İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Tunç Soyer, Cumhurbaşkanı adayının CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu deklare etti. Soyer, “Bu durum bizi de memleketi de ittifakı da rahatlatır. Keşke o denli olsa” dedi.
Sözcü’den Hürmet Öztürk’e konuşan Soyer, “İstanbul, Ankara büyükşehir belediye liderlerinin isimleri Cumhurbaşkanı adayları içinde geçiyor. İzmir niye yok?” sorusuna, “Cumhurbaşkanlığı için benim adım geçmesin. Ben, Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan mutluyum. Belediye başkanlığını vazifesini epeyce severek yapıyorum. İzmir’de yapmak istediğim epeyce şey var. Lokal siyasete ve onun gücüne epey inanıyorum. Merkezde siyaset yapmayı hiç düşünmedim. ‘Belediye lideri olmak için doğmuşum’ diyecek kadar işimi epeyce seviyorum” diye karşılık verdi.
Öte yandan Soyer, İzmir’de yaşanan sarsıntı daha sonrasında yapılan hasar tespit çalışmaları sonucunda 5 bin 800 orta hasarlı bina olduğu tespitinde bulunduklarını söylemiş oldu. Dünya Bankası’nın kendilerine kredi vermek için hazır olduğunu lakin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hâlâ onay vermediğini hatırlatarak, “Eğer bunu yapmazlarsa her gün çıkar bağırırım” diye sitem etti.
Soyer’in açıklamaları şöyleki:
“İzmir’de 5 bin 800 orta hasarlı bina var”
2020’nin Ocak ayında kredi için Dünya Bankası ile görüşmeye gittim. Bu ortada kentsel dönüşümle ilgili de öbür heyetle görüştük. Üç kent için 500 milyon dolarlık krediyi müzakere ediyoruz. O üç kent içinde İzmir yoktu. Kentsel dönüşüm projelerini salgın niçiniyle yerinde görmeye gelemediler. Zelzele olduğunda kentsel dönüşüm için krediye muhtaçlığımız vardı.
Ağır hasarlı binalar için devlet tahlil üretmiş, “Sana yeni mesken yaparım” diyor. Lakin orta hasarlı binalarla ilgili finansal bir tahlilimiz yok. Bir yıl ortasında güçlendirmek zorundasın. Yapılmadığı vakit bina yıkılıyor. İzmir’de 5 bin 800 orta hasarlı bina var. Kentsel dönüşümle ilgili model olacak bir uygulama için karar aldık. Dünya Bankası ile görüştük. Sarsıntıdan daha sonra 2 yılda çıkacak krediyi 4 ay ortasında aldık. 340 milyon dolar için el sıkıştık. Bu müzakereleri, Hazine ve Vilayetler Bankası ile de mutabık kalarak bitirdik.
Erdoğan hâlâ geri dönmedi: Kredi onayı verilmediği için orta hasarlı 5 bin 800 konut sahibi sahipsiz bırakıldı
21 Şubat 2020’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Orta hasarlı binada da oturulamıyor, boşaltmak zorundayız. Bulduğumuz krediyi orta hasarlı binalar için kullanalım” dedim. Ortadan 6 ay geçmesine karşın hiç bir gelişme olmadı. Hazır kredi orada duruyor ve banka bunu bize vermek istiyor. Cumhurbaşkanı onaylarsa o parayla 7-8 bin konut yapılacak. Kredi onayı verilmediği için orta hasarlı 5 bin 800 konut sahibi vatandaşlarımız sahipsiz bırakılmış durumda. AKP Vilayet Lideri ve Meclis Küme Başkanvekili ile görüştüm. “Kredi sıkıntısını çözelim, bunun siyasi kazanımı sizin olsun. Kâfi ki çözün bunu, ben de çıkıp kamuoyu önünde teşekkür edeyim. Siz yapmış olun. Bunu da vatandaşa duyuralım” dedim.
“Eğer bunu yapmazlarsa her gün çıkar bağırırım”
Bizim, muvaffakiyetle hazırlanmış bir modelimiz var. 30 yıl vadeli bir finansman. Bunu kaçırmamak lazım. Dünya Bankası vermek istiyor lakin bizdeki ilgili makamlar bir türlü onaylamıyor. Şayet bunu yapmazlarsa her gün çıkar bağırırım. Bekleyelim fakat daha nereye kadar bekleyelim. Yazık değil mi millete?
“Sığınmacılara hizmet vereceğim dediğim için linç edildim”
İzmir’de çoğunluğu Suriyeli 148 bin sığınmacı bulunduğunu kaydeden Lider Tunç Soyer, Bolu Belediye Lideri Tanju Özcan’ın sığınmacılara verilecek hizmetin öteki vatandaşlara bakılırsa artırımlı uygulanacağına ait kelamlarının hatırlatılmasına rağmen şunları söylemiş oldu:
“İzmir’e gelmelerinde hiç bir dahlim yok. Bir an evvel ülkelerine dönmelerini istiyorum. Fakat bunun için de elimden gelen bir şey yok. Sokağa bir hizmet götüreceksem mekansal bakarım. Sığınmacı diye onun çöpünü almazlık yapamam. Suyun litresini birine 1 liradan, sığınmacıya 10 liradan satamam. Bu fiziken de vicdanen de gerçek değil.
“Hizmet vermem dayanak olduğum manasına gelmez”
Artık beşerler yoruldular ve kendi haklarının sığınmacılar tarafınca gasp edildiğini düşünüyorlar. Haksız da değiller. ‘Bu insanlara hizmet vereceğim’ dedim diye linç edildim. Bana ‘Bir Tanju özcan kadar olamadım’ diyorlar. Tanju Bey’in dediği üzere asla söylemem. O insanlara hizmet vermem, onlara takviye olmak manasına gelmez.”
