Cinayete teşebbüs suçundan Virginia hapishanesinde 13 yıl hapis yattıktan sonra George Hawkins, geçen baharda eyalete oy kullanma hakkını geri vermesi için dilekçe verdi. Bu tür talepler konusunda tam takdir yetkisine sahip olan Vali Glenn Youngkin’in yönetimi şu ana kadar bu talepleri neredeyse hiçbir açıklama yapmadan iki kez reddetti.
Vali Youngkin’in yetkisi Virginia Eyaleti Anayasasında yer almaktadır. Ancak şimdi Washington D.C. merkezli bir oy hakları örgütü olan Adil Seçim Merkezi, bir davada federal Anayasanın bu yetkiyi sınırladığını savunuyor.
Richmond’daki federal bölge mahkemesindeki davada, Birinci Değişikliğin Cumhuriyetçi Vali Youngkin’in siyasi konularda Bay Hawkins’in sesini keyfi olarak susturmasını engellediği iddia ediliyor. Bunun yerine Virginia’dan oy haklarını geri getirme kararlarına ilişkin kurallar koyması istenecek.
Aksi takdirde davada, valilerin oy hakkı kararlarının tarafsız olduğunu söyleyebilecekleri ve “kararlarını gizlice başvuranın siyasi eğilimi veya görüşleri hakkındaki bilgilere – veya bilinçli spekülasyonlara – dayandırarak” verebilecekleri belirtiliyor.
Geçen hafta, ABD Bölge Yargıcı John A. Gibney davanın devam etmesine izin verdi ve eyaletin af tanınmasına ilişkin kurallarının adli incelemeye tabi olup olmadığına ilişkin kararı gelecek yılın başındaki duruşmalara erteledi.
Virginia davasında ve Kentucky’deki benzer bir davada tehlikede olan pek çok şey olabilir. (Üçüncü bir eyalet olan Iowa da oy kullanma yetkisini valiye devrediyor ancak cezalarını tamamlamış eski mahkumların haklarını geri getiren bir idari emir nedeniyle dava açılmadı.)
Bir ceza adaleti savunuculuk grubu olan Sentencing Project’e göre, 2022’de şartlı tahliye veya şartlı tahliye kapsamındaki 66.000’den fazla Virginialı haklarından mahrum bırakıldı.
Kentucky’de Demokrat Vali Andy Beshear, 2019’da 190.000’den fazla kişinin oy hakkını otomatik olarak geri getiren bir idari kararnameyi imzaladı. Ancak buradaki dava, valinin cinayet gibi ciddi suçlar işlemiş veya eyalet mahkemeleri dışında hüküm giymiş 55.000’den fazla eski mahkumu otomatik rehabilitasyondan hariç tutma kararına itiraz ediyor.
Bu yaz yapılan yasal tartışmalarda eyalet, otomatik restorasyon kapsamına girmeyen kişilere oy kullanma haklarını geri vermenin tek önleminin, valinin başvuru sahibini “değerli” görüp görmemesi olduğunu söyledi. Yaklaşık dört yıl içinde Vali Beshear bizzat 60 kişinin haklarını iade etti.
Ancak her iki dava da, “değerli” gibi bir kriterin ten rengini, siyasi görüşleri ve hatta otoriteye saygıyı kapsayabilmesi durumunda, bunun hükümetin bir vatandaşın siyasi haklarını sınırlama kararını haklı çıkaramayacağını öne sürüyor.
Çoğu eyalet ya eski mahkumlara oy kullanma haklarını otomatik olarak geri veriyor ya da konuyla ilgili yazılı politikalar var. Virginia, Bay Youngkin’in Demokrat selefi Ralph Northam’ın otomatik restorasyon politikasından vazgeçme kararının bir sonucu olarak, tüm oylama kararlarını hâlâ valinin eline bırakan tek eyalettir.
Hükümetin vatandaşları düşüncelerine veya davranışlarına dayanarak susturmaya yönelik girişimleri, genellikle bakış açısı ayrımcılığı olarak anılır ve mahkemeler tarafından uzun süredir Birinci Değişiklik’in saldırgan ihlalleri olarak görülüyor. Ve Yüksek Mahkeme sık sık hükümet yetkililerinin Birinci Değişiklik haklarını keyfi olarak reddedemeyeceğine karar verdi.
Ancak bu yasal ilkelerin bir valinin oy hakkına ilişkin kararına uygulanıp uygulanmayacağı tartışmalıdır. Kentucky davasında Altıncı Daire Temyiz Mahkemesi zaten durumun böyle olmadığına karar vermişti. Mahkeme bu yaz bu yetkinin valinin af yetkileri için değil, geçit töreni izni verme gibi ruhsat kararları için geçerli olduğuna karar verdi. Oylama merkezi karara Yüksek Mahkeme’de itiraz etmeyi planlıyor.
