Fehmi Koru*
Ülkemizde değerli bütün kararları Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan alıyor; onları kamuoyuyla paylaşma bakılırsavini de diğerlerine bırakmayıp kendisi açıklıyor. Evvelce bakanlar toplanır, o görüşmede alınan kararları ‘hükümet sözcüsü’ olarak nazaranvlendirilmiş bir bakan açıklardı; artık o vazifenin sahibi bir bakan yok, bakılırsavi ifa etmek üzere muhabirlerin karşısına bir daha şahsen Cumhurbaşkanı Erdoğan çıkıyor…
Yeni sistemin en önemli sorunu da bu.
Ülkenin dev meseleleri var ve onların tahliliyle ilgili kararlar giderek çelişmeye başladı. Çelişkili bütün kararların kim tarafınca alındığını, o kararları açıklayan sonucu alan da olduğu için, herkes biliyor.
Süleyman Demirel “Dün dündür, bugün bugündür” özgün kelamını birkaç çelişkili politik hali üzerine söylemişti; şimdilerde çabucak her gün o kelamı hatırlatan çelişkili açıklamalar dinliyoruz.
En üst seviyeden geliyor açıklamalar…
Dün yapılan kabine toplantısı daha sonrasında farklı bir olay yaşandığı bugünkü gazetelerde yer alıyor: görüşmede alınan kararları deklare ettiğında kendisini dinleyenlerin ilgilerini alkışla aşikâr etmediklerini görür görmez, Cumhurbaşkanı Erdoğan, “O kadar muştular verdik, alkış yok” siteminde bulunmuş…
İsmi ‘basın toplantısı’ olsa da, o cins toplantılara gazeteciden epeyce daha fazla, bakan, milletvekili ve yüksek bürokrat katılıyor. ötürüsıyla ‘alkış’ da onlardan beklenen tepkilerden…
Son görüşmede iştirakçilerden elini çırpan olmamış işte…
sebebi bu yazının girişinde var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın alkış beklediği, iştirakçilerin ise sessiz dinlediği ‘müjdeleri’ AK Parti’nin en prestijli gazetesinin haberinden aktarayım:
“Son dakika haberi… Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı daha sonrası gündeme dair kıymetli açıklamalarda bulundu. Besin mamüllerinde KDV oranının yüzde 1’e düşürülmesi hakkında konuşan Erdoğan, Bakanlıkların yapılan indirimin fiyatlara yansıtılıp yansıtılmadığının takipçisi olacağını ve aksi istikamette davranış sergileyen firmalara yaptırım uygulanacağını belirtti. Hayat pahalılığına da değinen Erdoğan, ‘Canımızı yakan fiyat artışları var. Emin olun, bunların hepsi geçicidir’ dedi. Ayrıyeten Cumhurbaşkanı Erdoğan küçük esnaf ve sanatkarı koruyacak biçimde emsal bir kademelendirme yapılacağını ve STK’ların elektriği ticarethane statüsünden konut statüsüne dönüştürüleceğini söylemiş oldu. Öte yandan Erdoğan çay gübrelerinin meblağlarında indirim yapılacağını aktarırken, KYK yurtlarındaki öğrencilere de internet dayanağının ve beslenme yardımının aylık 570 TL’den 750 liraya çıkarıldığını müjdeledi.”
Tek tek ele almaya gerek yok. ‘Müjdeler’ diye sıralananlar aslında daha evvel alınmış ve şahsen Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafınca duyurulmuş kararlarla ilgili düzeltmeler…
Bu açıklama da daha evvelki açıklamaların yanlışını ortadan kaldırma gayeli.
En çarpıcı örnek elbette iktisat alanından…
Geçen yılın son günü bir dizi artırım sonucu belirtildi. En mühimleri elektrik ve doğalgaza getirilen zamlardı. Konutunda elektriği 150 kw üzerinde kullananlar için yüzde 127’yi bulan artırım öngörülüyordu.
Artırımlı faturalar gelmeye başlayınca toplumdan homurtular yükselmeye başladı.
bundan evvelki bakanlar toplantısında düzeltmeye gidilmiş, daha sonrasında en düşük tarife için konulmuş sonun 150 kw’a yükseltildiği açıklanmıştı.
