Organize hata örgütü kurmak suçlamasıyla aranan ve yurt haricinde bulunan Sedat Peker, bir ayı aşkın müddettir toplumsal medya hesaplarında paylaştığı görüntülerde, çeşitli siyasetçi, bakan, iş insanı, eski güvenlik nazaranvlileri ve gazetecilerle ilgili tezlerde bulunuyor.
Muhalefet partilerinden bu argümanların araştırılması ve savcılığın harekete geçmesi davetleri gelirken iktidar partisi, Peker’in hata örgütü başkanı bulunmasına ve yurt haricinde bulunmasına vurgu yaparak bu argümanların ciddiye alınmaması gerektiğini savunuyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Salı günü yaptığı küme toplantısında Peker için “Kendi kirli geçmişlerini bizi karalayarak örteceğini sananlar…” sözünü kullandı ve “Biz ülkemize dair her sıkıntıyı kamuoyu önünde tartışır, kıymetlendiririz lakin bunu terör ya da kabahat örgütleri mensupları üzerinden yapmayız” dedi.
Lakin bir yandan da bu argümanlara karşı iktidar partisi üyesi politikler de dahil muhataplarından haftalardır art geriye açıklamalar geliyor.
Yalnızca açıklama değil; Peker’in gündeme getirdiği kimi savların ve paylaştığı kimi görüntü kayıtlarının akabinde vazifesine son verilen gazeteciler olduğu üzere, kimi kurumlarda vazife değişiklikleri de oldu.
bununla birlikte AKP ortasından tıpkı argümanlarla ilgili farklı açıklamalar gelmeye başladı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, lisana getirilen argümanlarla ilgili kimi vakit isim vererek kimi vakit vermeyerek hem eski birebir vakitte mevcut AKP’li isimleri işaret etti.
Bu isimlerin bir kısmı, direkt Soylu’ya olmasa da tezlere cevap verdi.
2 Mayıs’taki birinci görüntüden bu yana ortaya atılan argümanları ve devamında yaşananları derledik.
Davutoğlu ile ‘dinleme ve kumpas’ polemiği
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Peker’in görüntülerinde kendisine yönelik tezleri ortaya atmaya başlamasının akabinde, 17 Mayıs’ta Peker hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına ‘hakaret’ ve ‘iftira’ nedeni öne sürülerek hata duyurusunda bulundu.
Soylu’nun avukatının verdiği dilekçede, savların araştırılması talebi de şu tabirlerle yer alıyordu:
“Organize hata örgütü başkanı şüphelisinin akıl ve mantıktan mahrum olarak ileri sürdüğü müvekkilim hakkındaki gerçeğe karşıt tüm tezler ile ilgili araştırma yapılmasını, vekaleten arz ve talep ederim.”
Soylu bunun çabucak akabinde, beş gün ortasında iki defa canlı yayına çıkarak yaklaşık 5 saat boyunca savlarla ilgili konuştu.
19 Mayıs’taki TRT ve 24 Mayıs’taki Habertürk yayınlarında Soylu, argümanlara direkt ve net yanıtlar vermemekle eleştirildi.
Soylu, “Sayın Davutoğlu, tam manasıyla istikrarı kayboldu, ‘hepinizin odalarında neler konuştuğunuzu dinletiyorum ve biliyorum’ dedi.” diyerek Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu’nun AKP önderi ve Başbakan olduğu periyoda yönelik savlarda bulundu.
Davutoğlu ise çabucak sonrasında katıldığı bir canlı yayında Soylu’nun Binali Yıldırım ve Berat Albayrak’la birlikte kendisine kumpas kurduğunu söylemiş oldu.
Selami Altınok ve Mustafa Çalışkan’a yönelik sözleri tartışma yarattı
Süleyman Soylu, Sedat Peker’in kendisine muhafaza verildiği ve o müdafaayla yurt dışına da çıktığı savlarına karşılık verirken de, devrin Emniyet Genel Müdürü, bugün AKP milletvekili olan Selami Altınok ile bugün Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan’ı işaret etti:
“16 Ocak 2015’te DHKP-C tehdidi ile kendisine muhafaza veriliyor. Artık temel iş bundan daha sonra. İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok, terörden sorumlu müdür de Mustafa Çalışkan. Nurettin Demir Kadıköy Emniyet Müdürü. 2015 yılında sanal bir tehditle Nurettin Demir kardeşinden kalan DHKP-C mirasıyla bir kurgu yapar ve muhafaza verilir.”
Bu açıklamadan kısa bir süre daha sonra Anadolu Ajansı (AA), Peker’e muhafaza verilmesine ilişkin sonucu gösteren evrakları yayımlayarak “Sedat Peker’e verilen muhafaza sonucunda FETÖ izi var” başlığıyla haberleştirdi. Yayımlanan evrakta Selami Altınok’un imzası olduğu görülüyordu.
bir süre daha sonra AA, evvel haberi paylaştığı toplumsal medya bildirisini sildi, akabinde dokümanın fotoğrafını, Altınok’un imzasının bulunduğu kısmı keserek bir daha yayımladı.
AKP Erzurum Milletvekili Selami Altınok, haberin akabinde yaptığı yazılı açıklamada, ismini vermeden AA’ya reaksiyon gösterdi:
“Son günlerde kamuoyunu meşgul eden şahsın muhafaza sonucuna ait haberlerde ve ‘FETÖ izi bulundu’ başlığıyla servis edilen dokümanda, resmi sıfat ve bakılırsav taşıyan bireyler haksız bir biçimde ifşa ve itham edilmiştir. Evrakta ismi geçen imza sahiplerinin gerek 17-25 Aralık gerekse 15 Temmuz sürecinde yürüttükleri gayrete tüm milletimiz yakından şahittir. Bunun bilakis bir ima, sav ve iftira her iki dünyada da hak ihlali olup sav sahiplerini ağır vebal ve sorumluluk altına sokmuştur.”
