Sözcü muharriri Deniz Zeyrek, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın cumartesi günü Kanal İstanbul temel atma merasimi olarak gerçekleştirdiği tertipteki konuşmasından birtakım kısımları siyasal irtibat açısından yanlışlı bulduğunu yazdı.
Erdoğan’ın lisana getirdiği, “Yatırımcıları tehdit ediyorlar. ‘Biz geliyoruz, geldiğimizde size ödeme yapmayacağız, bu yatırımları elinizden alacağız.’ Bankaları tehdit ediyorlar, suratlarını alamayıp projeye ilgi duyan ülkeleri tehdit ediyorlar. Bu ne terbiyesizliktir! Devletlerde devamlılık temeldir, bunlar devlet terbiyesi de görmediler. Sizler nasıl devlet idaresine talipsiniz ya? Söke söke sizden bu paraları memleketler arası tahkim yoluyla da alırlar. Bunları da öğren. Bunlar tam manasıyla çaylak. Devlet idaresi nedir haberleri yok. Bankalara ödeme yapmazmış…” sözlerini hatırlatan Zeyrek, “Dinlerken kulaklarıma inanamadım. Zira kurduğu cümlelerin hiç biri ‘20 yıldır girdiği her seçimi kazanan’, ‘Seçimler konusunda adeta özgüven abidesi üzere duran’ bir önderin kuracağı çeşitten cümleler değildi” dedi.
“Erdoğan’ın konuşmasındaki bu paragrafta “siyasal iletişim” açısından tam üç yanlış yapıldığı kanaatindeyim” diyen Zeyrek şunları kaydetti:
“– Erdoğan’ın açıklamasından Kanal İstanbul Projesi’ne finansman bulunamadığı anlaşılıyor. Erdoğan, bu gerçeği muhalefetin tutumu üzerinden itiraf ediyor.
– Erdoğan’ın kurduğu cümleden, projeyle ilgili yatırımcıların, bankaların ve ülkelerin, yakın gelecekte Türkiye’deki muhtemel bir iktidar değişikliğini kabullendiği kararı çıkıyor. halbuki seçimler konusunda özgüvenli bir Erdoğan, “muhalefet tehdit ediyor” dedikten daha sonra yatırımcılara, bankalara ve ilgili ülkelere dönüp “merak etmeyin, onların iktidara geleceği yok, muhatabınız bir daha biz olacağız” diye seslenirdi.
– Erdoğan, son senelerda bütün siyasal irtibat kurgusunu “yerli ve milli” kavramı üzerine bina etmişti. bu biçimde bir başkanın, yabancıların Türkiye’den “söke söke” para alacağını söylemesi büyük bir çelişki değil mi? “Devlette devamlılık” olağan olarak temeldir lakin bu proje devletin değil AK Parti iktidarının projesidir. Şayet millet Kanal İstanbul’a ve bu mevzudaki mutabakatlara karşı çıkan partileri iktidara getirirse, o iktidar o millet ismine mutabakatları gözden geçirebilir. (Ayrıca madem “devlette devamlılık” kavramı temeldir, bu biçimde Erdoğan’ın TBMM onayıyla taraf olunan İstanbul Sözleşmesi’nden tek başına çıkmasını nasıl açıklayacağız?)”
Yazının tamamını okumak için .
Erdoğan’ın lisana getirdiği, “Yatırımcıları tehdit ediyorlar. ‘Biz geliyoruz, geldiğimizde size ödeme yapmayacağız, bu yatırımları elinizden alacağız.’ Bankaları tehdit ediyorlar, suratlarını alamayıp projeye ilgi duyan ülkeleri tehdit ediyorlar. Bu ne terbiyesizliktir! Devletlerde devamlılık temeldir, bunlar devlet terbiyesi de görmediler. Sizler nasıl devlet idaresine talipsiniz ya? Söke söke sizden bu paraları memleketler arası tahkim yoluyla da alırlar. Bunları da öğren. Bunlar tam manasıyla çaylak. Devlet idaresi nedir haberleri yok. Bankalara ödeme yapmazmış…” sözlerini hatırlatan Zeyrek, “Dinlerken kulaklarıma inanamadım. Zira kurduğu cümlelerin hiç biri ‘20 yıldır girdiği her seçimi kazanan’, ‘Seçimler konusunda adeta özgüven abidesi üzere duran’ bir önderin kuracağı çeşitten cümleler değildi” dedi.
“Erdoğan’ın konuşmasındaki bu paragrafta “siyasal iletişim” açısından tam üç yanlış yapıldığı kanaatindeyim” diyen Zeyrek şunları kaydetti:
“– Erdoğan’ın açıklamasından Kanal İstanbul Projesi’ne finansman bulunamadığı anlaşılıyor. Erdoğan, bu gerçeği muhalefetin tutumu üzerinden itiraf ediyor.
– Erdoğan’ın kurduğu cümleden, projeyle ilgili yatırımcıların, bankaların ve ülkelerin, yakın gelecekte Türkiye’deki muhtemel bir iktidar değişikliğini kabullendiği kararı çıkıyor. halbuki seçimler konusunda özgüvenli bir Erdoğan, “muhalefet tehdit ediyor” dedikten daha sonra yatırımcılara, bankalara ve ilgili ülkelere dönüp “merak etmeyin, onların iktidara geleceği yok, muhatabınız bir daha biz olacağız” diye seslenirdi.
– Erdoğan, son senelerda bütün siyasal irtibat kurgusunu “yerli ve milli” kavramı üzerine bina etmişti. bu biçimde bir başkanın, yabancıların Türkiye’den “söke söke” para alacağını söylemesi büyük bir çelişki değil mi? “Devlette devamlılık” olağan olarak temeldir lakin bu proje devletin değil AK Parti iktidarının projesidir. Şayet millet Kanal İstanbul’a ve bu mevzudaki mutabakatlara karşı çıkan partileri iktidara getirirse, o iktidar o millet ismine mutabakatları gözden geçirebilir. (Ayrıca madem “devlette devamlılık” kavramı temeldir, bu biçimde Erdoğan’ın TBMM onayıyla taraf olunan İstanbul Sözleşmesi’nden tek başına çıkmasını nasıl açıklayacağız?)”
Yazının tamamını okumak için .