Dün, Cumhurbaşkanı Erdoğan o tarife sonunun bir daha değerlendirileceğini duyurdu.
bir daha değerlendirmede bir sonuca varılabilseydi dün açıklanırdı; açıklanmadığına bakılırsa, güzelleştirme istikametinde çabucak hemen bir formül bulunmadığı anlaşılıyor.
Nasıl alkışlasın beşerler “bir daha değerlendireceğiz” düz açıklamasını…
Herkesi tatmin edecek tahlil muhalefetin talebidir: Artırımların bütünüyle geri alınması…
Doğalgazda da durum farklı değil. Onun faturaları da can yakıyor. Muhalefet doğalgazda KDV’nin yüzde 18’den yüzde 1’e indirilip ÖTV’nin de bütünüyle kaldırılmasını istiyor.
Temel besin unsurlarında KDV yüzde 8’den 1’e indirilebildi. O ‘müjdeyi’ de Cumhurbaşkanı Erdoğan duyurmuştu. O mevzuda yapılabilen niye elektrik ve doğalgazda yinelanamasın?
Aslında her vergi indirimi bütçede daha evvel öngörülmemiş artışlara sebep oluyor ve o açığı kapatmak için yeni vergiler konulması gerekecek. Ayrıyeten, temel besin hususlarındaki KDV indirimi, piyasalar açısından anlaşılır sebeplerle, fiyatlarda işe yarayacak kadar aşağıya hakikat bir ivmeye yol açmadı.
Hayat hala kıymetli.
Bu mevzu ne vakit açılsa, iktidar sözcüleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da sevdiği, “Bütün dünyada bu biçimde” öne sürülen sebebine sarılıyor.
meblağların Avrupa ve Amerika’da da arttığı doğrudur. Korona salgını sebebiyle iktisatta bozulmalar her ülkede varlığını hissettiriyor. Hayat her yerde eskisinden daha kıymetli.
Lakin ne kadar kıymetli?
Enflasyon Avrupa Birliği ülkelerinde ortalama yüzde 6.5; ABD’de ise yüzde 7.5’a çıktı. O ülkelerin birçoklarında bu artışın niçini, ekseriyetle, Korona’nın yol açtığı iş ve gelir kaybını karşılamak üzere vatandaşlarının büyük kısmına fazladan ödenen paralar. Daha doğrusu o paraları ödemek için banknot basımına gidilmesi…
Para basmak enflasyonu tetikliyor.
Tetikliyor fakat işte oralarda yüzde 6.5 yahut 7.5 kadar…
Bizde ise TÜİK sayılarına göre bile TÜFE (tüketici enflasyonu) yüzde 50, ÜFE de (üretici enflasyonu) yüzde 100 civarında.
Ayrıyeten o ülkelerdeki minimum fiyatların, bir daha Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafınca ‘müjde’ olarak duyurulmuş yüzde 50 artışa karşın, bizdekinin en az 5-6 katı olduğunu da unutmayalım.
Övünmek için “Avrupa’nın en ucuz benzin/mazot fiyatı bizde” deniliyor değil mi, o denli. Lakin o ülkelerdeki fert başına ulusal gelir (FBMG) bizde 8 bine düşmüş olan FBMG’in en az 4-5 katı. Bu ortada, ‘en ucuz’ olma özelliğini de yakında kaybedecek ülkemizdeki benzin/mazot meblağları.
Diyeceğim şu: Bundan bu biçimde alınan kararları Cumhurbaşkanı Erdoğan değil, Cumhurbaşkanlığı sözcüsü yahut bağlantı sorumlusu açıklasın. Hiç değilse iktisatla ilgili olanları. Aksi biçimde, her yeni açıklama, TL’nin bedelini kaybetmesine yol açtığı için iktisattaki sıkıntıların katlanmasını getiren ‘faiz’ konusundaki ısrarı hatırlatıyor.
niye bu biçimde bir tavsiyede bulunduğum herbiçimde anlaşılmıştır.
*Bu yazı fehmikoru.com adresinden motamot alınmıştır.