Mustafa Çalışkan da Cumhuriyet gazetesinin “Açığa alınmayı bekliyor musunuz?” sorusuna verdiği cevapla Soylu’ya da cevap vermiş oldu:
“Mustafa Çalışkan üzere bir insanı açığa kim alacak, nasıl alacak bir nazaranlim bakalım… Bence toplum rahatsız. Benim rahatsız olmam fazlaca da kıymetli değil.”
Mustafa Çalışkan’ın ismi, Silivri Emniyet Müdürü Hakan Çalışkan’ın Temmuz 2017’deki intiharının akabinde da gündeme gelmişti.
Soylu’nun oğlunun bir arkadaşının Silivri yakınlarında gözaltına alınması üzerine Muhafaza Daire Lideri Ekrem Gülen’in Hakan Çalışkan’ı arayarak özgür bırakılmaları talebinde bulunduğu haberleri basına yansımıştı.
Ahmet Şık’ın 2018’de Cumhuriyet’te yazdığı habere nazaran, periyodun İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, bu olayın üzerine tıpkı gece, Hakan Çalışkan’dan kendisinden İçişleri Bakanı Soylu ve Müdafaa Daire Lideri Ekrem Gülen’in sorumluluğunu belirten bir tutanak tutarak olayla ilgili resmi süreç başlatmasını istedi. Baskılara dayanamayan Hakan Çalışkan’ın bu sebeple intihar ettiği tez ediliyor.
Mustafa Çalışkan, Haziran 2020’de Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı’na getirilmişti.
Külünk’ün ismi, Soylu’nun sözleri daha sonrası gündeme geldi
Sedat Peker’in görüntüleri yayımlamaya başlamasının akabinde en hayli tartışılan konulardan biri de, kendisinden bir siyasetçinin her ay 10 bin dolar aldığına yönelik savlar oldu.
Bu iddiayı Peker değil, Süleyman Soylu lisana getirdi.
Sedat Peker’in “Soylu ile içinde aracılık yapan gazeteciler olduğunu” öne sürmesi üzerine, Soylu, TRT yayınında “Nereden çıkmış, kendileri bu biçimde bir şey yapıp sizinle ilişkilendirmiş ve bundan sizin haberiniz mi yok?” diye sorulması üzerine şu cevabı verdi:
“Benim haberimin olması idam edilmem manasına gelir. bu biçimde bir şey olabilir mi? Keklemişler, ben ne yapayım. Kim keklediyse hesabını oradan sorsun. Ayda kime 10 bin dolar para gönderiyorsa, hangi siyasetçiye, ona sorsun.”
Bunun üzerine muhalefetten ağır tenkitler geldi. Biroldukça muhalefet partili yönetici Soylu’nun, bir siyasetçinin, bir kabahat örgütü başkanından para aldığını bildiğini; şayet savcılığa gitmezse bunun bir cürüm olduğunu lisana getirdi.
Habertürk yayınında bahis yeniden sorulduğunda Soylu, savcılığa gideceğini belirtti. Fakat bugüne kadar mevzuyla ilgili savcılığa gidip gidilmediğine dair bir bilgi çabucak hemen paylaşılmadı.
Bu esnada, bu kişinin eski AKP milletvekili ve MKYK üyesi Metin Külünk olduğuna dair tezler paylaşıldı.
Peker de son görüntüsünde Metin Külünk’ün görüntüleri yayımlamasından daha sonra kendisini arayıp sakinleştirmeye çalıştığını, argümanlarının ABD Lideri Joe Biden ile görüşmesi öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı güç durumda bıraktığını dediğini; daha evvelce Külünk’ün kendisinden Almanya’daki birtakım derneklere para göndermesini rica ettiğini ve el altından bu derneklere para gönderdiğini argüman etti:
“Ama o denli her ay giden 10 bin yok, seçim vakti geldiğinde otomobiline para bırakırdım. Daha birçoklarını verdim. 10 bin değil, 150 bin değil daha fazlasını verdim.”
Peker’in 2015 Hürriyet gazetesi baskınını da, “Bir milletvekilinin kendisini arayarak AK Parti gençlik kollarının bunu beceremeyeceğini dediğini ve vekilin ricası üzerine kendisinin yaptığını” sav etmesi üzerine, AKP’li Abdurrahim Boynukalın açıklama yaptı.
Hücum gecesinde Hürriyet binasının önündeki bir aracın üzerinde kalabalığa konuşurken görülen Boynukalın, bu sebeple fazlaca sık gündeme gelmiş ve tenkit almıştı. Boynukalın, Twitter’dan “Meşhur görüntü serisinin bugünkü kısmı 28-32. dakikaları ortası 2015 Hürriyet hareketi sorunu özetlenmiş. Açıkçası fazlaca rahatladım” paylaşımı yaptı. Lakin hususla ilgili bir dizi tweet’ten biri olan bu paylaşımı çabucak sonrasında sildi.
Külünk’ten çabucak hemen hususa dair açıklama gelmedi.
Bu esnada Davutoğlu, Soylu’nun tabirlerine cevap verirken TBMM Lideri Mustafa Şentop’la ilgili şunları söylemiş oldu:
“Süleyman Soylu bir öteki partiden geldi. Mustafa Şentop dahil birfazlaca isim Süleyman Soylu hakkında bana rapor sunuyordu. Şentop, bana gelerek ‘AK Parti ortasında Süleyman Soylu örgütleniyor, AK Parti’yi öteki taraflara kaydırıyor’ dedi.”
