AKP’nin kurucularından olan, eski Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Heyeti üyesi Bülent Arınç, İçişleri Bakanlığı’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik başlatmış olduğu özel teftişi eleştirdi.
Gazetesi İsmail Saymaz’ın sorularını yanıtlayan Arınç, “İBB’ye yönelik özel teftişi nasıl yorumluyorsunuz?” sorusuna şöyleki cevap verdi:
“Korktuğum başıma geldi”
“Endişeli ve hüzünlüyüm. 2019’da İstanbul’da birinci seçim iptal edilip ikincisi yapılacağı vakit şiddetle muhalefet ettim. “Seçim (İmamoğlu’na) kaybettirilmiş olsa bile beş sene daha sonra cumhurbaşkanı adayına hazır olun. İmamoğlu’nun hak kazanmadığı popülariteyi kendi elimizle vermeyelim” dedim. Korktuğum başıma geldi. İstek etmediğim bir biçimde birilerinin telkiniyle seçim iptal edildi ve 850 bin oy farkıyla Ekrem Beyefendi seçildi. 1994’te İstanbul ve Ankara’yı cüzi oylarla kazanmıştık. Tayyip Bey’in muvaffakiyetinden daha sonra büyük hizmetleri geldi. Kahramana dönüştü. Önüne geçtiler. Uyduruk bir ceza, gerisinden Pınarhisar Cezaevi. Onun yolu liderliğe, başbakanlığa ve ilerisine uzanacak duruma geldi.
Ben şunu hatırlıyorum: 1999 mahalli seçimleri yapıldı. Tayyip Beyefendi hatırına Ali Müfit Gürtuna belediye lideri seçildi. Tayyip Bey’in tercihi Ali Müfit değildi. “Kazanmasını isterim fakat kefil değilim” demişti. Seçim kampanyasında görünmedi. Buna karşın İstanbul halkı “Burası Tayyip Bey’in emanetidir” dedi.
Ekrem Bey’in önüne geçenler şunu düşünmüyorlar: Bu şahsa yanlış yaparsanız bizim halkımızın gönlünde mağduriyete karşı hassaslık var. İkincisi, söylemiş olduklerinizin hakikat olmadığı ortaya çıkarsa kendinizi yıpratırsınız. Yapılmak istenen şeyin hiç bir manası yok. Süleyman Soylu’yu yanlış bulduğumu söz etmeliyim. Sayın Cumhurbaşkanımızın da bu gelişmelerden ne çıkabileceğini, epey düzgün bir hesap adamı olduğu için bilmesini isterim.
“Peker’in söylemiş oldukleri ile yargıyı harekete geçiremeyenler Peker hakkında dava açıp o yargılamayla avunduklarını zannetmesinler”
(Sedat) Peker’in söylemiş oldukleri ile yargıyı harekete geçiremeyenler Peker hakkında dava açıp o yargılamayla avunduklarını zannetmesinler. Şunu söylemek istiyorum: “Bu kadar insanın terör örgütüyle iltisakı var.” Bunlar İçişleri Bakanı’nın söyleyeceği şeyler değil. Savcılığa verilir, savcı araştırma yapar. Ki kesinlikle yapacaktır. Artık savcılarımız, yargıçlarımız dilekçeyi kimin verdiğine bakarak hareket ediyor. Gerisindeki siyasi iradenin kim olduğunu görmeye çalışıyor.
Efendim, “Şurda çalışan şu kadar insan şu biçimdedir.” Bunun sonucunı verecek olan yargıdır. Sabıka kayıtlarının kıymeti kalmamışsa anasının, babasının, dayısının, teyzesinin, oğlunun bilmem ne örgütüyle iltisakı var ise, yedi sülalesinden buna bir şey kalmıştır diye düşünmek yanlışsız değil.
“Soylu, yanlış bir kelam söylemiş oldu”
Arınç, Soylu’ya yönelik şu tenkitleri getirdi:
“İki eleştirim var. Bir: Yalnızca Ekrem Bey’e yönelik şeyler yapması, kullandığı telaffuzlar İmamoğlu’nu tabi bir aday haline getirmeye ve güçlendirmeye yönelik sonuçlar veriyor. bu biçimde bir niyet var ise, sayın Bahçeli de demek tıpkı niyette. O da birkaç gün evvelden ağır kelamlar söylemiş oldu. Bunların AK Parti açısından faydalı olmadığını düşünüyorum.
İkincisi, sayın Soylu, yanlış bir kelam söylemiş oldu. “Bize yaptıran Allahtır” üzere… İnancımıza muhalif bir kelamdır. Peygamberimizden daha sonraki fitne ve fesadın, halifelerin katline kadar giden yanlış bir niyetin eseridir bu kelamlar. Bilerek sarf ettiğini düşünmüyorum. Milletimize “bu biçimde bir kelam sarf ettiğim için fazlaca mahcubum” demesi lazım. İkincisi Allah’a karşı günaha girdi. Tövbe yapması lazım.”
