JoKeR
Active member
2021’i İstiklâl Marşı ve Mehmet Âkif Ersoy Yılı olarak tüm ülkede çeşitli etkinliklerle geçirdik. Mehmet Âkif, şairliği kadar kişiselyetiyle de tanınması gereken bir dava adamı. Sağlam karakteri, İslam’la şekillenen dünya görüşü, dürüstlüğü ve kelamının eri olması gençlik için tam bir örnek.
İstiklâl Marşı’nı yazmak lakin bu biçimde bir kişiselyete nasip olurdu. ömrü bizim için örnek alınacak davranışlarla dolu olan vatan şairini biraz daha âlâ tanıyabilmek için torunu Selma Argon Ersoy’la konuştuk. her insanın öbür bir Mehmet Âkif’i olduğunu söyleyen Ersoy, “Ben dedemin samimiyetini, verdiği kelamda durmasını, sapasağlam duruşunu, Allah’tan öteki hiç kimseden korkmamasını sevdim” diyerek anlatıyor dedesini. Bu yıl hem İstiklâl Marşı tıpkı vakitte Mehmet Âkif Ersoy Yılı’ydı. Sizce İstiklâl Marşı’nın değeri gereğince bilinmedi mi ülkemizde?
İstiklâl Marşı hakkında ölümündilk evvel de daha sonra da fazlaca kelamlar çıktı. Değiştirmek isteyenler oldu fakat Paşa kabul etmedi. Dedemin vefatından daha sonra bir komite kuruldu. Nurullah Ataç başında. Aylar süren bir tartışma “Mehmet Âkif şair midir değil midir, onun yazdığı şiir midir değil midir” diye.
Sonunda yeni bir İstiklâl Marşı Yarışı açılma sonucu çıktı. Dedemin “Allah tekrar bu millete İstiklâl Marşı yazdırmasın” duası kabul oluyor ve bir biçimde yazılmıyor tekrar. İstiklâl Marşı başlı başına ültimatomdur. Yani insanlara bir ders verir, bizi bir ortada meblağ ve bizim geçirdiğimiz günleri anlatır. Dedem, ortasında yaşatarak yazmış bu marşı. Anlaşılmayacak bir yer yoktur İstiklâl Marşı’nda ve asla üstünde konuşulmamalıdır.
Selma Argon-Sevda Dursun
BU DESTANI YAZMADAN CANIMI ALMA
– Çanakkale şiiri de birebir değil mi? Diğer kim yazabilirdi o şiiri?
Motamot o denli, Rabbimiz ona göstermese, o sahneleri yazamazdı. Kuşçubaşı Eşref Beyefendi verir Çanakkale’nin zafer haberini. Haberi alır almaz evvel donar kalır, daha sonra küçücük ahır üzere bir yere girmiş. Sabaha kadar şükür namazı kılmış orada. “Sesini işitiyordum” diyor Kuşçubaşı, “Bir orta yavaşça kapıdan dinledim, ‘Bu destanı yazmadan canımı alma’ diye Allah’a yalvarıyordu. Sabah gün aydınlanırken yüzü gözü kum ortasında dışarı çıktı. Birkaç kağıt uzattı bana, kendisi de yüzünü yıkamaya gitti. Birinci okuma gururu benim oldu. Okurken tüylerim diken diken oldu” diye anlatıyor.
MISIR APARTMANI’NDA VEFAT EDİYOR
– Bu yılın değerli olaylarından biri de Mehmet Âkif’in Mısır Apartmanı 13 numaradaki konutunun hatıra meskeni olarak ziyarete açılması oldu. Gezerken ne hissettiniz?
Açılışına yetişemedim, lakin geçen gün gezdim, anılarımı tazeledim. Doğal ki dedemin orada vefat etmesi, orada 6 ay yaşaması diğer bir ruh veriyor yere. Mısır Apartmanı’nın kıymeti hayli, dedem orada vefat ediyor. Abbas Halim Paşa’nın yaptırdığı bir yerdi, Türk dostudur ve dedemin hamisidir. “Her vakit bir Abbas Halim bulunur lakin ben tekrar Mehmet Âkif bulamam” diyecek kadar seviyor dedemi. Dedem de onu ikinci bir baba üzere sevmiş.