Hem Davutoğlu’nun açıklamaları tıpkı vakitte CHP’nin kendisine “10 bin dolar alan siyasetçiyi açıklaması” talebiyle yazı göndermesi üzerine Şentop, “Bunun açıklanmasına dair kamuoyundan da beklentiler var, biz de bu husustaki beklentilerimizi söz ettik yazılı-sözlü olarak Sayın Bakan’a. Ancak bu benim lisana getirdiğim bir sav değil, bu şahsın kim olduğunu da ben bilmiyorum. ötürüsıyla sorunun muhatabı ben değilim” açıklaması yaptı.
Akabinde Habertürk’te çıkan bir habere bakılırsa Şentop, 27 Mayıs’ta Soylu’ya yazı göndererek hususla ilgili tüm bilgi ve dokümanların Meclis Başkanlığı’na gönderilmesini istedi.
AFP Süleyman Soylu, Mustafa Şentop ve Recep Tayyip Erdoğan
Sigorta şirketinden 10 günde iki açıklama
Peker’in görüntülerinin akabinde Soylu’nun kurduğu Engin Sigorta da gündeme geldi.
Peker’in “57 kat büyüdüğünü” argüman ettiği Engin Sigorta’yla ilgili CHP’den de “kamu kurum ve kuruluşlarında sigortacılık yaparak kârını arttırdığı” tezi geldi.
Bunun üzerine Engin Sigorta evvel “Şirketin ne Türk Hava Yolları ile ne de ülkemizin büyük holdingleriyle; hiç bir ticari bağı, bağı, rastgele bir sigorta ilgisi, geçmişte olmadığı üzere bugün de kelam konusu değildir” açıklaması geldi. THY de ilişki olduğu argümanlarını yalanladı.
Yaklaşık 10 gün daha sonra bir açıklama daha yapan şirket, 57 kat büyüdüğü argümanlarını da yalanladı.
Görüntülerden etkilenen gazeteciler
Peker’in açıklamaları, gazeteci olarak çalışan ve Soylu’ya yakın iki ismi de etkiledi.
Evvel Peker, birtakım gazetecilerin Soylu ile içinde arabuluculuk yaptığını söylemiş oldu. daha sonra bu isimlerin Haydi ve Süleyman Özışık kardeşler olduğu birtakım haberlere yansıdı. CHP Küme Başkanvekili Özgür Özel de tıpkı tezleri lisana getirdi lakin Haydi Özışık haberleri yalanladı.
Lakin Özışık, Peker’in kendisiyle yaptığı imajlı telefon konuşmasını kaydettiğini bilmiyordu. Peker, bu görüşmeyi yayımladıktan daha sonra Soylu, Haydi ve Süleyman Özışık’la ilgili cürüm duyurusunda bulundu.
Bir gün daha sonra polis, Özışık kardeşlerin meskenlerinde ve işyerlerinde arama yaptı.
Soylu, Özışık kardeşleri yakından tanıdığını ve kendisine tuzak kurduklarını savundu, “Keşke başıma bir şey gelseydi de bugünleri görmeseydim” dedi.
Haydi Özışık ise Twitter hesabı üzerinden İçişleri Bakanı Soylu’dan özür diledi ve telefon konuşmalarından İçişleri Bakanı’nın haberi olmadığı savundu.
Peker’in tezleri karşısında köşe yazılarına ve programlarına orta verilen tek isim Haydi Özışık ve kardeşi olmadı.
Soylu’nun Habertürk’teki yayınında soru soranlardan biri olan Habertürk TV’den Veyis Ateş için Peker, son görüntüsünde, yayın içinde kendisine yakın isimlerden Erdal Aras’la görüştüğünü tez etti.
Sezgin Baran Korkmaz’ın Soylu’nun ihtarıyla yurt dışına çıktığını sav eden Peker, Korkmaz’ın lüks otelinde biroldukca hakim, savcı, emniyet müdür ve gazetecinin kaldığını öne sürdü. Veyis Ateş’in de ismini verdi.
Bu görüntüden daha sonra Veyis Ateş, Habertürk’teki haber bültenlerini sunmadı, Ateş’in yıllık izinde olduğu duyuruldu.
Ateş, OdaTV’ye yaptığı açıklamada “Bugün olmayacağım. daha sonrasına da kamuoyu açıklaması yapacağım. Peker’in açıklamalarıyla ilgisi yok. Bu süreçler büsbütün benimle alakalı” diye konuştu.” dedi. Pazartesi gününden bu yana Ateş ekranda görülmedi.
Habertürk TV’de farklı programlar sunan köşe müellifi Fatih Altaylı ise Perşembe günkü köşe yazısında Habertürk idaresinin Ateş’e mevzuyu sorduğunu; Ateş’in “Bu tezler büsbütün yalan” demesi üzerine bunu yazılı bir açıklama ile kamuoyuna duyurmasını istediğini yazdı. Altaylı’nın yazısında, “Veyis Ateş’in bir açıklama yapmaması üzerine kendisi zarurî olarak müsaadeye çıkarıldı” tabirleri yer aldı.
Bir yandan da Ordu’da lokal gazeteci Cihan Çakır, 31 Mart 2019 seçimleri öncesi Sedat Peker’in kendisini AKP’li belediye lider adayıyla ilgili yaptığı haberleri kaldırması için tehdit ettiğini deklare etti.
Peker, bu açıklamanın üzerine toplumsal medya hesabı üzerinden “söylemiş oldukleri doğrudur, samimi ikrar yapıyorum, bu mevzuyu araştırın, buradan fazlaca cürüm çıkar” paylaşımı yaptı.
