Banu İtimat
Irkçılığa ırkçılık demeyenler, birileri bize karşı “ırkçı tehdit var” dediğinde bunu sümenaltı edenler, gelmekte olan cinayetlerin önünü kesmeyip, almaları gereken tedbirlerin tam bilakis giderek bu cinayetleri kolaylaştıranlar, bu cinayet araştırılmalı denirken, öldürülenlerin daha evvelki beyanlarını hiç ciddiye almadan süratle “Bu ırkçı bir akın değildir” diye kestirip atanlar, bu istikametteki haklı kuşkuları araştırmamakta direnenler bir suça ortak oluyor. Konya Meram’da Karslı Dedeoğlu ailesinin 7 ferdini yok eden katliamdan kelam ediyorum.
Meram’da daha evvel 12 Mayıs’ta onlarca kişinin saldırısını ağır yaralarla atlatan ailenin tekraren “Tehlikedeyiz” demesine karşın aktif biçimde korunmama öne sürülen sebebi ne olabilir? Bu kadar büyük bir atak tehdidi varken, aileye niye yalnızca davet üzerine ve 60 gün ile sonlu muhafaza verilir? Bu mühlet ortasında, gözaltına alınan saldırganların ikisi haricinde 10’unun peyderpey hür bırakılmasının ve müdafaayla da ödüllendirilmelerinin öne sürülen nedeni ne olabilir? Dedeoğlu ailesinden 5 kişinin, akında ölenlerden Metin, Barış, Yaşar, Serpil ve Sibel Dedeoğlu’nun “Saldırganlar ‘Biz davacıyız, Kürtler’i sizi burada yaşatmayacağız’ dediler” halinde söz vermesine karşın, Valilik ve İçişleri Bakanlığı’nın ve hatta Cumhurbaşkanı’nın irtibatçısı Fahrettin Altun’un “Bu ırkçı bir akın değildir” diye kesip atma telaşı niçindir? Pekala Konya Vilayet Emniyet Müdürü’nün, ailenin avukatı Abdurrahman Karabulut’a, “Saldırının ırkçı saikle yapılmadığı, komşu hengamesinden ibaret olduğu formunda bir açıklama yapın, Tweet atın” telkini nasıl açıklanabilir? Ben size açıklayayım mı?
Dinç soruşturmayı reddeden hal ortasında
Konya Emniyet Müdürü’nün Engin Dinç’in kim olduğu tahminen dikkatlerinizden kaçmıştır. Engin Dinç, Hrant Dink cinayeti öncesinde Trabzon’da İstihbarat Şube Müdürü olan, Dink’in katillerini çok yeterli tanıyan, azmettirici olarak yargılanan Erhan Tuncel’i haber elemanı yapan kişidir. Hrant Dink cinayetinde, Yasin Hayal ve arkadaşlarının Dink’i öldürme planından haberdar olup, bu bilgiyi İstanbul Emniyeti’yle yalnızca “Dink’e yönelik ses getirecek bir hareket hazırlığı olduğu” formunda paylaşan ve kusuru olmadığını savunan kişidir. Irkçı saikle planlanan ve işlenen bir cinayete 2007 yılında mani olmayan Engin Dinç, 2021 yılında da Konya Meram’da ırkçı tehdit aldıklarını söyleyen bir ailenin korunmasını sağlayamamış, olayı da bu açıdan soruşturmayı reddeden hal içine girmiştir.
Konya Meram’da hayvan otlatırken atağa uğrayan ve bir ferdini kaybeden Kol Ailesi’nin de avukatı olan Abdurrahman Karabulut yalnızca Konya Emniyet Müdürü’nün değil, Meram İlçe Emniyet Müdürü’nün de “telkinleriyle” karşılaşmış. Meram Emniyet Müdürü Mehmet Akbaba da cinayetten daha sonra kanıt toplanmasıyla ilgili avukatın tekliflerinin önünü kesmiş, “Saldırı ırkçı saikle değildir. Ben bu köylülere kefilim” diyebilmiştir.
Bütün bunlar hiç bir şey olmasa, Polis Görev ve Salahiyetleri Kanunu’na göre cürümdür. Ancak biliyoruz ki, bunun epeyce daha ötesinde, genel bir tutum olarak bundan daha sonra olabilecek linç ve cinayetlere de yer yaratmaktadır. Bu cezasızlık ve kayırmacılığın katillere nasıl yürek verdiğini HDP İzmir Vilayet Binası’na yapılan atakta, gencecik Deniz Poyraz’ın katlinde ve katilin şefkatle gözaltına alınışında gördük.
Yazıyı yazdığım sırada olayla ilgili 13 kişi gözaltındaydı. Lakin tutuklu saldırganlardan birinin kayınbiraderi olan katil üzere firarda olanlar da var. Onlar artık de avukat Abdurrahman Karabulut’u tehdit ediyorlar. Avukatlık Ofisi’ni arayıp, sekretere “O onursuz konuşmalarına dikkat etsin. Biz geleceğiz, kendisine kim olduğumuzu göstereceğiz” demişler. Hala meydan okuyorlar. Avukat Karabulut, “Saldırganları hür bıraktılar. Endişeliyiz” diye kendisine gelen müvekkillerinin saatler daha sonra otopsisine girmek zorunda kalmıştı. Artık avukatın can güvenliği de, ona zirveden bakıp “Öyle de, bu biçimde tweet at” ya da “Ben bu adamlara kefilim” diyen emniyet müdürlerine kalmış vaziyette.
