Organize kabahat örgütü önderi Sedat Peker’in görüntülerinin akabinde Habertürk’teki köşesinde değerlendirmelerde bulunan Sevilay Yılman, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kendisi hakkında cürüm duyurusunda bulunması üzerine söz verdi. Yılman, “Sayın Bakan hukuk eliyle bana parmak sallıyor” dedi.
Sedat Peker’in seri halinde yayınladığı görüntülerde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yla ilgili ithamlar da yer aldı. Peker’in görüntüleriyle ilgili Habertürk’teki köşesinde değerlendirmelerde bulunan gazeteci Sevilay Yılman hakkında Soylu hata duyurusunda bulundu.
Bakan Soylu, 27 Mayıs 2021 tarihinde yayımlanan “Şu Peker meselesi” ve 11 Haziran 2021 tarihinde yayımlanan “Pandora” başlıklı yazıları niçiniyle Habertürk müellifi Sevilay Yılman’a “Kamu nazaranvlisine hakaret ve iftira” suçlamasıyla dava açtı.
Hata duyurusunda köşe yazılarının basın özgürlüğü kapsamında kalmasının mümkün olmadığı, sansasyon yaratma ya da manipülasyon yapma emeline yönelik haberlerin, köşe yazılarının basın özgürlüğü ile gerekçelendirelemeyeceği savunuldu.
“Bakan bana parmak sallıyor”
Kabahat duyurusunun akabinde basın savcılığına söz veren Sevilay Yılman, Odatv’ye açıklama yaptı.
Cürüm duyurusuna niye olan yazılarında Bakan Soylu’nun ne isminin geçtiğini ne de imasının yapıldığını belirten Yılman, “Avukatlarım da anlamadı. Bu hata duyurusunun kazara açıldığını düşündük” dedi.
Yılman şunları söylemiş oldu:
“Basın savcısına gittim tabirimi verdim. Resmen kabahat uydurulmaya çalışılıyor. Ben kamuoyunun vicdanına bırakıyorum, iki yazı da orada. Sayın Bakan niçin bu biçimde bir şey yapmaya çalıştı anlayamadım. Kimse anlamadı. Avukatlarım da anlamadı. Biz kazara bu cürüm duyurusunun yapıldığını düşündük.
Neyin parmak sallaması anlamadım. Sayın Bakan hukuk eliyle bana parmak sallıyor. Öteki yazılarıma kızdı herbiçimde. Oradan değil buradan mı yürüyor anlamadım. Epey vakittir gazeteciyim hayli sefer gittim adliyeye burada ne bir ima ne de ismi geçiyor.”
Tabirinde ne söylemiş oldu?
Yılman’ın, sözünde ise şunları söylemiş olduği ortaya çıktı:
“Süleyman Soylu, www.habertürk.com internet sitesinde 27 Mayıs 2021 tarihinde yayınlanan ‘’Şu Peker Meselesi‘’ başlıklı ve 11 Haziran 2021 tarihinde yayınlanan ‘’Pandora’’ başlıklı yazımda kendisine hakaret ettiğim ve iftira attığım savıyla hata duyurusunda bulunmuş olup, hakkımdaki suçlamayı kabul etmiyorum.
Şikayete bahis “Pandora” başlıklı yazımda; Sedat Peker’in o güne kadar yaptığı açıklamaların kamuoyunda büyük ses getirdiğini belirterek, Sezgin Baran Korkmaz ile tanışıklığımı kaleme aldım. Öncelikle şu hususu söz etmek isterim ki; bu yazıda müştekinin ismine hiç yer vermediğim üzere, müştekiye matuf tek bir tabir dahi yer almamaktadır.
Gerçekten şikâyet dilekçesinde de ‘Pandora’ başlıklı yazının hangi kısmının şikayet konusu edildiği, hangi tabirin hakaret yahut iftira içerdiği izah edilememiştir. Sedat Peker’in açıklamalarını gerçek kabul ederek köşe yazımı yazdığıma yönelik şikayet dilekçesindeki argüman da hakikat değildir. Tersine, yazımda; ‘Sedat Peker güya bir kutu! Bir açıldı pir açıldı! Hakikat ya da yanlış…’ formundaki sözle, Sedat Peker’in açıklamalarının gerçeği yansıtıp yansıtmadığı nazara alınmaksızın kamuoyunda dikkat çektiğini söz ettim.
