JoKeR
Active member
Halk içinde şiddetli baş ağrısı olarak tanımlanan migren, hayatı olumsuz etkiliyor. Zonklayıcı biçimde ortaya çıkan ve en az 4 saat süren migren ağrılarına bulantı ve kusma eşlik edebiliyor. Bu ağrı, fizikî aktiviteyle şiddetlenebiliyor. Migrenin dünya genelinde 15-49 yaş kümesinde görüldüğünü belirten Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Nöroloji Uzmanı Dr. Samiye Ulutaş, “Migrenin yüzde 8’i kronik migrene dönüşüyor. Son 3 aylık dönemde ayda 8 atak geçirilmesi yahut 15’ten çok baş ağrılı gün geçirilmesine ise kronik migren ismi veriliyor” dedi.
TEDAVİ EDİLEBİLİYOR
Tedavi edilmeyen kronik migrenin önemli sonuçlara yol açtığını belirten Dr. Ulutaş, “Kronik migrenin tedavisinde bireye uygun tedavi belirleniyor. Epilepsi ilaçları ve botulinum toksin uygulamaları yapılıyor. Ömür hali değişikliği üzere faktörler tedavinin şayet olmazsa olmazı. Son periyotta ise migren aşısı olarak bilinen anti Cgrp monoklonal antikorları da ülkemizde kullanmaya başladık” diye konuştu.
HAFİF AĞRILARI ÖNEMSEYİN
Tabiplerin gözlemleyerek de teşhis koyabildiğini söyleyen Ulutaş, “Hastalık yavaşça ve orta şiddetli ağrıları sayarak tespit edildiği için ağrı günlüğü kullanılıyor. Hastalık sürecinde çok ağrı kesici kullanmak da riskli”dedi. Kronik migrene korku bozukluğu, depresyon ve uyku problemlerinin eklenebildiğini belirten Ulutaş, kilo, yetersiz ağrı tedavisi, gerilim ve depresyon üzere faktörlerin risk oluşturduğunu söylemiş oldu. Ulutaş, kronik migrende ışık ve ses hassasiyetinin migrene nazaran daha az gözlendiğini aktardı.
AĞRI KESİCİYE YÜKLENMEYİN
Kronik migrenin hayat kalitesini düşürdüğünü belirten Dr. Ulutaş, “Hastalık niçiniyle işinden ayrılmak zorunda bırakılan, rastgele bir plan yapamaz duruma gelen hastalar var. En büyük sorun ise teşhisin gecikmesi ve kâfi seviyede tedavi edilememesi. Kronik migrende baş ağrısının yanı sıra beyinde işlevsel ve kimyasal değişiklikler de oluyor. Beyinde çok uyarılma hali gözlenirken, beden ağrıya daha hassas hale geliyor. Bireyden bireye değişse de gerilim, uyku sistemi değişikliği, rüzgarlı hava, basınç değişimi, kafein ve çok ağrı kesici kullanması hastalığı direkt tetikliyor” diye konuştu.
TEDAVİ EDİLEBİLİYOR
Tedavi edilmeyen kronik migrenin önemli sonuçlara yol açtığını belirten Dr. Ulutaş, “Kronik migrenin tedavisinde bireye uygun tedavi belirleniyor. Epilepsi ilaçları ve botulinum toksin uygulamaları yapılıyor. Ömür hali değişikliği üzere faktörler tedavinin şayet olmazsa olmazı. Son periyotta ise migren aşısı olarak bilinen anti Cgrp monoklonal antikorları da ülkemizde kullanmaya başladık” diye konuştu.
HAFİF AĞRILARI ÖNEMSEYİN
Tabiplerin gözlemleyerek de teşhis koyabildiğini söyleyen Ulutaş, “Hastalık yavaşça ve orta şiddetli ağrıları sayarak tespit edildiği için ağrı günlüğü kullanılıyor. Hastalık sürecinde çok ağrı kesici kullanmak da riskli”dedi. Kronik migrene korku bozukluğu, depresyon ve uyku problemlerinin eklenebildiğini belirten Ulutaş, kilo, yetersiz ağrı tedavisi, gerilim ve depresyon üzere faktörlerin risk oluşturduğunu söylemiş oldu. Ulutaş, kronik migrende ışık ve ses hassasiyetinin migrene nazaran daha az gözlendiğini aktardı.
AĞRI KESİCİYE YÜKLENMEYİN
Kronik migrenin hayat kalitesini düşürdüğünü belirten Dr. Ulutaş, “Hastalık niçiniyle işinden ayrılmak zorunda bırakılan, rastgele bir plan yapamaz duruma gelen hastalar var. En büyük sorun ise teşhisin gecikmesi ve kâfi seviyede tedavi edilememesi. Kronik migrende baş ağrısının yanı sıra beyinde işlevsel ve kimyasal değişiklikler de oluyor. Beyinde çok uyarılma hali gözlenirken, beden ağrıya daha hassas hale geliyor. Bireyden bireye değişse de gerilim, uyku sistemi değişikliği, rüzgarlı hava, basınç değişimi, kafein ve çok ağrı kesici kullanması hastalığı direkt tetikliyor” diye konuştu.