CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu‘nun “helalleşme” davetini pahalandıran Genel Lider Yardımcısı Fethi Açıkel, “Genel Liderimiz, kutuplaştırıcı söyleme karşı her vakit kucaklayıcı bildiriler verdi. Helalleşme daveti, Genel Liderimiz tarafınca son kurultayda kamuoyuna sunulan İkinci Yüzyıla Davet Beyannamesi’nin devamıdır ve bir hatırlatma aşısı üzere de düşünülebilir” dedi.
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Geçmişte partimizin de yanlışları oldu” diyerek helalleşme seyahatine çıkacağı açıklaması siyasetin gündemine otururken CHP Genel Lider Yardımcısı Fethi Açıkel, helalleşme davetinin Kılıçdaroğlu’nun bugüne kadar izlediği kucaklayıcı siyasetin bir devamı niteliğinde olduğuna dikkat çekti. “Hatırlatma aşısı üzere de düşünülebilir” diyen Açıkel, Kılıçdaroğlu’nun davetini T24’e kıymetlendirdi. Açıkel, şunları söylemiş oldu:
“Her vakit kucaklayıcı bildiriler verdi”
“Genel liderimiz, genel lider olduğu 2010 yılından bu tarafa tüm seçmen kümelerine dönük olarak olumlu bildiriler veren kapsayıcı bir siyaset izledi. Bilhassa Adalet ve Kalkınma Partisinin 2002’de iktidara gelmesiyle bir arada başlatmış olduğu kutuplaştırıcı söyleme karşı her vakit kucaklayıcı bildiriler verdi. Millet İttifakı bu kapsama siyasetinin en kıymetli görünümü olmakla birlikte referandumda da benzeri bir siyasetle ülkenin kaynaklarını küçük bir zümreye aktaran rant sisteminin, tek adam idaresinin yanlışlığını tekraren ortaya koydu. Tek adam anayasasının ülkeye verdiği ziyanı, hukuku ayaklar altına aldığını, işçilerin, fakirlerin bu sistemde yaratılan katma pahadan mahrum bırakıldığını, gençlerin işsizliğinin azaltılmasının önüne geçtiğini anlattı. Misal bir biçimde tek adam diplomasisi de aslında Türkiye’nin bugün içine düştüğü çaresizliğin, yalnızlığın, dışlanmışlığın göstergesi.
“Hak-hukuk-adalet davetinin hayli daha geniş devamı”
“Genel liderimizin müspet stili, ideolojisi, üslubu aslında bugünlerde lisana getirdiği helalleşme telaffuzunun aslına bakarsanız geçmişten gelen bir birikim olduğunu bize gösteriyor. Genel liderimiz Anadolu külçeşidinin, demokrasi külçeşidinin, empati külçeşidinin Türkiye için bilhassa 21. yüzyılda epeyce değerli olduğunu tabir ediyordu. Helalleşme bildirisinin aslında geçmişten bugüne gelen ve herkesi kapsamaya herkes için bir tahlil önermeye çalışan stratejisinin devamı üzere görülmesi gerekir. Bu manada bir hatırlatma aşısı üzere de düşünülebilir. Helalleşme daveti ve beyanı, Adalet Yürüyüşü’nde başlayan Hak-Hukuk-Adalet davetinin hayli daha geniş bir devamı ve sevgiyle, liyakatle, kucaklaşmayla, itinayla ve empatiyle inşa etmemiz gereken yeni periyodun de temel ideolojisini veriyor. Genel Liderimiz tarafınca son kurultayda kamuoyuna sunulan İkinci Yüzyıla Davet Beyannamesi’nin devamıdır.
