Fehmi Koru*
Siyaseti yakından izleyen bir gözlemci, bir müddetdir, iktidar cephesinin seçim öncesi çözüleceği görüşünü yenidenlıyor. söylemiş olduği en kestirmeden şu: MHP “Benden bu kadar” deyip kendisini ittifak dışına atacak…
‘Ayrılmaz ikili’ manzarası sebebiyle benim pek iltifat etmediğim bir görüş bu.
İltifat etmesem de ihtimaller ortasında değerlendiriyorum.
Zihnim bu bahisle meşgulken siyaset arenasına düşen ‘seçim barajının düşürülmesi’ haberini nasıl değerlendireceğimi bilemedim.
Son ‘modern darbe’ olan 12 Eylül (1980) askeri müdahale periyodunun mirasıdır seçim barajı. Ülkeye yeni bir biçim vermeyi başa koyan askerler ‘marjinal’ saydıkları ideolojilerin partileri Meclis’te temsil edilemesin diye yüzde 10 oy barajı getirdiler.
Meclis’te temsil edilebilmeleri için partilerin halktan en az yüzde 10 oy alabilmesi gerekiyor.
Dünyada öteki demokratik ülkelerde de seçim barajı var, fakat makul oranda. Yüzde 3 oy almak birçoklarında kâfi sayılıyor.
Yüzde 10 barajı yüzünden Refah Partisi 1991 yılındaki seçime kadar Meclis’e milletvekili sokamamıştı. 2002 seçiminde AK Parti ve CHP haricindeki partiler sapır sapır döküldü.
[O seçime şimdinin HDP’si bağımsız adaylarla girmişti. 2002 seçiminde AK Parti ve CHP adayları haricinde 8 de bağımsız aday seçildi.]
Yüzde 9,99 oy alan parti Meclis’e milletvekili sokamıyor. Hakikaten 2002’de DYP yüzde 9,5 oy almış ve Meclis dışı kalmıştı.
Haberlere göre iktidar ortakları barajın indirilmesinde anlaşmış bulunuyor.
Evvel “Yeni baraj yüzde 7 olacak” haberi geldi, daha sonra AK Parti kaynaklarına dayanan yeni haberde “Yüzde 5 olacak” detayı yer aldı. Bunun üzerine MHP başkanı “Cumhur İttifakı’nın baraj sonucu yüzde 7 olarak tescillendi” açıklamasını yaptı. İttifak’ın en küçük ortağı BBP ise, “Baraj yüzde 5 olmalıydı” görüşünde.
Barajı aşağıya çekecek her teşebbüs kabulüm. Lakin haberler başımı sıradan karıştırdı. Bilhassa de siyaseti yakından izleyen gözlemcinin “MHP ittifakı terk edecek” görüşü zihnimde yer ettiği için…
Günümüzde barajın fonksiyonelliği kalmadı. ‘Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi’ adayı seçtirebilmenin kuralını ‘yüzde 50+1’ çizgisine çektiği ve tek bir parti o oranda oyu bulamayacağı için ittifaklar oluştu. İttifak içerisindeki partilerin baraj tasası kalmadı. İttifak içerisinde yer alan tek bir parti yüzde 10’un üzerinde oy alınca ittifakın öteki ortakları için baraj koşulu kalkıyor.
MHP’nin oyu gelecek seçimde yüzde 5’in bile altına düşse, ‘Cumhur İttifakı’ içerisinde kalmaya devam ettiği takdirde, barajın yüzde 10 olmasından etkilenmesi gerekmeyecek.
bu biçimde?
Seçim barajının yüzde kaç olarak belirlenmesi niye bu kadar önemseniyor?
Gelecek seçimde de ittifaklar varlıklarını sürdürecekse barajdan etkilenecek tek bir parti olacak: HDP… Onunla ilgili Anayasa Mahkemesi’nde kapatılma davası görülüyor… HDP seçime girebilirse yüzde 10 barajını aşmak için çabalayacak…
Baraj yüzde 7 olursa bundan en olumlu etkilenecek parti HDP olacak…
MHP’nin kesinlikle kapatılmasını dilek ettiği HDP…
Âlâ de, iktidarın küçük ortağı MHP’nin niyeti gelecek seçime ittifak içerisinde yer almadan girmek değilse, barajın yüzde 10 yahut yüzde 7 yahut yüzde 5 olması MHP’yi niye ilgilendiriyor?
