Fehmi Koru*
Bahis İngiliz Daily Mail gazetesinde haber olarak karşıma çıkmasaydı Afganistan’da Taliban idaresinin bir daha kurulması daha sonrası yaptığım analizler eksik kalacaktı.
Taliban’ın son haftaların yerli ve ulusal tabiriyle bir devlete ‘çökmesi’ epeyce boyutlu problemleri kapıya dayadı. Dünyada ‘demokratik İslam’a örnek gösterilebilecek Gannuşi’nin liderliğindeki Nahda hareketi ülkenin devlet liderinin darbesiyle Tunus’ta fonksiyonsuz ve devre dışı kalırken, Afganistan’da IŞİD’i andıran bir anlayış devleti ele geçirdi.
“İslam” denildiğinde dünyaya örnek Afganistan olacak. Bu gereğince kıymetli bir sorun.
Taliban’ın Afganistan’da idaresi elinde tuttuğu birinci devirde koruyup kolladığı el-Kaide örgütü 11 Eylül (2001) uğursuz hareketleriyle dünyayı sarsmıştı.
Dünya hükümranlarına bir daha o çapta bir hareket yahut aksiyonlar gerekiyorsa, Afganistan toprakları buna uygun bir hale gelmek üzere.
Gelişmeyi analiz ederken bu iki ögesi öne çıkarttım.
Dünkü Daily Mail’de karşılaştığım bir haber yeni bir boyutun varlığını daha hatırlattı.
İngiltere’de ‘İslam Şeriati Konseyi’ (Islamic Sharia Council) diye bir yapı varmış ve Khola Hasan isimli hanım onun üyesiymiş. BBC radyosu (BBC Radio 4) onu bir programına konuk etmiş. O programda, Khola Hasan, her Müslümanın Taliban’ın zaferini kutladığını ileri sürmüş. Taliban’a bir baht verilmeliymiş. Şayet canavara dönüşürlerse, bu da onlara el uzatmak yerine güya Nazi yahut Ku Klux Klan imişler üzere muamele yapan Batı’nın yanlışı olacakmış…
[Haklı mı bu savunma? Değil. O cins kaçışlar son bir yılın yapıtı. O kaçanlar da bir daha bir daha hareketlenmiş Taliban’ın eline geçmeye başlamış bölgelerden kendilerini dışarıya atmaya çalışanlar…]
Mail’in haberinde UK Şeriat Kurulu üyesi bayanın fotoğrafına “Tanıdığım her Müslüman bayram ediyor diyen BBC konuğuna öfke” kocaman başlığı eşlik ediyor.
Bizde de isimlerinin önünde akademik unvanlar bulunan bir-iki kişinin Taliban’ın iş başına gelişini ‘zafer’ olarak gördüklerini, hatta bu olayı İslam tarihinin eşsiz dönüm noktalarıyla eş pahada saydıklarını işitmiştim.
“Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyen bölümün öndegelenlerinden bir parti önderi de, Taliban’ı Atatürk’e ve iş başına gelişini ulusal uğraşa benzetti.
Muhtemelen değişik Avrupa ülkelerinde ve ABD’de de bahse Khola Hasan biçimi yaklaşanların sesleri işitiliyordur.
Yarın Afganistan’dan makûs örneklerin haberi gelmeye başlayınca artık yapılan kutlayıcı haberler birebir mecralarda kesinlikle hatırlatılacaktır.
Bir şey daha olacak: Müslümanların yaşadığı her ülkede hassasiyet sahibi beşerler Taliban yüzünden de ayrışacak…
Daily Mail haberinde İslam Şeriat Kurulu üyesinden epeyce farklı görüşler açıklayanlara da BBC’nin yer verdiği detayı var. Hepsi kendileri ismine konuşuyormuş üzere görüş açıklayan bayana öfkeli. tıpkı vakitte ne öfke. Biri, “Onların insan olduğu nasıl söylenebilir; onlar -onlar katil. Çok öfkeliyim. Benim çocukluğumu çaldılar” demiş.
Türkiye’de bizler de Taliban olayında -olaya ‘zafer’ imiş üzere yaklaşanlar küçücük bir küme olsa da- ikiye ayrılmış durumdayız. Bu durumun zihinleri karıştıran bir tesiri olacaktır.
Mevzuya ait tahlillerimde bu boyutu ihmal etmişim.
…….
Demirören Grubu’nda işler yeterli gitmiyor galiba
yıllar evvel d-Smart birinci kurulduğunda bağlı olduğu holdingin Ankara temsilcisi olan dostum beni de abone yaptırmıştı; o gün bugündür d-Smart abonesiyim.
