JoKeR
Active member
Bir İstanbul öyküsü “Dün Bugün İstanbul” isimli stantta Sakıp Sabancı Müzesi’nde sanatseverleri karşılıyor.
Geçtiğimiz Cuma günü kapılarını açan stant Sabancı Üniversitesi öğretim nazaranvlisi ve sanatçı Murat Germen’in davetiyle buluşan, yolu Sabancı Üniversitesi Görsel Sanatlar ve Görsel Bağlantı Tasarımı programından geçmiş 22 sanatkarın yapıtına mesken sahipliği yapıyor. Bu kez İstanbul’u genç sanatkarların gözüyle kıyı bucak geziyoruz. Stant birbirinden bağımsız yapıtlardan oluşsa da ortak problem yaşadığımız kentin bugünkü öyküsünü anlamak, dününü kavramak ve geleceğini yorumlamak. Mimar, öğretim üyesi, İstanbul’un değişimini yakından izleyen ve fotoğraflarında bunu yansıtan sanatçı Murat Germen’in davetiyle bir ortaya gelen genç sanatkarların stant için özel ürettikleri yapıtları gezerken, onlara ilham veren İstanbul’u farklı açılardan kavrıyoruz.
İSTANBUL’U DÜŞÜNMEK
Stantta Ahu Akgün, Aslı Narin, Begüm Yamanlar, Beril Ece Güler, Burak Dikilitaş, Canan Erbil, Cemre Yeşil Gönenli, Deniz Ezgi Sürek, Didem Erbaş, Ege Kaynar, Eren Sulamacı, Eser Epözdemir, Korhan Karahalbukil, Yerde Adalet Derneği, Neslihan Koyuncu Bali, Nora Bryne, Onur İtina, Örsan Karakuş, Serkan Taycan, Sıla Ünlü İntepe, Sinan Tuncay ve Zeynep Kaynar’ın yapıtlarından oluşuyor. Eserler birbirinden farklı üzere görünse de istanbul semtleri üzere birbirini tamamlayarak büyük resmi sanatsevere gösteriyor.
YERE ÖZEL HAZIRLANAN ESERLER
Yere özel hazırlanan eserler dikkat alımlı. Stant etraf, hayvan popülasyonu, kentsel dönüşüm, toplumsal ömür, tarihi yerler, su kaynakları, ulaşım ve ütopya / distopya kavramlarının da ortalarında bulunduğu temalar ışığında, kent dinamiklerine dair yorumlar içeriyor. Stant seçkisini yağlı boya fotoğraf, çizim, enstalasyon, fotoğraf, görüntü, serigrafik baskının geniş bir mecra yelpazesi oluşturuyor. Koronavirüs (COVID-19) salgını kaynaklı aksaklıklara, tam ve kısmi kapanmaların yarattığı imkânsızlıklara karşın, kentin hayli çeşitli merkezlerini bahis eden işlerin üretim sürecine, İstanbul’un biroldukca farklı kurumunun yanı sıra bu kentte yaşayanlar da katkıda bulunmuş. “Dün, Bugün, İstanbul” standı 28 Kasım’a kadar Sakıp Sabancı Müzesi’nde gezilebilir.
Kadim fakat yorgun bir kent
Sanatçı Murat Germen ise şunları söylüyor: “Yolu Sabancı Üniversitesi’nden geçen bu 22 sanatkara yaptığımız davet öncesi niyetimiz, Sabancı Üniversitesi’nin ‘beraber yaratmak ve geliştirmek’ düsturunu takiben, kadim ancak yorgun İstanbul için neler yapabiliriz, onu keşfedebilmekti” dedi. Global salgın niçiniyle fizikî buluşmalar olmasa da sanatkarların çevrimiçi platformlarda bir ortaya geldiklerinden bahseden Germen, kelamlarını şöyleki sürdürdü: “Çoğulcu ve sorgulayıcı bir yaklaşım ile bugünlere geldik. Dün, Bugün, İstanbul isimli stantta de bu yaklaşımın izini görüyoruz. Sanatkarların kendi iradelerinin eseri olan işler birbirine benzemiyor; lakin konuşuyor ve birbirlerini tamamlıyorlar: İstanbul’u önemsiyor, ‘acil yardım davetine nasıl karşılık verebiliriz, bu kente biricikliğini nasıl yine kazandırabiliriz?’ sorularına yanıt arıyorlar.”