Peker, Baran Korkmaz’ın otelinde Ankara Bölge Yönetim Mahkemesi Lideri Esat Toklu’nun da kaldığını ve son senelerda “zenginleştiğini” argüman etti.
Toklu, evvel “O otelde kalmışsam o devir otelin sahibi kimmiş, araştırın” açıklaması yaptı. Akabinde, Eylül 2020’de fiyatını ödeyerek otelde kaldığını belirterek Peker’le ilgili cürüm duyurusunda bulundu. 35 bin TL ödemenin kendi hesabından yapıldığında dair dekontunun da bulunduğunu duyurdu.
Toklu, Yargıçlar ve Savcılar Konseyi’ne (HSK) bir dilekçe de vererek kendisi hakkındaki tezlerin incelenmesini istedi. Bunun üzerine inceleme başlatıldı.
hem de Peker’in kendi ismini geçirdiği görüntüye erişim manisi talebinde bulundu.
Peker’in görüntünün akabinde Toklu’yla ilgili paylaştığı altı Tweet’e de Türkiye’de erişim mahzuru getirildi.
Mehmet Ağar, Yalıkavak Marina’nın İdare Şurası Başkanlığı’ndan ayrıldı
Sedat Peker, eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ı, Gülen Yapılanması ile irtibatlı olmakla suçlanan iş insanı Mübariz Mansimov Gurbanoğlu’na kumpas kurup, Mansimov’a ilişkin Yalıkavak Marina’yı ele geçirmekle suçlamıştı.
Ağar, tezlerin akabinde “Asıl biz olmasak mafya buraya çökerdi” demişti.
Ağar’ın 2020 yılında Yalıkavak Marina’da, organize kabahat örgütü kurmaktan ceza alan fakat cezaevinden afla tahliye edilen Alaattin Çakıcı, eski MİT’çi Korkut Eken ve eski MHP milletvekili Engin Alan’la fotoğrafı, toplumsal medyada paylaşılmıştı.
Ağar’ın bu kelamlarının akabinde Soylu, “Sayın Ağar’ın marinada misyon alması yanlışsız mu? 48 saat ortasında ben olsam ayrılırım” açıklaması yaptı.
Akabinde Mehmet Ağar ve oğlu, AKP Milletvekili Tolga Ağar’ın Yalıkavak Marina’nın idare heyetinden ayrıldığı belirtildi.
Bu sırada Peker’in, mevtinde Tolga Ağar’ın da rolü olduğunu öne sürdüğü Yeldana Kahraman’a ilişkin otopsi raporlarını toplumsal medyada yayımlayan gazeteci Baransel Ağca’ya, yıllar evvelki bir paylaşımı sebebiyle soruşturma açıldı.
Erkam Yıldırım’ın Venezuela ziyareti
Peker’in eski Başbakan Binali Yıldırım’ın oğlu Erkam Yıldırım’ın Venezuela’ya giderek “uyuşturucu ticareti için yeni yollar aradığı” savını ortaya attığı gün, Binali Yıldırım, oğlunun TBMM Venezuela Dostluk Grubu’yla bir arada ülkeye gittiğini ve yanında Covid-19 salgınında yardım hedefiyle test kiti ve maske götürdüğünü söylemiş oldu.
Tez gündem olmaya devam edince Binali Yıldırım, “oğlunun iş imkanı olup olmadığını görmeye gittiğini” giderken de yanında bu materyalleri götürdüğünü söylemiş oldu.
Binali Yıldırım’a yakın isimlerden AKP milletvekili Serkan Bayram, o güne ilişkin gümrük kayıtlarında test kiti ve maske bulunmadığının haberleştirilmesinin akabinde bir basın toplantısı düzenleyerek “Bir uçağın alabileceği yük kapasitesi aşikardır. Yanında giderken ikramlık eşyalar vardır.1-2 koli maske, kit, ikramlık eşyalar, yanında giden besin muhtaçlıkları noktasında Türk Büyükelçiliğimizin çalışanları vardır. Türk vatandaşlarıyla bir ortaya geldik. Buradan kimseye ekmek çıkmaz” dedi.
Cumhurbaşkanlığı’ndan direkt cevap gelmedi
Sedat Peker’in tezleri karşısında açıklama yapmayan tek adres Cumhurbaşkanlığı Külliyesi oldu. Cumhurbaşkanı’nın damadı Berat Albayrak ya da külliyede çalışan isimlerden tezlere yönelik bir açıklama gelmedi.
Yalnızca Suriye’deki Türkmenlere gönderdiği yardımların içine SADAT’ın kurucusu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eski danışmanı Adnan Tanrıverdi’nin silah yüklediği; Cumhurbaşkanı Danışmanı Metin Kıratlı’nın da buna dahil olduğu argümanlarına karşı Kıratlı, kabahat duyurusunda bulunacağı açıklaması yaptı.
Muhalefet partilerinden bu argümanların araştırılması ve savcılığın harekete geçmesi davetleri gelirken iktidar partisi, Peker’in hata örgütü başkanı bulunmasına ve yurt haricinde bulunmasına vurgu yaparak bu argümanların ciddiye alınmaması gerektiğini savunuyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Salı günü yaptığı küme toplantısında Peker için “Kendi kirli geçmişlerini bizi karalayarak örteceğini sananlar…” sözünü kullandı ve “Biz ülkemize dair her sıkıntıyı kamuoyu önünde tartışır, kıymetlendiririz lakin bunu terör ya da kabahat örgütleri mensupları üzerinden yapmayız” dedi.
Lakin bir yandan da bu argümanlara karşı iktidar partisi üyesi politikler de dahil muhataplarından haftalardır art geriye açıklamalar geliyor.