Öteki platformlara da abone olduğum için onu daha epey hafta sonları yabancı maçları izlemek için kullanmaktayım.
Geçenlerde aboneliğimin bitmek üzere olduğunu hatırlattılar, tereddüt etmeden yenilenmesine onay verdim. Evvel yararlandığım kanalları bir daha izleyebilecektim.
Maçlara yaz ortası verildiği için d-Smartı açmam gerekmedi.
Evvelki hafta açtığımda bir de ne nazaranyim, temel kanallar haricinde başkaları -bu ortada maç kanalları da- kapalı.
Akabinde yaşadıklarım akıllara seza.
Tam bir hafta uzunluğu her gün aradım, yanlışlığı düzelteceklerini söylemiş olduler ve aboneliğim kapsamına giren kanalların bütününü çabucak açmaya yemin ettiler.
yemin ettiler, fakat kelamlarını tutmadılar. Son aradıklarımın beni cevaplarken yüzleri utançtan kıpkırmızı olmuşsa hiç şaşırmam. Yemin yemin üstüne, “Hemen açtıracağım” derken duyduğu büyük mahcubiyet muhatabımın sesine yansıyordu.
On gün oldu, abone olduğum ve parasını ödediğim kanallar açılmış değil.
Demirören kümesine geçmedilk evvel bu biçimde şeyler olmazdı; onun için “Orada işler uygun gitmiyor galiba” diyebiliyorum.
…….
Maçlar niye geç vakitte oynanıyor?
Türkiye harika liginde kıymetli maçlar 21.45’te başlıyor, gece yarısına kadar sürüyor. 21.45 epey geç bir saat.
Avrupa ülkeleri ve İngiltere’de de maçlar ileri saatlerde, lakin onlarla ortamızda saat farkı bulunduğu için o denli. Yoksa bizde saat 22.00’da ekrana gelen maçlar İngiltere’de 19.00’da oynanıyor. bir fazlaca maç orada öğlen saatlerinde.
Futbolseverleri vampir mi zannediyor Futbol Federasyonu, merak ediyorum.
*Bu yazı fehmikoru.com adresinden alınmıştır.
Bahis İngiliz Daily Mail gazetesinde haber olarak karşıma çıkmasaydı Afganistan’da Taliban idaresinin bir daha kurulması daha sonrası yaptığım analizler eksik kalacaktı.
Taliban’ın son haftaların yerli ve ulusal tabiriyle bir devlete ‘çökmesi’ epeyce boyutlu problemleri kapıya dayadı. Dünyada ‘demokratik İslam’a örnek gösterilebilecek Gannuşi’nin liderliğindeki Nahda hareketi ülkenin devlet liderinin darbesiyle Tunus’ta fonksiyonsuz ve devre dışı kalırken, Afganistan’da IŞİD’i andıran bir anlayış devleti ele geçirdi.
“İslam” denildiğinde dünyaya örnek Afganistan olacak. Bu gereğince kıymetli bir sorun.
Taliban’ın Afganistan’da idaresi elinde tuttuğu birinci devirde koruyup kolladığı el-Kaide örgütü 11 Eylül (2001) uğursuz hareketleriyle dünyayı sarsmıştı.
Dünya hükümranlarına bir daha o çapta bir hareket yahut aksiyonlar gerekiyorsa, Afganistan toprakları buna uygun bir hale gelmek üzere.
Gelişmeyi analiz ederken bu iki ögesi öne çıkarttım.
Dünkü Daily Mail’de karşılaştığım bir haber yeni bir boyutun varlığını daha hatırlattı.
İngiltere’de ‘İslam Şeriati Konseyi’ (Islamic Sharia Council) diye bir yapı varmış ve Khola Hasan isimli hanım onun üyesiymiş. BBC radyosu (BBC Radio 4) onu bir programına konuk etmiş. O programda, Khola Hasan, her Müslümanın Taliban’ın zaferini kutladığını ileri sürmüş. Taliban’a bir baht verilmeliymiş. Şayet canavara dönüşürlerse, bu da onlara el uzatmak yerine güya Nazi yahut Ku Klux Klan imişler üzere muamele yapan Batı’nın yanlışı olacakmış…
[Haklı mı bu savunma? Değil. O cins kaçışlar son bir yılın yapıtı. O kaçanlar da bir daha bir daha hareketlenmiş Taliban’ın eline geçmeye başlamış bölgelerden kendilerini dışarıya atmaya çalışanlar…]
Mail’in haberinde UK Şeriat Kurulu üyesi bayanın fotoğrafına “Tanıdığım her Müslüman bayram ediyor diyen BBC konuğuna öfke” kocaman başlığı eşlik ediyor.