Yer yer yapılan alıntılarla şikayet dilekçesinde yer verilen ‘Şu Peker Meselesi’ başlıklı yazımda ise; Sedat Peker görüntülerini ve açıklamalarını ‘ülkenin gündemi’’ haline getiren bir kesim olduğunu, ancak benim o kısma dâhil olmadığım üzere, ülkede koronavirüsün getirdiği ekonomik sorunlar varken bu açıklamaları gündem yapmanın ahmaklık olduğunu izah ettim. Hal bu biçimde iken yazımdaki “Heyecan ve merak uyandırdığı için bir mafya babasının ülkenin İçişleri Bakanı ve kamuoyuna mal olmuş kimi isimlere dair söylemiş oldukleri ilgi alımlı bulunabilir’ formundaki sözümün bağlamından koparılarak, hakaret ve iftira cürmü oluşturduğunun argüman edilmesi yanlış bir mülahaza olduğu kadar, hakkımda suçlama yaratmaya yönelik yersiz bir efordur. Zira, üstte da izah ettiğim üzere, köşe yazımda tam da bu konunun eleştirildiği aşikardır.
Ayrıyeten, şikâyet dilekçesinde köşe yazımdan alıntılanarak www.t24.com.tr internet sitesinde yayınlanan bir habere yer verilmişse de; köşe yazılarımın alıntılanması ve sübjektif biçimde yorumlanması suretiyle yayınlanan yazılardan sorumlu tutulamayacağım hukuksal bir realitedir.
Arz ettiğim sebeplerle, 11 Haziran 2021 tarihindeki ‘’Pandora’ başlıklı köşe yazımda ve 27 Mayıs 2021 tarihindeki ‘Şu Peker Meselesi‘’ başlıklı köşe yazılarımda kabahat teşkil edecek rastgele bir öge bulunmadığının kabulü ile, haksız şikayetle ilgili hakkımda kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesini hürmetlerimle bilvekale arz ve talep ederim.”
Sedat Peker’in seri halinde yayınladığı görüntülerde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yla ilgili ithamlar da yer aldı. Peker’in görüntüleriyle ilgili Habertürk’teki köşesinde değerlendirmelerde bulunan gazeteci Sevilay Yılman hakkında Soylu hata duyurusunda bulundu.
Bakan Soylu, 27 Mayıs 2021 tarihinde yayımlanan “Şu Peker meselesi” ve 11 Haziran 2021 tarihinde yayımlanan “Pandora” başlıklı yazıları niçiniyle Habertürk müellifi Sevilay Yılman’a “Kamu nazaranvlisine hakaret ve iftira” suçlamasıyla dava açtı.
Hata duyurusunda köşe yazılarının basın özgürlüğü kapsamında kalmasının mümkün olmadığı, sansasyon yaratma ya da manipülasyon yapma emeline yönelik haberlerin, köşe yazılarının basın özgürlüğü ile gerekçelendirelemeyeceği savunuldu.
“Bakan bana parmak sallıyor”
Kabahat duyurusunun akabinde basın savcılığına söz veren Sevilay Yılman, Odatv’ye açıklama yaptı.
Cürüm duyurusuna niye olan yazılarında Bakan Soylu’nun ne isminin geçtiğini ne de imasının yapıldığını belirten Yılman, “Avukatlarım da anlamadı. Bu hata duyurusunun kazara açıldığını düşündük” dedi.
Yılman şunları söylemiş oldu:
“Basın savcısına gittim tabirimi verdim. Resmen kabahat uydurulmaya çalışılıyor. Ben kamuoyunun vicdanına bırakıyorum, iki yazı da orada. Sayın Bakan niçin bu biçimde bir şey yapmaya çalıştı anlayamadım. Kimse anlamadı. Avukatlarım da anlamadı. Biz kazara bu cürüm duyurusunun yapıldığını düşündük.
