini eleştirmelerine reaksiyon gösteren Salıcı, “Biz Türkiye’nin çıkarlarını savunma peşindeyiz, diplomasinin devrede olması gerektiğini söylüyoruz, şartlar oluştuğunda Esad’la da görüşürüz, Ruhani’yle de. Zira biz komşularımızla bağlantılarımızın güzel olmasını istiyoruz” dedi.
CHP’li Salıcı, Sözcü muharriri Ruhat Megi’nin sorularını yanıtladı.
“Siyasetçiyken zenginleşenden kesinlikle hesap sorulmasını istiyoruz”
CHP başkanı Kılıçdaroğlu’nun Meclis açılır açılmaz birinci vakit içinderda getireceklerini duyurduğu “Siyasi Ahlak Yasası” teklifiyle ilgili konuşan Salıcı, “Biz, siyasetçiyken zenginleşenden kesinlikle hesap sorulmasını istiyoruz. Siyasetçiyken zenginleşmeyi engelleyecek, bu biçimde bir durum var ise bunu yargının konusu yapacak bir siyasi ahlak yasası çıkarılması gerektiğini söylüyoruz” dedi. bununla birlikte toplumun da siyasetçinin zenginleşmesine olumsuz bir sıfat yüklüyor olması, kınaması gerektiğini söz eden Salıcı, “Yanlışlara toplumsal medyada reaksiyon geliyor lakin artık de toplumsal medya kanunu çıkacak o denli görünüyor. niye çabucak bu yapılıyor? Beşerler tenkitlerini diğerlerine aktaramasınlar diye” kelamlarını kaydetti.
“Vatandaşa “en büyük problemleriniz nedir” diye sorduğunuzda evvel iktisat, işsizlik, hayat pahalılığı çıkıyor lakin maalesef birinci 5’in ortasında adalet de çıkıyor” diyen Salıcı, o denli konuştu:
“İnsanımız adaletin olmadığına inanıyor. Evvel ‘kime ceza verileceğine’ karar verilip o şahısları suçlayacak ispat toplanıyor, oluşturuluyor. Bunları FETÖ periyodunda gördük, emsal olaylar yaşanıyor.”
Salıcı, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Amerika ziyareti bir sonuç getirmedi, maalasef tam tersine yeni huzursuzluklar yarattı. Putin’le görüşmesindilk evvel Rusya, İdlib ve Afrin’e hava ataklarında bulundu. Askerlerimiz fazlaca istikametli tehlike altında. İktidar, çabucak Esad’la görüşmesi gerekirken bunu yapmaktan kaçınıyor. Sayın Kılıçdaroğlu, “Bizim iktidarımızda komşularımızla barışacağız” diyor ancak bu biçimdea kadar nasıl bir tahlil bulunabilir?” sorusuna da şöyleki cevap verdi:
“Suriye’de yaşananlarla ilgili yanlışları en başından beri tabir ediyoruz. Hatırlıyorsunuz, bundan yıllar evvel Suriye’ye Cumhuriyet Halk Partili bir heyet gitti, neler söylemiş olduler. Mısır’a bir heyet gitti, ben de o heyetin ortasındaydım. Bizi “darbecilerin ayağına gitmekle” suçladılar, bugün ne yapıyor iktidar? Hem Suriye ile alttan alttan iş bitiriyor, hem Mısır’la bağları olağanlaştırmak için görüşmeler yapıyor. Buna karşılık Cumhuriyet Halk Partisi’nin öbür bir ülkeye heyet göndermesine katlanamaz durumdalar. Neredeyse KKTC’ye niçin gittiniz diye soracaklar, bu hale gelmiş durumda. AKP her şeyi denetim altına almak isteyen, kendisinden öteki rastgele bir siyasi partinin yahut siyasetçinin konuşmasından azami seviyede rahatsız olan bir siyasi parti. Erbil’e gittiğimiz için de bizi eleştiriyorlar. Daha evvel Genel Liderimizin Bağdat’a gitmesini de eleştirmişlerdi. Fakat biz Türkiye’nin çıkarlarını savunma peşindeyiz, diplomasinin devrede olması gerektiğini söylüyoruz, şartlar oluştuğunda Esad’la da görüşürüz, Ruhani’yle de. Zira biz komşularımızla bağlarımızın yeterli olmasını istiyoruz.”
