JoKeR
Active member
Ülkemiz son günlerde Antalya ve Muğla başta olmak üzere yurdun çeşitli kentlerinde devam eden yangın felaketiyle çaba ediyor. Yaşanan afetlerden en çok çocuk ve ergenler etkilendiğine dikkat çeken uzmanlar, bu tip büyük afetlerden daha sonra hem afete tanıklık eden tıpkı vakitte medya aracılığıyla tesir altında kalan çocuklarla hakikat irtibat kurulması gerektiği konusunda uyarıyor.
Müge Leblebicioğlu Arslan
Dr. Lider Küçük
SAĞ KALMA SUÇLULUĞU YAŞANABİLİR
Doğal afetlerin çocuk ve yetişkinler için travmatik olabileceğine dikkat çeken Çocuk – Ergen Ruh Sıhhati ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Başkan Küçük, “Çocuklar ve ergenler afetlerden en çok etkilenen kümelerin başında geliyor. Doğal afetler daha sonrasında çocuklarda ve gençlerde tasa, endişe, hüzün üzere hisler ön plana çıkabilir ve yetişkinlerin takviyesine muhtaçlık duyabilirler. Ülkemizdeki üzere büyük bir yangından daha sonraki yansılar, duygusal ve fizikî yıpranmalara niye olabilir. Bu durumlarda çocuklar, ‘sağ kalma suçluluğu’ bile yaşayabilirler” dedi.
DAVRANIŞ DEĞİŞİKLİKLERİ YAŞANABİLİR
Çocukların günlük hayatlarında, çizdiği fotoğraflarda, konuşma ve davranışlarında kimi değişikliklerin oluşabileceğine dikkat çeken Küçük, “Davranışlarda gerileme, kendi yaş kümesinden daha küçükmüşçesine sergilenen davranışlar gorebiliriz. Uykularında kâbuslar niçiniyle uyanmalar, yalnız uyuyamama üzere uyku sorunları olabilir. Afet daha sonrası çocuklarda epey süratli yemek yeme ya da iştahsızlık üzere yemek alışkanlıklarında değişikler nazaranbilirler. Daima olarak anne ve babanın yanında kalmak isteyebilir, odaklanmada sorunlar yaşayabilirler” dedi.
ÇOCUKLARA BAŞARIYI ANLATIN
Çocukların bir epeyce bilgiyi aileden aldığına işaret eden Küçük, “Onların yanında korkutucu ve yaşlarına uygun olmayan ayrıntılar yerine yangınları söndürmek için gösterilen çabaya odaklanabilir ve alınan önlemlerden bahsederek onların inançta hissetmelerini sağlayabilirler. İlerleyen süreçte her şeyin eski rutinine döneceğini ve onların her vakit yanında olduklarını söylemeleri inançta hissetmelerine niye olacaktır. Aileler çocukların hissettiklerini anlatmalarına müsaade vermeliler. Çocuklarının gösterdikleri bu reaksiyonun olağan olduğunu bilmelerini sağlamalılar. Birbirlerine yardım eden beşerler, yangına dair muvaffakiyet hikayeleri, travmanın tesirlerinin azalmasına yardımcı olur” formunda konuştu. Dr. Küçük, çocukların toplumsal medya paylaşımlarından etkileneceğine dikkat çekerek, haberlere erişimin sonlandırılması tavsiyesinde bulundu.
Afetlerin anne karnındaki bebeklere dahi tesir bırakabildiğini söyleyen İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Psikoloji Uzmanı Klinik Psikolog Müge Leblebicioğlu Arslan, “Ebeveynin korkulu tavrı bebeğin inançlı bağını zedeleyebilir. Afetin, bebeğin ruh sıhhati üzerinde nasıl bir tesir oluşturacağının en değerli belirleyecisi bakım verenin afet karşında verdiği duygusal reaksiyondur. Anne nasıl hissediyorsa bebek o duyguyu alır ve o denli hisseder. ötürüsıyla annenin yaşadığı telaş, kaygı ve gerilim hisler direkt bebeğe geçebilir ve güvensizlik hissini tetikleyebilir. Bu süreçte çocuğun günlük rutinine sadık kalınırsa, çocuklara nizamının bozulmadığı bildirisi verilir. Çocuklar da inançta hissedip ve rahatlar” dedi.
-2-5 yaş çocuklar yaşanan durumu manalandırmakta zorlanabilir. Huzursuzluk, ansızın ağlama nöbetleri, parmak emme, bebeksi konuşmalar, altını ıslatma, tek başına uyumak istememe, yeme ve giyinme yetisini kaybetme üzere davranışlar görülebilir.
-6-11 yaş çocuklar, ağır bir kaygı duygusu niçiniyle aileden farklı bir yere gitmek istemeyebilir. Örneğin çocuk ‘ya ben okuldayken yangın çıkar ve ailem beni kurtaramazsa’ biçiminde düşünebilir. Öfke, saldırganlık yansısı gösterebilir.
