Gattuso
New member
2022 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri G Kümesi’nde Hollanda ile karşılaşan A Ulusal Kadro alandan 6-1 mağlup ayrıldı. Gayrette oynanan futbol daha sonrası Şenol Güneş’e reaksiyon geldi.
İşte spor topluluğundan Şenol Güneş kelamları:
Ali Ece:
Hollanda’dan, Hollanda’da herkes gol yiyebilir ancak daha 1 dakika bile dolmadan Memphis ve Klaassen’in altıpasımız ortasında o kadar kolay paslaşmasını engelleyememek maça taktiksel açıdan hiç hazırlanamadığımızın ispatı. Hollanda’nın başında vaktinde Mourinho’nun İngiltere Premier Lig’de çalışmış en berbat hoca olarak betimlediği Frank de Boer yok artık! Van Gaal ekibine karşı maçın başında bu kadar geriye yaslanılmaz. Stada ismini veren Cruyff’un dediği üzere: “Takım ve teknik yönetici açısından en başarılı gol, boş kaleye atılandır” Tıpkı Hollanda’nın bize attığı 4. gol üzere. Pekala, 4. golünü boş kaleye yiyen bir grup ne kadar makûs oynamıştır, oynatılmıştır? Hani ligdeki yabancı oyuncu sayısı değişince Ulusal Kadromuz daha düzgün olacaktı? En ufak bilimsel desteği olmadan atıp tutan futbola yabancı zihniyetin iflasından öteki bir şey değil!
Erman Özgür:
2. yarıya atılımlarla geldik ancak oyunu, tempoyu düşük tutmasına karşın denetim etmeye devam eden Hollanda, Memphis ile berbat halimizi cezalandırmayı sürdürdü, Til ve Malen de gollere devam etti, Cengiz Ünder skoru belirledi. Sonuçta hiç bir varlık gösteremediğimiz Hollanda deplasmanından oynadığımız oyuna bakınca hak ettiğimiz bir skorla döndük. Lakin daha değerlisi cevaplanması gereken bir soru ile alandan ayrıldık. Yakın vakitte akan oyunda gol yemeden küme maçları bitiren, dünya şampiyonuna mağlup olmayan Ulusal Takım’ın bu halinin sorumluluğu kime ilişkin?
Uğur Meleke:
Maalesef Şenol Güneş ve grubu diye bir cümle kuramıyoruz. Zira ortada bir grup nazaranmiyoruz. Şenol Hoca ulusal kadroyu aylardır kapalı devre bir kulüp hüviyetine çevirdi. Daima tıpkı oyuncular oynuyor, rekabet yok, yeni isim yok. Zeki niye Cebelitarık maçında oynatıldı ve sakatlandı? Ulusal gruba niye ikinci bir sağ bek çağırılmadı? Cevapsız sorular daima bunlar. Ben Şenol Güneş’in bu yetenekli neslimizi ileriye taşıyabileceğine inanmıyorum. Kendisinin de inandığından şüpheliyim. Futbol tarihimize ismini altın harflerle yazdırmış Sayın Güneş’e hizmetleri için teşekkür edip, bir yenilik yapma vakti geldi bence. Zira bu biçimiyle 3-0’a geldiğinde rakip ceza alanında topla oynamamız Hollanda’nın ise 30’du. İsraf… Israr anlamsız. Ve oyuncular da bunu anlayamıyor muhtemelen. Ortaya çıkan tepkisizlik bundan. İstemedikleri için olmuyor değil, olmadığı için istemiyorlar. Güneş maalesef çözemedi.
Mehmet Demirkol:
Hocanın başında bir diziliş var, bir de oyuncu kümesi. Bu dizilişe göre bir takım çağıramıyor. Takıma bakılırsa bir diziliş de yapmıyor. Daima birebir sonuç çıkıyor bir müddetdir. Evet merkezde oynatacak fazla oyuncumuz yok. Taklit edecek bir kulübümüz de (Başakşehir gibi). Fakat bir metot bulunabilirdi. Geçen yıl Emre Belözoğlu’nun yaptığı üzere bir 4-6-0’la orta sahayı genişletmek üzere örneğin. Hakan ve Salih’i merkeze koyup, onlarla top çıkarmak, Burak’tan feragat ederek süratli ve doğuşçu bir takımla desteklemek üzere örneğin.Çünkü bu biçimiyle 3-0’a geldiğinde rakip ceza alanında topla oynamamız 3, Hollanda’nın ise 30’du. İsraf… Israr anlamsız. Ve oyuncular da bunu anlayamıyor muhtemelen. Ortaya çıkan tepkisizlik bundan. İstemedikleri için olmuyor değil, olmadığı için istemiyorlar. Güneş maalesef çözemedi.
Ercan Taner:
Mesleğe başladığım 1984 yılında, ulusal maç anlatırken, bol ölçüde gol yediğimizden, anahtar sözümüz ‘maalesef’ti. Top ağlarımıza gittiğinde daima birebir cümleyi söylerdik. ‘Maalesef top ağlarımızda, erken gol yedik.’ Dün gece, o yılları hatırladım.