Yalnızca açıklama değil; Peker’in gündeme getirdiği kimi savların ve paylaştığı kimi görüntü kayıtlarının akabinde vazifesine son verilen gazeteciler olduğu üzere, kimi kurumlarda vazife değişiklikleri de oldu.
bununla birlikte AKP ortasından tıpkı argümanlarla ilgili farklı açıklamalar gelmeye başladı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, lisana getirilen argümanlarla ilgili kimi vakit isim vererek kimi vakit vermeyerek hem eski birebir vakitte mevcut AKP’li isimleri işaret etti.
Bu isimlerin bir kısmı, direkt Soylu’ya olmasa da tezlere cevap verdi.
2 Mayıs’taki birinci görüntüden bu yana ortaya atılan argümanları ve devamında yaşananları derledik.
Davutoğlu ile ‘dinleme ve kumpas’ polemiği
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Peker’in görüntülerinde kendisine yönelik tezleri ortaya atmaya başlamasının akabinde, 17 Mayıs’ta Peker hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına ‘hakaret’ ve ‘iftira’ nedeni öne sürülerek hata duyurusunda bulundu.
Soylu’nun avukatının verdiği dilekçede, savların araştırılması talebi de şu tabirlerle yer alıyordu:
“Organize hata örgütü başkanı şüphelisinin akıl ve mantıktan mahrum olarak ileri sürdüğü müvekkilim hakkındaki gerçeğe karşıt tüm tezler ile ilgili araştırma yapılmasını, vekaleten arz ve talep ederim.”
Soylu bunun çabucak akabinde, beş gün ortasında iki defa canlı yayına çıkarak yaklaşık 5 saat boyunca savlarla ilgili konuştu.
19 Mayıs’taki TRT ve 24 Mayıs’taki Habertürk yayınlarında Soylu, argümanlara direkt ve net yanıtlar vermemekle eleştirildi.
Soylu, “Sayın Davutoğlu, tam manasıyla istikrarı kayboldu, ‘hepinizin odalarında neler konuştuğunuzu dinletiyorum ve biliyorum’ dedi.” diyerek Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu’nun AKP önderi ve Başbakan olduğu periyoda yönelik savlarda bulundu.
Davutoğlu ise çabucak sonrasında katıldığı bir canlı yayında Soylu’nun Binali Yıldırım ve Berat Albayrak’la birlikte kendisine kumpas kurduğunu söylemiş oldu.
Selami Altınok ve Mustafa Çalışkan’a yönelik sözleri tartışma yarattı
Süleyman Soylu, Sedat Peker’in kendisine muhafaza verildiği ve o müdafaayla yurt dışına da çıktığı savlarına karşılık verirken de, devrin Emniyet Genel Müdürü, bugün AKP milletvekili olan Selami Altınok ile bugün Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan’ı işaret etti:
“16 Ocak 2015’te DHKP-C tehdidi ile kendisine muhafaza veriliyor. Artık temel iş bundan daha sonra. İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok, terörden sorumlu müdür de Mustafa Çalışkan. Nurettin Demir Kadıköy Emniyet Müdürü. 2015 yılında sanal bir tehditle Nurettin Demir kardeşinden kalan DHKP-C mirasıyla bir kurgu yapar ve muhafaza verilir.”
Bu açıklamadan kısa bir süre daha sonra Anadolu Ajansı (AA), Peker’e muhafaza verilmesine ilişkin sonucu gösteren evrakları yayımlayarak “Sedat Peker’e verilen muhafaza sonucunda FETÖ izi var” başlığıyla haberleştirdi. Yayımlanan evrakta Selami Altınok’un imzası olduğu görülüyordu.
bir süre daha sonra AA, evvel haberi paylaştığı toplumsal medya bildirisini sildi, akabinde dokümanın fotoğrafını, Altınok’un imzasının bulunduğu kısmı keserek bir daha yayımladı.
AKP Erzurum Milletvekili Selami Altınok, haberin akabinde yaptığı yazılı açıklamada, ismini vermeden AA’ya reaksiyon gösterdi:
“Son günlerde kamuoyunu meşgul eden şahsın muhafaza sonucuna ait haberlerde ve ‘FETÖ izi bulundu’ başlığıyla servis edilen dokümanda, resmi sıfat ve bakılırsav taşıyan bireyler haksız bir biçimde ifşa ve itham edilmiştir. Evrakta ismi geçen imza sahiplerinin gerek 17-25 Aralık gerekse 15 Temmuz sürecinde yürüttükleri gayrete tüm milletimiz yakından şahittir. Bunun bilakis bir ima, sav ve iftira her iki dünyada da hak ihlali olup sav sahiplerini ağır vebal ve sorumluluk altına sokmuştur.”
Mustafa Çalışkan da Cumhuriyet gazetesinin “Açığa alınmayı bekliyor musunuz?” sorusuna verdiği cevapla Soylu’ya da cevap vermiş oldu:
“Mustafa Çalışkan üzere bir insanı açığa kim alacak, nasıl alacak bir nazaranlim bakalım… Bence toplum rahatsız. Benim rahatsız olmam fazlaca da kıymetli değil.”
- Süleyman Soylu, Sedat Peker’in savları hakkında ne dedi?
- Sedat Peker’in argümanları hakkında hükümette neler konuşuluyor?
- İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sedat Peker hakkında cürüm duyurusunda bulundu
- Sedat Peker: YouTube’da eski müttefiklerine savaş açan organize kabahat örgütü önderi
Mustafa Çalışkan’ın ismi, Silivri Emniyet Müdürü Hakan Çalışkan’ın Temmuz 2017’deki intiharının akabinde da gündeme gelmişti.