Ülkemizde değerli bütün kararları Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan alıyor; onları kamuoyuyla paylaşma bakılırsavini de diğerlerine bırakmayıp kendisi açıklıyor. Evvelce bakanlar toplanır, o görüşmede alınan kararları ‘hükümet sözcüsü’ olarak nazaranvlendirilmiş bir bakan açıklardı; artık o vazifenin sahibi bir bakan yok, bakılırsavi ifa etmek üzere muhabirlerin karşısına bir daha şahsen Cumhurbaşkanı Erdoğan çıkıyor…
Yeni sistemin en önemli sorunu da bu.
Ülkenin dev meseleleri var ve onların tahliliyle ilgili kararlar giderek çelişmeye başladı. Çelişkili bütün kararların kim tarafınca alındığını, o kararları açıklayan sonucu alan da olduğu için, herkes biliyor.
Süleyman Demirel “Dün dündür, bugün bugündür” özgün kelamını birkaç çelişkili politik hali üzerine söylemişti; şimdilerde çabucak her gün o kelamı hatırlatan çelişkili açıklamalar dinliyoruz.
En üst seviyeden geliyor açıklamalar…
Dün yapılan kabine toplantısı daha sonrasında farklı bir olay yaşandığı bugünkü gazetelerde yer alıyor: görüşmede alınan kararları deklare ettiğında kendisini dinleyenlerin ilgilerini alkışla aşikâr etmediklerini görür görmez, Cumhurbaşkanı Erdoğan, “O kadar muştular verdik, alkış yok” siteminde bulunmuş…
İsmi ‘basın toplantısı’ olsa da, o cins toplantılara gazeteciden epeyce daha fazla, bakan, milletvekili ve yüksek bürokrat katılıyor. ötürüsıyla ‘alkış’ da onlardan beklenen tepkilerden…
Son görüşmede iştirakçilerden elini çırpan olmamış işte…
sebebi bu yazının girişinde var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın alkış beklediği, iştirakçilerin ise sessiz dinlediği ‘müjdeleri’ AK Parti’nin en prestijli gazetesinin haberinden aktarayım:
“Son dakika haberi… Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı daha sonrası gündeme dair kıymetli açıklamalarda bulundu. Besin mamüllerinde KDV oranının yüzde 1’e düşürülmesi hakkında konuşan Erdoğan, Bakanlıkların yapılan indirimin fiyatlara yansıtılıp yansıtılmadığının takipçisi olacağını ve aksi istikamette davranış sergileyen firmalara yaptırım uygulanacağını belirtti. Hayat pahalılığına da değinen Erdoğan, ‘Canımızı yakan fiyat artışları var. Emin olun, bunların hepsi geçicidir’ dedi. Ayrıyeten Cumhurbaşkanı Erdoğan küçük esnaf ve sanatkarı koruyacak biçimde emsal bir kademelendirme yapılacağını ve STK’ların elektriği ticarethane statüsünden konut statüsüne dönüştürüleceğini söylemiş oldu. Öte yandan Erdoğan çay gübrelerinin meblağlarında indirim yapılacağını aktarırken, KYK yurtlarındaki öğrencilere de internet dayanağının ve beslenme yardımının aylık 570 TL’den 750 liraya çıkarıldığını müjdeledi.”
Tek tek ele almaya gerek yok. ‘Müjdeler’ diye sıralananlar aslında daha evvel alınmış ve şahsen Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafınca duyurulmuş kararlarla ilgili düzeltmeler…
Bu açıklama da daha evvelki açıklamaların yanlışını ortadan kaldırma gayeli.
En çarpıcı örnek elbette iktisat alanından…
Geçen yılın son günü bir dizi artırım sonucu belirtildi. En mühimleri elektrik ve doğalgaza getirilen zamlardı. Konutunda elektriği 150 kw üzerinde kullananlar için yüzde 127’yi bulan artırım öngörülüyordu.
Artırımlı faturalar gelmeye başlayınca toplumdan homurtular yükselmeye başladı.
bundan evvelki bakanlar toplantısında düzeltmeye gidilmiş, daha sonrasında en düşük tarife için konulmuş sonun 150 kw’a yükseltildiği açıklanmıştı.