Röportajın tamamını okumak için .
CHP’li Salıcı, Sözcü muharriri Ruhat Megi’nin sorularını yanıtladı.
“Siyasetçiyken zenginleşenden kesinlikle hesap sorulmasını istiyoruz”
CHP başkanı Kılıçdaroğlu’nun Meclis açılır açılmaz birinci vakit içinderda getireceklerini duyurduğu “Siyasi Ahlak Yasası” teklifiyle ilgili konuşan Salıcı, “Biz, siyasetçiyken zenginleşenden kesinlikle hesap sorulmasını istiyoruz. Siyasetçiyken zenginleşmeyi engelleyecek, bu biçimde bir durum var ise bunu yargının konusu yapacak bir siyasi ahlak yasası çıkarılması gerektiğini söylüyoruz” dedi. bununla birlikte toplumun da siyasetçinin zenginleşmesine olumsuz bir sıfat yüklüyor olması, kınaması gerektiğini söz eden Salıcı, “Yanlışlara toplumsal medyada reaksiyon geliyor lakin artık de toplumsal medya kanunu çıkacak o denli görünüyor. niye çabucak bu yapılıyor? Beşerler tenkitlerini diğerlerine aktaramasınlar diye” kelamlarını kaydetti.
“Vatandaşa “en büyük problemleriniz nedir” diye sorduğunuzda evvel iktisat, işsizlik, hayat pahalılığı çıkıyor lakin maalesef birinci 5’in ortasında adalet de çıkıyor” diyen Salıcı, o denli konuştu:
“İnsanımız adaletin olmadığına inanıyor. Evvel ‘kime ceza verileceğine’ karar verilip o şahısları suçlayacak ispat toplanıyor, oluşturuluyor. Bunları FETÖ periyodunda gördük, emsal olaylar yaşanıyor.”
Salıcı, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Amerika ziyareti bir sonuç getirmedi, maalasef tam tersine yeni huzursuzluklar yarattı. Putin’le görüşmesindilk evvel Rusya, İdlib ve Afrin’e hava ataklarında bulundu. Askerlerimiz fazlaca istikametli tehlike altında. İktidar, çabucak Esad’la görüşmesi gerekirken bunu yapmaktan kaçınıyor. Sayın Kılıçdaroğlu, “Bizim iktidarımızda komşularımızla barışacağız” diyor ancak bu biçimdea kadar nasıl bir tahlil bulunabilir?” sorusuna da şöyleki cevap verdi:
“Suriye’de yaşananlarla ilgili yanlışları en başından beri tabir ediyoruz. Hatırlıyorsunuz, bundan yıllar evvel Suriye’ye Cumhuriyet Halk Partili bir heyet gitti, neler söylemiş olduler. Mısır’a bir heyet gitti, ben de o heyetin ortasındaydım. Bizi “darbecilerin ayağına gitmekle” suçladılar, bugün ne yapıyor iktidar? Hem Suriye ile alttan alttan iş bitiriyor, hem Mısır’la bağları olağanlaştırmak için görüşmeler yapıyor. Buna karşılık Cumhuriyet Halk Partisi’nin öbür bir ülkeye heyet göndermesine katlanamaz durumdalar. Neredeyse KKTC’ye niçin gittiniz diye soracaklar, bu hale gelmiş durumda. AKP her şeyi denetim altına almak isteyen, kendisinden öteki rastgele bir siyasi partinin yahut siyasetçinin konuşmasından azami seviyede rahatsız olan bir siyasi parti. Erbil’e gittiğimiz için de bizi eleştiriyorlar. Daha evvel Genel Liderimizin Bağdat’a gitmesini de eleştirmişlerdi. Fakat biz Türkiye’nin çıkarlarını savunma peşindeyiz, diplomasinin devrede olması gerektiğini söylüyoruz, şartlar oluştuğunda Esad’la da görüşürüz, Ruhani’yle de. Zira biz komşularımızla bağlarımızın yeterli olmasını istiyoruz.”
Röportajın tamamını okumak için .