Gattuso
New member
A Ulusal Ekip, 2022 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri G Kümesi maçında Hollanda’ya farklı kaybetti. Maç boyunca tesirli olamayan Ay-Yıldızlı takımımız, Hollanda karşısında alandan 6-1 yenik ayrıldı. Habertürk müellifi İbrahim Yıldız A Ulusal Kadro’nun Hollanda performansını kıymetlendirdi.
Birinci golün hezimetin habercisi olduğunu söyleyen Yıldız, “Karadağ birlikteliği ve Cebelitarık galibiyeti akabinde Ulusal Grubun oyunu fazlaca eleştirildi. Hatta Şenol Güneş için Hollanda müsabakasının bir imtihan olacağı lisana getirildi. Hakikaten, gücümüzü test etmenin en değerli maçını oynadık. Müsabakanın birinci dakikasında gelen gol, yaşanacak bir hezimetin de habercisi oldu.” dedi.
Çok berbat oynadığımız bir maçı 6-1’lik bir skorla kapattık. Bu sonuç elbette yadırgandı. 1990’da İrlanda Cumhuriyeti’ne 5-0 yenilmiştik. O tarihten bu yana bu biçimdesi ağır bir sonuç almamıştık. Ne oluyordu? Avrupa’nın yükselen kıymeti diye övünürken, bir anda her şey bilakis döndü. Günlük muvaffakiyetlerin, tesadüf sonuçların alındığı izlenimi haklılık kazandı ister istemez. O denli maçlar yaşadık ki, olmazı gerçekleştirdik. Çok sevindik. Memnunluktan uçtuk. Kendimizi futbolun devleri içinde gördük. Ne vakte kadar?
Futbolun Nihat abi’si” nerede?
Avrupa Şampiyonası’ndaki maçlar başladığında gerçekle yüzleştik. Sıfırı çekmek bir yana, Avrupa’nın en makus grubu olduk. Aslında iş burada başladı. Ulusal Ekip ve teknik yönetici Şenol Güneş bu travmayı bir türlü atamadı. İstikrarlı bir futbolumuzun olmadığı gerçeği ile yüzleştik. Alınan sonuçlar bunun en somut göstergesi oldu doğal olarak.
Hollanda müsabakasını irdelemek bize gerçekçi somut bir data vermez. Sorun, ülke futbolunun günlük başarılara endeksli olduğudur. Burada sormamız gereken kıymetli bir soru ise, “Futbolun Nihat abi’si” nerede?
Başarılı maçlar kararı ekranlarda görmeye alıştığımız Futbol Federasyonu lideri Nihat Özdemir, tarihi hezimet daha sonrası ne düşünüyor merak ettik olağan olarak.
‘Tek sorumlu Şenol Güneş ve oyuncular değil’
En son 90’lı yılların başında Fenerbahçe’de futbolun sorumlusu olan, Selim Soydan’ın 30 yıl daha sonra Ulusal Ekip’te tıpkı nazaranvi üstlenmesi ne kadar gerçek tenkitleri ister istemez haklılık kazanıyor.
Cürmü tek başına Şenol Güneş’e ya da alandaki oyuncu kümesine yüklemek yanlışsız mu? Tartışılması gereken o kadar hayli sorun var ki… Ülke futbolunun bir türlü istenilen seviyeye gelmemesi alınan sonuçta ne kadar tesirli?
Bugün hala, yabancı hayranlığı ile transferler yapıldığı gerçeği ile karşı karşıyayız. Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray’ın son iki gün ortasında yabancılara kurtarıcı olarak sarılması ayrıyeten irdelenmelidir. 84 milyonluk ülkemizde, hala yerli oyuncu sorunu yaşıyoruz. Genç Ulusal Ekipler’de alınan sonuçları da göz önüne aldığımızda, sorunun tek başına Şenol Güneş ve alandaki oyuncularda olmadığı ortada.
olağan olarak, alana çıkan takımın seçimi ve taktik eleştirilmeli. Mental yorgunluk, takımda yapılmayan revizyon gündemin birinci sırasında yer alıyor. Birinci 11’de yer alan 10 oyuncu Avrupa’da oynuyor olsa da, takım seçiminde bir sorun olduğu ortada. Ayrıyeten, rakip tahlilinin yapılmadığı da anlaşılıyor. Makus hatta tarihi mağlubiyetin irdelenmesi yapılırken temel problemleri masaya yatırmaktan kaçmamalıyız.
‘Umut yoksulun ekmeği’
Günümüz futboluna ayak uydurmakta geç kalmak kaçınılmaz sonuçları yaşamamıza niye oluyor elbette. Saha dışı tertipten başlayan yanılgılar zincirini düzeltemez isek daha epeyce şahıslar üzerinden yakınmalara gideriz.
Toplumsal medya üzerinden yapılan tenkitler ne kadar haklı olsa da, bunu federasyon liderinin danışmanı da yapıyorsa ortada önemli bir sorun olduğunu görüyoruz.
Hollanda Ulusal Ekibi Teknik Yöneticisi Van Gaal’ın 500 bin Euro maaşına rağmen Şenol Güneş’in aldığı 3.200 milyon Euro maaşı şüphesiz eleştiriliyor. Bu da ülke futbolumuzun çarpık tertibinin en çarpıcı detayı.
