Fehmi Koru: çabucak hemen fark edilmeyen bir gerçeği açıklıyorum, iktidar kendi eliyle kendine ziyan veriyor

BordoBereli

Genel Mod
Global Mod
Fehmi Koru*

Türkiye’de meydana gelen gelişmelerle ilgili görüş açıklayan çabucak herkes, neredeyse hepimiz, bir kıymetli mevzuyu gözden kaçırıyoruz: AK Parti ile küçük ortağı MHP, bir bütün olarak iktidar cephesi, her attığı adım, yaptığı açıklama ve aldığı kararla -yani kelamlı ve fiili icraatıyla, kendisine ziyan veriyor.

Bir küçük küme haricinde bütün millet de ziyan görüyor, lakin en büyük ziyanı bakılırsan iktidar cephesi…

Daha evvel bunun tam karşıtı olur, iktidar cephesi, her olayı kendi lehine çevirmeyi bilirdi; artık bunu başarmakta zorlanıyor.

İktidarın kendi eliyle kendine ziyan verdiği gerçeğini, Ulusal Güvenlik Kurulu’nun (MGK) da ortasından geçilen süreçle ilgili bir açıklamayla sürece dahil edildiğini görür görmez daha yeterli idrak ettim.

En son kullanılması gereken savunma çizgisine çekilmiş oldu iktidar cephesi…

Şu yakınlarda neler yaşandığına, bu gerçeği akılda tutarak, biraz yakından bakalım:

Sırf AK Parti genel lideri da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan değil, Merkez Bankası’nın aldığı kararla bir arada başgösteren ve sonuçta enflasyonu tahammül edilemez boyuta çıkaracağı anlaşılan TL’nin kıymet kaybetmesine, hükümetin bakanları, AK Parti ve MHP de sahip çıktı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan iktisatta olumlu sonuçları altı ay içerisinde görülecek ‘yeni bir model’ denendiğini deklare etti.

MHP başkanı Devlet Bahçeli yeni modele itiraz edenlere karşı fazlaca sert bir çıkış yaptı.

Hazine ve Maliye bakan yardımcısı sessiz kalmayı tercih eden bakanı yerine modeli savundu.

AK Parti ve MHP’den yapılana tek bir itiraz gelmedi.

İktidarın prestij ettiği muharrirler ve yorumcular da onların peşlerine takıldı.

halbuki, ‘model’ diye isimlendirilen beklentinin sonuçları, o denli altı aya kalmadan, daha birinci günden görülmeye başlandı. Hayat dünden daha değerli hale geldi bugün. Çabucak bütün temel ve hayati gereksinimlere artırım yapılıyor ve bu giderek zincirleme bir dalgaya dönüşüyor. Artması ve ihracat yoluyla büyümeyi rekor seviyeye çıkarması beklenen üretimde aksamalar kendi belirli ediyor. Üretim bölümü şaşkın, işçi-işveren bağlantıları problemli.

Bu gelişmeden en çok kim ya da kimler etkileniyor?

Öncelikle AK Parti ile MHP’nin tabanını teşkil eden kitleler…

“Fakir-fukara, garip-guraba” diye adlandırılanlar…

Son 20 yıl içerisinde ‘orta direk’ statüsüne yükseldiklerini hissetme zevkine varmışlar da gelişmelerden olumsuz etkileniyor…

Daha evvelce, cihan yıkılsa iktidarın peşinden ayrılmayacakları imajını veren kitlelerde çözülmeye yol açacak bir gelişmedir bu.

İktidar ‘model’ olduğunu deklare ettiğı ekonomik alandaki tasarruflarıyla kendisine ziyan vermekte.

Ziyanı asgaride tutabilmek için bahsin ‘ekonomik kurtuluş savaşı’ olarak takdim edilmesi ve MGK’nın açıklamasından güç almaya çalışılması fazla işe yaramayacağa benziyor.

Diğer bir gelişme dış siyaset alanında yaşanmasaydı ‘kurtuluş savaşı’ retoriği tahminen işe yarayabilirdi, lakin iktisada can kazandırabilmek için Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile ortadaki buzları eritme uğraşına girilmesi başları karıştırarak bunun önüne set çekti.

Ülkeyi tehdit ettiği düşünülen her aksilikte parmağı bulunduğu iktidar cenahı tarafınca AK Parti’nin prestij ettiği medya organlarında ilan edilmiş BAE’nin, en yumuşağı ‘şerefsiz’ olan berbat sıfatlarla anılmış bir yöneticisi, Ankara’da kırmızı halı muamelesiyle karşılandı.

‘Şerefsiz’ denmesinin niçini, 251 insanımızın ömrüne da mal olmuş 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünün gerisindeki güç sayılmasıydı o BAE yöneticisinin…

TRT ekranlardaki dizilerde bile bahis edilmiş bir ‘hainlik’ iktisada can suyu sağlaması umuduyla artık unutturulmak isteniyor.

Mısır, Fransa ve Yunanistan üzere Türkiye’nin problemler yaşadığı ülkelerle içli-dışlı olan BAE, memleketler arası alanda ‘Türkiye’ye karşı’ olarak algılanmış ortak askeri hareketlerde bu yıl içerisinde birkaç sefer yer almış bir ülke.

Türkiye’nin stratejik çıkar alanları olarak ilan edilmiş Doğu Akdeniz’de, Kıbrıs’ta, Libya’da karşısına çıkan milletlerarası cephenin en değerli ögelerinden biri BAE.

aslına bakarsanız artık Mavi Vatan’dan da kelam edilmiyor, Kıbrıs’a yakın bir parselde bir Amerikan şirketinin sondaj çalışmalarına başlamasına itirazda bulunulmuyor, Rusya’nın dışişleri bakanının bir YPG/PYD heyetini Moskova’da ağırlamasına ses çıkartılmıyor.

Herbiçimde bu siyaset değişikliklerinin makul birer açıklaması vardır; fakat son birkaç yılı hamasi hisleri tepe noktasına çıkartacak biçimde bu konulardaki propagandalara maruz kalarak geçirmiş kitlelere de bu değişikliklerin ulaşması, iktidar cephesini zorlayacaktır.

İktisattan daha sonra dış siyasette da iktidar cephesi kendi aleyhine sonuç verecek bir tutum içerisinde.

Muhalefetin fazla bir şey yapmasına, görkemli mitingler düzenlemesine bile gerek yok; iktidar kendi eliyle kendisini yaralayan bir müddetç içerisinde.

Dün bir dostum, “Nasıl oluyor da 20 yıl ayakta kalmış bir iktidar bu gerçeği -her yaptığının ve her yapılanı savunmak için dediğinin dönüp kendisini vurduğu gerçeğini- fark edemiyor?” diye soruyordu.

Ona, “Başkanlık sistemi yüzünden” yanıtını verdim.

Başkanlık sistemine ani geçişi sağlayan MHP, AK Parti’yi bu biçimde bir surece sürüklemiş oldu.

İkisi de süreçten ziyan görüyor.

Sistem değişikliği olmasa, iktisatta ve dış siyasette sert dönüşlere başvurması gerekmeden her şeye karşın iktidarını koruyabilecek olan AK Parti, yeni sistemin savurmasıyla, kendi tabanının çözülmesini başlatmış oldu.

Artık gerçeklerin bu tarafının de görülmesini istedim.

*Bu yazı fehmikoru.com adresinden motamot alınmıştır.
 
Üst