Vali Youngkin’in avukatları Virginia davasında da aynı iddiayı dile getirdi. Eylül ayındaki bir dosyada, eyaletin af tanınmasına ilişkin kurallarının “yasal inceleme için nadiren uygun konular olduğunu” yazdılar.
Vali Youngkin’in sözcüsü Macaulay Porter, bir e-postada valinin “ikinci şansın önemine güçlü bir şekilde inandığını” söyledi. Oy hakkı kararlarının “her durumun kendine özgü unsurlarını dikkate aldığını, ihtiyacı olanlara merhamet gösterdiğini ve kamu güvenliğini sağladığını” söyledi.
Cleveland Eyalet Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Birinci Değişiklik hukuku uzmanı olan Kevin F. O’Neill, mahkemelerin, genellikle geçit töreni izinlerinin verilmesi olarak gördükleri sorunlara uygulanan İlk Değişiklik korumalarını kabul etmeyebileceğini, ayrıca aşağıdakiler gibi çok daha nadir vakaları da kapsadığını söyledi. bir valinin oy haklarını geri vermeyi reddetmesi.
Kendisi, en azından, bir davacının, bazı oy kullanma haklarının reddedilmelerinin sadece ırk veya siyaset gibi keyfi faktörlere dayandığını değil, buna dayandığını göstermesi gerektiğini söyledi.
“Normalde” dedi, “varsayımlara dayalı bir anayasa davasını kazanamazsınız.”
Virginia’nın eski mahkumu Bay Hawkins, kendisinin ve diğer iki kişinin yaralanmasına yol açan kalabalık bir silahlı saldırı nedeniyle polis memurları tarafından seçildikten sonra 17 yaşında hapse girdi. Hiç oy kullanmadı.
“Davamla başından sonuna kadar mücadele ettim” dedi, “mahkumiyet cezasına çarptırıldığım günden bu yıl eve geldiğim güne kadar.” yeterli.”
Şöyle ekledi: “Şu anda neden uygun olmadığımı bilmiyorum, ne zaman uygun olabileceğimi bilmiyorum. Bir şekilde özgürüm; ikinci sınıf bir vatandaş gibi. Hayatımın geri kalanında seçmen olmayan biri olarak kalmak istemiyorum.”
Vali Youngkin’in yetkisi Virginia Eyaleti Anayasasında yer almaktadır. Ancak şimdi Washington D.C. merkezli bir oy hakları örgütü olan Adil Seçim Merkezi, bir davada federal Anayasanın bu yetkiyi sınırladığını savunuyor.
Richmond’daki federal bölge mahkemesindeki davada, Birinci Değişikliğin Cumhuriyetçi Vali Youngkin’in siyasi konularda Bay Hawkins’in sesini keyfi olarak susturmasını engellediği iddia ediliyor. Bunun yerine Virginia’dan oy haklarını geri getirme kararlarına ilişkin kurallar koyması istenecek.
Aksi takdirde davada, valilerin oy hakkı kararlarının tarafsız olduğunu söyleyebilecekleri ve “kararlarını gizlice başvuranın siyasi eğilimi veya görüşleri hakkındaki bilgilere – veya bilinçli spekülasyonlara – dayandırarak” verebilecekleri belirtiliyor.
Geçen hafta, ABD Bölge Yargıcı John A. Gibney davanın devam etmesine izin verdi ve eyaletin af tanınmasına ilişkin kurallarının adli incelemeye tabi olup olmadığına ilişkin kararı gelecek yılın başındaki duruşmalara erteledi.
Virginia davasında ve Kentucky’deki benzer bir davada tehlikede olan pek çok şey olabilir. (Üçüncü bir eyalet olan Iowa da oy kullanma yetkisini valiye devrediyor ancak cezalarını tamamlamış eski mahkumların haklarını geri getiren bir idari emir nedeniyle dava açılmadı.)
Bir ceza adaleti savunuculuk grubu olan Sentencing Project’e göre, 2022’de şartlı tahliye veya şartlı tahliye kapsamındaki 66.000’den fazla Virginialı haklarından mahrum bırakıldı.