Bizde de isimlerinin önünde akademik unvanlar bulunan bir-iki kişinin Taliban’ın iş başına gelişini ‘zafer’ olarak gördüklerini, hatta bu olayı İslam tarihinin eşsiz dönüm noktalarıyla eş pahada saydıklarını işitmiştim.
“Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyen bölümün öndegelenlerinden bir parti önderi de, Taliban’ı Atatürk’e ve iş başına gelişini ulusal uğraşa benzetti.
Muhtemelen değişik Avrupa ülkelerinde ve ABD’de de bahse Khola Hasan biçimi yaklaşanların sesleri işitiliyordur.
Yarın Afganistan’dan makûs örneklerin haberi gelmeye başlayınca artık yapılan kutlayıcı haberler birebir mecralarda kesinlikle hatırlatılacaktır.
Bir şey daha olacak: Müslümanların yaşadığı her ülkede hassasiyet sahibi beşerler Taliban yüzünden de ayrışacak…
Daily Mail haberinde İslam Şeriat Kurulu üyesinden epeyce farklı görüşler açıklayanlara da BBC’nin yer verdiği detayı var. Hepsi kendileri ismine konuşuyormuş üzere görüş açıklayan bayana öfkeli. tıpkı vakitte ne öfke. Biri, “Onların insan olduğu nasıl söylenebilir; onlar -onlar katil. Çok öfkeliyim. Benim çocukluğumu çaldılar” demiş.
Türkiye’de bizler de Taliban olayında -olaya ‘zafer’ imiş üzere yaklaşanlar küçücük bir küme olsa da- ikiye ayrılmış durumdayız. Bu durumun zihinleri karıştıran bir tesiri olacaktır.
Mevzuya ait tahlillerimde bu boyutu ihmal etmişim.
…….
Demirören Grubu’nda işler yeterli gitmiyor galiba
yıllar evvel d-Smart birinci kurulduğunda bağlı olduğu holdingin Ankara temsilcisi olan dostum beni de abone yaptırmıştı; o gün bugündür d-Smart abonesiyim.
Öteki platformlara da abone olduğum için onu daha epey hafta sonları yabancı maçları izlemek için kullanmaktayım.
Geçenlerde aboneliğimin bitmek üzere olduğunu hatırlattılar, tereddüt etmeden yenilenmesine onay verdim. Evvel yararlandığım kanalları bir daha izleyebilecektim.
Maçlara yaz ortası verildiği için d-Smartı açmam gerekmedi.
Evvelki hafta açtığımda bir de ne nazaranyim, temel kanallar haricinde başkaları -bu ortada maç kanalları da- kapalı.
Akabinde yaşadıklarım akıllara seza.
Tam bir hafta uzunluğu her gün aradım, yanlışlığı düzelteceklerini söylemiş olduler ve aboneliğim kapsamına giren kanalların bütününü çabucak açmaya yemin ettiler.
yemin ettiler, fakat kelamlarını tutmadılar. Son aradıklarımın beni cevaplarken yüzleri utançtan kıpkırmızı olmuşsa hiç şaşırmam. Yemin yemin üstüne, “Hemen açtıracağım” derken duyduğu büyük mahcubiyet muhatabımın sesine yansıyordu.
On gün oldu, abone olduğum ve parasını ödediğim kanallar açılmış değil.
Demirören kümesine geçmedilk evvel bu biçimde şeyler olmazdı; onun için “Orada işler uygun gitmiyor galiba” diyebiliyorum.
…….
Maçlar niye geç vakitte oynanıyor?
Türkiye harika liginde kıymetli maçlar 21.45’te başlıyor, gece yarısına kadar sürüyor. 21.45 epey geç bir saat.
Avrupa ülkeleri ve İngiltere’de de maçlar ileri saatlerde, lakin onlarla ortamızda saat farkı bulunduğu için o denli. Yoksa bizde saat 22.00’da ekrana gelen maçlar İngiltere’de 19.00’da oynanıyor. bir fazlaca maç orada öğlen saatlerinde.
Futbolseverleri vampir mi zannediyor Futbol Federasyonu, merak ediyorum.
*Bu yazı fehmikoru.com adresinden alınmıştır.