[Yoksa “Baraj, baraj” diye konuşulan oranlar ittifak ortasında yer alan partiler için mi düşünülüyor? Bahis birinci defa gündeme geldiğinde, çeşitli köşelerde ittifak içi baraj düşünüldüğüne dair yazılar çıkmıştı. daha sonra anlamsız bulunduğu için olmalı, bahis gündemden düştü. Yahut düştü izlenimi verilerek ona mı hazırlık yapılıyor? Yerinde bir kuşku bu.]
İktidar partileri yaldızları dökülmeye başladığında baraj konusu konuşulmaya başlanır. Ya kendisini siyaset dışı kalmaktan korumak ya da muhalif partileri zora düşürmek için… Lakin bahis tartışılır, lakin sonunda var olan barajın işe yarayacağı hesabıyla değişiklik niyeti gündemden düşer.
Şimdiye kadar daima bu biçimde oldu.
Anayasanın (m. 67) seçimlerle ilgili yasal düzenlemelerde gözetilmesini gerekli gördüğü ‘temsilde adalet’ unsuruna terstir yüksek baraj. Birebir hususta yer alan ‘yönetimde istikrar’ prensibi daha fazla önemsenmekte. Her seçimden daha sonra ortaya çıkan tablo bu yüzden çok tatmin edici olamıyor.
Baraj oranının düşürülmesi anayasaya da uygundur.
MHP’nin tescillendiğini duyurduğu yüzde 7 oranı demokratik ülkeler ortalamasının üstünde bulunmasına karşın bir birinci adım olarak değerli.
bir daha de en baştaki soru karşılık bekliyor: ‘Cumhur İttifakı’ içerisinde yer aldığı için baraj kederi bulunmaması gereken MHP niye bu mevzuyu önemsiyor?
*Bu yazı fehmikoru.com adresinden alınmıştır.
Siyaseti yakından izleyen bir gözlemci, bir müddetdir, iktidar cephesinin seçim öncesi çözüleceği görüşünü yenidenlıyor. söylemiş olduği en kestirmeden şu: MHP “Benden bu kadar” deyip kendisini ittifak dışına atacak…
‘Ayrılmaz ikili’ manzarası sebebiyle benim pek iltifat etmediğim bir görüş bu.
İltifat etmesem de ihtimaller ortasında değerlendiriyorum.
Zihnim bu bahisle meşgulken siyaset arenasına düşen ‘seçim barajının düşürülmesi’ haberini nasıl değerlendireceğimi bilemedim.
Son ‘modern darbe’ olan 12 Eylül (1980) askeri müdahale periyodunun mirasıdır seçim barajı. Ülkeye yeni bir biçim vermeyi başa koyan askerler ‘marjinal’ saydıkları ideolojilerin partileri Meclis’te temsil edilemesin diye yüzde 10 oy barajı getirdiler.
Meclis’te temsil edilebilmeleri için partilerin halktan en az yüzde 10 oy alabilmesi gerekiyor.
Dünyada öteki demokratik ülkelerde de seçim barajı var, fakat makul oranda. Yüzde 3 oy almak birçoklarında kâfi sayılıyor.
Yüzde 10 barajı yüzünden Refah Partisi 1991 yılındaki seçime kadar Meclis’e milletvekili sokamamıştı. 2002 seçiminde AK Parti ve CHP haricindeki partiler sapır sapır döküldü.
[O seçime şimdinin HDP’si bağımsız adaylarla girmişti. 2002 seçiminde AK Parti ve CHP adayları haricinde 8 de bağımsız aday seçildi.]
Yüzde 9,99 oy alan parti Meclis’e milletvekili sokamıyor. Hakikaten 2002’de DYP yüzde 9,5 oy almış ve Meclis dışı kalmıştı.
Haberlere göre iktidar ortakları barajın indirilmesinde anlaşmış bulunuyor.