Irkçılığa ırkçılık demeyenler, birileri bize karşı “ırkçı tehdit var” dediğinde bunu sümenaltı edenler, gelmekte olan cinayetlerin önünü kesmeyip, almaları gereken tedbirlerin tam bilakis giderek bu cinayetleri kolaylaştıranlar, bu cinayet araştırılmalı denirken, öldürülenlerin daha evvelki beyanlarını hiç ciddiye almadan süratle “Bu ırkçı bir akın değildir” diye kestirip atanlar, bu istikametteki haklı kuşkuları araştırmamakta direnenler bir suça ortak oluyor. Konya Meram’da Karslı Dedeoğlu ailesinin 7 ferdini yok eden katliamdan kelam ediyorum.
Meram’da daha evvel 12 Mayıs’ta onlarca kişinin saldırısını ağır yaralarla atlatan ailenin tekraren “Tehlikedeyiz” demesine karşın aktif biçimde korunmama öne sürülen sebebi ne olabilir? Bu kadar büyük bir atak tehdidi varken, aileye niye yalnızca davet üzerine ve 60 gün ile sonlu muhafaza verilir? Bu mühlet ortasında, gözaltına alınan saldırganların ikisi haricinde 10’unun peyderpey hür bırakılmasının ve müdafaayla da ödüllendirilmelerinin öne sürülen nedeni ne olabilir? Dedeoğlu ailesinden 5 kişinin, akında ölenlerden Metin, Barış, Yaşar, Serpil ve Sibel Dedeoğlu’nun “Saldırganlar ‘Biz davacıyız, Kürtler’i sizi burada yaşatmayacağız’ dediler” halinde söz vermesine karşın, Valilik ve İçişleri Bakanlığı’nın ve hatta Cumhurbaşkanı’nın irtibatçısı Fahrettin Altun’un “Bu ırkçı bir akın değildir” diye kesip atma telaşı niçindir? Pekala Konya Vilayet Emniyet Müdürü’nün, ailenin avukatı Abdurrahman Karabulut’a, “Saldırının ırkçı saikle yapılmadığı, komşu hengamesinden ibaret olduğu formunda bir açıklama yapın, Tweet atın” telkini nasıl açıklanabilir? Ben size açıklayayım mı?
Dinç soruşturmayı reddeden hal ortasında
Konya Emniyet Müdürü’nün Engin Dinç’in kim olduğu tahminen dikkatlerinizden kaçmıştır. Engin Dinç, Hrant Dink cinayeti öncesinde Trabzon’da İstihbarat Şube Müdürü olan, Dink’in katillerini çok yeterli tanıyan, azmettirici olarak yargılanan Erhan Tuncel’i haber elemanı yapan kişidir. Hrant Dink cinayetinde, Yasin Hayal ve arkadaşlarının Dink’i öldürme planından haberdar olup, bu bilgiyi İstanbul Emniyeti’yle yalnızca “Dink’e yönelik ses getirecek bir hareket hazırlığı olduğu” formunda paylaşan ve kusuru olmadığını savunan kişidir. Irkçı saikle planlanan ve işlenen bir cinayete 2007 yılında mani olmayan Engin Dinç, 2021 yılında da Konya Meram’da ırkçı tehdit aldıklarını söyleyen bir ailenin korunmasını sağlayamamış, olayı da bu açıdan soruşturmayı reddeden hal içine girmiştir.
Konya Meram’da hayvan otlatırken atağa uğrayan ve bir ferdini kaybeden Kol Ailesi’nin de avukatı olan Abdurrahman Karabulut yalnızca Konya Emniyet Müdürü’nün değil, Meram İlçe Emniyet Müdürü’nün de “telkinleriyle” karşılaşmış. Meram Emniyet Müdürü Mehmet Akbaba da cinayetten daha sonra kanıt toplanmasıyla ilgili avukatın tekliflerinin önünü kesmiş, “Saldırı ırkçı saikle değildir. Ben bu köylülere kefilim” diyebilmiştir.
Bütün bunlar hiç bir şey olmasa, Polis Görev ve Salahiyetleri Kanunu’na göre cürümdür. Ancak biliyoruz ki, bunun epeyce daha ötesinde, genel bir tutum olarak bundan daha sonra olabilecek linç ve cinayetlere de yer yaratmaktadır. Bu cezasızlık ve kayırmacılığın katillere nasıl yürek verdiğini HDP İzmir Vilayet Binası’na yapılan atakta, gencecik Deniz Poyraz’ın katlinde ve katilin şefkatle gözaltına alınışında gördük.
Yazıyı yazdığım sırada olayla ilgili 13 kişi gözaltındaydı. Lakin tutuklu saldırganlardan birinin kayınbiraderi olan katil üzere firarda olanlar da var. Onlar artık de avukat Abdurrahman Karabulut’u tehdit ediyorlar. Avukatlık Ofisi’ni arayıp, sekretere “O onursuz konuşmalarına dikkat etsin. Biz geleceğiz, kendisine kim olduğumuzu göstereceğiz” demişler. Hala meydan okuyorlar. Avukat Karabulut, “Saldırganları hür bıraktılar. Endişeliyiz” diye kendisine gelen müvekkillerinin saatler daha sonra otopsisine girmek zorunda kalmıştı. Artık avukatın can güvenliği de, ona zirveden bakıp “Öyle de, bu biçimde tweet at” ya da “Ben bu adamlara kefilim” diyen emniyet müdürlerine kalmış vaziyette.