Yargıtay 4. Ceza Dairesi, ‘münafık’ kelamının hakaret olmadığına hükmetti. Yüksek mahkeme, ‘Senden hoca değil münafık bile olamaz’ dediği için mahkum edilen sanığın mahkumiyet sonucunı bozdu.
Tartıştığı şahsa, ‘Senden hoca değil münafık bile olmaz’ diyen kişi hakkında dava açıldı. Hakarete maruz kaldığını öne süren kişi, ‘münafık’ sözünü kullanan genci mahkemeye şikayet etti. Asliye Ceza Mahkemesi, sanığı mahkum etti. Karar katılaştı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, kanun faydasına bozma talebinde bulundu. Devreye giren Yargıtay 4. Ceza Dairesi, ‘münafık’ sözünü hakaret saymadı. Kararda şu sözlere yer verildi:
“Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan türel bedel, bireylerin onur, onur ve saygınlığı olup, bu cürmün oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı kimi durumlarda izafî olup, vakte, yere ve duruma bakılırsa değişebilmektedir. Şahıslara yönelik her türlü ağır tenkit yahut rahatsız edici kelamların hakaret kabahati bağlamında değerlendirilmemesi, kelamların açıkça, onur şeref, ve prestiji rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil yahut olgu isnadını yahut sövme fiilini oluşturması gerekmektedir. İncelenen somut hadisede, sanığın katılana hitaben söylemiş olduği iddianamede tanımlanıp, mahkemenin de kabul ettiği kaba hitap biçimindeki ‘senden hoca değil münafık bile olamaz’ kelamının, mağdurun onur, gurur ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması niçiniyle hakaret cürmünün ögelerinin oluşmadığından, sanık hakkında beraat sonucu verilmesi gerekirken, mahkumiyetine karar verilmesi hukuka karşıttır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun faydasına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki fikir yerinde görüldüğünden ‘hakaret’ hatasından sanık hakkında kurulan Asliye Ceza Mahkemesi sonucunın bozulmasına, karardaki hukuka karşıtlık sanığa verilen cezanın kaldırılmasını gerektirmekle, birebir Kanunun 4-D fıkrası mucibince, sanığın hakaret cürmünden beraatine oy birliği ile karar verildi.” (İHA)
Tartıştığı şahsa, ‘Senden hoca değil münafık bile olmaz’ diyen kişi hakkında dava açıldı. Hakarete maruz kaldığını öne süren kişi, ‘münafık’ sözünü kullanan genci mahkemeye şikayet etti. Asliye Ceza Mahkemesi, sanığı mahkum etti. Karar katılaştı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, kanun faydasına bozma talebinde bulundu. Devreye giren Yargıtay 4. Ceza Dairesi, ‘münafık’ sözünü hakaret saymadı. Kararda şu sözlere yer verildi:
“Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan türel bedel, bireylerin onur, onur ve saygınlığı olup, bu cürmün oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı kimi durumlarda izafî olup, vakte, yere ve duruma bakılırsa değişebilmektedir. Şahıslara yönelik her türlü ağır tenkit yahut rahatsız edici kelamların hakaret kabahati bağlamında değerlendirilmemesi, kelamların açıkça, onur şeref, ve prestiji rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil yahut olgu isnadını yahut sövme fiilini oluşturması gerekmektedir. İncelenen somut hadisede, sanığın katılana hitaben söylemiş olduği iddianamede tanımlanıp, mahkemenin de kabul ettiği kaba hitap biçimindeki ‘senden hoca değil münafık bile olamaz’ kelamının, mağdurun onur, gurur ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması niçiniyle hakaret cürmünün ögelerinin oluşmadığından, sanık hakkında beraat sonucu verilmesi gerekirken, mahkumiyetine karar verilmesi hukuka karşıttır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun faydasına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki fikir yerinde görüldüğünden ‘hakaret’ hatasından sanık hakkında kurulan Asliye Ceza Mahkemesi sonucunın bozulmasına, karardaki hukuka karşıtlık sanığa verilen cezanın kaldırılmasını gerektirmekle, birebir Kanunun 4-D fıkrası mucibince, sanığın hakaret cürmünden beraatine oy birliği ile karar verildi.” (İHA)