Ebru Şallı, oğlu Pars’ın doğum gününü kutladı: Bu melekle 9 yıl yaşadım Eski model Ebru Şallı, geçen yıl hayatını kaybeden oğlu Pars’ın doğum gününü toplumsal medyadan yaptığı paylaşımla kutladı.
Ebru Şallı’nın, Harun Tan ile evliliğinden dünyaya gelen küçük oğlu Pars, iki yıl gayret ettiği lenfoma hastalığına yenik düşmüş ve geçen yıl ömrünü kaybetmişti.
Sıkıntı günler geçiren Ebru Şallı, Pars’ın doğum gününü Instagram hesabından şu sözlerle kutladı:
“Seni tarifsiz seviyorum Ponçiğim… Düzgün ki doğdun meleğim benim… Doğum günün kutlu olsun! Düzgün ki seni doğurmuşum… Bana yaşattığın her şey için, bildirilerin ve işaretlerin için sana teşekkür ederim… Eşsiz kokun daima hücrelerimde benimle daima, her an meleğim… Tüm Türkiye şahit oldu melekler de yaşar…”
“O HASTANE ODASI BENİM İÇİN CENNET BAHÇESİYDİ”
Ebru Şallı, ‘Katarsis’ programına konuk olduğunda gözyaşlarına hakim olamamıştı.
“Tanıyan Pars’tan epey etkilenirdi. ‘Bu nasıl bir çocuk’ derlerdi. Gerçek bir melekti. Bu hayatta bir melek doğurmuşum ve dokuz yıl bir melek ile hayatışım. Kimseyi kıramaz, azıcık üzüldüğü an onu toparlamaya çalışır, fevkalade bir sevgi çıkıyordu ortasından. Pars daima diğerdi. Boyun ağrısı üzerine hastaneye gittik. Tabipler bir hafta boyunca çabalamalarına karşın tam olarak sorunun ne olduğunu bulamadılar, kan analizlerinin uygun çıkmasına karşın ağrısında bir değişiklik olmadı. Ultrasonda da çıkmadı. MR çekildi, bu biçimde öğrendik. Birinci duyduğunuz an bir annenin ya da babanın dünyasının yıkıldığı an. Çok büyük bir acı. Halbuki ağrıları vakit zaman yaşıyormuş ve ‘geçer’ diye düşünüp söylemiyormuş. Birinci kez okulda ağladığı bir an oldu, ağrısı epey fazlaydı. Çok süratli ilerleyen bir türdü…”
“VERDİĞİM İLİK YÜZDE 100 TUTTU”
“2.5–3 yıllık süreçte tedavi ile epey hoş yanıtlar aldığımız periyotlar oldu. Yanıt vermesi büyük bir şeydi. Bıraktığımız an yine süratli biçimde atak yaptı, ağrılar başladı. Hekim birebir protokolü uygulayamayacağı için kemik iliği nakline geçmemize karar verdi… Dünyada bu iliği bulamadık. Aile bireylerine bakıldı. Bende literatürde olmayan bir doku çıktı ve o doku Pars’ta da vardı. Tabip ‘iliğiniz tutmuyor lakin bu doku sizde var ve Pars’ta da olduğuna göre bir manası var’ dedi. İlik dahil her şeyimi vermek istiyordum. İlik verdim…Çok başarılı bir nakil gerçekleştirdiler. İlik yüzde 100 tuttu.”
“KİMSEYE ANLATMADIK”
“Bu memnun haberi alıp, konutumuza geçtik. Herkes fazlaca sevindi ve ‘artık bir şey olmaz’ dedik. Olmayan epey var zira. B negatif kan bulmak fazlaca zordu… Bir yandan ünlü biri olmak güç ve çocuğa bu biçimde bir anı bırakmak istemiyordum. O yüzden kimseye anlatmadık, paylaşmadık. O hastane odasında o kadar hoş günlerimiz geçti ki. O hastane odası benim için cennet bahçesiydi. Pars görünmez oldu işte. Ben onun hakkında konuşurken her vakit bu biçimde ağlamam, sık sık yanına giderim, hoş şeyler konuşurum, gülerim. Acımı daha farklı yaşıyorum. Kimseye bunun hesabını vermek zorunda değilim. Benim onunla aramda olan duyguyu kimse bilemez.”