Soylu’nun oğlunun bir arkadaşının Silivri yakınlarında gözaltına alınması üzerine Muhafaza Daire Lideri Ekrem Gülen’in Hakan Çalışkan’ı arayarak özgür bırakılmaları talebinde bulunduğu haberleri basına yansımıştı.
Ahmet Şık’ın 2018’de Cumhuriyet’te yazdığı habere nazaran, periyodun İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, bu olayın üzerine tıpkı gece, Hakan Çalışkan’dan kendisinden İçişleri Bakanı Soylu ve Müdafaa Daire Lideri Ekrem Gülen’in sorumluluğunu belirten bir tutanak tutarak olayla ilgili resmi süreç başlatmasını istedi. Baskılara dayanamayan Hakan Çalışkan’ın bu sebeple intihar ettiği tez ediliyor.
Mustafa Çalışkan, Haziran 2020’de Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı’na getirilmişti.
Külünk’ün ismi, Soylu’nun sözleri daha sonrası gündeme geldi
Sedat Peker’in görüntüleri yayımlamaya başlamasının akabinde en hayli tartışılan konulardan biri de, kendisinden bir siyasetçinin her ay 10 bin dolar aldığına yönelik savlar oldu.
Bu iddiayı Peker değil, Süleyman Soylu lisana getirdi.
Sedat Peker’in “Soylu ile içinde aracılık yapan gazeteciler olduğunu” öne sürmesi üzerine, Soylu, TRT yayınında “Nereden çıkmış, kendileri bu biçimde bir şey yapıp sizinle ilişkilendirmiş ve bundan sizin haberiniz mi yok?” diye sorulması üzerine şu cevabı verdi:
“Benim haberimin olması idam edilmem manasına gelir. bu biçimde bir şey olabilir mi? Keklemişler, ben ne yapayım. Kim keklediyse hesabını oradan sorsun. Ayda kime 10 bin dolar para gönderiyorsa, hangi siyasetçiye, ona sorsun.”
Bunun üzerine muhalefetten ağır tenkitler geldi. Biroldukça muhalefet partili yönetici Soylu’nun, bir siyasetçinin, bir kabahat örgütü başkanından para aldığını bildiğini; şayet savcılığa gitmezse bunun bir cürüm olduğunu lisana getirdi.
Habertürk yayınında bahis yeniden sorulduğunda Soylu, savcılığa gideceğini belirtti. Fakat bugüne kadar mevzuyla ilgili savcılığa gidip gidilmediğine dair bir bilgi çabucak hemen paylaşılmadı.
Bu esnada, bu kişinin eski AKP milletvekili ve MKYK üyesi Metin Külünk olduğuna dair tezler paylaşıldı.
Peker de son görüntüsünde Metin Külünk’ün görüntüleri yayımlamasından daha sonra kendisini arayıp sakinleştirmeye çalıştığını, argümanlarının ABD Lideri Joe Biden ile görüşmesi öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı güç durumda bıraktığını dediğini; daha evvelce Külünk’ün kendisinden Almanya’daki birtakım derneklere para göndermesini rica ettiğini ve el altından bu derneklere para gönderdiğini argüman etti:
“Ama o denli her ay giden 10 bin yok, seçim vakti geldiğinde otomobiline para bırakırdım. Daha birçoklarını verdim. 10 bin değil, 150 bin değil daha fazlasını verdim.”
Peker’in 2015 Hürriyet gazetesi baskınını da, “Bir milletvekilinin kendisini arayarak AK Parti gençlik kollarının bunu beceremeyeceğini dediğini ve vekilin ricası üzerine kendisinin yaptığını” sav etmesi üzerine, AKP’li Abdurrahim Boynukalın açıklama yaptı.
Hücum gecesinde Hürriyet binasının önündeki bir aracın üzerinde kalabalığa konuşurken görülen Boynukalın, bu sebeple fazlaca sık gündeme gelmiş ve tenkit almıştı. Boynukalın, Twitter’dan “Meşhur görüntü serisinin bugünkü kısmı 28-32. dakikaları ortası 2015 Hürriyet hareketi sorunu özetlenmiş. Açıkçası fazlaca rahatladım” paylaşımı yaptı. Lakin hususla ilgili bir dizi tweet’ten biri olan bu paylaşımı çabucak sonrasında sildi.
Külünk’ten çabucak hemen hususa dair açıklama gelmedi.
- Hürriyet’in satışında 2015’teki hücumların rolü oldu mu?
- Ayda 10 bin dolar alan milletvekili tartışması: Sedat Peker Metin Külünk’e seçim devirlerinde para verdiğini söylemiş oldu
- Şentop’tan Kılıçdaroğlu’na ’10 bin dolar alan siyasetçi’ karşılığı: “Bunu açıklayacak kişi muhatabı”
- Metin Külünk: Sedat Peker’in ‘çanta çanta’ para gönderdiğini argüman ettiği AKP’li siyasetçi
Bu esnada Davutoğlu, Soylu’nun tabirlerine cevap verirken TBMM Lideri Mustafa Şentop’la ilgili şunları söylemiş oldu:
“Süleyman Soylu bir öteki partiden geldi. Mustafa Şentop dahil birfazlaca isim Süleyman Soylu hakkında bana rapor sunuyordu. Şentop, bana gelerek ‘AK Parti ortasında Süleyman Soylu örgütleniyor, AK Parti’yi öteki taraflara kaydırıyor’ dedi.”