11 yıl daha sonra bir daha
Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer stantla ilgili şu ayrıntıları veriyor: “2010 yılında müzemizde açtığımız ‘Bizantion’dan Istanbul’a. Bir Başşehrin 8000 Yılı’ isimli tarihi standımızda İstanbul’un tüm tarihi boyunca ve de hâlâ sahip olduğu renkli kalabalığını, bu devingen kitlenin getirdiği enerjiyi, her türlü yeniliğe ayak uydurma marifetini; binlerce yıllık geçmişe karşın yansıttığı gençliği, her yeniliği içine sindirme yeteneğini de anlatmaya çalışmıştık. Ortadan 11 yıl geçti. Yalnız dünyada değil, ülkemizde ve şüphesiz İstanbul’da bir fazlaca şey değişti. Birbiri gerisine yükselen dev binalar, kıtaları aşan yol ağları, denizin altından geçen tüneller, İstanbul’u komşu kentlerle birleştirircesine genişleyen sonlara ve bir fazlaca Avrupa ülkesi nüfusunu aşan bir kitleye konut sahibi kılıyor. Bizler İstanbul’daki gelişme ve genişlemeleri, kurulan yeni beldeleri izlemekte zorlanıyoruz. Tarih boyunca dünyaya açık penceresiyle her türlü göç ve kalabalığı içine alıp sindiren İstanbul’un da bu aniden gelen, kültürüne yabancı milyonluk göç karşısında zorlandığını görüyoruz.”
Görme işitme engelli ziyaretçiler için özel içerik
Bu yıl Sabancı Vakfı’nın Fark Yaratanlar Programı’na seçilen teşebbüslerden Erişilebilir Her Şey’in, Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’yle ortak çalışması ve Sabancı Vakfı takviyesiyle “Dün, Bugün, İstanbul” standı, görme ve işitme engelli ziyaretçiler için erişilebilir bir içerikle hazırlandı. Erişilebilirlik çalışmaları kapsamında Erişilebilir Her Şey uzmanları sağır bireyler için tüm bilgi panolarını işaret lisanına çevirirken kör bireyler içinse görüntü yapıtları, yerleştirmeleri ve görselleri betimleyerek ses kaydına aldılar ve QR kodlara yükleyerek sergiyi erişilebilir kıldılar. bununla birlikte, standın yapıldığı alanın girişinden çıkışına kadar tüm yerin sesli tanımını yaparak hazırladıkları QR kodlarla stant alanını da erişilebilir hale getirdiler.
Geçtiğimiz Cuma günü kapılarını açan stant Sabancı Üniversitesi öğretim nazaranvlisi ve sanatçı Murat Germen’in davetiyle buluşan, yolu Sabancı Üniversitesi Görsel Sanatlar ve Görsel Bağlantı Tasarımı programından geçmiş 22 sanatkarın yapıtına mesken sahipliği yapıyor. Bu kez İstanbul’u genç sanatkarların gözüyle kıyı bucak geziyoruz. Stant birbirinden bağımsız yapıtlardan oluşsa da ortak problem yaşadığımız kentin bugünkü öyküsünü anlamak, dününü kavramak ve geleceğini yorumlamak. Mimar, öğretim üyesi, İstanbul’un değişimini yakından izleyen ve fotoğraflarında bunu yansıtan sanatçı Murat Germen’in davetiyle bir ortaya gelen genç sanatkarların stant için özel ürettikleri yapıtları gezerken, onlara ilham veren İstanbul’u farklı açılardan kavrıyoruz.
İSTANBUL’U DÜŞÜNMEK
Stantta Ahu Akgün, Aslı Narin, Begüm Yamanlar, Beril Ece Güler, Burak Dikilitaş, Canan Erbil, Cemre Yeşil Gönenli, Deniz Ezgi Sürek, Didem Erbaş, Ege Kaynar, Eren Sulamacı, Eser Epözdemir, Korhan Karahalbukil, Yerde Adalet Derneği, Neslihan Koyuncu Bali, Nora Bryne, Onur İtina, Örsan Karakuş, Serkan Taycan, Sıla Ünlü İntepe, Sinan Tuncay ve Zeynep Kaynar’ın yapıtlarından oluşuyor. Eserler birbirinden farklı üzere görünse de istanbul semtleri üzere birbirini tamamlayarak büyük resmi sanatsevere gösteriyor.