Halk Tv’de yayımlanan röportajın tamamını okumak için .
Gazetesi İsmail Saymaz’ın sorularını yanıtlayan Arınç, “İBB’ye yönelik özel teftişi nasıl yorumluyorsunuz?” sorusuna şöyleki cevap verdi:
“Korktuğum başıma geldi”
“Endişeli ve hüzünlüyüm. 2019’da İstanbul’da birinci seçim iptal edilip ikincisi yapılacağı vakit şiddetle muhalefet ettim. “Seçim (İmamoğlu’na) kaybettirilmiş olsa bile beş sene daha sonra cumhurbaşkanı adayına hazır olun. İmamoğlu’nun hak kazanmadığı popülariteyi kendi elimizle vermeyelim” dedim. Korktuğum başıma geldi. İstek etmediğim bir biçimde birilerinin telkiniyle seçim iptal edildi ve 850 bin oy farkıyla Ekrem Beyefendi seçildi. 1994’te İstanbul ve Ankara’yı cüzi oylarla kazanmıştık. Tayyip Bey’in muvaffakiyetinden daha sonra büyük hizmetleri geldi. Kahramana dönüştü. Önüne geçtiler. Uyduruk bir ceza, gerisinden Pınarhisar Cezaevi. Onun yolu liderliğe, başbakanlığa ve ilerisine uzanacak duruma geldi.
Ben şunu hatırlıyorum: 1999 mahalli seçimleri yapıldı. Tayyip Beyefendi hatırına Ali Müfit Gürtuna belediye lideri seçildi. Tayyip Bey’in tercihi Ali Müfit değildi. “Kazanmasını isterim fakat kefil değilim” demişti. Seçim kampanyasında görünmedi. Buna karşın İstanbul halkı “Burası Tayyip Bey’in emanetidir” dedi.
Ekrem Bey’in önüne geçenler şunu düşünmüyorlar: Bu şahsa yanlış yaparsanız bizim halkımızın gönlünde mağduriyete karşı hassaslık var. İkincisi, söylemiş olduklerinizin hakikat olmadığı ortaya çıkarsa kendinizi yıpratırsınız. Yapılmak istenen şeyin hiç bir manası yok. Süleyman Soylu’yu yanlış bulduğumu söz etmeliyim. Sayın Cumhurbaşkanımızın da bu gelişmelerden ne çıkabileceğini, epey düzgün bir hesap adamı olduğu için bilmesini isterim.
“Peker’in söylemiş oldukleri ile yargıyı harekete geçiremeyenler Peker hakkında dava açıp o yargılamayla avunduklarını zannetmesinler”
(Sedat) Peker’in söylemiş oldukleri ile yargıyı harekete geçiremeyenler Peker hakkında dava açıp o yargılamayla avunduklarını zannetmesinler. Şunu söylemek istiyorum: “Bu kadar insanın terör örgütüyle iltisakı var.” Bunlar İçişleri Bakanı’nın söyleyeceği şeyler değil. Savcılığa verilir, savcı araştırma yapar. Ki kesinlikle yapacaktır. Artık savcılarımız, yargıçlarımız dilekçeyi kimin verdiğine bakarak hareket ediyor. Gerisindeki siyasi iradenin kim olduğunu görmeye çalışıyor.
Efendim, “Şurda çalışan şu kadar insan şu biçimdedir.” Bunun sonucunı verecek olan yargıdır. Sabıka kayıtlarının kıymeti kalmamışsa anasının, babasının, dayısının, teyzesinin, oğlunun bilmem ne örgütüyle iltisakı var ise, yedi sülalesinden buna bir şey kalmıştır diye düşünmek yanlışsız değil.
“Soylu, yanlış bir kelam söylemiş oldu”
Arınç, Soylu’ya yönelik şu tenkitleri getirdi:
“İki eleştirim var. Bir: Yalnızca Ekrem Bey’e yönelik şeyler yapması, kullandığı telaffuzlar İmamoğlu’nu tabi bir aday haline getirmeye ve güçlendirmeye yönelik sonuçlar veriyor. bu biçimde bir niyet var ise, sayın Bahçeli de demek tıpkı niyette. O da birkaç gün evvelden ağır kelamlar söylemiş oldu. Bunların AK Parti açısından faydalı olmadığını düşünüyorum.
İkincisi, sayın Soylu, yanlış bir kelam söylemiş oldu. “Bize yaptıran Allahtır” üzere… İnancımıza muhalif bir kelamdır. Peygamberimizden daha sonraki fitne ve fesadın, halifelerin katline kadar giden yanlış bir niyetin eseridir bu kelamlar. Bilerek sarf ettiğini düşünmüyorum. Milletimize “bu biçimde bir kelam sarf ettiğim için fazlaca mahcubum” demesi lazım. İkincisi Allah’a karşı günaha girdi. Tövbe yapması lazım.”
Halk Tv’de yayımlanan röportajın tamamını okumak için .