İlahiyatçı muharrir Mustafa İslamoğlu, ”en çok pişman olduğum şey bir periyodumu İslamcı olarak geçirmek, 84 milyonun sırtını sıvazlasak hüngür hüngür ağlarız. Bir çürük ipliğe hülya dizmişiz” dedi.
Karar muharrirleri Elif Çakır ve Yıldıray Oğur‘un konuğu olan müellif Mustafa İslamoğlu, Türkiye’de İslami hareketin geldiği noktaya değindi.
AKP iktidarının 20 yıldır iktidarda olmasının dindar kesim için aydınlanması, kendisiyle yüzleşmesi açısından değerli olduğuna vurgu yapan İslamoğlu, ‘‘Ben hayli faydalı olduğunu düşünüyorum ne olmamamız ve ne yapmamamız gerektiği öğrendik, içimizdeki canavarı gördük. Çok yararlı oldu görüntüyü gördük, içimizde gizli olan dışımıza çıktı. Şu geldiğim noktaya nasıl gelirdim yoksa, kendime inandırdığım bir yalandı bu. Palavrası görmüş olmamız bile kazanımdır. Bunun maliyeti epeyce ağır ve daha da ağırlaşacak zira daha tabanı görmedik daha. Akli fren sistemleri iflas etmiştir. Bu trenin imdat freni yok maalesef üzüyorum fakat yok.” kanısını lisana getirdi.
Gençler içinde deizmin yaygınlaşması olağan ve olumlu bir gelişme olarak gördüğünü belirten İslamoğlu, ‘‘Zira ondan evvelden inanıyormuş üzere yapma olayı felaketti. hiç bir şeyi inancı yok aslında ne kitabı, ne dini, ne imanı ancak Allah’ı da, dini de, imanı da her şeye çaya çorbaya sıkan bir tip düşünün bu kime fayda. ötürüsıyla bu bir kazanım, sorgulayan bir akıl en büyük kazanımdır. Gerçek acıtıcı olsa da yeterlidir. Gerçeği görmüş olmanın bedeli var ise bu bedeli ödeyelim derim. Ağırsa olsun, zira sonsuza kadar uyuyamayız. Uyku ne kadar derinse uyandırmanın sarsıntısı da o kadar büyük olmalı. Şuanda bir şok durumu yaşıyoruz” dedi.
İslamoğlu şu sözleri kullandı:
”Ben kendi adıma tövbe etmeye çalışıyorum. Benim tövbe etmem tabi fiili oluyor. Dün yanılgı ettiğimiz noktaları tespit ediyorum, kendimi sorguluyorum, fikirlerimin kölesi değilim efendisiyim. Yanlış olanları düzelttiğim, yanlış olduğuna inandığım an onu direkt her araçla ulaştırabileceğim herkese ulaştırıyorum. Bu benim tövbem, tövbe bu biçimdedir. En epey pişman olduğum şey bir periyodumu İslamcı olarak geçirmek. Bu 70-80-90’lı periyotlar, zira ben kökten geliyorum. Ulusal Türk Talebe Birliği, Akıncılar üzere. Türkiye’nin niyet dünyasına hatırı sayılır katkılarda bulunmuş bir dostla dertleştik. O da dokunsan ağlayacak üzereydi bende öyleydim. Gerçi 84 milyonun sırtını sıvazlasak hüngür hüngür ağlarız. Kulağına eğilip ”Bir çürük ipliğe hülya dizmişiz” dedim. Kişi sınanmadığı günahın temizi değildir.”
Karar muharrirleri Elif Çakır ve Yıldıray Oğur‘un konuğu olan müellif Mustafa İslamoğlu, Türkiye’de İslami hareketin geldiği noktaya değindi.
AKP iktidarının 20 yıldır iktidarda olmasının dindar kesim için aydınlanması, kendisiyle yüzleşmesi açısından değerli olduğuna vurgu yapan İslamoğlu, ‘‘Ben hayli faydalı olduğunu düşünüyorum ne olmamamız ve ne yapmamamız gerektiği öğrendik, içimizdeki canavarı gördük. Çok yararlı oldu görüntüyü gördük, içimizde gizli olan dışımıza çıktı. Şu geldiğim noktaya nasıl gelirdim yoksa, kendime inandırdığım bir yalandı bu. Palavrası görmüş olmamız bile kazanımdır. Bunun maliyeti epeyce ağır ve daha da ağırlaşacak zira daha tabanı görmedik daha. Akli fren sistemleri iflas etmiştir. Bu trenin imdat freni yok maalesef üzüyorum fakat yok.” kanısını lisana getirdi.
Gençler içinde deizmin yaygınlaşması olağan ve olumlu bir gelişme olarak gördüğünü belirten İslamoğlu, ‘‘Zira ondan evvelden inanıyormuş üzere yapma olayı felaketti. hiç bir şeyi inancı yok aslında ne kitabı, ne dini, ne imanı ancak Allah’ı da, dini de, imanı da her şeye çaya çorbaya sıkan bir tip düşünün bu kime fayda. ötürüsıyla bu bir kazanım, sorgulayan bir akıl en büyük kazanımdır. Gerçek acıtıcı olsa da yeterlidir. Gerçeği görmüş olmanın bedeli var ise bu bedeli ödeyelim derim. Ağırsa olsun, zira sonsuza kadar uyuyamayız. Uyku ne kadar derinse uyandırmanın sarsıntısı da o kadar büyük olmalı. Şuanda bir şok durumu yaşıyoruz” dedi.
İslamoğlu şu sözleri kullandı:
”Ben kendi adıma tövbe etmeye çalışıyorum. Benim tövbe etmem tabi fiili oluyor. Dün yanılgı ettiğimiz noktaları tespit ediyorum, kendimi sorguluyorum, fikirlerimin kölesi değilim efendisiyim. Yanlış olanları düzelttiğim, yanlış olduğuna inandığım an onu direkt her araçla ulaştırabileceğim herkese ulaştırıyorum. Bu benim tövbem, tövbe bu biçimdedir. En epey pişman olduğum şey bir periyodumu İslamcı olarak geçirmek. Bu 70-80-90’lı periyotlar, zira ben kökten geliyorum. Ulusal Türk Talebe Birliği, Akıncılar üzere. Türkiye’nin niyet dünyasına hatırı sayılır katkılarda bulunmuş bir dostla dertleştik. O da dokunsan ağlayacak üzereydi bende öyleydim. Gerçi 84 milyonun sırtını sıvazlasak hüngür hüngür ağlarız. Kulağına eğilip ”Bir çürük ipliğe hülya dizmişiz” dedim. Kişi sınanmadığı günahın temizi değildir.”