Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Direktörü Ahmet Hakan, Vatan Partisi Genel Lideri Doğu Perinçek‘in, “Taliban, Atatürk’ün Türkiye’de yaptığı üzere Afganistan’ın Kurtuluş Savaşı’nı başardı” açıklamasına ait olarak, “Doğu Perinçek’e son olarak şunları söylemek isterim: yıllar önce Öcalan’a çiçek verirken çekilmiş fotoğraflarınız, her tartışmada önünüze çıkarılır. Siz de yıllardır bu fotoğraflara açıklama getirmek için çabalayıp durursunuz. Bundan sıkıldı herkes. Afganistan’a gidip Taliban’a çiçek vermenizi tavsiye ederim. Bir yenilik olur. Önümüzdeki senelerda da bu fotoğraflara açıklık getirmek için uğraşlar durursunuz.” niyetini lisana getirdi.
Hakan yazısında, “Ciddiye alınacak pek bir tarafı yok bu açıklamanın. Fakat benim talihsizliğim de bu… Daima ciddiye alınmayacak şeyleri ciddiye almakla geçiyor ömrüm. İşte bir daha o denli bir durumdayım” değerlendirmesini yaptı.
Hakan şu sözleri kullandı:
“Afganistan, tarihte hiç bir vakit yanlışsız dürüst merkezi bir idare oluşturamadı. Kabilelerin, dağınık güçlerin itişip kakışmasının coğrafyası oldu daima. Ulus yok ortada. Merkezi idare tecrübesi yok. Afgan kimliği yok. Tarihsel tecrübe diye bir şey de yok.
Türkiye’nin durumu, Afganistan’ın durumuyla kıyas edilemez. Türkiye’nin büyük bir tecrübesi var. Bir imparatorluk geçmişi var. Merkezi idare tecrübesi oldukça büyük. İmparatorluktan getirdiği fevkalade güçlü bir birikim kelam konusu. Türkiye Cumhuriyeti, bu biçimde bir birikime yaslanıyor.
Atatürk’le Taliban’ı kıyaslamak… Her şeydilk önce Atatürk’e düpedüz hakaret ve büyük bir saygısızlık. Saçmalamanın daniskası. Absürdlüğün tepe noktası. bu biçimde bir kıyaslama, Atatürk ve yol arkadaşlarının birikim ve tecrübesini aşağılamaktan diğer bir mana taşımaz.
Taliban, fukara bir insan kaynağına yaslanıyor. Siyasi kurgusu da alabildiğine fukara… Afganistan’daki kaosa ve içsavaşa karşı, ilkel bir kurguyla verilmiş bir yanıttır Taliban. “İslam’ı sert uygularsak belaları def ederiz” diyen bir sosyolojiye yaslanıyor. İdeolojisi, gayesi, stratejisi bundan ibaret. İlkel bir kurtuluş reçetesiyle hareket ediyor.
Atatürk bir dehadır. Siyasi, askeri ve stratejik açıdan bir deha… Liderliğini Atatürk’ün yaptığı çabanın arkasında müthiş bir birikim vardır. Bugünün Taliban’ında… Atatürk ve yol arkadaşlarının yüz yıl evvelki birikiminin ve tecrübesinin binde biri bile yoktur.
Taliban’ın antiemperyalizmine gelince… Fıkıh yorumunda alabildiğine katılar fakat birebir katılığı ABD’ye karşı sergilemiyorlar niçinse… çok pragmatik ve rasyonel takılıyorlar ABD’ye karşı. El altından, el üstünden görüşmeler… Garanti vermeler… Tahliyelere müsaade etmeler… “Merak etmeyin, bizden size ziyan gelmez” demeler… özetlemek gerekirsesı Taliban bile “Ben antiemperyalistim” demiyor.
