Gazeteci Murat Uzman, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın 15 Temmuz darbe teşebbüsü dahil her türlü Türkiye-karşıtı atılımın ardında gördüğü Pir Muhammed bin Zayid’i Beştepe’de en üst seviyede ağırlamasının gerisindeki sebepleri irdelerdi.
“Erdoğan’ın Pir Muhammed bin Zayid’i yalnızca İran üzerinden ticaret rotası açmak için Beştepe’ye davet edip en üst seviyede ağırladığını düşünmek saflık olur” diyen Ehil, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Öncelikle MBZ’nin Türkiye’ye geleceği haberlerinin çıktığı sıralarda, 18 Kasım’da Erdoğan’ın İsrail Cumhurbaşkanı Yitzak Herzog ve akabinde Başbakan Naftali ile telefonda dostluk görüşmeleri yaptığını hatırlamak lazım. Sanki İsrail ansızın Filistin halkına yeterli davranmaya başlayıp Erdoğan’ın gönlünü mü kazandı? Yoksa birileri Erdoğan’ı İsrail’le ortadaki buzları eritmeden ABD ile yakınlaşmanın güç olacağına mı ikna etti?
Şu anda Erdoğan’ın tek gerçeği 2023 seçimlerinde iktidarı korumak. Bu maksatla ekonomiyi toparlaması, seçmenin cebine para koyması gerekiyor. Döviz kurunu düşük tutmak için Merkez Bankası üzerinden döviz satma fikri fiyaskoyla sonuçlandı. Artık de Türk Lirası’nı hür düşmeye bırakıp, ihracattan döviz sağlama yolunu deniyor. Halkın, en azından kendi seçmeninin reaksiyonunu azaltmak maksadıyla da yeni bir ruhsal propaganda operasyonuyla buna ‘Ekonomik Kurtuluş Savaşı’ diyor.
Fakat şu anda travma geçiren iktisada can suyu vermek için dış kaynak yok. Çin’den, Katar’dan Azerbaycan’dan alınan dayanaklar fazlacatan yerini buldu. O yerin geçim sorunundaki halkın cebi olmadığı ortada. halbuki ne hakikat dürüst direkt dış yatırım geliyor, ne de Merkez Bankasını yeni swap süreçleriyle rahatlatacak bir dış kaynak bulunabiliyor. İşte bu evrede BAE’nin Beştepe’nin radar ekranına takıldığı anlaşılıyor.”
Yetkinreport.com adresinde yayımlanan yazının tamamını okumak için
“Erdoğan’ın Pir Muhammed bin Zayid’i yalnızca İran üzerinden ticaret rotası açmak için Beştepe’ye davet edip en üst seviyede ağırladığını düşünmek saflık olur” diyen Ehil, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Öncelikle MBZ’nin Türkiye’ye geleceği haberlerinin çıktığı sıralarda, 18 Kasım’da Erdoğan’ın İsrail Cumhurbaşkanı Yitzak Herzog ve akabinde Başbakan Naftali ile telefonda dostluk görüşmeleri yaptığını hatırlamak lazım. Sanki İsrail ansızın Filistin halkına yeterli davranmaya başlayıp Erdoğan’ın gönlünü mü kazandı? Yoksa birileri Erdoğan’ı İsrail’le ortadaki buzları eritmeden ABD ile yakınlaşmanın güç olacağına mı ikna etti?
Şu anda Erdoğan’ın tek gerçeği 2023 seçimlerinde iktidarı korumak. Bu maksatla ekonomiyi toparlaması, seçmenin cebine para koyması gerekiyor. Döviz kurunu düşük tutmak için Merkez Bankası üzerinden döviz satma fikri fiyaskoyla sonuçlandı. Artık de Türk Lirası’nı hür düşmeye bırakıp, ihracattan döviz sağlama yolunu deniyor. Halkın, en azından kendi seçmeninin reaksiyonunu azaltmak maksadıyla da yeni bir ruhsal propaganda operasyonuyla buna ‘Ekonomik Kurtuluş Savaşı’ diyor.
Fakat şu anda travma geçiren iktisada can suyu vermek için dış kaynak yok. Çin’den, Katar’dan Azerbaycan’dan alınan dayanaklar fazlacatan yerini buldu. O yerin geçim sorunundaki halkın cebi olmadığı ortada. halbuki ne hakikat dürüst direkt dış yatırım geliyor, ne de Merkez Bankasını yeni swap süreçleriyle rahatlatacak bir dış kaynak bulunabiliyor. İşte bu evrede BAE’nin Beştepe’nin radar ekranına takıldığı anlaşılıyor.”
Yetkinreport.com adresinde yayımlanan yazının tamamını okumak için