Sözcü’den Hürmet Öztürk’e konuşan Soyer, “İstanbul, Ankara büyükşehir belediye liderlerinin isimleri Cumhurbaşkanı adayları içinde geçiyor. İzmir niye yok?” sorusuna, “Cumhurbaşkanlığı için benim adım geçmesin. Ben, Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan mutluyum. Belediye başkanlığını vazifesini epeyce severek yapıyorum. İzmir’de yapmak istediğim epeyce şey var. Lokal siyasete ve onun gücüne epey inanıyorum. Merkezde siyaset yapmayı hiç düşünmedim. ‘Belediye lideri olmak için doğmuşum’ diyecek kadar işimi epeyce seviyorum” diye karşılık verdi.
Öte yandan Soyer, İzmir’de yaşanan sarsıntı daha sonrasında yapılan hasar tespit çalışmaları sonucunda 5 bin 800 orta hasarlı bina olduğu tespitinde bulunduklarını söylemiş oldu. Dünya Bankası’nın kendilerine kredi vermek için hazır olduğunu lakin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hâlâ onay vermediğini hatırlatarak, “Eğer bunu yapmazlarsa her gün çıkar bağırırım” diye sitem etti.
Soyer’in açıklamaları şöyleki:
“İzmir’de 5 bin 800 orta hasarlı bina var”
2020’nin Ocak ayında kredi için Dünya Bankası ile görüşmeye gittim. Bu ortada kentsel dönüşümle ilgili de öbür heyetle görüştük. Üç kent için 500 milyon dolarlık krediyi müzakere ediyoruz. O üç kent içinde İzmir yoktu. Kentsel dönüşüm projelerini salgın niçiniyle yerinde görmeye gelemediler. Zelzele olduğunda kentsel dönüşüm için krediye muhtaçlığımız vardı.
Ağır hasarlı binalar için devlet tahlil üretmiş, “Sana yeni mesken yaparım” diyor. Lakin orta hasarlı binalarla ilgili finansal bir tahlilimiz yok. Bir yıl ortasında güçlendirmek zorundasın. Yapılmadığı vakit bina yıkılıyor. İzmir’de 5 bin 800 orta hasarlı bina var. Kentsel dönüşümle ilgili model olacak bir uygulama için karar aldık. Dünya Bankası ile görüştük. Sarsıntıdan daha sonra 2 yılda çıkacak krediyi 4 ay ortasında aldık. 340 milyon dolar için el sıkıştık. Bu müzakereleri, Hazine ve Vilayetler Bankası ile de mutabık kalarak bitirdik.
Erdoğan hâlâ geri dönmedi: Kredi onayı verilmediği için orta hasarlı 5 bin 800 konut sahibi sahipsiz bırakıldı
21 Şubat 2020’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Orta hasarlı binada da oturulamıyor, boşaltmak zorundayız. Bulduğumuz krediyi orta hasarlı binalar için kullanalım” dedim. Ortadan 6 ay geçmesine karşın hiç bir gelişme olmadı. Hazır kredi orada duruyor ve banka bunu bize vermek istiyor. Cumhurbaşkanı onaylarsa o parayla 7-8 bin konut yapılacak. Kredi onayı verilmediği için orta hasarlı 5 bin 800 konut sahibi vatandaşlarımız sahipsiz bırakılmış durumda. AKP Vilayet Lideri ve Meclis Küme Başkanvekili ile görüştüm. “Kredi sıkıntısını çözelim, bunun siyasi kazanımı sizin olsun. Kâfi ki çözün bunu, ben de çıkıp kamuoyu önünde teşekkür edeyim. Siz yapmış olun. Bunu da vatandaşa duyuralım” dedim.
“Eğer bunu yapmazlarsa her gün çıkar bağırırım”
Bizim, muvaffakiyetle hazırlanmış bir modelimiz var. 30 yıl vadeli bir finansman. Bunu kaçırmamak lazım. Dünya Bankası vermek istiyor lakin bizdeki ilgili makamlar bir türlü onaylamıyor. Şayet bunu yapmazlarsa her gün çıkar bağırırım. Bekleyelim fakat daha nereye kadar bekleyelim. Yazık değil mi millete?
“Sığınmacılara hizmet vereceğim dediğim için linç edildim”
İzmir’de çoğunluğu Suriyeli 148 bin sığınmacı bulunduğunu kaydeden Lider Tunç Soyer, Bolu Belediye Lideri Tanju Özcan’ın sığınmacılara verilecek hizmetin öteki vatandaşlara bakılırsa artırımlı uygulanacağına ait kelamlarının hatırlatılmasına rağmen şunları söylemiş oldu:
“İzmir’e gelmelerinde hiç bir dahlim yok. Bir an evvel ülkelerine dönmelerini istiyorum. Fakat bunun için de elimden gelen bir şey yok. Sokağa bir hizmet götüreceksem mekansal bakarım. Sığınmacı diye onun çöpünü almazlık yapamam. Suyun litresini birine 1 liradan, sığınmacıya 10 liradan satamam. Bu fiziken de vicdanen de gerçek değil.
“Hizmet vermem dayanak olduğum manasına gelmez”
Artık beşerler yoruldular ve kendi haklarının sığınmacılar tarafınca gasp edildiğini düşünüyorlar. Haksız da değiller. ‘Bu insanlara hizmet vereceğim’ dedim diye linç edildim. Bana ‘Bir Tanju özcan kadar olamadım’ diyorlar. Tanju Bey’in dediği üzere asla söylemem. O insanlara hizmet vermem, onlara takviye olmak manasına gelmez.”