Yeni Akit muharriri Abdurrahman Dilipak, kapsamlı bir genel af söylentilerinin dolaştığını belirterek “Bu tezlerin yanlışsız olmamasını dilerim. Bu iş, bu yüz karası işi yapanlar için utanç vesilesi olur. Ve millet bunu yapanları affetmez” dedi. Dilipak, “Tahkikat Komisyonu” kurulmasını önerdi.
Dilipak, bugünkü “Af mı dediniz!” başlıklı yazısında “Kimse kimsenin yerine, kendi mağduriyetine sebep olan bir kişi hakkında vekâleten af yetkisi kullanamaz. Bu yetki gaspı olur. Zulüm olur. Şayet ortada bir hata var ise onun cezası da olacaktır” görüşünü lisana getirdi.
Kapsamlı bir genel af söylentilerinin dolaştığını tabir eden Dilipak, şu biçimde devam etti: “PKK, FETÖ, 28 Şubat, yolsuzluk, ihaleye fesat karıştırma, Covid sürecinde yaşanan haksız süreçler ve bu süreçler kararı maddi, manevi ziyan gorenlerin zararlarına sebep olanlar ve uyuşturucu tezleri ile suçlananlar, kumar ve fuhuş üzere rezaletlerden sanık olanların, hepsi sokağa salınacakmış ya da daha sanık bile olmadan savların soruşturulmasının önü alınacakmış Allah korusun. Bakın hiç bir siyasi bu biçimde bir cinayetin altında kalkamaz. Bunun bedeli ağır olur. Af mazereti ile kabahatlerin üstü örtülüp, hatalılar sokağa salınamaz.”
“Bu tezlerin yanlışsız olmamasını dilerim. Bu iş, bu yüz karası işi yapanlar için utanç vesilesi olur. Ve millet bunu yapanları affetmez” diyen Dilipak, “Af perdesi altında bir hata koalisyonu kurulmuş olur bu takdirde. HDP’liler, FETÖ’cüler, Mafya, 28 Şubatçılar, BÇG filan hepsi bu işten yakayı kurtarmış olur. Eee, birilerinin vergi borcu filan da silinir. 28 Şubat mağdurları, Sivas, Seyahat davasından suçlanan filan da bu ortada kurtulmuş olurlar diye düşünülüyorsa, bu iş geri teper.”
“Acil olarak yapılması gerekenin hukuksuzluğun önüne geçilmesi ve hukuksuz bir biçimde suçlananların haklarının iadesi” olduğunu yazan Dilipak şöyleki devam etti: “Bu bahiste yapılması gereken bir ‘Tahkikat Komisyonu’ kurulup, olayların incelenerek, haksız biçimde ceza alan ya da mahkûm edilenlerin hür bırakılması, bütün argümanların epeyce istikametli bir biçimde, hem siyasi, hem idari tıpkı vakitte isimli açıdan soruşturulması gerekir.
Kabahatlerin affedilmesi ya da hatalılardan hesap sorulmasının önünün alınması, suça ve hatalıların mükafatlandırılması manasına gelir. Kimse iki cihanda da bu ağır vebalin altında kalkamaz… Burada hatalılar bir biçimde ödüllendirilirken, hatasız beşerler cezalandırılmış olacaktır. Bu zulümdür. İnşallah bu meclis bu biçimde bir kirli oyuna alet olmaz. Hele de şu son suikast olaylarından daha sonra.”
Yazının tamamını okumak için
Dilipak, bugünkü “Af mı dediniz!” başlıklı yazısında “Kimse kimsenin yerine, kendi mağduriyetine sebep olan bir kişi hakkında vekâleten af yetkisi kullanamaz. Bu yetki gaspı olur. Zulüm olur. Şayet ortada bir hata var ise onun cezası da olacaktır” görüşünü lisana getirdi.
Kapsamlı bir genel af söylentilerinin dolaştığını tabir eden Dilipak, şu biçimde devam etti: “PKK, FETÖ, 28 Şubat, yolsuzluk, ihaleye fesat karıştırma, Covid sürecinde yaşanan haksız süreçler ve bu süreçler kararı maddi, manevi ziyan gorenlerin zararlarına sebep olanlar ve uyuşturucu tezleri ile suçlananlar, kumar ve fuhuş üzere rezaletlerden sanık olanların, hepsi sokağa salınacakmış ya da daha sanık bile olmadan savların soruşturulmasının önü alınacakmış Allah korusun. Bakın hiç bir siyasi bu biçimde bir cinayetin altında kalkamaz. Bunun bedeli ağır olur. Af mazereti ile kabahatlerin üstü örtülüp, hatalılar sokağa salınamaz.”
“Bu tezlerin yanlışsız olmamasını dilerim. Bu iş, bu yüz karası işi yapanlar için utanç vesilesi olur. Ve millet bunu yapanları affetmez” diyen Dilipak, “Af perdesi altında bir hata koalisyonu kurulmuş olur bu takdirde. HDP’liler, FETÖ’cüler, Mafya, 28 Şubatçılar, BÇG filan hepsi bu işten yakayı kurtarmış olur. Eee, birilerinin vergi borcu filan da silinir. 28 Şubat mağdurları, Sivas, Seyahat davasından suçlanan filan da bu ortada kurtulmuş olurlar diye düşünülüyorsa, bu iş geri teper.”
“Acil olarak yapılması gerekenin hukuksuzluğun önüne geçilmesi ve hukuksuz bir biçimde suçlananların haklarının iadesi” olduğunu yazan Dilipak şöyleki devam etti: “Bu bahiste yapılması gereken bir ‘Tahkikat Komisyonu’ kurulup, olayların incelenerek, haksız biçimde ceza alan ya da mahkûm edilenlerin hür bırakılması, bütün argümanların epeyce istikametli bir biçimde, hem siyasi, hem idari tıpkı vakitte isimli açıdan soruşturulması gerekir.
Kabahatlerin affedilmesi ya da hatalılardan hesap sorulmasının önünün alınması, suça ve hatalıların mükafatlandırılması manasına gelir. Kimse iki cihanda da bu ağır vebalin altında kalkamaz… Burada hatalılar bir biçimde ödüllendirilirken, hatasız beşerler cezalandırılmış olacaktır. Bu zulümdür. İnşallah bu meclis bu biçimde bir kirli oyuna alet olmaz. Hele de şu son suikast olaylarından daha sonra.”
Yazının tamamını okumak için