Ebru Şallı’nın, Harun Tan ile evliliğinden dünyaya gelen küçük oğlu Pars, iki yıl gayret ettiği lenfoma hastalığına yenik düşmüş ve geçen yıl ömrünü kaybetmişti.
Sıkıntı günler geçiren Ebru Şallı, Pars’ın doğum gününü Instagram hesabından şu sözlerle kutladı:
“Seni tarifsiz seviyorum Ponçiğim… Düzgün ki doğdun meleğim benim… Doğum günün kutlu olsun! Düzgün ki seni doğurmuşum… Bana yaşattığın her şey için, bildirilerin ve işaretlerin için sana teşekkür ederim… Eşsiz kokun daima hücrelerimde benimle daima, her an meleğim… Tüm Türkiye şahit oldu melekler de yaşar…”
“O HASTANE ODASI BENİM İÇİN CENNET BAHÇESİYDİ”
Ebru Şallı, ‘Katarsis’ programına konuk olduğunda gözyaşlarına hakim olamamıştı.
“Tanıyan Pars’tan epey etkilenirdi. ‘Bu nasıl bir çocuk’ derlerdi. Gerçek bir melekti. Bu hayatta bir melek doğurmuşum ve dokuz yıl bir melek ile hayatışım. Kimseyi kıramaz, azıcık üzüldüğü an onu toparlamaya çalışır, fevkalade bir sevgi çıkıyordu ortasından. Pars daima diğerdi. Boyun ağrısı üzerine hastaneye gittik. Tabipler bir hafta boyunca çabalamalarına karşın tam olarak sorunun ne olduğunu bulamadılar, kan analizlerinin uygun çıkmasına karşın ağrısında bir değişiklik olmadı. Ultrasonda da çıkmadı. MR çekildi, bu biçimde öğrendik. Birinci duyduğunuz an bir annenin ya da babanın dünyasının yıkıldığı an. Çok büyük bir acı. Halbuki ağrıları vakit zaman yaşıyormuş ve ‘geçer’ diye düşünüp söylemiyormuş. Birinci kez okulda ağladığı bir an oldu, ağrısı epey fazlaydı. Çok süratli ilerleyen bir türdü…”
“VERDİĞİM İLİK YÜZDE 100 TUTTU”
“2.5–3 yıllık süreçte tedavi ile epey hoş yanıtlar aldığımız periyotlar oldu. Yanıt vermesi büyük bir şeydi. Bıraktığımız an yine süratli biçimde atak yaptı, ağrılar başladı. Hekim birebir protokolü uygulayamayacağı için kemik iliği nakline geçmemize karar verdi… Dünyada bu iliği bulamadık. Aile bireylerine bakıldı. Bende literatürde olmayan bir doku çıktı ve o doku Pars’ta da vardı. Tabip ‘iliğiniz tutmuyor lakin bu doku sizde var ve Pars’ta da olduğuna göre bir manası var’ dedi. İlik dahil her şeyimi vermek istiyordum. İlik verdim…Çok başarılı bir nakil gerçekleştirdiler. İlik yüzde 100 tuttu.”
“KİMSEYE ANLATMADIK”
“Bu memnun haberi alıp, konutumuza geçtik. Herkes fazlaca sevindi ve ‘artık bir şey olmaz’ dedik. Olmayan epey var zira. B negatif kan bulmak fazlaca zordu… Bir yandan ünlü biri olmak güç ve çocuğa bu biçimde bir anı bırakmak istemiyordum. O yüzden kimseye anlatmadık, paylaşmadık. O hastane odasında o kadar hoş günlerimiz geçti ki. O hastane odası benim için cennet bahçesiydi. Pars görünmez oldu işte. Ben onun hakkında konuşurken her vakit bu biçimde ağlamam, sık sık yanına giderim, hoş şeyler konuşurum, gülerim. Acımı daha farklı yaşıyorum. Kimseye bunun hesabını vermek zorunda değilim. Benim onunla aramda olan duyguyu kimse bilemez.”