JoKeR
Active member
RUKİYE OKLAN
Her doğan çocuk, “Hâlâ bir umut var!” muştusunu haykırır aslında hem anne babaya tıpkı vakitte tüm insanlığa. Biz anne-babalar, öğretmenler büyük umutlarla o çocukları yetiştirmeye, vatana millete iyi eylemeye uğraş ederiz. Çok uygun biliriz ki bir çocuk yalnızca anne babasının değil bununla birlikte ortasında yaşadığı konutun, sokağın, kentin, kültürün ve medeniyetin de çocuğudur. Her birinden izler taşır. Bu etkenlerin her biri ne kadar donanımlı, kâfi ve hoşsa çocukta da o kadar güçlü bir niyet dünyası ve hoş bir ahlak inşa olur; ne kadar sığ ve niteliksizse çocukta da o kadar eksik ve zayıf bir ahlak meydana gelir.
Çocuklarımız yeryüzünde eşi gibisi olmayan bir zenginlikte ve büyüklükte olan İslam medeniyetinin içine doğuyorlar. Bu medeniyetin kentleri; merkezinde insan olan, insanın insanca yaşama hakkını önceleyen, ruhi ve fizikî muhtaçlıklarını bir arada gidermeye çalışan, öbür yandan da bitkinin, hayvanın, hatta dağın, taşın, eşyanın bile varlığına hürmet duyup onu olması gereken yerde tutan bir mimari anlayışıyla inşa edilmiş bin yıldır. Vakit zaman evvelar yer değiştirmiş, kimi bedeller dejenere olmuşsa da hâlâ temel bedellerin yerinde durduğu ümidi ve inancıyla bu kentler ve ona ruhunu üfleyen bedeller, “Kardeş Şehirler” kitabıyla çocuklarımıza tanıtılıyor. Ortamızda denizler, kıtalar, sonlar olsa da aslında büyük ve ortak bir kaynaktan beslendiğimizi yani aslında ne kadar kuvvetli ve varlıklı olduğumuzun bir göstergesi “Kardeş Şehirler”.
İSLAM COĞRAFYASINA DOĞRU
Kitapta, dünyanın bir öteki yerinde yaşayan lisanı, rengi, ismi farklı olan beşerlerle görünmeyen bağımız, ortak taraflarımız çocuklarımıza; kentlerimizin merkezindeki mescitlerin, medreselerin, kervansarayların, çeşmelerin lisanıyla anlatılıyor. En hoş biçimde yapılan işin nasıl kalıcı olduğunu; kimsesiz beşerler kadar yaralı, aç hayvanlara da sahip çıkmanın yolları öğretiliyor. İnsan kalbinden çıkan nağmenin nerede olursa olsun bir daha insan kalbine değeceğini duyurmayı amaçlayan kitap, dünyanın dört bir yanında kardeşlerimiz olduğunu onların acısının acımız, sevincinin sevincimiz olduğunu hissettiriyor. Ayrıyeten Çanakkale Şehitlikleri’nde yatan Yemen’den, Kudüs’ten, Halep’ten, Üsküp’ten gelmiş yiğitlerin burada ne işi olduğunu da anlatılıyor.
Bu gayeyle yola çıkıp birbirinden hoş öyküleri ve çizimleriyle çocuklar için hazırlanan “Kardeş Şehirler” serisinde, 12 kitapta toplam 15 kent tanıtılıyor. Mekke-Medine-Kudüs-İstanbul-Şam-Bağdat-Kahire-Saraybosna-Semerkant-Buhara-Taşkent-Kurtuba-Gırnata-Kazan-Tebriz kentleri tarihî, coğrafik ve kültürel zenginlikleriyle anlatılıyor. 9 yaş ve üzeri çocuklar için hazırlanan bu kitapların çocuk kalbinde karşılığını bulmasını diliyoruz.
Her doğan çocuk, “Hâlâ bir umut var!” muştusunu haykırır aslında hem anne babaya tıpkı vakitte tüm insanlığa. Biz anne-babalar, öğretmenler büyük umutlarla o çocukları yetiştirmeye, vatana millete iyi eylemeye uğraş ederiz. Çok uygun biliriz ki bir çocuk yalnızca anne babasının değil bununla birlikte ortasında yaşadığı konutun, sokağın, kentin, kültürün ve medeniyetin de çocuğudur. Her birinden izler taşır. Bu etkenlerin her biri ne kadar donanımlı, kâfi ve hoşsa çocukta da o kadar güçlü bir niyet dünyası ve hoş bir ahlak inşa olur; ne kadar sığ ve niteliksizse çocukta da o kadar eksik ve zayıf bir ahlak meydana gelir.
Çocuklarımız yeryüzünde eşi gibisi olmayan bir zenginlikte ve büyüklükte olan İslam medeniyetinin içine doğuyorlar. Bu medeniyetin kentleri; merkezinde insan olan, insanın insanca yaşama hakkını önceleyen, ruhi ve fizikî muhtaçlıklarını bir arada gidermeye çalışan, öbür yandan da bitkinin, hayvanın, hatta dağın, taşın, eşyanın bile varlığına hürmet duyup onu olması gereken yerde tutan bir mimari anlayışıyla inşa edilmiş bin yıldır. Vakit zaman evvelar yer değiştirmiş, kimi bedeller dejenere olmuşsa da hâlâ temel bedellerin yerinde durduğu ümidi ve inancıyla bu kentler ve ona ruhunu üfleyen bedeller, “Kardeş Şehirler” kitabıyla çocuklarımıza tanıtılıyor. Ortamızda denizler, kıtalar, sonlar olsa da aslında büyük ve ortak bir kaynaktan beslendiğimizi yani aslında ne kadar kuvvetli ve varlıklı olduğumuzun bir göstergesi “Kardeş Şehirler”.
İSLAM COĞRAFYASINA DOĞRU
Kitapta, dünyanın bir öteki yerinde yaşayan lisanı, rengi, ismi farklı olan beşerlerle görünmeyen bağımız, ortak taraflarımız çocuklarımıza; kentlerimizin merkezindeki mescitlerin, medreselerin, kervansarayların, çeşmelerin lisanıyla anlatılıyor. En hoş biçimde yapılan işin nasıl kalıcı olduğunu; kimsesiz beşerler kadar yaralı, aç hayvanlara da sahip çıkmanın yolları öğretiliyor. İnsan kalbinden çıkan nağmenin nerede olursa olsun bir daha insan kalbine değeceğini duyurmayı amaçlayan kitap, dünyanın dört bir yanında kardeşlerimiz olduğunu onların acısının acımız, sevincinin sevincimiz olduğunu hissettiriyor. Ayrıyeten Çanakkale Şehitlikleri’nde yatan Yemen’den, Kudüs’ten, Halep’ten, Üsküp’ten gelmiş yiğitlerin burada ne işi olduğunu da anlatılıyor.
Bu gayeyle yola çıkıp birbirinden hoş öyküleri ve çizimleriyle çocuklar için hazırlanan “Kardeş Şehirler” serisinde, 12 kitapta toplam 15 kent tanıtılıyor. Mekke-Medine-Kudüs-İstanbul-Şam-Bağdat-Kahire-Saraybosna-Semerkant-Buhara-Taşkent-Kurtuba-Gırnata-Kazan-Tebriz kentleri tarihî, coğrafik ve kültürel zenginlikleriyle anlatılıyor. 9 yaş ve üzeri çocuklar için hazırlanan bu kitapların çocuk kalbinde karşılığını bulmasını diliyoruz.