Emre Tilev:
İşte spor topluluğundan Şenol Güneş kelamları:
Ali Ece:
Hollanda’dan, Hollanda’da herkes gol yiyebilir ancak daha 1 dakika bile dolmadan Memphis ve Klaassen’in altıpasımız ortasında o kadar kolay paslaşmasını engelleyememek maça taktiksel açıdan hiç hazırlanamadığımızın ispatı. Hollanda’nın başında vaktinde Mourinho’nun İngiltere Premier Lig’de çalışmış en berbat hoca olarak betimlediği Frank de Boer yok artık! Van Gaal ekibine karşı maçın başında bu kadar geriye yaslanılmaz. Stada ismini veren Cruyff’un dediği üzere: “Takım ve teknik yönetici açısından en başarılı gol, boş kaleye atılandır” Tıpkı Hollanda’nın bize attığı 4. gol üzere. Pekala, 4. golünü boş kaleye yiyen bir grup ne kadar makûs oynamıştır, oynatılmıştır? Hani ligdeki yabancı oyuncu sayısı değişince Ulusal Kadromuz daha düzgün olacaktı? En ufak bilimsel desteği olmadan atıp tutan futbola yabancı zihniyetin iflasından öteki bir şey değil!
Erman Özgür:
2. yarıya atılımlarla geldik ancak oyunu, tempoyu düşük tutmasına karşın denetim etmeye devam eden Hollanda, Memphis ile berbat halimizi cezalandırmayı sürdürdü, Til ve Malen de gollere devam etti, Cengiz Ünder skoru belirledi. Sonuçta hiç bir varlık gösteremediğimiz Hollanda deplasmanından oynadığımız oyuna bakınca hak ettiğimiz bir skorla döndük. Lakin daha değerlisi cevaplanması gereken bir soru ile alandan ayrıldık. Yakın vakitte akan oyunda gol yemeden küme maçları bitiren, dünya şampiyonuna mağlup olmayan Ulusal Takım’ın bu halinin sorumluluğu kime ilişkin?
Uğur Meleke:
Maalesef Şenol Güneş ve grubu diye bir cümle kuramıyoruz. Zira ortada bir grup nazaranmiyoruz. Şenol Hoca ulusal kadroyu aylardır kapalı devre bir kulüp hüviyetine çevirdi. Daima tıpkı oyuncular oynuyor, rekabet yok, yeni isim yok. Zeki niye Cebelitarık maçında oynatıldı ve sakatlandı? Ulusal gruba niye ikinci bir sağ bek çağırılmadı? Cevapsız sorular daima bunlar. Ben Şenol Güneş’in bu yetenekli neslimizi ileriye taşıyabileceğine inanmıyorum. Kendisinin de inandığından şüpheliyim. Futbol tarihimize ismini altın harflerle yazdırmış Sayın Güneş’e hizmetleri için teşekkür edip, bir yenilik yapma vakti geldi bence. Zira bu biçimiyle 3-0’a geldiğinde rakip ceza alanında topla oynamamız Hollanda’nın ise 30’du. İsraf… Israr anlamsız. Ve oyuncular da bunu anlayamıyor muhtemelen. Ortaya çıkan tepkisizlik bundan. İstemedikleri için olmuyor değil, olmadığı için istemiyorlar. Güneş maalesef çözemedi.
Mehmet Demirkol:
Hocanın başında bir diziliş var, bir de oyuncu kümesi. Bu dizilişe göre bir takım çağıramıyor. Takıma bakılırsa bir diziliş de yapmıyor. Daima birebir sonuç çıkıyor bir müddetdir. Evet merkezde oynatacak fazla oyuncumuz yok. Taklit edecek bir kulübümüz de (Başakşehir gibi). Fakat bir metot bulunabilirdi. Geçen yıl Emre Belözoğlu’nun yaptığı üzere bir 4-6-0’la orta sahayı genişletmek üzere örneğin. Hakan ve Salih’i merkeze koyup, onlarla top çıkarmak, Burak’tan feragat ederek süratli ve doğuşçu bir takımla desteklemek üzere örneğin.Çünkü bu biçimiyle 3-0’a geldiğinde rakip ceza alanında topla oynamamız 3, Hollanda’nın ise 30’du. İsraf… Israr anlamsız. Ve oyuncular da bunu anlayamıyor muhtemelen. Ortaya çıkan tepkisizlik bundan. İstemedikleri için olmuyor değil, olmadığı için istemiyorlar. Güneş maalesef çözemedi.
Ercan Taner:
Mesleğe başladığım 1984 yılında, ulusal maç anlatırken, bol ölçüde gol yediğimizden, anahtar sözümüz ‘maalesef’ti. Top ağlarımıza gittiğinde daima birebir cümleyi söylerdik. ‘Maalesef top ağlarımızda, erken gol yedik.’ Dün gece, o yılları hatırladım.
Emre Tilev: