AKP ve MHP’li milletvekilleri tarafınca Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) üye seçilen Kenan Yaşar, hukukçu kimliğiyle öne çıktığı görüşünü lisana getirdi. Bir partiye üyeyken AYM’ye seçilmenin hukuken bir pürüzü olmadığını söz eden Yaşar, “Etik açısında da ıstırap görmüyorum” dedi.
Gazeteci İsmail Saymaz, Halk TV’deki köşe yazısında AYM üyesi Yaşar ile yaptığı görüşmeye yer verdi. Hakkındaki tenkitlere kendisinden bahsederek cevap veren Yaşar, “Toplumun içerisinde yaşıyoruz ve topluma hizmet etmeye çalışıyoruz. Bu kimi vakit mesleğimizi icra ederken, kimi vakit STK’da yapıyoruz. Siyasetle uğraşıyoruz ve meslek odalarında misyon alıyoruz. Sivil toplumu önemsiyorum. Çorum’da yapmadığım şey kalmadı. Siyasetle uğraştım, edebiyat mecmuası çıkardık, baroda üç devir idaresinde bulundum, iki periyot delege oldum. İnsan Hakları ve Demokrasi Derneği kurduk. 10 yıl başkanlık yaptım. Orada konferanslar vererek insan hakları ve demokrasi konusunda şuur oluşturmaya çalıştık. Adaylığımız oldu. 2018’de baro lideri seçildik. ‘her insanın lideri olacağım’ dedim. Karşımızdaki adayın iki katı, ideolojimizden farklı insanlardan da oy alarak seçildik. Çorum’daki bütün meslektaşlara soracak olursanız, adil davrandığımız konusunda kuşkusu yoktur” sözlerini kullandı.
“Çoklu baroya en epey karşı çıkan bizdik”
Çoklu baroya karşı çıktığını tabir eden Yaşar, “Müzakerelerde bulunarak, AK Parti’yle ilişkimizden dolayı her yere uygulanmasının önüne geçtik. Hatta Ankara ve İstanbul’da kurulmasının da yanlışsız bulmadığımı söz ettim” dedi.
“Delegasyonun değişmesine itiraz etmedim lakin bu biçimdesini istememiştim”
Yaşar, “Delegasyonun değişmesine itiraz etmiş miydiniz?” sorusuna, “İtiraz etmedim lakin bu biçimdesini istememiştim” diye karşılık verdi; eski Türkiye Barolar Birliği Lideri Metin Feyzioğlu’nu koltuğunda tutmak için bir formül olduğu savlarına şöyleki cevap verdi:
“Ama tutabildi mi? Tutamadı değil mi? Tutamaz. Türkiye’de örneğin yüzde 10’luk baraj vardır. Barajın altındaki partiler baraj değişsin” derler, öbürleri değiştirmez. Ancak birikir birikir, o su o denli patlar ki barajın üzerindekileri altına alır, barajın altındaki birkaç partiyi üstüne taşır.”
“Ben hukukçuyum, AK Partili, şu yahut bu değil, hukukçu kimliğiniz ön planda”
AKP milletvekili aday adayı olmasından ötürü Anayasa Mahkemesi’ndeki pozisyonuyla ilgili gelen “taraflılık” tenkitlerine de karşılık veren Yaşar, şunları kaydetti:
“Ben Kılıçdaroğlu’na taarruz oldu, eleştirdim. ‘Çoklu Baro’yu eleştirdim. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilinmesini eleştirdim. Baro lideriyken yaptım. Ben hukukçuyum. AK Partili, şu yahut bu değil, hukukçu kimliğiniz ön planda. İleride AYM ve HSYK üyesi olacağım diyerek, siyasetle, sivil toplumla uğraşma, şuraya girme, buraya çıkma… bu biçimde nasıl topluma faydalı olacaksınız? Gidin Çorum’da CHP Vilayet Başkanı’nı arayın. AK Parti vilayet liderinden daha epeyce ziyarete geliyordu. İçerisinde hukuk var ise, toplumu ilgilendiren bahisler var ise, her partiye giderim. Kılıçdaroğlu geldi, gittim dinledim.”
“Baro lideri olduğumda AK Parti’de vilayet başkanlığı önerdiler. Arkadaşlara yemin ettim, ‘Bundan daha sonra baro lideri olacağım’ dedim”
“2001’de AK Parti kurulurken üyeydim. Kurucuydum. 2002’de, 2007’de, 2011’de milletvekili aday adayıydım. Vilayet lider yardımcısı oldum. 2011’den daha sonra edebiyat çalışmalarına tartı verdim” diyen Yaşar şöyleki devam etti:
“Aday olamadım. daha sonradan baro lideri olduk. Lider olduğumda, AK Parti’de vilayet başkanlığı önerdiler. Arkadaşlara yemin ettim, ‘Bundan daha sonra baro lideri olacağım’ dedim. Geri döndüğümüzde, AYM Başkanlığı yapan Yekta Güngör Özden’in de epey uzun vadeli üyeliği kelam konusu. Yarın kararlarımız da eleştirilecek. Bir karar vereceğiz, tahminen bize dayanak olanların güzeline gitmeyecek. Kimi kararlar olacak, bugün ‘Kaygı duyuyorum’ diyenler ‘Dediğim çıktı’ diyecek. Evrakların içeriğini bilmeden hareket etmek fazlaca mümkün değil.”
“Ankara Barosu’nun bildirisinden daha sonra dini hassasiyetlerle ilgili açıklamalarımın arkasındayım”
Ankara Barosu’nun bildirisinden daha sonra dini hassasiyetlerle ilgili açıklamalarının ardında olduğunu kaydeden Yaşar, şunları anlattı:
“(Dönemin Ankara Barosu Başkanı) Erinç Sağkan’a bu biçimde söylemiş oldum. Diyanet’i eleştirin fakat ‘Çağlar ötesinden gelen ses…’ Bu cümleye gerek yoktu. Diyanet İşleri Liderini eleştirebilirsiniz, söylemiş oldukleri dinidir, ben yanlış bulmam lakin biri bulabilir. Biz hukukçuyuz. Hukuk ve bağlantı lisanı kullanılması lazım. Karşınızdaki insanları tahrik ederseniz, yanlış noktaya varıyor. Kederimiz, insanları adalet ve hukuksuzlar konusunda ikna etmek. Birbirimizi anlamalıyız. Toplumda daima şu var: Her yer fethedilecek kale üzere görünüyor. Birisi belediyeyi alıyor, öbür tarafı fethedecek güya. Güya öbür ülkeden gelmiş yahut ülkeden düşmanı kovacak üzere. Bu anlayışı yanlış buluyorum.”
“Eski bir milletvekili adayının yargıya katılması çelişki değil mi?” sorusuna cevap
Yaşar, “Hakim ve savcılar milletvekili adayı olduğunda mesleğe geri dönemiyor. Ancak eski bir milletvekili adayının yargıya katılması çelişki değil mi?” sorusuna da şu biçimde karşılık verdi:
“örneğin Özden’in durumu, benim durumuma benziyor. Öbür örnekler de vardır. Birinci örnek olacağını düşünmüyorum. Şunu mu dilek ediyoruz: Buralara gelen beşerler siyasetten kaçmış olsun, uzak dursun, o denli gelsin. bu biçimde bu toplumu nasıl anlayacaksınız? Ben Alevi kökenliyim. O kısmı de tanıyorum, öteki kesiti de. Kimsenin bu devletle, milletle bir sorunu yok. Eminim aramızdaki fark bir sigara kağıdı kadar farktır. O farklar da olacak.”
“Partiliyken AYM’ye seçilmemde etik açısında da meşakkat görmüyorum”
Alevi kökenli bir muhafazakar olduğunu doğrulayan Yaşar, partiliyken AYM’ye seçilmesinde hukuken mahzur olmadığını söylemiş oldu. “Etik açısında da badire görmüyorum” diyen Yaşar, “HSYK’ya olağan avukatlar atanıyor. Ben baro liderlerinden birinin atanmasının faydalı olacağını kanaatindeyim. örneğin Adalet Komisyonları’nda keşke baro lideri da olsa. Madem yargının sac ayağı diyoruz, olması gerekiyor. Öbür bir arkadaş seçilmiş olsa bu sefer ya MHP’li diyecek ya CHP’li ya HDP’li diyecekler” sözlerini kullandı.
Gazeteci İsmail Saymaz, Halk TV’deki köşe yazısında AYM üyesi Yaşar ile yaptığı görüşmeye yer verdi. Hakkındaki tenkitlere kendisinden bahsederek cevap veren Yaşar, “Toplumun içerisinde yaşıyoruz ve topluma hizmet etmeye çalışıyoruz. Bu kimi vakit mesleğimizi icra ederken, kimi vakit STK’da yapıyoruz. Siyasetle uğraşıyoruz ve meslek odalarında misyon alıyoruz. Sivil toplumu önemsiyorum. Çorum’da yapmadığım şey kalmadı. Siyasetle uğraştım, edebiyat mecmuası çıkardık, baroda üç devir idaresinde bulundum, iki periyot delege oldum. İnsan Hakları ve Demokrasi Derneği kurduk. 10 yıl başkanlık yaptım. Orada konferanslar vererek insan hakları ve demokrasi konusunda şuur oluşturmaya çalıştık. Adaylığımız oldu. 2018’de baro lideri seçildik. ‘her insanın lideri olacağım’ dedim. Karşımızdaki adayın iki katı, ideolojimizden farklı insanlardan da oy alarak seçildik. Çorum’daki bütün meslektaşlara soracak olursanız, adil davrandığımız konusunda kuşkusu yoktur” sözlerini kullandı.
“Çoklu baroya en epey karşı çıkan bizdik”
Çoklu baroya karşı çıktığını tabir eden Yaşar, “Müzakerelerde bulunarak, AK Parti’yle ilişkimizden dolayı her yere uygulanmasının önüne geçtik. Hatta Ankara ve İstanbul’da kurulmasının da yanlışsız bulmadığımı söz ettim” dedi.
“Delegasyonun değişmesine itiraz etmedim lakin bu biçimdesini istememiştim”
Yaşar, “Delegasyonun değişmesine itiraz etmiş miydiniz?” sorusuna, “İtiraz etmedim lakin bu biçimdesini istememiştim” diye karşılık verdi; eski Türkiye Barolar Birliği Lideri Metin Feyzioğlu’nu koltuğunda tutmak için bir formül olduğu savlarına şöyleki cevap verdi:
“Ama tutabildi mi? Tutamadı değil mi? Tutamaz. Türkiye’de örneğin yüzde 10’luk baraj vardır. Barajın altındaki partiler baraj değişsin” derler, öbürleri değiştirmez. Ancak birikir birikir, o su o denli patlar ki barajın üzerindekileri altına alır, barajın altındaki birkaç partiyi üstüne taşır.”
“Ben hukukçuyum, AK Partili, şu yahut bu değil, hukukçu kimliğiniz ön planda”
AKP milletvekili aday adayı olmasından ötürü Anayasa Mahkemesi’ndeki pozisyonuyla ilgili gelen “taraflılık” tenkitlerine de karşılık veren Yaşar, şunları kaydetti:
“Ben Kılıçdaroğlu’na taarruz oldu, eleştirdim. ‘Çoklu Baro’yu eleştirdim. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilinmesini eleştirdim. Baro lideriyken yaptım. Ben hukukçuyum. AK Partili, şu yahut bu değil, hukukçu kimliğiniz ön planda. İleride AYM ve HSYK üyesi olacağım diyerek, siyasetle, sivil toplumla uğraşma, şuraya girme, buraya çıkma… bu biçimde nasıl topluma faydalı olacaksınız? Gidin Çorum’da CHP Vilayet Başkanı’nı arayın. AK Parti vilayet liderinden daha epeyce ziyarete geliyordu. İçerisinde hukuk var ise, toplumu ilgilendiren bahisler var ise, her partiye giderim. Kılıçdaroğlu geldi, gittim dinledim.”
“Baro lideri olduğumda AK Parti’de vilayet başkanlığı önerdiler. Arkadaşlara yemin ettim, ‘Bundan daha sonra baro lideri olacağım’ dedim”
“2001’de AK Parti kurulurken üyeydim. Kurucuydum. 2002’de, 2007’de, 2011’de milletvekili aday adayıydım. Vilayet lider yardımcısı oldum. 2011’den daha sonra edebiyat çalışmalarına tartı verdim” diyen Yaşar şöyleki devam etti:
“Aday olamadım. daha sonradan baro lideri olduk. Lider olduğumda, AK Parti’de vilayet başkanlığı önerdiler. Arkadaşlara yemin ettim, ‘Bundan daha sonra baro lideri olacağım’ dedim. Geri döndüğümüzde, AYM Başkanlığı yapan Yekta Güngör Özden’in de epey uzun vadeli üyeliği kelam konusu. Yarın kararlarımız da eleştirilecek. Bir karar vereceğiz, tahminen bize dayanak olanların güzeline gitmeyecek. Kimi kararlar olacak, bugün ‘Kaygı duyuyorum’ diyenler ‘Dediğim çıktı’ diyecek. Evrakların içeriğini bilmeden hareket etmek fazlaca mümkün değil.”
“Ankara Barosu’nun bildirisinden daha sonra dini hassasiyetlerle ilgili açıklamalarımın arkasındayım”
Ankara Barosu’nun bildirisinden daha sonra dini hassasiyetlerle ilgili açıklamalarının ardında olduğunu kaydeden Yaşar, şunları anlattı:
“(Dönemin Ankara Barosu Başkanı) Erinç Sağkan’a bu biçimde söylemiş oldum. Diyanet’i eleştirin fakat ‘Çağlar ötesinden gelen ses…’ Bu cümleye gerek yoktu. Diyanet İşleri Liderini eleştirebilirsiniz, söylemiş oldukleri dinidir, ben yanlış bulmam lakin biri bulabilir. Biz hukukçuyuz. Hukuk ve bağlantı lisanı kullanılması lazım. Karşınızdaki insanları tahrik ederseniz, yanlış noktaya varıyor. Kederimiz, insanları adalet ve hukuksuzlar konusunda ikna etmek. Birbirimizi anlamalıyız. Toplumda daima şu var: Her yer fethedilecek kale üzere görünüyor. Birisi belediyeyi alıyor, öbür tarafı fethedecek güya. Güya öbür ülkeden gelmiş yahut ülkeden düşmanı kovacak üzere. Bu anlayışı yanlış buluyorum.”
“Eski bir milletvekili adayının yargıya katılması çelişki değil mi?” sorusuna cevap
Yaşar, “Hakim ve savcılar milletvekili adayı olduğunda mesleğe geri dönemiyor. Ancak eski bir milletvekili adayının yargıya katılması çelişki değil mi?” sorusuna da şu biçimde karşılık verdi:
“örneğin Özden’in durumu, benim durumuma benziyor. Öbür örnekler de vardır. Birinci örnek olacağını düşünmüyorum. Şunu mu dilek ediyoruz: Buralara gelen beşerler siyasetten kaçmış olsun, uzak dursun, o denli gelsin. bu biçimde bu toplumu nasıl anlayacaksınız? Ben Alevi kökenliyim. O kısmı de tanıyorum, öteki kesiti de. Kimsenin bu devletle, milletle bir sorunu yok. Eminim aramızdaki fark bir sigara kağıdı kadar farktır. O farklar da olacak.”
“Partiliyken AYM’ye seçilmemde etik açısında da meşakkat görmüyorum”
Alevi kökenli bir muhafazakar olduğunu doğrulayan Yaşar, partiliyken AYM’ye seçilmesinde hukuken mahzur olmadığını söylemiş oldu. “Etik açısında da badire görmüyorum” diyen Yaşar, “HSYK’ya olağan avukatlar atanıyor. Ben baro liderlerinden birinin atanmasının faydalı olacağını kanaatindeyim. örneğin Adalet Komisyonları’nda keşke baro lideri da olsa. Madem yargının sac ayağı diyoruz, olması gerekiyor. Öbür bir arkadaş seçilmiş olsa bu sefer ya MHP’li diyecek ya CHP’li ya HDP’li diyecekler” sözlerini kullandı.