“Cumhur İttifakı yüzde 45’i aşmakta zorlanıyor”
“Biz sahiden Türkiye’de bir tek yurttaşımızın yatağa aç girmemesi, işsizlik ve yoksullukla terbiye edilmemesi için çaba eden bir partiyiz. Genel liderimizin bütün vurgusu, kimsesizlerin kimsesizi olan, yurttaşların gür sesi olan, sokakta şiddete uğrayan bayanların, hacizle gayret etmeye çalışan esnafın, KOBİ’nin ve çiftçinin sahibi, onlara takviye olan bir cumhuriyet üzerine. Kalkınma anlayışımız bu çerçevede tüm bölümleri içeren bir imtiyazsız yurttaşların iktisadını, her şeyin önüne koyan bir anlayış. Adalet ve Kalkınma Partisi, iktidardan uzaklaştığını ve önümüzdeki seçimleri kaybedeceğinin farkında. Cumhur İttifakı, yüzde 45’i aşmakta hayli zorlanıyor. Kararsızların kıymetli bir kısmı de Cumhur İttifakı’na yönelmiyor. Ama Adalet ve Kalkınma Partisi, buna karşın kutuplaştırma telaffuzundan vazgeçmiş değil.
“Güçlendirilmiş parlamenter sisteme yürüyüş senedimiz”
“Partileri ve parti önderlerini amaç gösterme eğiliminden, otoriter alışkanlıklarından vazgeçmiş değil. Yıldırarak, korkutarak Türkiye’yi daha ne kadar yönetebileceğinin hesabını yapıyor. Biz ise büyük bir sorumlulukla büyük bir olgunlukla, büyük bir kucaklaşma siyasetiyle şimdiye kadar ihmal ettiğimiz, şimdiye kadar problemlerini daha az lisana getirdiğimiz, tahminen gönlünü, kalbini kırdığımız tüm kesitlere dönük olarak yeni bir periyodun başlangıcını vadediyoruz, bunun umudunu veriyoruz. İktidar değişirken, geçmişteki tüm partilerin ders çıkarması gereken bir sevgi ve kucaklaşma lisanıyla ilerlememiz gerektiğini düşünüyoruz. Biz tek bir liyakatli yurttaşımızın dışarıda kalmadığı, 84 milyon yurttaşımızın itimat ortasında olduğu bir ülkeyi inşa edecek güçlendirilmiş parlamenter sistem için yürüyoruz. Genel liderimizin helalleşme daveti aslında bu yürüyüşün bir senedidir.”
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Geçmişte partimizin de yanlışları oldu” diyerek helalleşme seyahatine çıkacağı açıklaması siyasetin gündemine otururken CHP Genel Lider Yardımcısı Fethi Açıkel, helalleşme davetinin Kılıçdaroğlu’nun bugüne kadar izlediği kucaklayıcı siyasetin bir devamı niteliğinde olduğuna dikkat çekti. “Hatırlatma aşısı üzere de düşünülebilir” diyen Açıkel, Kılıçdaroğlu’nun davetini T24’e kıymetlendirdi. Açıkel, şunları söylemiş oldu:
“Her vakit kucaklayıcı bildiriler verdi”
“Genel liderimiz, genel lider olduğu 2010 yılından bu tarafa tüm seçmen kümelerine dönük olarak olumlu bildiriler veren kapsayıcı bir siyaset izledi. Bilhassa Adalet ve Kalkınma Partisinin 2002’de iktidara gelmesiyle bir arada başlatmış olduğu kutuplaştırıcı söyleme karşı her vakit kucaklayıcı bildiriler verdi. Millet İttifakı bu kapsama siyasetinin en kıymetli görünümü olmakla birlikte referandumda da benzeri bir siyasetle ülkenin kaynaklarını küçük bir zümreye aktaran rant sisteminin, tek adam idaresinin yanlışlığını tekraren ortaya koydu. Tek adam anayasasının ülkeye verdiği ziyanı, hukuku ayaklar altına aldığını, işçilerin, fakirlerin bu sistemde yaratılan katma pahadan mahrum bırakıldığını, gençlerin işsizliğinin azaltılmasının önüne geçtiğini anlattı. Misal bir biçimde tek adam diplomasisi de aslında Türkiye’nin bugün içine düştüğü çaresizliğin, yalnızlığın, dışlanmışlığın göstergesi.
