Karar gazetesi müellifi, avukat Figen Çalıkuşu, “Biz, hepimizin sorduğu ve sorması gereken o soruyu sormaya devam edelim. Yargı niye felç? Bunun aslında tek bir sebebi var: Siyaset eliyle dizayn edilen Hakim ve Savcılar Şurası” niyetini lisana getirdi.
Çalıkuşu, yazısında,” görüşünü savundu.
Çalıkuşu şu sözleri kullandı:
“Önce “yüzsüzlük” sıfatı aklıma geldi… Lakin yüzsüze yüzsüz deyince de fazla bir şey değişmiyor, zira ismi üstünde: Yüzsüz… Bu beni kesmedi… Sanki “ar damarı patlamış” nasıl? Ya da “utanmaz.” Utanma hissini yitirmiş olmak. Derler ya “artık ar damarı çatladı onun, korkulur” diye… Bunların ar damarı çatlamış fakat asıl korkan onlar… Zira artık gidiyorlar. Korktukları için hukuk istemiyorlar, hukuka hiç tahammülleri yok. Hukuk isteyen herkesi de susturmak istiyorlar. Baskı hiç bitmiyor.
Nufusun yüzde 1’i ya mahpusta ya da isimli denetimi var…Geriye kalan yüzde 99’u korkutmak için ziyadesiyle yeterli…Avrupa’da birinci sıradayız…
Yargı, iktidarın sopası haline gelince yargıya itimat anketlerinin sonuçları da ortada. Gaye, metod, zihniyet bu olunca da yıllardır aradığımız yargıya bir türlü ulaşılmıyor. Sedat Peker görüntüleri ile ortaya dökülen müthiş çürüme hali de yargının kapsama alanı haricinde… Mevcut siyasal idarenin hiç bir biçimde kontrol istemediği, ötürüsıyla demokrasiden nefret ettiği ortada…
Bu da Türkiye’nin kurumsal açıdan ve hukuk devletini muhafaza tarafından ne kadar zayıf olduğunu gösteriyor… Hata işleyenler kol kola girmişler, onların cürümlerini ortaya çıkaranları da hatalı ilan ediyorlar…
İstendiği vakit hukukun öldürülebileceği yeri mi görmek istiyorsunuz?Dönüp HSK’nın Birinci Dairesi’ne bakın. Altı kişi koskoca ülkeyi isterse bir hukuksuzluk cehenneminin ortasında tutmaya yetiyor. Hepimiz de kapılarını altı kişinin tuttuğu cehennemin ortasında yanıyoruz.”
Çalıkuşu, yazısında,” görüşünü savundu.
Çalıkuşu şu sözleri kullandı:
“Önce “yüzsüzlük” sıfatı aklıma geldi… Lakin yüzsüze yüzsüz deyince de fazla bir şey değişmiyor, zira ismi üstünde: Yüzsüz… Bu beni kesmedi… Sanki “ar damarı patlamış” nasıl? Ya da “utanmaz.” Utanma hissini yitirmiş olmak. Derler ya “artık ar damarı çatladı onun, korkulur” diye… Bunların ar damarı çatlamış fakat asıl korkan onlar… Zira artık gidiyorlar. Korktukları için hukuk istemiyorlar, hukuka hiç tahammülleri yok. Hukuk isteyen herkesi de susturmak istiyorlar. Baskı hiç bitmiyor.
Nufusun yüzde 1’i ya mahpusta ya da isimli denetimi var…Geriye kalan yüzde 99’u korkutmak için ziyadesiyle yeterli…Avrupa’da birinci sıradayız…
Yargı, iktidarın sopası haline gelince yargıya itimat anketlerinin sonuçları da ortada. Gaye, metod, zihniyet bu olunca da yıllardır aradığımız yargıya bir türlü ulaşılmıyor. Sedat Peker görüntüleri ile ortaya dökülen müthiş çürüme hali de yargının kapsama alanı haricinde… Mevcut siyasal idarenin hiç bir biçimde kontrol istemediği, ötürüsıyla demokrasiden nefret ettiği ortada…
Bu da Türkiye’nin kurumsal açıdan ve hukuk devletini muhafaza tarafından ne kadar zayıf olduğunu gösteriyor… Hata işleyenler kol kola girmişler, onların cürümlerini ortaya çıkaranları da hatalı ilan ediyorlar…
İstendiği vakit hukukun öldürülebileceği yeri mi görmek istiyorsunuz?Dönüp HSK’nın Birinci Dairesi’ne bakın. Altı kişi koskoca ülkeyi isterse bir hukuksuzluk cehenneminin ortasında tutmaya yetiyor. Hepimiz de kapılarını altı kişinin tuttuğu cehennemin ortasında yanıyoruz.”