Kentucky’de Demokrat Vali Andy Beshear, 2019’da 190.000’den fazla kişinin oy hakkını otomatik olarak geri getiren bir idari kararnameyi imzaladı. Ancak buradaki dava, valinin cinayet gibi ciddi suçlar işlemiş veya eyalet mahkemeleri dışında hüküm giymiş 55.000’den fazla eski mahkumu otomatik rehabilitasyondan hariç tutma kararına itiraz ediyor.
Bu yaz yapılan yasal tartışmalarda eyalet, otomatik restorasyon kapsamına girmeyen kişilere oy kullanma haklarını geri vermenin tek önleminin, valinin başvuru sahibini “değerli” görüp görmemesi olduğunu söyledi. Yaklaşık dört yıl içinde Vali Beshear bizzat 60 kişinin haklarını iade etti.
Ancak her iki dava da, “değerli” gibi bir kriterin ten rengini, siyasi görüşleri ve hatta otoriteye saygıyı kapsayabilmesi durumunda, bunun hükümetin bir vatandaşın siyasi haklarını sınırlama kararını haklı çıkaramayacağını öne sürüyor.
Çoğu eyalet ya eski mahkumlara oy kullanma haklarını otomatik olarak geri veriyor ya da konuyla ilgili yazılı politikalar var. Virginia, Bay Youngkin’in Demokrat selefi Ralph Northam’ın otomatik restorasyon politikasından vazgeçme kararının bir sonucu olarak, tüm oylama kararlarını hâlâ valinin eline bırakan tek eyalettir.
Hükümetin vatandaşları düşüncelerine veya davranışlarına dayanarak susturmaya yönelik girişimleri, genellikle bakış açısı ayrımcılığı olarak anılır ve mahkemeler tarafından uzun süredir Birinci Değişiklik’in saldırgan ihlalleri olarak görülüyor. Ve Yüksek Mahkeme sık sık hükümet yetkililerinin Birinci Değişiklik haklarını keyfi olarak reddedemeyeceğine karar verdi.
Ancak bu yasal ilkelerin bir valinin oy hakkına ilişkin kararına uygulanıp uygulanmayacağı tartışmalıdır. Kentucky davasında Altıncı Daire Temyiz Mahkemesi zaten durumun böyle olmadığına karar vermişti. Mahkeme bu yaz bu yetkinin valinin af yetkileri için değil, geçit töreni izni verme gibi ruhsat kararları için geçerli olduğuna karar verdi. Oylama merkezi karara Yüksek Mahkeme’de itiraz etmeyi planlıyor.
Vali Youngkin’in avukatları Virginia davasında da aynı iddiayı dile getirdi. Eylül ayındaki bir dosyada, eyaletin af tanınmasına ilişkin kurallarının “yasal inceleme için nadiren uygun konular olduğunu” yazdılar.
Vali Youngkin’in sözcüsü Macaulay Porter, bir e-postada valinin “ikinci şansın önemine güçlü bir şekilde inandığını” söyledi. Oy hakkı kararlarının “her durumun kendine özgü unsurlarını dikkate aldığını, ihtiyacı olanlara merhamet gösterdiğini ve kamu güvenliğini sağladığını” söyledi.
Cleveland Eyalet Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Birinci Değişiklik hukuku uzmanı olan Kevin F. O’Neill, mahkemelerin, genellikle geçit töreni izinlerinin verilmesi olarak gördükleri sorunlara uygulanan İlk Değişiklik korumalarını kabul etmeyebileceğini, ayrıca aşağıdakiler gibi çok daha nadir vakaları da kapsadığını söyledi. bir valinin oy haklarını geri vermeyi reddetmesi.
Kendisi, en azından, bir davacının, bazı oy kullanma haklarının reddedilmelerinin sadece ırk veya siyaset gibi keyfi faktörlere dayandığını değil, buna dayandığını göstermesi gerektiğini söyledi.
“Normalde” dedi, “varsayımlara dayalı bir anayasa davasını kazanamazsınız.”
Virginia’nın eski mahkumu Bay Hawkins, kendisinin ve diğer iki kişinin yaralanmasına yol açan kalabalık bir silahlı saldırı nedeniyle polis memurları tarafından seçildikten sonra 17 yaşında hapse girdi. Hiç oy kullanmadı.
“Davamla başından sonuna kadar mücadele ettim” dedi, “mahkumiyet cezasına çarptırıldığım günden bu yıl eve geldiğim güne kadar.” yeterli.”
Şöyle ekledi: “Şu anda neden uygun olmadığımı bilmiyorum, ne zaman uygun olabileceğimi bilmiyorum. Bir şekilde özgürüm; ikinci sınıf bir vatandaş gibi. Hayatımın geri kalanında seçmen olmayan biri olarak kalmak istemiyorum.”