YERE ÖZEL HAZIRLANAN ESERLER
Yere özel hazırlanan eserler dikkat alımlı. Stant etraf, hayvan popülasyonu, kentsel dönüşüm, toplumsal ömür, tarihi yerler, su kaynakları, ulaşım ve ütopya / distopya kavramlarının da ortalarında bulunduğu temalar ışığında, kent dinamiklerine dair yorumlar içeriyor. Stant seçkisini yağlı boya fotoğraf, çizim, enstalasyon, fotoğraf, görüntü, serigrafik baskının geniş bir mecra yelpazesi oluşturuyor. Koronavirüs (COVID-19) salgını kaynaklı aksaklıklara, tam ve kısmi kapanmaların yarattığı imkânsızlıklara karşın, kentin hayli çeşitli merkezlerini bahis eden işlerin üretim sürecine, İstanbul’un biroldukca farklı kurumunun yanı sıra bu kentte yaşayanlar da katkıda bulunmuş. “Dün, Bugün, İstanbul” standı 28 Kasım’a kadar Sakıp Sabancı Müzesi’nde gezilebilir.
Kadim fakat yorgun bir kent
Sanatçı Murat Germen ise şunları söylüyor: “Yolu Sabancı Üniversitesi’nden geçen bu 22 sanatkara yaptığımız davet öncesi niyetimiz, Sabancı Üniversitesi’nin ‘beraber yaratmak ve geliştirmek’ düsturunu takiben, kadim ancak yorgun İstanbul için neler yapabiliriz, onu keşfedebilmekti” dedi. Global salgın niçiniyle fizikî buluşmalar olmasa da sanatkarların çevrimiçi platformlarda bir ortaya geldiklerinden bahseden Germen, kelamlarını şöyleki sürdürdü: “Çoğulcu ve sorgulayıcı bir yaklaşım ile bugünlere geldik. Dün, Bugün, İstanbul isimli stantta de bu yaklaşımın izini görüyoruz. Sanatkarların kendi iradelerinin eseri olan işler birbirine benzemiyor; lakin konuşuyor ve birbirlerini tamamlıyorlar: İstanbul’u önemsiyor, ‘acil yardım davetine nasıl karşılık verebiliriz, bu kente biricikliğini nasıl yine kazandırabiliriz?’ sorularına yanıt arıyorlar.”
11 yıl daha sonra bir daha
Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer stantla ilgili şu ayrıntıları veriyor: “2010 yılında müzemizde açtığımız ‘Bizantion’dan Istanbul’a. Bir Başşehrin 8000 Yılı’ isimli tarihi standımızda İstanbul’un tüm tarihi boyunca ve de hâlâ sahip olduğu renkli kalabalığını, bu devingen kitlenin getirdiği enerjiyi, her türlü yeniliğe ayak uydurma marifetini; binlerce yıllık geçmişe karşın yansıttığı gençliği, her yeniliği içine sindirme yeteneğini de anlatmaya çalışmıştık. Ortadan 11 yıl geçti. Yalnız dünyada değil, ülkemizde ve şüphesiz İstanbul’da bir fazlaca şey değişti. Birbiri gerisine yükselen dev binalar, kıtaları aşan yol ağları, denizin altından geçen tüneller, İstanbul’u komşu kentlerle birleştirircesine genişleyen sonlara ve bir fazlaca Avrupa ülkesi nüfusunu aşan bir kitleye konut sahibi kılıyor. Bizler İstanbul’daki gelişme ve genişlemeleri, kurulan yeni beldeleri izlemekte zorlanıyoruz. Tarih boyunca dünyaya açık penceresiyle her türlü göç ve kalabalığı içine alıp sindiren İstanbul’un da bu aniden gelen, kültürüne yabancı milyonluk göç karşısında zorlandığını görüyoruz.”
Görme işitme engelli ziyaretçiler için özel içerik
Bu yıl Sabancı Vakfı’nın Fark Yaratanlar Programı’na seçilen teşebbüslerden Erişilebilir Her Şey’in, Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’yle ortak çalışması ve Sabancı Vakfı takviyesiyle “Dün, Bugün, İstanbul” standı, görme ve işitme engelli ziyaretçiler için erişilebilir bir içerikle hazırlandı. Erişilebilirlik çalışmaları kapsamında Erişilebilir Her Şey uzmanları sağır bireyler için tüm bilgi panolarını işaret lisanına çevirirken kör bireyler içinse görüntü yapıtları, yerleştirmeleri ve görselleri betimleyerek ses kaydına aldılar ve QR kodlara yükleyerek sergiyi erişilebilir kıldılar. bununla birlikte, standın yapıldığı alanın girişinden çıkışına kadar tüm yerin sesli tanımını yaparak hazırladıkları QR kodlarla stant alanını da erişilebilir hale getirdiler.