Orkestra üyesi Coşkun Kıvılcım’dan Bülent Ersoy’a: Cezasını çekecek Bülent Ersoy’un tahliye edilen takımında nCoşkun Kıvılcım yaşananları anlattı. Ersoy’a dava açmaya hazırlanan Kıvılcım, “Ben cezamı çektiysem herkes cezasını çekecek” dedi.
Geçersiz PCR testleri sebebiyle tutuklanan ve 1 ay cezaevinde olmak üzere 62 gün KKTC’de mahsur kalan Bülent Ersoy’un orkestra grubundan müzisyen Coşkun Kıvılcım yaşananları anlattı:
* 5 sene Bülent Ersoy’a emek verdim. Herkese çalan müzisyenlerden değilim. Malum başımıza gelen düzmece PCR durumundan dolayı 21 arkadaşımla mağdur olduk. Çok güç durumlar yaşadık.
“MÜZİSYEN İNSANIN PARASINI DEĞİL SEVDİĞİ MÜZİKLERİ ÇALAR”
* Telefonda kümemiz var. Her zamanki üzere ileti geldi ‘ayın 28’inde iş var’diye. Biz de alışılmış ki PCR testinin nasıl yapıldığını bilen insanlarız. Düşündük ki bir ambulans gelecek testlerimizi yapacaklar. bu biçimde düşünürken yine bir ileti geldi ve ‘iki aşı kâfi oluyor’ dendi bize. Bütün arkadaşlarımız da onay verdi. daha sonrasında biz günü gelince havalimanına gittik. 10 arkadaşımız geçti. Onlar geçtikten daha sonra bir arkadaşımızla orada çalışanlar içinde ufak bir sürtüşme oldu.
* Onlar da bizim evraklarımızla bilgisayara gidip baktılar. Bu PCR’ların düzmece olduğunu söylemiş olduler bize. Biz de orada anladık bu durumu. daha sonrasında o geçen on arkadaşımızı geri çağırdılar. Bizi havalimanında sorguya tuttular. 12 saat orada kaldık. Ne olduğunu bilemiyoruz doğal. Birinci kez bu biçimde bir şey yaşadık. Müzisyen insanın parasını değil sevdiği müzikleri çalar. Bu kelamı herkes bilir. Olağan herkes bir telaşta malum. Bize diyorlar sorun yok, keyfinize bakın. Alışılmış bir enteresanlık var orada, bir kaos var. Beşerler bir telaşta , polisler bir telaşta. Bizim telefonlarımızı ve kimliklerimizi aldılar. Her şeyimizi aldılar.
* Biz bunları yaşarken Bülent Ersoy otele bir gün evvelden gittiği için oteldeydi. Bağlantı sıfır. Yakalandığımızı da biliyordu. daha sonrasında bizi otobüsle konsere götürdüler. Konsere biraz geç çıkıldı. Biz çıktığımızda sahneye Bülent Hanım biraz geç çıktı. Beşerler biraz öfkelendi, laflar söylemeye başladı. Bizler de çalarak insanları yatıştırmaya çalıştık. Husus kapandı sanıyoruz, sahneye geldik sonuçta. Çalıyoruz o sırada. daha sonrasında Bülent Hanım sahneye çıktı. daha sonrasında farklı ayrıntılar var.
“KONUŞMAYALIM DİYE TELEFONLARI KESTİLER”
* Bülent Hanım’ın aldığı bir yevmiye var. Aldığı paradan hariç artı bir para daha istiyor. Ben bu kaideler altında çıkmam diyor. O kendisi hayatış üzere, o gerilimi biz yaşamamışız üzere davrandı. Bizi mağdur gösterse aslına bakarsanız o parayı biz alırdık. Konuşuyor, o parayı da alıyor kendisi ve sahnede kahkahalar atarak işte bu beşerler da içerideydi o yüzden geç geldik diyor ve bizi orada aşağılıyor. Konseri bitirdik. Bize dedilerki nöbetçi mahkemeye çıkacaksınız. daha sonrasında biz nöbetçi mahkemeye çıktık.
* Kıbrıs’ta teminat diye bir durum varmış. Bunları biz bilmiyoruz. Bizi teminata bağladılar, haftada iki gün imza koşuluyla. daha sonrasında 210 bin TL karşılığında bizi özgür bıraktılar. bu biçimde bir durum oluştu. O süreçte oteldeydik. Orada da bir ay kaldık. Telefonumuz yok, ailelerimize ulaşamıyoruz, nazaranmiyoruz. Oradaki odadaki telefonlardan ulaşmaya çalıştık. Natürel ki telefon ediyoruz ancak otel de telefonları kesiyor biz aramayalım diye.