Hem Davutoğlu’nun açıklamaları tıpkı vakitte CHP’nin kendisine “10 bin dolar alan siyasetçiyi açıklaması” talebiyle yazı göndermesi üzerine Şentop, “Bunun açıklanmasına dair kamuoyundan da beklentiler var, biz de bu husustaki beklentilerimizi söz ettik yazılı-sözlü olarak Sayın Bakan’a. Ancak bu benim lisana getirdiğim bir sav değil, bu şahsın kim olduğunu da ben bilmiyorum. ötürüsıyla sorunun muhatabı ben değilim” açıklaması yaptı.
Akabinde Habertürk’te çıkan bir habere bakılırsa Şentop, 27 Mayıs’ta Soylu’ya yazı göndererek hususla ilgili tüm bilgi ve dokümanların Meclis Başkanlığı’na gönderilmesini istedi.
AFP Süleyman Soylu, Mustafa Şentop ve Recep Tayyip Erdoğan
Sigorta şirketinden 10 günde iki açıklama
Peker’in görüntülerinin akabinde Soylu’nun kurduğu Engin Sigorta da gündeme geldi.
Peker’in “57 kat büyüdüğünü” argüman ettiği Engin Sigorta’yla ilgili CHP’den de “kamu kurum ve kuruluşlarında sigortacılık yaparak kârını arttırdığı” tezi geldi.
Bunun üzerine Engin Sigorta evvel “Şirketin ne Türk Hava Yolları ile ne de ülkemizin büyük holdingleriyle; hiç bir ticari bağı, bağı, rastgele bir sigorta ilgisi, geçmişte olmadığı üzere bugün de kelam konusu değildir” açıklaması geldi. THY de ilişki olduğu argümanlarını yalanladı.
Yaklaşık 10 gün daha sonra bir açıklama daha yapan şirket, 57 kat büyüdüğü argümanlarını da yalanladı.
Görüntülerden etkilenen gazeteciler
Peker’in açıklamaları, gazeteci olarak çalışan ve Soylu’ya yakın iki ismi de etkiledi.
Evvel Peker, birtakım gazetecilerin Soylu ile içinde arabuluculuk yaptığını söylemiş oldu. daha sonra bu isimlerin Haydi ve Süleyman Özışık kardeşler olduğu birtakım haberlere yansıdı. CHP Küme Başkanvekili Özgür Özel de tıpkı tezleri lisana getirdi lakin Haydi Özışık haberleri yalanladı.
Lakin Özışık, Peker’in kendisiyle yaptığı imajlı telefon konuşmasını kaydettiğini bilmiyordu. Peker, bu görüşmeyi yayımladıktan daha sonra Soylu, Haydi ve Süleyman Özışık’la ilgili cürüm duyurusunda bulundu.
Bir gün daha sonra polis, Özışık kardeşlerin meskenlerinde ve işyerlerinde arama yaptı.
Soylu, Özışık kardeşleri yakından tanıdığını ve kendisine tuzak kurduklarını savundu, “Keşke başıma bir şey gelseydi de bugünleri görmeseydim” dedi.
Haydi Özışık ise Twitter hesabı üzerinden İçişleri Bakanı Soylu’dan özür diledi ve telefon konuşmalarından İçişleri Bakanı’nın haberi olmadığı savundu.
KAMUOYUNA DUYURU
Sayın Süleyman Soylu'nun benim üzerimden yıpratılmasından ötürü üzgünüm. @suleymansoylu ve kamuoyundan özür diliyorum. @slymnoz pic.twitter.com/bXsxaInHfG
— Hadi OZISIK(@HadiOzisik) May 19, 2021
Peker’in tezleri karşısında köşe yazılarına ve programlarına orta verilen tek isim Haydi Özışık ve kardeşi olmadı.
Soylu’nun Habertürk’teki yayınında soru soranlardan biri olan Habertürk TV’den Veyis Ateş için Peker, son görüntüsünde, yayın içinde kendisine yakın isimlerden Erdal Aras’la görüştüğünü tez etti.
Sezgin Baran Korkmaz’ın Soylu’nun ihtarıyla yurt dışına çıktığını sav eden Peker, Korkmaz’ın lüks otelinde biroldukca hakim, savcı, emniyet müdür ve gazetecinin kaldığını öne sürdü. Veyis Ateş’in de ismini verdi.
Bu görüntüden daha sonra Veyis Ateş, Habertürk’teki haber bültenlerini sunmadı, Ateş’in yıllık izinde olduğu duyuruldu.
Ateş, OdaTV’ye yaptığı açıklamada “Bugün olmayacağım. daha sonrasına da kamuoyu açıklaması yapacağım. Peker’in açıklamalarıyla ilgisi yok. Bu süreçler büsbütün benimle alakalı” diye konuştu.” dedi. Pazartesi gününden bu yana Ateş ekranda görülmedi.
Habertürk TV’de farklı programlar sunan köşe müellifi Fatih Altaylı ise Perşembe günkü köşe yazısında Habertürk idaresinin Ateş’e mevzuyu sorduğunu; Ateş’in “Bu tezler büsbütün yalan” demesi üzerine bunu yazılı bir açıklama ile kamuoyuna duyurmasını istediğini yazdı. Altaylı’nın yazısında, “Veyis Ateş’in bir açıklama yapmaması üzerine kendisi zarurî olarak müsaadeye çıkarıldı” tabirleri yer aldı.
Bir yandan da Ordu’da lokal gazeteci Cihan Çakır, 31 Mart 2019 seçimleri öncesi Sedat Peker’in kendisini AKP’li belediye lider adayıyla ilgili yaptığı haberleri kaldırması için tehdit ettiğini deklare etti.
Peker, bu açıklamanın üzerine toplumsal medya hesabı üzerinden “söylemiş oldukleri doğrudur, samimi ikrar yapıyorum, bu mevzuyu araştırın, buradan fazlaca cürüm çıkar” paylaşımı yaptı.