-12-17 yaş aralığında ise afet daha sonrasında uyku bozuklukları, kabus görme, öfke sorunları, unsur ve alkol kullanmasına yönelme, kendine ziyan verici davranışlar ve intihar eğilimi, sorumluluklarını yerine getirmek istememe ve özgüven eksiliği, depresif belirtiler, ahenk ve davranış bozuklukları görülebilir.
Müge Leblebicioğlu Arslan
Dr. Lider Küçük
SAĞ KALMA SUÇLULUĞU YAŞANABİLİR
Doğal afetlerin çocuk ve yetişkinler için travmatik olabileceğine dikkat çeken Çocuk – Ergen Ruh Sıhhati ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Başkan Küçük, “Çocuklar ve ergenler afetlerden en çok etkilenen kümelerin başında geliyor. Doğal afetler daha sonrasında çocuklarda ve gençlerde tasa, endişe, hüzün üzere hisler ön plana çıkabilir ve yetişkinlerin takviyesine muhtaçlık duyabilirler. Ülkemizdeki üzere büyük bir yangından daha sonraki yansılar, duygusal ve fizikî yıpranmalara niye olabilir. Bu durumlarda çocuklar, ‘sağ kalma suçluluğu’ bile yaşayabilirler” dedi.
DAVRANIŞ DEĞİŞİKLİKLERİ YAŞANABİLİR
Çocukların günlük hayatlarında, çizdiği fotoğraflarda, konuşma ve davranışlarında kimi değişikliklerin oluşabileceğine dikkat çeken Küçük, “Davranışlarda gerileme, kendi yaş kümesinden daha küçükmüşçesine sergilenen davranışlar gorebiliriz. Uykularında kâbuslar niçiniyle uyanmalar, yalnız uyuyamama üzere uyku sorunları olabilir. Afet daha sonrası çocuklarda epey süratli yemek yeme ya da iştahsızlık üzere yemek alışkanlıklarında değişikler nazaranbilirler. Daima olarak anne ve babanın yanında kalmak isteyebilir, odaklanmada sorunlar yaşayabilirler” dedi.
ÇOCUKLARA BAŞARIYI ANLATIN
Çocukların bir epeyce bilgiyi aileden aldığına işaret eden Küçük, “Onların yanında korkutucu ve yaşlarına uygun olmayan ayrıntılar yerine yangınları söndürmek için gösterilen çabaya odaklanabilir ve alınan önlemlerden bahsederek onların inançta hissetmelerini sağlayabilirler. İlerleyen süreçte her şeyin eski rutinine döneceğini ve onların her vakit yanında olduklarını söylemeleri inançta hissetmelerine niye olacaktır. Aileler çocukların hissettiklerini anlatmalarına müsaade vermeliler. Çocuklarının gösterdikleri bu reaksiyonun olağan olduğunu bilmelerini sağlamalılar. Birbirlerine yardım eden beşerler, yangına dair muvaffakiyet hikayeleri, travmanın tesirlerinin azalmasına yardımcı olur” formunda konuştu. Dr. Küçük, çocukların toplumsal medya paylaşımlarından etkileneceğine dikkat çekerek, haberlere erişimin sonlandırılması tavsiyesinde bulundu.
Afetlerin anne karnındaki bebeklere dahi tesir bırakabildiğini söyleyen İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Psikoloji Uzmanı Klinik Psikolog Müge Leblebicioğlu Arslan, “Ebeveynin korkulu tavrı bebeğin inançlı bağını zedeleyebilir. Afetin, bebeğin ruh sıhhati üzerinde nasıl bir tesir oluşturacağının en değerli belirleyecisi bakım verenin afet karşında verdiği duygusal reaksiyondur. Anne nasıl hissediyorsa bebek o duyguyu alır ve o denli hisseder. ötürüsıyla annenin yaşadığı telaş, kaygı ve gerilim hisler direkt bebeğe geçebilir ve güvensizlik hissini tetikleyebilir. Bu süreçte çocuğun günlük rutinine sadık kalınırsa, çocuklara nizamının bozulmadığı bildirisi verilir. Çocuklar da inançta hissedip ve rahatlar” dedi.
-2-5 yaş çocuklar yaşanan durumu manalandırmakta zorlanabilir. Huzursuzluk, ansızın ağlama nöbetleri, parmak emme, bebeksi konuşmalar, altını ıslatma, tek başına uyumak istememe, yeme ve giyinme yetisini kaybetme üzere davranışlar görülebilir.
-6-11 yaş çocuklar, ağır bir kaygı duygusu niçiniyle aileden farklı bir yere gitmek istemeyebilir. Örneğin çocuk ‘ya ben okuldayken yangın çıkar ve ailem beni kurtaramazsa’ biçiminde düşünebilir. Öfke, saldırganlık yansısı gösterebilir.
-12-17 yaş aralığında ise afet daha sonrasında uyku bozuklukları, kabus görme, öfke sorunları, unsur ve alkol kullanmasına yönelme, kendine ziyan verici davranışlar ve intihar eğilimi, sorumluluklarını yerine getirmek istememe ve özgüven eksiliği, depresif belirtiler, ahenk ve davranış bozuklukları görülebilir.