“Hak-hukuk-adalet davetinin hayli daha geniş devamı”
“Genel liderimizin müspet stili, ideolojisi, üslubu aslında bugünlerde lisana getirdiği helalleşme telaffuzunun aslına bakarsanız geçmişten gelen bir birikim olduğunu bize gösteriyor. Genel liderimiz Anadolu külçeşidinin, demokrasi külçeşidinin, empati külçeşidinin Türkiye için bilhassa 21. yüzyılda epeyce değerli olduğunu tabir ediyordu. Helalleşme bildirisinin aslında geçmişten bugüne gelen ve herkesi kapsamaya herkes için bir tahlil önermeye çalışan stratejisinin devamı üzere görülmesi gerekir. Bu manada bir hatırlatma aşısı üzere de düşünülebilir. Helalleşme daveti ve beyanı, Adalet Yürüyüşü’nde başlayan Hak-Hukuk-Adalet davetinin hayli daha geniş bir devamı ve sevgiyle, liyakatle, kucaklaşmayla, itinayla ve empatiyle inşa etmemiz gereken yeni periyodun de temel ideolojisini veriyor. Genel Liderimiz tarafınca son kurultayda kamuoyuna sunulan İkinci Yüzyıla Davet Beyannamesi’nin devamıdır.
“Cumhur İttifakı yüzde 45’i aşmakta zorlanıyor”
“Biz sahiden Türkiye’de bir tek yurttaşımızın yatağa aç girmemesi, işsizlik ve yoksullukla terbiye edilmemesi için çaba eden bir partiyiz. Genel liderimizin bütün vurgusu, kimsesizlerin kimsesizi olan, yurttaşların gür sesi olan, sokakta şiddete uğrayan bayanların, hacizle gayret etmeye çalışan esnafın, KOBİ’nin ve çiftçinin sahibi, onlara takviye olan bir cumhuriyet üzerine. Kalkınma anlayışımız bu çerçevede tüm bölümleri içeren bir imtiyazsız yurttaşların iktisadını, her şeyin önüne koyan bir anlayış. Adalet ve Kalkınma Partisi, iktidardan uzaklaştığını ve önümüzdeki seçimleri kaybedeceğinin farkında. Cumhur İttifakı, yüzde 45’i aşmakta hayli zorlanıyor. Kararsızların kıymetli bir kısmı de Cumhur İttifakı’na yönelmiyor. Ama Adalet ve Kalkınma Partisi, buna karşın kutuplaştırma telaffuzundan vazgeçmiş değil.
“Güçlendirilmiş parlamenter sisteme yürüyüş senedimiz”
“Partileri ve parti önderlerini amaç gösterme eğiliminden, otoriter alışkanlıklarından vazgeçmiş değil. Yıldırarak, korkutarak Türkiye’yi daha ne kadar yönetebileceğinin hesabını yapıyor. Biz ise büyük bir sorumlulukla büyük bir olgunlukla, büyük bir kucaklaşma siyasetiyle şimdiye kadar ihmal ettiğimiz, şimdiye kadar problemlerini daha az lisana getirdiğimiz, tahminen gönlünü, kalbini kırdığımız tüm kesitlere dönük olarak yeni bir periyodun başlangıcını vadediyoruz, bunun umudunu veriyoruz. İktidar değişirken, geçmişteki tüm partilerin ders çıkarması gereken bir sevgi ve kucaklaşma lisanıyla ilerlememiz gerektiğini düşünüyoruz. Biz tek bir liyakatli yurttaşımızın dışarıda kalmadığı, 84 milyon yurttaşımızın itimat ortasında olduğu bir ülkeyi inşa edecek güçlendirilmiş parlamenter sistem için yürüyoruz. Genel liderimizin helalleşme daveti aslında bu yürüyüşün bir senedidir.”