Gattuso
New member
Fenerbahçe gol için 89 dakika beklettiği taraftarına atak aksiyonu olarak “ver Tısserand ortalasın”dan öbür tek aksiyon gösteremedi. Antalyaspor üzere savunma disiplini yüksek bir kadrosu mağlup etmiş olması şüphesiz büyük muvaffakiyet lakin oyun planı ya da plansızlığı, taraftar ve topluluk beklentisinin hayli uzağında diye düşünüyorum.
Hafta içi Avrupa Kupası mesaisinde Mesut’un yerine oyuna dahil olup maçtaki tek golü atan Muhammed ile başladı Fenerbahçe, Antalyaspor maçına. Savunma bir daha üçlüydü. Birinci dakikalarda Antalyaspor’un baskını ve ataklarını izledik. Kısa bir süre daha sonra konut sahibi dengeyi kurdu. Fenerbahçe, savunmadan Tisserand ve Szalai ile oyun kurmaya çalışıyordu. Aslında yapılanın ismi tam olarak oyun kurmak değil de atak başlatmaktı çünkü Fenerbahçe, orta alanı by pass etmeyi deniyordu. Savunmadaki bu ikili, çizgiye açılıp aldıkları çabucak her topta başlarını kaldırıp savunma gerisine uzun top atmayı denediler. Yalnızca bir kaç durumda Ferdi ve Osayi’nin çizgiye inmeyi denediği istisna haricinde niçinse alanında oynayan Fenerbahçe’nin A planı, savunma gerisine uzun top atmaktı.
Fenerbahçe’nin en büyük gol umudu duran toplar
Buna rağmen Antalyaspor ise baskılı başladığı birinci dakikaların bilakis daha istikrarlı bir yapıya büründü ve Fenerbahçe’nin bırakacağı alanları kollamaya başladı. Lakin bunu yaparken de Fenerbahçe’ye neredeyse hiç alan bırakmadı. Önde bastı, geride son derece istikrarlı karşıladı. Kazandığı toplarla da en süratli ve kalabalık biçimde ileri çıktı. Birinci 45 sonunda gol olmazken Fenerbahçe’nin duran topları ziyadesiyle ciddiye aldığını ve en büyük gol umudu olduğunu gözlemledik. Antalyaspor ismine ise Poli – Nuri orta alanının kalitesi, grup savunma istikrarı, alan kapatmadaki hüneri ve süratli ileri uç elemanları kaldı aklımızda…
Her iki kadro da son 45’e misal oyun planları ve tıpkı takımlarla başladı. Konut sahibi Fenerbahçe biraz daha iştahlıydı fakat oyun akışkanlığı olmadığı için bu iştah kendini önde yapılan sert pres ile belirli ediyordu. Oyuna birinci dokunan Ersun Yanal oldu. Üzerine daha fazla geleceğini öngördüğü Fenerbahçe’ui Gökdeniz Bayrakdar üzere süratli bir isimle eksik yakalayıp vurmayı planlamıştı. Fenerbahçe ise tek seferde 3 oyuncu değişikliği yaptı. Dakika 64’ü gösteriyordu. Kuvvetle mümkün oyundan alınsa kenara gelene kadar şiddetli biçimde protesto edilecek Samatta yalnızca bu niçinle oyunda kaldı. Osayi, Muhammed ve Sosa çıktı. Yerlerine Mesut, Zajc, Valencia dahil oldu. Bu andan daha sonra Fenerbahçe forveti çiftledi. Lakin bu yalnızca, alanda mevkisi forvet olan oyuncu sayısının ikiye çıkması demekti. En uçta Fenerbahçe’de daima tek isim vardı. Biri kanada gidiyordu. Dakikalar 80’i geçti. Fenerbahçe’de takımın neredeyse yarısı değişti, alanda kalanların yeri değişti lakin hala Tisserand orta yapıyordu. Hal bu biçimde olunca da kadro üretemiyordu.
Antalyaspor, inanılmaz bir konumlar dizisi harcadı
Antalyaspor, üretmekte zorlanan mesken sahibi karşısında tehlikeli ataklar geliştirmeye başladı. Fırsatlar kaçınca Fenerbahçe bu ataklardan birinin dönüşünde ceza alanı haricinden Zajc’ın attığı golle bir anda öne geçti. Oraya o topu getiren Valencia idi. Sol kanattan top sürmüş, savunmayı üzerine çekmiş ve ceza yayı önüne hafifçeçe bırakmıştı. Genç Arda, Zajc’a pasladı. O da gelişine epey zekice vurdu. Bu andan daha sonra maç adeta çığırından çıktı. Antalyaspor, gol için varını ağırı ortaya koydu. Fenerbahçe ise Antalyaspor yarı alanını hiçbir rakiple müsabakadan geçerek ikinci golü attı. O golün hemilk öncesinde Antalyaspor, inanılmaz bir konumlar dizisi harcadı. Beşiktaş Dinamo Kiev maçındaki karambolün devam sineması üzereydi. Hatta ortasında bir de epeyce şiddetli penaltı itirazı getirmişti bu durum. Fenerbahçe 2’yi buldu, VAR dakikalarca doğruyu bulamadı. En sonunda konumun pak olduğuna kanaat getirdi. bu biçimdece maç mesken sahibinin 2 farklı üstünlüğü ile bitmiş oldu.