İstiklâl Marşı’nı yazmak lakin bu biçimde bir kişiselyete nasip olurdu. ömrü bizim için örnek alınacak davranışlarla dolu olan vatan şairini biraz daha âlâ tanıyabilmek için torunu Selma Argon Ersoy’la konuştuk. her insanın öbür bir Mehmet Âkif’i olduğunu söyleyen Ersoy, “Ben dedemin samimiyetini, verdiği kelamda durmasını, sapasağlam duruşunu, Allah’tan öteki hiç kimseden korkmamasını sevdim” diyerek anlatıyor dedesini. Bu yıl hem İstiklâl Marşı tıpkı vakitte Mehmet Âkif Ersoy Yılı’ydı. Sizce İstiklâl Marşı’nın değeri gereğince bilinmedi mi ülkemizde?
İstiklâl Marşı hakkında ölümündilk evvel de daha sonra da fazlaca kelamlar çıktı. Değiştirmek isteyenler oldu fakat Paşa kabul etmedi. Dedemin vefatından daha sonra bir komite kuruldu. Nurullah Ataç başında. Aylar süren bir tartışma “Mehmet Âkif şair midir değil midir, onun yazdığı şiir midir değil midir” diye.
Sonunda yeni bir İstiklâl Marşı Yarışı açılma sonucu çıktı. Dedemin “Allah tekrar bu millete İstiklâl Marşı yazdırmasın” duası kabul oluyor ve bir biçimde yazılmıyor tekrar. İstiklâl Marşı başlı başına ültimatomdur. Yani insanlara bir ders verir, bizi bir ortada meblağ ve bizim geçirdiğimiz günleri anlatır. Dedem, ortasında yaşatarak yazmış bu marşı. Anlaşılmayacak bir yer yoktur İstiklâl Marşı’nda ve asla üstünde konuşulmamalıdır.
Selma Argon-Sevda Dursun
BU DESTANI YAZMADAN CANIMI ALMA
– Çanakkale şiiri de birebir değil mi? Diğer kim yazabilirdi o şiiri?
Motamot o denli, Rabbimiz ona göstermese, o sahneleri yazamazdı. Kuşçubaşı Eşref Beyefendi verir Çanakkale’nin zafer haberini. Haberi alır almaz evvel donar kalır, daha sonra küçücük ahır üzere bir yere girmiş. Sabaha kadar şükür namazı kılmış orada. “Sesini işitiyordum” diyor Kuşçubaşı, “Bir orta yavaşça kapıdan dinledim, ‘Bu destanı yazmadan canımı alma’ diye Allah’a yalvarıyordu. Sabah gün aydınlanırken yüzü gözü kum ortasında dışarı çıktı. Birkaç kağıt uzattı bana, kendisi de yüzünü yıkamaya gitti. Birinci okuma gururu benim oldu. Okurken tüylerim diken diken oldu” diye anlatıyor.
MISIR APARTMANI’NDA VEFAT EDİYOR
– Bu yılın değerli olaylarından biri de Mehmet Âkif’in Mısır Apartmanı 13 numaradaki konutunun hatıra meskeni olarak ziyarete açılması oldu. Gezerken ne hissettiniz?
Açılışına yetişemedim, lakin geçen gün gezdim, anılarımı tazeledim. Doğal ki dedemin orada vefat etmesi, orada 6 ay yaşaması diğer bir ruh veriyor yere. Mısır Apartmanı’nın kıymeti hayli, dedem orada vefat ediyor. Abbas Halim Paşa’nın yaptırdığı bir yerdi, Türk dostudur ve dedemin hamisidir. “Her vakit bir Abbas Halim bulunur lakin ben tekrar Mehmet Âkif bulamam” diyecek kadar seviyor dedemi. Dedem de onu ikinci bir baba üzere sevmiş.