Dün, Cumhurbaşkanı Erdoğan o tarife sonunun bir daha değerlendirileceğini duyurdu.
bir daha değerlendirmede bir sonuca varılabilseydi dün açıklanırdı; açıklanmadığına bakılırsa, güzelleştirme istikametinde çabucak hemen bir formül bulunmadığı anlaşılıyor.
Nasıl alkışlasın beşerler “bir daha değerlendireceğiz” düz açıklamasını…
Herkesi tatmin edecek tahlil muhalefetin talebidir: Artırımların bütünüyle geri alınması…
Doğalgazda da durum farklı değil. Onun faturaları da can yakıyor. Muhalefet doğalgazda KDV’nin yüzde 18’den yüzde 1’e indirilip ÖTV’nin de bütünüyle kaldırılmasını istiyor.
Temel besin unsurlarında KDV yüzde 8’den 1’e indirilebildi. O ‘müjdeyi’ de Cumhurbaşkanı Erdoğan duyurmuştu. O mevzuda yapılabilen niye elektrik ve doğalgazda yinelanamasın?
Aslında her vergi indirimi bütçede daha evvel öngörülmemiş artışlara sebep oluyor ve o açığı kapatmak için yeni vergiler konulması gerekecek. Ayrıyeten, temel besin hususlarındaki KDV indirimi, piyasalar açısından anlaşılır sebeplerle, fiyatlarda işe yarayacak kadar aşağıya hakikat bir ivmeye yol açmadı.
Hayat hala kıymetli.
Bu mevzu ne vakit açılsa, iktidar sözcüleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da sevdiği, “Bütün dünyada bu biçimde” öne sürülen sebebine sarılıyor.
meblağların Avrupa ve Amerika’da da arttığı doğrudur. Korona salgını sebebiyle iktisatta bozulmalar her ülkede varlığını hissettiriyor. Hayat her yerde eskisinden daha kıymetli.
Lakin ne kadar kıymetli?
Enflasyon Avrupa Birliği ülkelerinde ortalama yüzde 6.5; ABD’de ise yüzde 7.5’a çıktı. O ülkelerin birçoklarında bu artışın niçini, ekseriyetle, Korona’nın yol açtığı iş ve gelir kaybını karşılamak üzere vatandaşlarının büyük kısmına fazladan ödenen paralar. Daha doğrusu o paraları ödemek için banknot basımına gidilmesi…
Para basmak enflasyonu tetikliyor.
Tetikliyor fakat işte oralarda yüzde 6.5 yahut 7.5 kadar…
Bizde ise TÜİK sayılarına göre bile TÜFE (tüketici enflasyonu) yüzde 50, ÜFE de (üretici enflasyonu) yüzde 100 civarında.
Ayrıyeten o ülkelerdeki minimum fiyatların, bir daha Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafınca ‘müjde’ olarak duyurulmuş yüzde 50 artışa karşın, bizdekinin en az 5-6 katı olduğunu da unutmayalım.
Övünmek için “Avrupa’nın en ucuz benzin/mazot fiyatı bizde” deniliyor değil mi, o denli. Lakin o ülkelerdeki fert başına ulusal gelir (FBMG) bizde 8 bine düşmüş olan FBMG’in en az 4-5 katı. Bu ortada, ‘en ucuz’ olma özelliğini de yakında kaybedecek ülkemizdeki benzin/mazot meblağları.
Diyeceğim şu: Bundan bu biçimde alınan kararları Cumhurbaşkanı Erdoğan değil, Cumhurbaşkanlığı sözcüsü yahut bağlantı sorumlusu açıklasın. Hiç değilse iktisatla ilgili olanları. Aksi biçimde, her yeni açıklama, TL’nin bedelini kaybetmesine yol açtığı için iktisattaki sıkıntıların katlanmasını getiren ‘faiz’ konusundaki ısrarı hatırlatıyor.
niye bu biçimde bir tavsiyede bulunduğum herbiçimde anlaşılmıştır.
*Bu yazı fehmikoru.com adresinden motamot alınmıştır.