Ne kadar karamsarlığa kapılsak da umudumuz sürüyor. Matematik kümede bahtımız olduğunu gösteriyor. Ne diyelim, umut yoksulun ekmeği…
Birinci golün hezimetin habercisi olduğunu söyleyen Yıldız, “Karadağ birlikteliği ve Cebelitarık galibiyeti akabinde Ulusal Grubun oyunu fazlaca eleştirildi. Hatta Şenol Güneş için Hollanda müsabakasının bir imtihan olacağı lisana getirildi. Hakikaten, gücümüzü test etmenin en değerli maçını oynadık. Müsabakanın birinci dakikasında gelen gol, yaşanacak bir hezimetin de habercisi oldu.” dedi.
Çok berbat oynadığımız bir maçı 6-1’lik bir skorla kapattık. Bu sonuç elbette yadırgandı. 1990’da İrlanda Cumhuriyeti’ne 5-0 yenilmiştik. O tarihten bu yana bu biçimdesi ağır bir sonuç almamıştık. Ne oluyordu? Avrupa’nın yükselen kıymeti diye övünürken, bir anda her şey bilakis döndü. Günlük muvaffakiyetlerin, tesadüf sonuçların alındığı izlenimi haklılık kazandı ister istemez. O denli maçlar yaşadık ki, olmazı gerçekleştirdik. Çok sevindik. Memnunluktan uçtuk. Kendimizi futbolun devleri içinde gördük. Ne vakte kadar?
Futbolun Nihat abi’si” nerede?
Avrupa Şampiyonası’ndaki maçlar başladığında gerçekle yüzleştik. Sıfırı çekmek bir yana, Avrupa’nın en makus grubu olduk. Aslında iş burada başladı. Ulusal Ekip ve teknik yönetici Şenol Güneş bu travmayı bir türlü atamadı. İstikrarlı bir futbolumuzun olmadığı gerçeği ile yüzleştik. Alınan sonuçlar bunun en somut göstergesi oldu doğal olarak.
Hollanda müsabakasını irdelemek bize gerçekçi somut bir data vermez. Sorun, ülke futbolunun günlük başarılara endeksli olduğudur. Burada sormamız gereken kıymetli bir soru ise, “Futbolun Nihat abi’si” nerede?
Başarılı maçlar kararı ekranlarda görmeye alıştığımız Futbol Federasyonu lideri Nihat Özdemir, tarihi hezimet daha sonrası ne düşünüyor merak ettik olağan olarak.
‘Tek sorumlu Şenol Güneş ve oyuncular değil’
En son 90’lı yılların başında Fenerbahçe’de futbolun sorumlusu olan, Selim Soydan’ın 30 yıl daha sonra Ulusal Ekip’te tıpkı nazaranvi üstlenmesi ne kadar gerçek tenkitleri ister istemez haklılık kazanıyor.
Cürmü tek başına Şenol Güneş’e ya da alandaki oyuncu kümesine yüklemek yanlışsız mu? Tartışılması gereken o kadar hayli sorun var ki… Ülke futbolunun bir türlü istenilen seviyeye gelmemesi alınan sonuçta ne kadar tesirli?
Bugün hala, yabancı hayranlığı ile transferler yapıldığı gerçeği ile karşı karşıyayız. Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray’ın son iki gün ortasında yabancılara kurtarıcı olarak sarılması ayrıyeten irdelenmelidir. 84 milyonluk ülkemizde, hala yerli oyuncu sorunu yaşıyoruz. Genç Ulusal Ekipler’de alınan sonuçları da göz önüne aldığımızda, sorunun tek başına Şenol Güneş ve alandaki oyuncularda olmadığı ortada.
olağan olarak, alana çıkan takımın seçimi ve taktik eleştirilmeli. Mental yorgunluk, takımda yapılmayan revizyon gündemin birinci sırasında yer alıyor. Birinci 11’de yer alan 10 oyuncu Avrupa’da oynuyor olsa da, takım seçiminde bir sorun olduğu ortada. Ayrıyeten, rakip tahlilinin yapılmadığı da anlaşılıyor. Makus hatta tarihi mağlubiyetin irdelenmesi yapılırken temel problemleri masaya yatırmaktan kaçmamalıyız.
‘Umut yoksulun ekmeği’
Günümüz futboluna ayak uydurmakta geç kalmak kaçınılmaz sonuçları yaşamamıza niye oluyor elbette. Saha dışı tertipten başlayan yanılgılar zincirini düzeltemez isek daha epeyce şahıslar üzerinden yakınmalara gideriz.
Toplumsal medya üzerinden yapılan tenkitler ne kadar haklı olsa da, bunu federasyon liderinin danışmanı da yapıyorsa ortada önemli bir sorun olduğunu görüyoruz.
Hollanda Ulusal Ekibi Teknik Yöneticisi Van Gaal’ın 500 bin Euro maaşına rağmen Şenol Güneş’in aldığı 3.200 milyon Euro maaşı şüphesiz eleştiriliyor. Bu da ülke futbolumuzun çarpık tertibinin en çarpıcı detayı.
Ne kadar karamsarlığa kapılsak da umudumuz sürüyor. Matematik kümede bahtımız olduğunu gösteriyor. Ne diyelim, umut yoksulun ekmeği…