Neyin parmak sallaması anlamadım. Sayın Bakan hukuk eliyle bana parmak sallıyor. Öteki yazılarıma kızdı herbiçimde. Oradan değil buradan mı yürüyor anlamadım. Epey vakittir gazeteciyim hayli sefer gittim adliyeye burada ne bir ima ne de ismi geçiyor.”
Tabirinde ne söylemiş oldu?
Yılman’ın, sözünde ise şunları söylemiş olduği ortaya çıktı:
“Süleyman Soylu, www.habertürk.com internet sitesinde 27 Mayıs 2021 tarihinde yayınlanan ‘’Şu Peker Meselesi‘’ başlıklı ve 11 Haziran 2021 tarihinde yayınlanan ‘’Pandora’’ başlıklı yazımda kendisine hakaret ettiğim ve iftira attığım savıyla hata duyurusunda bulunmuş olup, hakkımdaki suçlamayı kabul etmiyorum.
Şikayete bahis “Pandora” başlıklı yazımda; Sedat Peker’in o güne kadar yaptığı açıklamaların kamuoyunda büyük ses getirdiğini belirterek, Sezgin Baran Korkmaz ile tanışıklığımı kaleme aldım. Öncelikle şu hususu söz etmek isterim ki; bu yazıda müştekinin ismine hiç yer vermediğim üzere, müştekiye matuf tek bir tabir dahi yer almamaktadır.
Gerçekten şikâyet dilekçesinde de ‘Pandora’ başlıklı yazının hangi kısmının şikayet konusu edildiği, hangi tabirin hakaret yahut iftira içerdiği izah edilememiştir. Sedat Peker’in açıklamalarını gerçek kabul ederek köşe yazımı yazdığıma yönelik şikayet dilekçesindeki argüman da hakikat değildir. Tersine, yazımda; ‘Sedat Peker güya bir kutu! Bir açıldı pir açıldı! Hakikat ya da yanlış…’ formundaki sözle, Sedat Peker’in açıklamalarının gerçeği yansıtıp yansıtmadığı nazara alınmaksızın kamuoyunda dikkat çektiğini söz ettim.
Yer yer yapılan alıntılarla şikayet dilekçesinde yer verilen ‘Şu Peker Meselesi’ başlıklı yazımda ise; Sedat Peker görüntülerini ve açıklamalarını ‘ülkenin gündemi’’ haline getiren bir kesim olduğunu, ancak benim o kısma dâhil olmadığım üzere, ülkede koronavirüsün getirdiği ekonomik sorunlar varken bu açıklamaları gündem yapmanın ahmaklık olduğunu izah ettim. Hal bu biçimde iken yazımdaki “Heyecan ve merak uyandırdığı için bir mafya babasının ülkenin İçişleri Bakanı ve kamuoyuna mal olmuş kimi isimlere dair söylemiş oldukleri ilgi alımlı bulunabilir’ formundaki sözümün bağlamından koparılarak, hakaret ve iftira cürmü oluşturduğunun argüman edilmesi yanlış bir mülahaza olduğu kadar, hakkımda suçlama yaratmaya yönelik yersiz bir efordur. Zira, üstte da izah ettiğim üzere, köşe yazımda tam da bu konunun eleştirildiği aşikardır.
Ayrıyeten, şikâyet dilekçesinde köşe yazımdan alıntılanarak www.t24.com.tr internet sitesinde yayınlanan bir habere yer verilmişse de; köşe yazılarımın alıntılanması ve sübjektif biçimde yorumlanması suretiyle yayınlanan yazılardan sorumlu tutulamayacağım hukuksal bir realitedir.
Arz ettiğim sebeplerle, 11 Haziran 2021 tarihindeki ‘’Pandora’ başlıklı köşe yazımda ve 27 Mayıs 2021 tarihindeki ‘Şu Peker Meselesi‘’ başlıklı köşe yazılarımda kabahat teşkil edecek rastgele bir öge bulunmadığının kabulü ile, haksız şikayetle ilgili hakkımda kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesini hürmetlerimle bilvekale arz ve talep ederim.”