Evvel “Yeni baraj yüzde 7 olacak” haberi geldi, daha sonra AK Parti kaynaklarına dayanan yeni haberde “Yüzde 5 olacak” detayı yer aldı. Bunun üzerine MHP başkanı “Cumhur İttifakı’nın baraj sonucu yüzde 7 olarak tescillendi” açıklamasını yaptı. İttifak’ın en küçük ortağı BBP ise, “Baraj yüzde 5 olmalıydı” görüşünde.
Barajı aşağıya çekecek her teşebbüs kabulüm. Lakin haberler başımı sıradan karıştırdı. Bilhassa de siyaseti yakından izleyen gözlemcinin “MHP ittifakı terk edecek” görüşü zihnimde yer ettiği için…
Günümüzde barajın fonksiyonelliği kalmadı. ‘Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi’ adayı seçtirebilmenin kuralını ‘yüzde 50+1’ çizgisine çektiği ve tek bir parti o oranda oyu bulamayacağı için ittifaklar oluştu. İttifak içerisindeki partilerin baraj tasası kalmadı. İttifak içerisinde yer alan tek bir parti yüzde 10’un üzerinde oy alınca ittifakın öteki ortakları için baraj koşulu kalkıyor.
MHP’nin oyu gelecek seçimde yüzde 5’in bile altına düşse, ‘Cumhur İttifakı’ içerisinde kalmaya devam ettiği takdirde, barajın yüzde 10 olmasından etkilenmesi gerekmeyecek.
bu biçimde?
Seçim barajının yüzde kaç olarak belirlenmesi niye bu kadar önemseniyor?
Gelecek seçimde de ittifaklar varlıklarını sürdürecekse barajdan etkilenecek tek bir parti olacak: HDP… Onunla ilgili Anayasa Mahkemesi’nde kapatılma davası görülüyor… HDP seçime girebilirse yüzde 10 barajını aşmak için çabalayacak…
Baraj yüzde 7 olursa bundan en olumlu etkilenecek parti HDP olacak…
MHP’nin kesinlikle kapatılmasını dilek ettiği HDP…
Âlâ de, iktidarın küçük ortağı MHP’nin niyeti gelecek seçime ittifak içerisinde yer almadan girmek değilse, barajın yüzde 10 yahut yüzde 7 yahut yüzde 5 olması MHP’yi niye ilgilendiriyor?
[Yoksa “Baraj, baraj” diye konuşulan oranlar ittifak ortasında yer alan partiler için mi düşünülüyor? Bahis birinci defa gündeme geldiğinde, çeşitli köşelerde ittifak içi baraj düşünüldüğüne dair yazılar çıkmıştı. daha sonra anlamsız bulunduğu için olmalı, bahis gündemden düştü. Yahut düştü izlenimi verilerek ona mı hazırlık yapılıyor? Yerinde bir kuşku bu.]
İktidar partileri yaldızları dökülmeye başladığında baraj konusu konuşulmaya başlanır. Ya kendisini siyaset dışı kalmaktan korumak ya da muhalif partileri zora düşürmek için… Lakin bahis tartışılır, lakin sonunda var olan barajın işe yarayacağı hesabıyla değişiklik niyeti gündemden düşer.
Şimdiye kadar daima bu biçimde oldu.
Anayasanın (m. 67) seçimlerle ilgili yasal düzenlemelerde gözetilmesini gerekli gördüğü ‘temsilde adalet’ unsuruna terstir yüksek baraj. Birebir hususta yer alan ‘yönetimde istikrar’ prensibi daha fazla önemsenmekte. Her seçimden daha sonra ortaya çıkan tablo bu yüzden çok tatmin edici olamıyor.
Baraj oranının düşürülmesi anayasaya da uygundur.
MHP’nin tescillendiğini duyurduğu yüzde 7 oranı demokratik ülkeler ortalamasının üstünde bulunmasına karşın bir birinci adım olarak değerli.
bir daha de en baştaki soru karşılık bekliyor: ‘Cumhur İttifakı’ içerisinde yer aldığı için baraj kederi bulunmaması gereken MHP niye bu mevzuyu önemsiyor?
*Bu yazı fehmikoru.com adresinden alınmıştır.