“CEYLAN BANA SAHİP ÇIKTI”
Öteki müzisyen arkadaşlarıyla Bülent Ersoy’a dava açmaya hazırlandıklarını belirten Kıvılcım, kelamlarına şöyleki devam etti:
* Olmayacak zulümleri gördük, yaşayan bilir. Ne desek kimse inanmaz bize fazlaca makus davrandılar. Üç gün oluyor geleli. Hâlâ kendime gelmeye çalışıyorum. Yaşadığımız süreç fazlaca zordu. Bundan daha sonra ise Bülent Hanım diye bir şey ömrümüzde kalmadı. İstemiyorum da olmasını. Sahip çıkmasını da istemiyoruz, bize yardım etmesini de istemiyoruz. Onun mücevherlerini de istemiyoruz. Onun parası kendisinin olsun. Tüzel süreci arkadaşlarımızla başlatacağız. Bu ortada Bülent Ersoy bana sahip çıkacağına Ceylan bana sahip çıktı. Biraz evvelce dekontunu da gösterebilirim bana takviye çıktı. Bunu Ceylan Hanım’ın mı yapması gerekiyordu, Bülent Ersoy bayanın mı? Soruyorum bunu kendisine.
* Maddi ve manevi olarak çöktüm. Biz hoş paralar kazanan insanlarız. bu biçimde 5 bin liralar falan yanlış anlaşılmasın ancak bizim için para değil bunlar yani. Benim kiram aslına bakarsan 5 bin lira sayın Divam. Buradan da müzisyen arkadaşlarıma sesleniyorum rica ediyorum size emek verene bakın Ceylan Hanım üzere işte hiç bir alakası olmayan bir insan ben mağdurum diye bana sahip çıktı örneğin beni tanıdığı için. bu biçimde solistlerle çalışın lütfen rica ediyorum müzisyen arkadaşlarımdan.
* Biz cezamızı çektiysek herkes cezasını çekecek. Hatalılar için adalet yerini bulsun diyorum öbür bir şey demiyorum. Onlar hür, bizim üzere güçsüz ve gariban değil. Telefonlarımızı geri vermediler. Hâlâ telefonsuzum borç olarak yeni telefon aldım. Zira mağdur oldum ya mağduriyetimi de sevgili Bülent Ersoy karşılamış ya o yüzden. Onun yardımıyla artık yeni bir telefon alacağım. (İHA)
Geçersiz PCR testleri sebebiyle tutuklanan ve 1 ay cezaevinde olmak üzere 62 gün KKTC’de mahsur kalan Bülent Ersoy’un orkestra grubundan müzisyen Coşkun Kıvılcım yaşananları anlattı:
* 5 sene Bülent Ersoy’a emek verdim. Herkese çalan müzisyenlerden değilim. Malum başımıza gelen düzmece PCR durumundan dolayı 21 arkadaşımla mağdur olduk. Çok güç durumlar yaşadık.
“MÜZİSYEN İNSANIN PARASINI DEĞİL SEVDİĞİ MÜZİKLERİ ÇALAR”
* Telefonda kümemiz var. Her zamanki üzere ileti geldi ‘ayın 28’inde iş var’diye. Biz de alışılmış ki PCR testinin nasıl yapıldığını bilen insanlarız. Düşündük ki bir ambulans gelecek testlerimizi yapacaklar. bu biçimde düşünürken yine bir ileti geldi ve ‘iki aşı kâfi oluyor’ dendi bize. Bütün arkadaşlarımız da onay verdi. daha sonrasında biz günü gelince havalimanına gittik. 10 arkadaşımız geçti. Onlar geçtikten daha sonra bir arkadaşımızla orada çalışanlar içinde ufak bir sürtüşme oldu.
* Onlar da bizim evraklarımızla bilgisayara gidip baktılar. Bu PCR’ların düzmece olduğunu söylemiş olduler bize. Biz de orada anladık bu durumu. daha sonrasında o geçen on arkadaşımızı geri çağırdılar. Bizi havalimanında sorguya tuttular. 12 saat orada kaldık. Ne olduğunu bilemiyoruz doğal. Birinci kez bu biçimde bir şey yaşadık. Müzisyen insanın parasını değil sevdiği müzikleri çalar. Bu kelamı herkes bilir. Olağan herkes bir telaşta malum. Bize diyorlar sorun yok, keyfinize bakın. Alışılmış bir enteresanlık var orada, bir kaos var. Beşerler bir telaşta , polisler bir telaşta. Bizim telefonlarımızı ve kimliklerimizi aldılar. Her şeyimizi aldılar.