Doğu Perinçek’e son olarak şunları söylemek isterim: yıllar önce Öcalan’a çiçek verirken çekilmiş fotoğraflarınız, her tartışmada önünüze çıkarılır. Siz de yıllardır bu fotoğraflara açıklama getirmek için çabalayıp durursunuz. Bundan sıkıldı herkes. Afganistan’a gidip Taliban’a çiçek vermenizi tavsiye ederim. Bir yenilik olur. Önümüzdeki senelerda da bu fotoğraflara açıklık getirmek için gayretler durursunuz.”
Hakan yazısında, “Ciddiye alınacak pek bir tarafı yok bu açıklamanın. Fakat benim talihsizliğim de bu… Daima ciddiye alınmayacak şeyleri ciddiye almakla geçiyor ömrüm. İşte bir daha o denli bir durumdayım” değerlendirmesini yaptı.
Hakan şu sözleri kullandı:
“Afganistan, tarihte hiç bir vakit yanlışsız dürüst merkezi bir idare oluşturamadı. Kabilelerin, dağınık güçlerin itişip kakışmasının coğrafyası oldu daima. Ulus yok ortada. Merkezi idare tecrübesi yok. Afgan kimliği yok. Tarihsel tecrübe diye bir şey de yok.
Türkiye’nin durumu, Afganistan’ın durumuyla kıyas edilemez. Türkiye’nin büyük bir tecrübesi var. Bir imparatorluk geçmişi var. Merkezi idare tecrübesi oldukça büyük. İmparatorluktan getirdiği fevkalade güçlü bir birikim kelam konusu. Türkiye Cumhuriyeti, bu biçimde bir birikime yaslanıyor.
Atatürk’le Taliban’ı kıyaslamak… Her şeydilk önce Atatürk’e düpedüz hakaret ve büyük bir saygısızlık. Saçmalamanın daniskası. Absürdlüğün tepe noktası. bu biçimde bir kıyaslama, Atatürk ve yol arkadaşlarının birikim ve tecrübesini aşağılamaktan diğer bir mana taşımaz.
Taliban, fukara bir insan kaynağına yaslanıyor. Siyasi kurgusu da alabildiğine fukara… Afganistan’daki kaosa ve içsavaşa karşı, ilkel bir kurguyla verilmiş bir yanıttır Taliban. “İslam’ı sert uygularsak belaları def ederiz” diyen bir sosyolojiye yaslanıyor. İdeolojisi, gayesi, stratejisi bundan ibaret. İlkel bir kurtuluş reçetesiyle hareket ediyor.
Atatürk bir dehadır. Siyasi, askeri ve stratejik açıdan bir deha… Liderliğini Atatürk’ün yaptığı çabanın arkasında müthiş bir birikim vardır. Bugünün Taliban’ında… Atatürk ve yol arkadaşlarının yüz yıl evvelki birikiminin ve tecrübesinin binde biri bile yoktur.
Taliban’ın antiemperyalizmine gelince… Fıkıh yorumunda alabildiğine katılar fakat birebir katılığı ABD’ye karşı sergilemiyorlar niçinse… çok pragmatik ve rasyonel takılıyorlar ABD’ye karşı. El altından, el üstünden görüşmeler… Garanti vermeler… Tahliyelere müsaade etmeler… “Merak etmeyin, bizden size ziyan gelmez” demeler… özetlemek gerekirsesı Taliban bile “Ben antiemperyalistim” demiyor.
Doğu Perinçek’e son olarak şunları söylemek isterim: yıllar önce Öcalan’a çiçek verirken çekilmiş fotoğraflarınız, her tartışmada önünüze çıkarılır. Siz de yıllardır bu fotoğraflara açıklama getirmek için çabalayıp durursunuz. Bundan sıkıldı herkes. Afganistan’a gidip Taliban’a çiçek vermenizi tavsiye ederim. Bir yenilik olur. Önümüzdeki senelerda da bu fotoğraflara açıklık getirmek için gayretler durursunuz.”