Bu oyun büyük ekip oyunu değil
Taktik olarak daha hazır ve daha derli toplu ekip imgesi veren Antalyaspor kaybetti, tek asli planı stoperlerine uzun top attırmak olan Fenerbahçe kazandı. Fakat bu galibiyet, sarı lacivertlileri oyun olarak ileri gitmeye zorlamalı diye düşünüyorum. Çünkü skoru bir kenara bırakırsak bu oyun büyük ekip oyunu değil. Şampiyon kadro oyunu hiç değil…
Hafta içi Avrupa Kupası mesaisinde Mesut’un yerine oyuna dahil olup maçtaki tek golü atan Muhammed ile başladı Fenerbahçe, Antalyaspor maçına. Savunma bir daha üçlüydü. Birinci dakikalarda Antalyaspor’un baskını ve ataklarını izledik. Kısa bir süre daha sonra konut sahibi dengeyi kurdu. Fenerbahçe, savunmadan Tisserand ve Szalai ile oyun kurmaya çalışıyordu. Aslında yapılanın ismi tam olarak oyun kurmak değil de atak başlatmaktı çünkü Fenerbahçe, orta alanı by pass etmeyi deniyordu. Savunmadaki bu ikili, çizgiye açılıp aldıkları çabucak her topta başlarını kaldırıp savunma gerisine uzun top atmayı denediler. Yalnızca bir kaç durumda Ferdi ve Osayi’nin çizgiye inmeyi denediği istisna haricinde niçinse alanında oynayan Fenerbahçe’nin A planı, savunma gerisine uzun top atmaktı.
Fenerbahçe’nin en büyük gol umudu duran toplar
Buna rağmen Antalyaspor ise baskılı başladığı birinci dakikaların bilakis daha istikrarlı bir yapıya büründü ve Fenerbahçe’nin bırakacağı alanları kollamaya başladı. Lakin bunu yaparken de Fenerbahçe’ye neredeyse hiç alan bırakmadı. Önde bastı, geride son derece istikrarlı karşıladı. Kazandığı toplarla da en süratli ve kalabalık biçimde ileri çıktı. Birinci 45 sonunda gol olmazken Fenerbahçe’nin duran topları ziyadesiyle ciddiye aldığını ve en büyük gol umudu olduğunu gözlemledik. Antalyaspor ismine ise Poli – Nuri orta alanının kalitesi, grup savunma istikrarı, alan kapatmadaki hüneri ve süratli ileri uç elemanları kaldı aklımızda…
Her iki kadro da son 45’e misal oyun planları ve tıpkı takımlarla başladı. Konut sahibi Fenerbahçe biraz daha iştahlıydı fakat oyun akışkanlığı olmadığı için bu iştah kendini önde yapılan sert pres ile belirli ediyordu. Oyuna birinci dokunan Ersun Yanal oldu. Üzerine daha fazla geleceğini öngördüğü Fenerbahçe’ui Gökdeniz Bayrakdar üzere süratli bir isimle eksik yakalayıp vurmayı planlamıştı. Fenerbahçe ise tek seferde 3 oyuncu değişikliği yaptı. Dakika 64’ü gösteriyordu. Kuvvetle mümkün oyundan alınsa kenara gelene kadar şiddetli biçimde protesto edilecek Samatta yalnızca bu niçinle oyunda kaldı. Osayi, Muhammed ve Sosa çıktı. Yerlerine Mesut, Zajc, Valencia dahil oldu. Bu andan daha sonra Fenerbahçe forveti çiftledi. Lakin bu yalnızca, alanda mevkisi forvet olan oyuncu sayısının ikiye çıkması demekti. En uçta Fenerbahçe’de daima tek isim vardı. Biri kanada gidiyordu. Dakikalar 80’i geçti. Fenerbahçe’de takımın neredeyse yarısı değişti, alanda kalanların yeri değişti lakin hala Tisserand orta yapıyordu. Hal bu biçimde olunca da kadro üretemiyordu.
Antalyaspor, inanılmaz bir konumlar dizisi harcadı
Antalyaspor, üretmekte zorlanan mesken sahibi karşısında tehlikeli ataklar geliştirmeye başladı. Fırsatlar kaçınca Fenerbahçe bu ataklardan birinin dönüşünde ceza alanı haricinden Zajc’ın attığı golle bir anda öne geçti. Oraya o topu getiren Valencia idi. Sol kanattan top sürmüş, savunmayı üzerine çekmiş ve ceza yayı önüne hafifçeçe bırakmıştı. Genç Arda, Zajc’a pasladı. O da gelişine epey zekice vurdu. Bu andan daha sonra maç adeta çığırından çıktı. Antalyaspor, gol için varını ağırı ortaya koydu. Fenerbahçe ise Antalyaspor yarı alanını hiçbir rakiple müsabakadan geçerek ikinci golü attı. O golün hemilk öncesinde Antalyaspor, inanılmaz bir konumlar dizisi harcadı. Beşiktaş Dinamo Kiev maçındaki karambolün devam sineması üzereydi. Hatta ortasında bir de epeyce şiddetli penaltı itirazı getirmişti bu durum. Fenerbahçe 2’yi buldu, VAR dakikalarca doğruyu bulamadı. En sonunda konumun pak olduğuna kanaat getirdi. bu biçimdece maç mesken sahibinin 2 farklı üstünlüğü ile bitmiş oldu.
Bu oyun büyük ekip oyunu değil
Taktik olarak daha hazır ve daha derli toplu ekip imgesi veren Antalyaspor kaybetti, tek asli planı stoperlerine uzun top attırmak olan Fenerbahçe kazandı. Fakat bu galibiyet, sarı lacivertlileri oyun olarak ileri gitmeye zorlamalı diye düşünüyorum. Çünkü skoru bir kenara bırakırsak bu oyun büyük ekip oyunu değil. Şampiyon kadro oyunu hiç değil…