* Biz bunları yaşarken Bülent Ersoy otele bir gün evvelden gittiği için oteldeydi. Bağlantı sıfır. Yakalandığımızı da biliyordu. daha sonrasında bizi otobüsle konsere götürdüler. Konsere biraz geç çıkıldı. Biz çıktığımızda sahneye Bülent Hanım biraz geç çıktı. Beşerler biraz öfkelendi, laflar söylemeye başladı. Bizler de çalarak insanları yatıştırmaya çalıştık. Husus kapandı sanıyoruz, sahneye geldik sonuçta. Çalıyoruz o sırada. daha sonrasında Bülent Hanım sahneye çıktı. daha sonrasında farklı ayrıntılar var.
“KONUŞMAYALIM DİYE TELEFONLARI KESTİLER”
* Bülent Hanım’ın aldığı bir yevmiye var. Aldığı paradan hariç artı bir para daha istiyor. Ben bu kaideler altında çıkmam diyor. O kendisi hayatış üzere, o gerilimi biz yaşamamışız üzere davrandı. Bizi mağdur gösterse aslına bakarsanız o parayı biz alırdık. Konuşuyor, o parayı da alıyor kendisi ve sahnede kahkahalar atarak işte bu beşerler da içerideydi o yüzden geç geldik diyor ve bizi orada aşağılıyor. Konseri bitirdik. Bize dedilerki nöbetçi mahkemeye çıkacaksınız. daha sonrasında biz nöbetçi mahkemeye çıktık.
* Kıbrıs’ta teminat diye bir durum varmış. Bunları biz bilmiyoruz. Bizi teminata bağladılar, haftada iki gün imza koşuluyla. daha sonrasında 210 bin TL karşılığında bizi özgür bıraktılar. bu biçimde bir durum oluştu. O süreçte oteldeydik. Orada da bir ay kaldık. Telefonumuz yok, ailelerimize ulaşamıyoruz, nazaranmiyoruz. Oradaki odadaki telefonlardan ulaşmaya çalıştık. Natürel ki telefon ediyoruz ancak otel de telefonları kesiyor biz aramayalım diye.
“CEYLAN BANA SAHİP ÇIKTI”
Öteki müzisyen arkadaşlarıyla Bülent Ersoy’a dava açmaya hazırlandıklarını belirten Kıvılcım, kelamlarına şöyleki devam etti:
* Olmayacak zulümleri gördük, yaşayan bilir. Ne desek kimse inanmaz bize fazlaca makus davrandılar. Üç gün oluyor geleli. Hâlâ kendime gelmeye çalışıyorum. Yaşadığımız süreç fazlaca zordu. Bundan daha sonra ise Bülent Hanım diye bir şey ömrümüzde kalmadı. İstemiyorum da olmasını. Sahip çıkmasını da istemiyoruz, bize yardım etmesini de istemiyoruz. Onun mücevherlerini de istemiyoruz. Onun parası kendisinin olsun. Tüzel süreci arkadaşlarımızla başlatacağız. Bu ortada Bülent Ersoy bana sahip çıkacağına Ceylan bana sahip çıktı. Biraz evvelce dekontunu da gösterebilirim bana takviye çıktı. Bunu Ceylan Hanım’ın mı yapması gerekiyordu, Bülent Ersoy bayanın mı? Soruyorum bunu kendisine.
* Maddi ve manevi olarak çöktüm. Biz hoş paralar kazanan insanlarız. bu biçimde 5 bin liralar falan yanlış anlaşılmasın ancak bizim için para değil bunlar yani. Benim kiram aslına bakarsan 5 bin lira sayın Divam. Buradan da müzisyen arkadaşlarıma sesleniyorum rica ediyorum size emek verene bakın Ceylan Hanım üzere işte hiç bir alakası olmayan bir insan ben mağdurum diye bana sahip çıktı örneğin beni tanıdığı için. bu biçimde solistlerle çalışın lütfen rica ediyorum müzisyen arkadaşlarımdan.
* Biz cezamızı çektiysek herkes cezasını çekecek. Hatalılar için adalet yerini bulsun diyorum öbür bir şey demiyorum. Onlar hür, bizim üzere güçsüz ve gariban değil. Telefonlarımızı geri vermediler. Hâlâ telefonsuzum borç olarak yeni telefon aldım. Zira mağdur oldum ya mağduriyetimi de sevgili Bülent Ersoy karşılamış ya o yüzden. Onun yardımıyla artık yeni bir telefon alacağım. (İHA)