- Haydi Özışık ve kardeşinin konutlarında ve işyerinde arama yapıldı
- Sedat Peker’in tezlerine Bakan Soylu ve başka isimler ne cevap verdi?
Peker, Baran Korkmaz’ın otelinde Ankara Bölge Yönetim Mahkemesi Lideri Esat Toklu’nun da kaldığını ve son senelerda “zenginleştiğini” argüman etti.
Toklu, evvel “O otelde kalmışsam o devir otelin sahibi kimmiş, araştırın” açıklaması yaptı. Akabinde, Eylül 2020’de fiyatını ödeyerek otelde kaldığını belirterek Peker’le ilgili cürüm duyurusunda bulundu. 35 bin TL ödemenin kendi hesabından yapıldığında dair dekontunun da bulunduğunu duyurdu.
Toklu, Yargıçlar ve Savcılar Konseyi’ne (HSK) bir dilekçe de vererek kendisi hakkındaki tezlerin incelenmesini istedi. Bunun üzerine inceleme başlatıldı.
hem de Peker’in kendi ismini geçirdiği görüntüye erişim manisi talebinde bulundu.
Peker’in görüntünün akabinde Toklu’yla ilgili paylaştığı altı Tweet’e de Türkiye’de erişim mahzuru getirildi.
Mehmet Ağar, Yalıkavak Marina’nın İdare Şurası Başkanlığı’ndan ayrıldı
Sedat Peker, eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ı, Gülen Yapılanması ile irtibatlı olmakla suçlanan iş insanı Mübariz Mansimov Gurbanoğlu’na kumpas kurup, Mansimov’a ilişkin Yalıkavak Marina’yı ele geçirmekle suçlamıştı.
Ağar, tezlerin akabinde “Asıl biz olmasak mafya buraya çökerdi” demişti.
Ağar’ın 2020 yılında Yalıkavak Marina’da, organize kabahat örgütü kurmaktan ceza alan fakat cezaevinden afla tahliye edilen Alaattin Çakıcı, eski MİT’çi Korkut Eken ve eski MHP milletvekili Engin Alan’la fotoğrafı, toplumsal medyada paylaşılmıştı.
Ağar’ın bu kelamlarının akabinde Soylu, “Sayın Ağar’ın marinada misyon alması yanlışsız mu? 48 saat ortasında ben olsam ayrılırım” açıklaması yaptı.
Akabinde Mehmet Ağar ve oğlu, AKP Milletvekili Tolga Ağar’ın Yalıkavak Marina’nın idare heyetinden ayrıldığı belirtildi.
Bu sırada Peker’in, mevtinde Tolga Ağar’ın da rolü olduğunu öne sürdüğü Yeldana Kahraman’a ilişkin otopsi raporlarını toplumsal medyada yayımlayan gazeteci Baransel Ağca’ya, yıllar evvelki bir paylaşımı sebebiyle soruşturma açıldı.
Erkam Yıldırım’ın Venezuela ziyareti
Peker’in eski Başbakan Binali Yıldırım’ın oğlu Erkam Yıldırım’ın Venezuela’ya giderek “uyuşturucu ticareti için yeni yollar aradığı” savını ortaya attığı gün, Binali Yıldırım, oğlunun TBMM Venezuela Dostluk Grubu’yla bir arada ülkeye gittiğini ve yanında Covid-19 salgınında yardım hedefiyle test kiti ve maske götürdüğünü söylemiş oldu.
Tez gündem olmaya devam edince Binali Yıldırım, “oğlunun iş imkanı olup olmadığını görmeye gittiğini” giderken de yanında bu materyalleri götürdüğünü söylemiş oldu.
Binali Yıldırım’a yakın isimlerden AKP milletvekili Serkan Bayram, o güne ilişkin gümrük kayıtlarında test kiti ve maske bulunmadığının haberleştirilmesinin akabinde bir basın toplantısı düzenleyerek “Bir uçağın alabileceği yük kapasitesi aşikardır. Yanında giderken ikramlık eşyalar vardır.1-2 koli maske, kit, ikramlık eşyalar, yanında giden besin muhtaçlıkları noktasında Türk Büyükelçiliğimizin çalışanları vardır. Türk vatandaşlarıyla bir ortaya geldik. Buradan kimseye ekmek çıkmaz” dedi.
Cumhurbaşkanlığı’ndan direkt cevap gelmedi
Sedat Peker’in tezleri karşısında açıklama yapmayan tek adres Cumhurbaşkanlığı Külliyesi oldu. Cumhurbaşkanı’nın damadı Berat Albayrak ya da külliyede çalışan isimlerden tezlere yönelik bir açıklama gelmedi.
Yalnızca Suriye’deki Türkmenlere gönderdiği yardımların içine SADAT’ın kurucusu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eski danışmanı Adnan Tanrıverdi’nin silah yüklediği; Cumhurbaşkanı Danışmanı Metin Kıratlı’nın da buna dahil olduğu argümanlarına karşı Kıratlı, kabahat duyurusunda bulunacağı açıklaması yaptı.
- Kutlu Adalı cinayeti: Sedat Peker’in argümanlarının akabinde ‘Soruşturma bir daha açılsın’ davetleri yapılıyor
- 90’larda öldürülen Kürt iş adamları kimler, daha sonraki süreçte neler yaşandı?
- Türkiye’de organize kabahatlerle uğraş: 25 yılda neler yaşandı?
- Sedat Peker’in görüntülerinde isimleri geçen şahıslar kimler, haklarında neler biliniyor?
- Susurluk skandalı nedir, 3 Kasım 1996’daki trafik kazası niye yeniden gündemde?