Yeni Şafak muharriri Fatma Barbarosoğlu, TRT’te yayınlanan Paklar Apartmanı’nın yeni döneminde başrol oyuncusu Birkan Sokullu’nun canlandırdığı Han karakterinin hastanede olan babasına “Sen benden bir şey istedin, ölme dedin, ölmeyeceğim… ” diyaloğuyla ilgili “şahsi gelişim kitaplarından TV dizilerine tanınan kültür, doğum denetim üzere ‘ölüm kontrolü’ de yerleştiriyor zihinlere” diye yazdı.
Diziyle ilgili RTÜK’e şikâyet dilekçesi veren arkadaşının ısrarıyla üretimi izlemeye başladığını yazan Barbarosoğlu, “Şikâyetin öne sürülen nedeni, Safiye karakterinin her şeyi üç kez yıkaması üzerinden fıkhi bir karar olan ‘şartlama’ ile alay edildiği kanaati idi. Toplu imza kampanyaları benim meşrebime pek uygun değil. Lakin birebir hafta ortasında birkaç kere ‘TRT ekranlarında fıkhi kararlarla dalga geçiliyor’ cümlesine muhatap olunca oturdum seyretmeye. Ben birkaç kısım seyretmiştim ki dizinin ana karakterlerinden biri olan Safiye, ‘Bir, iki, üç, dört’ diye saymaya başladı; bu biçimdece TRT dizisi RTÜK şikâyetinden senaristin ‘dörtlemesi’ ile kurtulmuş oldu” diye yazdı.
Dizideki paklık takıntısının Covid – 19 niçiniyle insanların hayatıyla paralel gittiğini yazan Barbarosoğlu, dizinin yeni döneminde Han karakterinin kalp krizi geçirmesi niçiniyle ağır bakımdaki babası ile olan diyaloğu ilgili şunları yazdı:
“Han’ın ablası Safiye gündelik hayattaki her isteğini tavana bakıp ‘Allah’ım ne olur’ diye dua ederek dillendirirken, konutun oğlu babasından ‘ölmemesini rica etti’.
40. kısımda oğlunun “Senden birinci kere bir şey rica ediyorum: Ölme baba!” dediği Hikmet Bey’i, 41. kısımda sıhhatine kavuşmuş olarak buluyoruz. Oğul, meskenine dönmüş, babanın sıhhati ile ilgili tasalarını lisana getiriyor; baba, oğlunun ağır bakımdayken kendisine söylediğu cümlelere karşılık verircesine onun şaşkın bakışları altında tekrar ediyor: ‘Sen benden bir şey istedin. Ölme dedin. Ölmeyeceğim.’
Tanınan kültür mevti, ‘buradan gitmeyi/ ya da gitmemeyi’, ‘buradakilerin tercihi’ olarak yerleştiriyor zihinlere. Diyeceksiniz ki, bir dizi sinemada senaristlerin öylesine yazmış olduğu bir cümleden bu neticeyi çıkarmak hakikat mu? Bir dizide geçen bir cümle için köşe yazısı yazmaya bedel mi? Peki! COVİD 19 günlerinde tıbbi dayanaklı intihar (ötenazi sözünü kullanmadan evvel bin defa düşünün derim), birkaç ülkede daha yasal hale getirildi. Kişinin ne vakit, nerede, nasıl öleceğine kendisinin karar vermesi, tıbbi takviyeli intihar talebinde bulunması, ‘onurlu hayat’ etiketi ile satışa sunulmuş durumda. şahsi gelişim kitaplarından TV dizilerine tanınan kültür, doğum denetim üzere ‘ölüm kontrolü’ de yerleştiriyor zihinlere.’”
Yazının tamamını okumak için
Diziyle ilgili RTÜK’e şikâyet dilekçesi veren arkadaşının ısrarıyla üretimi izlemeye başladığını yazan Barbarosoğlu, “Şikâyetin öne sürülen nedeni, Safiye karakterinin her şeyi üç kez yıkaması üzerinden fıkhi bir karar olan ‘şartlama’ ile alay edildiği kanaati idi. Toplu imza kampanyaları benim meşrebime pek uygun değil. Lakin birebir hafta ortasında birkaç kere ‘TRT ekranlarında fıkhi kararlarla dalga geçiliyor’ cümlesine muhatap olunca oturdum seyretmeye. Ben birkaç kısım seyretmiştim ki dizinin ana karakterlerinden biri olan Safiye, ‘Bir, iki, üç, dört’ diye saymaya başladı; bu biçimdece TRT dizisi RTÜK şikâyetinden senaristin ‘dörtlemesi’ ile kurtulmuş oldu” diye yazdı.
Dizideki paklık takıntısının Covid – 19 niçiniyle insanların hayatıyla paralel gittiğini yazan Barbarosoğlu, dizinin yeni döneminde Han karakterinin kalp krizi geçirmesi niçiniyle ağır bakımdaki babası ile olan diyaloğu ilgili şunları yazdı:
“Han’ın ablası Safiye gündelik hayattaki her isteğini tavana bakıp ‘Allah’ım ne olur’ diye dua ederek dillendirirken, konutun oğlu babasından ‘ölmemesini rica etti’.
40. kısımda oğlunun “Senden birinci kere bir şey rica ediyorum: Ölme baba!” dediği Hikmet Bey’i, 41. kısımda sıhhatine kavuşmuş olarak buluyoruz. Oğul, meskenine dönmüş, babanın sıhhati ile ilgili tasalarını lisana getiriyor; baba, oğlunun ağır bakımdayken kendisine söylediğu cümlelere karşılık verircesine onun şaşkın bakışları altında tekrar ediyor: ‘Sen benden bir şey istedin. Ölme dedin. Ölmeyeceğim.’
Tanınan kültür mevti, ‘buradan gitmeyi/ ya da gitmemeyi’, ‘buradakilerin tercihi’ olarak yerleştiriyor zihinlere. Diyeceksiniz ki, bir dizi sinemada senaristlerin öylesine yazmış olduğu bir cümleden bu neticeyi çıkarmak hakikat mu? Bir dizide geçen bir cümle için köşe yazısı yazmaya bedel mi? Peki! COVİD 19 günlerinde tıbbi dayanaklı intihar (ötenazi sözünü kullanmadan evvel bin defa düşünün derim), birkaç ülkede daha yasal hale getirildi. Kişinin ne vakit, nerede, nasıl öleceğine kendisinin karar vermesi, tıbbi takviyeli intihar talebinde bulunması, ‘onurlu hayat’ etiketi ile satışa sunulmuş durumda. şahsi gelişim kitaplarından TV dizilerine tanınan kültür, doğum denetim üzere ‘ölüm kontrolü’ de yerleştiriyor zihinlere.’”
Yazının tamamını okumak için