Diyanet İşleri Lideri Ali Erbaş, daha evvel kaleme aldığı bir yazısındaki, bir daha gündeme gelmesiyle tartışma yaratan “Günaydın” sözüne ait kelamlarına açıklık getirdi. Yaklaşık 6 yıl evvel Yeni Şafak gazetesinde yayımlanan yazısını hatırlatan Erbaş, “Herhangi bir yerme niyetim asla olmamıştır” dedi. Erbaş, “6 sene evvelki bir yazıdan zorlama yaparak bu biçimde bir kanaate ulaşmak ve güya ‘Günaydın demeyin’ demişim üzere algı oluşturmak büyük haksızlıktır” diye reaksiyon gösterdi.
Hürriyet Genel Yayın Direktörü Ahmet Hakan’a bahse ait açıklama gönderen Erbaş’ın mektubu şöyleki:
“Merhaba Ahmet Hakan Beyefendi. Güzelsinizdir inşallah. 2015 yılında Yeni Şafak Gazetesi’nde yazdığım ramazan köşe yazılarından birinin başlığı ‘Aranızda Selamı Yayınız’ idi. Selamın tarihini anlatırken cahiliye devrindeki selamlaşma adetinden Peygamberimizin selam tavsiyesine geçiş sürecini söz etmiştim. Mevzunun anlaşılması için günümüzden örnek vermiştim. Rastgele bir yerme niyetim asla olmamıştır. Ekte köşe yazımı gönderiyorum. Bunun haricinde hiç bir yerde ‘Günaydın demek cahiliye adetidir’ ya da ‘Günaydın demeyiniz’ üzere bir kelamım asla olmamıştır.
Kaldı ki ben de vakit zaman tıpkı hitap formunu kullanıyorum. 6 sene evvelki bir yazıdan zorlama yaparak bu biçimde bir kanaate ulaşmak ve güya ‘Günaydın demeyin’ demişim üzere algı oluşturmak büyük haksızlıktır. Bugünkü yazınızdan dolayı üzüldüğümü tabir edeyim. Size hürmet duyuyorum ve gerekli düzeltmeyi yapmanızı bekliyorum.
Allah’a emanet olunuz. Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkanı”
Ahmet Hakan: 6 yıl evvelki yazısını okudum, ‘Günaydın demek, cahiliye âdetidir’ formunda algılanabilecek, bir taraf var maalesef
Erbaş’ın işaret ettiği 6 yıl evvelki yazısını okuduğunu belirten Hakan, “Yazıda ‘Günaydın demek, cahiliye âdetidir’ biçiminde algılanabilecek, anlaşılabilecek bir taraf var maalesef” dedi. “Ama sonuçta Ali Erbaş’ın hususa bugün getirdiği açıklık, fazlaca daha önemlidir” diyen Hakan, “Kastının bu olmadığını net halde söylüyor. Bu saatten daha sonra ‘Hayır, kastın tam da oydu’ diye tutturmanın bir manası olmaz, olamaz” görüşünü tabir etti.
| Diyanet İşleri Başkanlığı ve laiklik ile ilgili tartışmalar sürerken Erbaş’ın, “günaydın” kelamıyla yapılan selamlaşmayı cahiliye devri adeti olarak yorumladığı ortaya çıkmış; “Ramazan Günlükleri” isimli kitabında “Cahiliye periyodunda beşerler, ‘Sabahınız hayat olsun’ üzere kelamlar söylerlerdi. Bizde birtakım kimselerin kullandığı, ‘Günaydın, tünaydın’ tabirlerine misal sözlerdi bunlar” sözü tartışma yaratmıştı. TIKLAYIN – Ali Erbaş’a bakılırsa “Günaydın” demek cahiliye devri adeti |
Hürriyet Genel Yayın Direktörü Ahmet Hakan’a bahse ait açıklama gönderen Erbaş’ın mektubu şöyleki:
“Merhaba Ahmet Hakan Beyefendi. Güzelsinizdir inşallah. 2015 yılında Yeni Şafak Gazetesi’nde yazdığım ramazan köşe yazılarından birinin başlığı ‘Aranızda Selamı Yayınız’ idi. Selamın tarihini anlatırken cahiliye devrindeki selamlaşma adetinden Peygamberimizin selam tavsiyesine geçiş sürecini söz etmiştim. Mevzunun anlaşılması için günümüzden örnek vermiştim. Rastgele bir yerme niyetim asla olmamıştır. Ekte köşe yazımı gönderiyorum. Bunun haricinde hiç bir yerde ‘Günaydın demek cahiliye adetidir’ ya da ‘Günaydın demeyiniz’ üzere bir kelamım asla olmamıştır.
Kaldı ki ben de vakit zaman tıpkı hitap formunu kullanıyorum. 6 sene evvelki bir yazıdan zorlama yaparak bu biçimde bir kanaate ulaşmak ve güya ‘Günaydın demeyin’ demişim üzere algı oluşturmak büyük haksızlıktır. Bugünkü yazınızdan dolayı üzüldüğümü tabir edeyim. Size hürmet duyuyorum ve gerekli düzeltmeyi yapmanızı bekliyorum.
Allah’a emanet olunuz. Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkanı”
Ahmet Hakan: 6 yıl evvelki yazısını okudum, ‘Günaydın demek, cahiliye âdetidir’ formunda algılanabilecek, bir taraf var maalesef
Erbaş’ın işaret ettiği 6 yıl evvelki yazısını okuduğunu belirten Hakan, “Yazıda ‘Günaydın demek, cahiliye âdetidir’ biçiminde algılanabilecek, anlaşılabilecek bir taraf var maalesef” dedi. “Ama sonuçta Ali Erbaş’ın hususa bugün getirdiği açıklık, fazlaca daha önemlidir” diyen Hakan, “Kastının bu olmadığını net halde söylüyor. Bu saatten daha sonra ‘Hayır, kastın tam da oydu’ diye tutturmanın bir manası olmaz, olamaz” görüşünü tabir etti.